Boğaziçi direnişi 100. gününde: Direnişimiz kayyum rektör gidene kadar sürecek
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan protestoların 100. gününde bir basın açıklaması yapan Boğaziçi direnişi, “Kayyum Melih Bulu ve kayyum kadro gidene kadar direnişimiz sürecek” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Melih Bulu’yu Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atamasının ardından başlayan protestolar bugün 100. gününde. Konuya ilişkin basın açıklaması yapan Boğaziçi öğrencileri; Boğaziçi’nin öğrencileri, akademisyenleri, mezunları olarak antidemokratik uygulamalara karşı tam 100 gündür direnişte olduklarını hatırlattı.
Antidemokratik uygulamaların sadece üniversiteye kayyum rektör atamakla sınırlı kalmadığının altı çizilen açıklamada, “Üniversite içinde kabul görmeyen Melih Bulu’nun yerini sağlamlaştırmak için bir gecede üniversiteye iki tane kayyum fakülte atandı. Bu süreçte kayyum rektör ise kampüslerimizin, mahallemizin polis ablukasıyla terörize edilmesine izin verdi, temsilcisi olduğu cinsiyetçi ve fobik zihniyetin isteğiyle LGBTİ+ Çalışmaları Kulübünü kapattı ve CİTÖK’ü fiilen işlevsiz hale getirdi” denildi.
Direnişlerinin ülkenin dört bir yanında büyümeye devam ettiği aktarılan açıklamada, “Öğrencileri demokratik bir rektörlük seçimi istedikleri için gözaltılarla, haksız soruşturmalarla yıldırmaya çalışan Kayyum Melih Bulu ve kayyum kadro gidene kadar direnişimiz sürecek” ifadelerine yer verildi.
Yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
“Boğaziçi Direnişi’ne emek veren ve dayanışmayı yüreğinde hisseden herkese selam olsun! Bugün direnişimizin 100. günü. 100 gündür Boğaziçi’nin öğrencileri, akademisyenleri, mezunları olarak haklı mücadelemizin destekçileri ile bir arada dayanışma içindeyiz. Tüm bileşenler olarak üniversitede ve ülkede normalleştirilmeye çalışılan antidemokratik uygulamalara karşı tam 100 gündür direnişteyiz.
Antidemokratik uygulamalar sadece üniversiteye kayyum rektör atamakla sınırlı kalmadı. Üniversite içinde kabul görmeyen Melih Bulu’nun yerini sağlamlaştırmak için bir gecede üniversiteye iki tane kayyum fakülte atandı. Bu süreçte kayyum rektör ise kampüslerimizin, mahallemizin polis ablukasıyla terörize edilmesine izin verdi, temsilcisi olduğu cinsiyetçi ve fobik zihniyetin isteğiyle LGBTİ+ Çalışmaları Kulübünü kapattı ve CİTÖK’ü fiilen işlevsiz hale getirdi. Yine kendisinden beklendiği üzere yardımcılarını ve dekanları da kayyum olarak atamaktan geri kalmadı. Melih Bulu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve Gürkan Kumbaroğlu’ndan oluşan kayyum kadro ve sıraladığımız tüm hamleler kayyumcu zihniyetin ataerkiden bağımsız olmadığını göstermektedir. Okulumuzu başta kadınlar ve LGBTİ+lar için olmak üzere okulun tüm bileşenleri için güvensiz bir hale getirmek isteyen, rektörü olmaya çalıştığı öğrencileri demokratik bir rektörlük seçimi istedikleri için gözaltılarla, haksız soruşturmalarla yıldırmaya çalışan Kayyum Melih Bulu ve kayyum kadro gidene kadar direnişimiz sürecek!
‘DİRENİŞİMİZ BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK’
100 gündür, iktidarın tüm güçlerini kullanarak Boğaziçi Direnişi’ne yüklenmesi bizi yıldırmak yerine ne kadar haklı ve meşru olduğumuzu gösteriyor. Gözaltı ve tutuklamalarla sınandık, çünkü yan yana geldiğimizde neleri başarabileceğimizi biliyorlar. Boğazımız sıkıldı, çünkü sesimizin bulduğu karşılığın farkındalar. Darp ve işkenceyle karşılaştık, çünkü dönmeyeceğimizi defalarca gösterdiğimiz haklı mücadelemizden bizi şiddetle vazgeçirebileceklerini sandılar. Ancak 100 gündür, haklılığımızdan ve birbirimizden güç alarak hepsinin üstesinden geldik, gelmeye de devam edeceğiz. Direnişimiz ülkenin ve dünyanın dört bir yanından gördüğü destekle büyüyor, büyümeye devam edecek.
Tüm memlekette kah bir eylemde işkenceyle kah sabaha karşı ağır silahlı ev baskınlarıyla 900’ü aşkın gözaltı yapıldı, 13 arkadaşımız tutuklandı, 30’dan fazla arkadaşımıza ev hapsi verildi, bir arkadaşımız bizzat devlet kurumları tarafından iftira atılarak linç kampanyası ile hedef gösterildi. Antidemokratik uygulamaların hayatımızı kuşattığı bu dönemde, Boğaziçi’nden yükselen haklı talebimize ses olmaya çalışan arkadaşlarımız da şiddete maruz bırakıldı. Bunların tümü, iradesini iktidardan ihale almış kayyumun gasp ettiği koltuktan kalkmaması için yaşandı. Biz, koltuk sevdasının memleketi nasıl mahvettiğine çocukluğundan beri şahit olan bir nesil olarak direniyoruz, çünkü bu koltuk sevdasının üniversiteleri yozlaştırmasını, emek sömürüsünü ve nefreti besleyen bir baskı düzeni içinde sindirilmeyi kabul etmiyoruz. Yüz gün değil bin gün de olsa, taleplerimiz yerine getirilene kadar asla vazgeçmeyeceğiz.
TALEPLER
100 gündür olduğu gibi taleplerimizi tekrarlıyoruz:
1- Başta Melih Bulu olmak üzere; Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve Gürkan Kumbaroğlu’ndan oluşan kayyum kadro ve tüm kayyumlar derhal istifa etsin.
2- Dava süreçleri devam eden ve ev hapsinde olan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılsın.
3- Üniversite rektörleri, üniversitelerin tüm bileşenlerinin dahil olduğu bir seçim ile belirlensin.
4- Okulumuza açılmaya çalışılan kayyum fakülte kararları geri çekilsin.
5- Usulsüzce kapatılan BÜLGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’ne kulüp statüsü geri verilsin.
6- CİTÖK ofisini fiilen durdurmaya yönelik tüm kararlar geri çekilsin.
7- Kampüslerimizi abluka altına alan polis okulu terk etsin.
8- Bir darbe kurumu olan Yüksek öğretim kurumu kapatılsın.
9- LGBTİ+ öğrenciler ve tüm LGBTİ+ların temel insan hakları ve tüm anayasal hakları tanınsın.
Tüm bunları ve dahasını söylemeye yüreğimiz yetiyor. Hep birlikte haykırıyoruz: Kurtuluş yok, tek başına; ya hep beraber, ya hiç birimiz!”