Anayasa Değişikliğine Hukukçu gözüyle Bakış ; Av.Tülay Ateş (2)
Hukukçu Av. Tülay Ateş, 16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliği maddelerini yorumlaya devam ediyor…(2)
16 Nisan da yapılacak, partili cumhurbaşkanlığı sistemi Anayasa değişikliği için referandumda neden hayır dememiz gerektiğini, uzun yıllardır insanca bir yaşam için yılmadan mücadele eden ve Demokrasiyi içselleştirmiş yürekli bir hukukçu, birlikte yol yürüdüğüm can dostuma sordum. Av Tülay Ateş sade ,anlaşılır biçimde neden hayır dememiz gerektiğini yorumladı.
Yapılacak olan değişiklik maddeler halinde gazetemiz Haber Etkin de yayımlanacaktır..
Toplumun aydınlanmasına ışık tutacak bu değerli çalışmalarından dolayı Av.Tülay Ateşe Haber Etkin ailesi adına sonsuz teşekkür ederim.
Öncelikle; Anayasa maddelerinin tek, tek oylanmayacağını, bir bütün olarak oylanacağını hatırlatayım. Bu yüzden, bazen bir maddenin demokratik görüntü vermesinin, diğer maddelerin tümünün demokratik olduğu anlamını taşımadığını belirtmek isterim.
Değerli Ramazan, Anayasa değişikliğinin 2.maddesinde milletvekilleri sayısının 600’e çıkarılması için “ Dünyanın bütün demokratik ülkelerinde yasama ile doğrudan sorumlu olan parlamentolar, nüfus kriteri ile hesaplanan sisteme göre seçilen milletvekillerinden oluşur “ demiştir. Bu cümle çok doğrudur. Sosyal Demokrat Akademisyen Burak Cop 2012 yılında yazdığı makalesinde; bu açıklamada ki örnekleri, demokrasisi gelişmiş, parlamentoları etkin Avrupa ülkelerini baz alarak vermiştir.
(Başkanlığı istiyor ama örnekleri parlamenter demokrasisi gelişmiş ülkelerden veriyor.)
Başkanlıkla yönetilen ülkelerden örnekleri aşağıda vereceğim:
Fransa’da yarı başkanlık sistemi (parlamentosu da demokrasisi de çok güçlüdür) Almanya’da parlamenter demokrasi, İngiltere’de ise, sembolik bir krallık ve etkin parlamenter sistem vardır.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİN UYGULANDIĞI ÜLKELERİN ÇOĞUNDA TEK ADAM DİKTATÖRLÜĞÜNÜ ENGELLEMEK İÇİN PARLAMENTODA ÇİFT MECLİS VARDIR
(Temsilciler Meclisi, Senato) Ve vekil sayıları da Türkiye’den azdır.
Bizdeki düzenlemede vekil sayısı artırılmış ama daha demokratik olan çift meclis sisteminden kaçınılmıştır.
ABD: Nüfus 308 milyon, Temsilciler Meclisi 435,Senato 100
Brezilya: Nüfus 209 milyon, Temsilciler Meclisi 513, Senato 81
Endonezya: Nüfus 250 milyon, Temsilciler Meclisi 560, Bölgesel Tem. Meclisi 136,
Meksika: Nüfus 123 milyon, T. Meclisi 500, Senato 128
Güney Kore:Nüfus 51 milyon Meclis 299 üyeden oluşuyor.
(örnekler Google arama motoru vasıtasıyla çoğaltılabilinir)
BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE MECLİSİN YETKİLERİ VE İŞLEVİ KISITLANIP ÜYE SAYISI ARTIRILMIŞTIR.
Bu durumda ben; derdiniz demokrasi değil, derdinizin birilerine mevkii-makam verecek alan açmaktır diye düşünüyor ve HAYIR diyorum.
Sayın Numan Kurtulmuş 2010 yılındaki bir beyanında çok haklı olarak “Türkiye şu andaki yapısıyla başkanlık sistemine geçerse seçimle gelmiş krallar işbaşına gelir”demiştir.
“Türk parlamenter sisteminde parti liderliğinin otoritesi ve parti disiplini geleneği, milletvekillerinin etkin birer siyasi aktör olmasını ve parlamentonun aktif bir kuvvet olarak çalışmasını zorlaştırmaktadır.”(Hasan Taşkının cümlesi)
Temsili demokrasinin güçlenmesi, temsilde adaletin sağlanması için; parlamentonun üye sayısını artırmak yetmez, bunun yanında yasamayı etkin ve yürütmeyi denetler hale getirmek gerekir. Meclis’de anayasa maddeleri oylanırken, Vekillerin gizli yapılması gereken anayasa oylamasında; korkudan oylarını açık kullanarak, liderine bağlılığını ispatlama çabaları, biat kültüründen gelen vekillerle etkin parlamento kurulamayacağına dair şüphe ve endişelerimizi haklı çıkarmaktadır.
Anayasa değişikliğini gündeme getiren partiler( AKP-MHP) bu güne dek milletvekili adaylarını önseçimle belirlememişler, bir demokrasi ayıbı ve 12 Eylül kuralı olan seçimlerde %10 barajının kaldırılmasının hep karşısında olmuşlardır. Temsili ve adaletli demokrasinin iki temel kuralına (önseçim ve barajın kalkması) karşı olan kişilerin demokrasi adına vekil sayısını yükselttiklerine ne yazık ki inanamıyorum. Bu nedenle millete yaratacağı ekonomik yükü de düşünerek, anayasa değişikliğine HAYIR DİYORUM.
Haber Etkin/Ramazan YİĞİT