Anayasa Değişikliğine Hukukçu gözüyle Bakış ; Av.Tülay Ateş (1)
16 Nisan da yapılacak, partili cumhurbaşkanlığı sistemi Anayasa değişikliği için referandumda neden hayır dememiz gerektiğini, uzun yıllardır insanca bir yaşam için yılmadan mücadele eden ve Demokrasiyi içselleştirmiş yürekli bir hukukçu, birlikte yol yürüdüğüm can dostuma sordum. Av Tülay Ateş sade ,anlaşılır biçimde neden hayır dememiz gerektiğini yorumladı. Yapılacak olan değişiklik maddeler halinde gazetemiz Haber Etkin de yayımlanacaktır.. Toplumun aydınlanmasına ışık tutacak bu değerli çalışmalarından dolayı Av.Tülay Ateş’e Haber Etkin ailesi adına sonsuz teşekkür ederim
NEDEN HAYIR DİYORUM ? (1)
Bu anayasa değişikliğinde bazı küçük şeker gibi güzel cümleler vardır.
Değiştirilmek istenen 1.madde de böyledir. Yargının bağımsız ve tarafsız olması hukukun genel kuralıdır.
Ancak; değişikliğin 1. maddesinin gerçek hayatta uygulanamayacağını,
değişikliğin 14.maddesini görünce anlayacaksınız.
14.maddeye göre : Hakim ve savcıların atamalarını,özlük haklarını,göreve başlama ve görevden alınmalarını düzenleyen Hakimler Savcılar Kurulu 13 üyeden oluşacaktır. Bu üyelerin 6’sı TARAFLI VE BİR SİYASİ PARTİNİN GENEL BAŞKANI OLAN CUMHURBAŞKANI Tarafından ( 4 kişiyi CB seçecek, 2 kişi yine CB tarafından görevlendirilen Adalet Bakanı ve müsteşarı ),7 kişiyi de meclis seçecektir.( CB ve Meclis seçimleri aynı gün yapılacağından parlamento çoğunluğu büyük ihtimal başkanın partisinden olacağından, milletvekilleri de genel başkanlarının dediğinden çıkamayacağından ( geçmiş Türkiye pratiği) gerçekte 13 kişiyi Başkan belirleyecektir. Bu durumda taraflı başkanın atadığı kişilerin bağımsız tarafsız olması söz konusu olmayacaktır.
HSK taraflı olunca onların atadığı yargıda maalesef tarafsız olamayacaktır.2010 Referandumunda HSYK için yapılan değişikliği o zamanlar vatandaşlara bağımsız, tarafsız yargı oluşacak diye anlattılar ama o değişiklikle FETÖ’cü hakimleri milletin başına bela ettiler. Savcısı oldukları Balyoz, casusluk gibi zırva davalarla yüzlerce masum subayı yıllarca tutuklatarak hayatlarını kaydırdılar. Bu durumda sadece ilk maddeyi cümle olarak değil tüm uygulamalar ve diğer değişikliklerle değerlendirdiğimde HAYIR diyorum.( Özellikle aylardır iddianamesi yazılmayan, hangi suçu işledikleri belli olmayan Cumhuriyet Gazetesi yazarları örneği gibi çok örneğin olduğunu, bu hukuksuzluklarında askeri hakimler tarafından değil sivil hakimler tarafından yapıldığını unutmayalım.)
Bir ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğü için askeri mahkemelerin kaldırılması yeterli şart değil, sivil mahkemelerin verdiği kararlar ne kadar hukuka ve evrensel insan hakları değerlerine uygundur ona bakmak gerekir. Son zamanlarda Türkiye bu konuda sınıfta kalmıştır.(Örneğin Hayır diyenleri sokaklarda bekliyoruz diyerek tehdit edenlere en küçük soruşturma yoktur ama hayır diyenler hemen gözaltına alınmaktadır.Örnekleri çoğaltabilirim)
Değerli Ramazan yiğit, Biz hukukçular tek bir maddeye değil, bütüne, içtihatlara, ek kanunlara da bakarız. Yargılamalar, işlemler bir bütünün parçaları olarak uygulanır, hayata geçer.
Saygıyla, Av.Tülay Ateş