AYM: Mühürsüz oy Anayasa’ya aykırı değil, sandık taşıma ‘güvenlik için’
AYM: Mühürsüz oy Anayasa’ya aykırı değil, sandık taşıma ‘güvenlik için’
Anayasa Mahkemesi (AYM), kamuoyunda ‘seçim ittifakı yasası’ olarak bilinen kanunun bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yaptığı başvuruyu reddetmesine ilişkin kararının gerekçesini açıkladı. Gerekçede, mühürsüz oyların geçerli sayılmasının Anayasa’ya aykırı olmadığı, sandıkların taşınmasının ise seçim güvenliği için olduğu belirtildi.
CHP, Anayasa Mahkemesi’ne ‘Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptali istemiyle başvuruda bulunmuştu. AYM Genel Kurulu, yasanın iptali istenen hükümlerini Anayasa’ya uygun bularak, CHP’nin iptal istemini reddetti. 15 üyenin oy çokluğuyla alınan karar Resmi Gazete’de yayımlandı.
‘AYNI BİNADAKİLERİN FARKLI SANDIK BÖLGELERİNE KAYDEDİLMESİ’
AYM, kararla ilgili gerekçesini açıkladı. Gerekçede, aynı binada oturan seçmenlerin, hane bütünlüklerinin korunması ve aynı seçim bölgesinde kalmaları şartıyla farklı sandık bölgelerine kaydedilebileceğine dair düzenlemeye ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi:
“Anayasa’nın 67’nci maddesinde vatandaşların, seçme ve seçilme hakkına sahip oldukları hükme bağlanırken ‘kanunda gösterilen şartlara uygun olarak’ denilmek suretiyle bu hakların kullanılmasının kimi koşullara ve düzenlemelere bağlı kılınabileceği belirtilmiştir. Anılan hüküm uyarınca yapılacak kanuni düzenlemelerde, Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması rejimini belirleyen 13’üncü maddesine uyulması gerektiği tabidir. Dava konusu kural, aynı binada oturan seçmenlerin farklı sandık bölgelerine kaydedilmeleri konusunda takdir yetkisi tanımaktadır. Ancak bu takdir yetkisinin kullanımı yine kural uyarınca iki şarta bağlanmış durumdadır. Buna göre, aynı binada oturan seçmenler farklı sandık bölgelerine kaydedilse bile hane bütünlüğü korunacak ve bu farklı sandık bölgesi aynı seçim bölgesi içinde olacaktır.
6216 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesine göre, her muhtarlığın bir seçim bölgesi olduğu ve aynı hanede bulunanların aynı sandık bölgesine kaydedilecekleri gözetildiğinde, aynı binada oturan seçmenlerin aynı muhtarlıktaki farklı bir sandık bölgesine kaydedilebilmelerinin, seçme hakkını ortadan kaldıran veya onu kullanılamayacak ölçüde sınırlayan bir düzenleme olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Ayrıca binada oturan seçmenlerin, hane bütünlüklerinin korunması ve aynı seçim bölgesinde kalmaları şartıyla farklı sandık bölgelerine kaydedilmelerinin, kullandıkları oyun belirlenmesini kolaylaştırmaması karşısında özgür iradeleri doğrultusunda oy kullanmalarına olumsuz etki edecek bir duruma yol açtığı söylenemez. Bu nedenle kuralda serbest seçim ilkesine de aykırılık bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın, Anayasa’nın 13, 67 ve 79’uncu maddelerine aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.”
‘SANDIKLARIN TAŞINMASI SEÇİM GÜVENLİĞİ İÇİN
Gerekçeli kararda, seçim güvenliği nedeniyle sandıkların başka seçim bölgelerine taşınmasına ilişkin ise şöyle denildi:
“Kural, YSK’ya seçmenin oyunu kullanacağı sandıktan daha uzak mesafede bulunan başka bir sandıkta oy kullanmasına yol açabilecek nitelikte bir yetki verdiğinden, bu yetkinin kullanılmasının oy hakkının sınırlanması sonucunu doğuracağı açıktır. Oy hakkına getirilen bu sınırlamanın sebebi ise seçim güvenliğidir. Dava konusu kuralla oy hakkına yapılan müdahalenin seçim güvenliğinin sağlanması amacına dönük olması yeterli olmayıp, ayrıca ölçülü olması gerekir. Seçmenin oy kullanma hakkını kullanmasının önündeki engellerin kaldırılmasının devletin görevi olduğu ve bu kapsamda sandıkların taşınması, sandık veya seçim bölgelerinin birleştirilmesi halinde de bu birleştirmenin oy kullanımı bakımından ortaya çıkarabileceği güçlükler yönünden gerekli tedbirlerin alınması gerektiği açıktır. Ayrıca sandıklar herhangi bir seçim bölgesine değil, yalnızca en yakın seçim bölgelerine (muhtarlıklara) taşınabilir. Seçim bölgelerinin birleştirilmesi ise aynı seçim çevresi dahilinde olabilir. Diğer taraftan, kural kapsamındaki tedbirlere yalnızca seçim güvenliği açısından gerekli olması halinde ve seçim güvenliğine yönelik sorunun büyüklüğü ile orantılı olarak başvurulabilir. Dolayısıyla kuralla seçme hakkına getirilen sınırlamanın orantılı olduğu ve bireylere aşırı bir külfet yüklemediği sonucuna ulaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın, Anayasa’nın 7, 13, 67 ve 79’uncu maddelerine aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.”
‘MÜHÜRSÜZ OYLARIN GEÇERLİ SAYILMASI ANAYASAYA AYKIRI DEĞİL’
Kararda, kanunun en tartışmalı başlığı olan mühürsüz zarf ve oy pusulalarının geçerli sayılacağına dair kuralın da Anayasa’ya aykırı olmadığı belirtildi. Serbest seçim ve seçimlerin dürüstlüğü ilkeleri, seçmenin kendi özgür iradesi doğrultusunda oy vermesini sağlayacak ortamın oluşturulmasının yanı sıra oy vermek suretiyle ortaya konulan seçmen iradesinin muhafazasını ve sağlıklı biçimde tespiti ile geçerli kılınmasını mümkün kılacak tedbirlerin alınmasını da gerekli kıldığı vurgulanan gerekçede şöyle denildi:
“Bu kapsamda hangi tedbirlerin alınacağı hususu, kanun koyucunun takdir yetkisinde olmakla beraber alınacak tedbirlerin, özgür biçimde oluşan ve ortaya konulan seçmen iradesinin muhafazası ve sağlıklı biçimde tespiti ile geçerli kılınması bakımından elverişli ve yeterli olması gerekmektedir. Kuralla zarfların sandık kurulu mührüyle mühürlenmesi zorunluluğundan vazgeçilmemektedir. Kural belli şartlar altında bu zorunluluğa istisna getirmektedir. Kanun koyucu sandık kurulunun ihmalinin sonuçlarının seçmene yüklenemeyeceği düşüncesinden hareketle dava konusu kuralı düzenlemiştir. Sandık kurulu başkanı ve üyelerinin, oy pusulaları ile zarfları sandık kurulu mührüyle mühürlemek biçimindeki kanuni zorunluluğu yerine getirmemeleri nedeniyle ortaya çıkabilecek sorumlulukları ise devam etmektedir. Öte yandan, 298 sayılı Kanun’da seçmen iradesinin muhafazasını ve sağlıklı biçimde tespitini sağlamaya yönelik olarak seçim öncesi, sırası ve sonrasına ilişkin başkaca tedbirlerin alındığı görülmektedir. Seçmen iradesinin muhafazası ve sağlıklı biçimde tespiti ile geçerli kılınmasına yönelik anılan tüm tedbirler çerçevesinde, zarfın üzerinde yer alan YSK filigranı ve amblemi ile ilçe seçim kurulu mührüyle yetinilmeyerek sahte oy pusulası veya zarfın kullanılması, oy pusulalarının değiştirilmesi gibi seçmen iradesinin başkalaştırılması sonucunu doğurabilecek hile ve usulsüzlüklerin önlenmesi amacıyla, seçimin her bir aşamasına ilişkin olarak pek çok farklı tedbirin alındığı da göz önünde bulundurulduğunda, sandık kurulu mührü ile mühürlenmemiş zarfların geçerli sayılmasının, serbest seçim ve seçimlerin dürüstlüğü ilkelerine aykırılık oluşturduğu söylenemez. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralların, Anayasa’nın 67 ve 79’uncu maddelerine aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.”