Ali İsmail Korkmaz’ın Gezi Direnişinde katledilmesinin üzerinden 10 yıl geçti: ‘Yüreğimiz yanıyor’
Eskişehir’de 2 Haziran 2013’te Gezi Parkı eylemleri sırasında polisler ve eli sopalı kişiler tarafından dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın ölümünün üzerinden 10 yıl geçti. Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ve ağabeyi Gürkan Korkmaz, 10 yıllık süreci Cumhuriyet’e anlattı.
Yargılama sürecinin adil bir şekilde yürütülmediğini ifade eden anne Korkmaz, “Ali İsmail’in darp görüntülerini herkes izledi. Buna karşın ‘ödül’ niteliğine ceza aldılar. Hepsi şu an dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor ama benim oğlum 10 yıldır toprak altında” dedi. Anne Korkmaz, “Ali İsmail benim evladım ama bu süreçte milyonlarca insanın da çocuğu, kardeşi ve abisi oldu. Şu an Ali İsmail’in adına kurduğumuz vakıfla yüzlerce çocuğa burs veriyoruz. Ali İsmail’in adıyla bir mücadele veriyor olmak bana güç veriyor. Ali İsmail darp edildikten sonra müşahede altına alınmadı. Tedavi edilse belki de bugün yaşıyor olacaktı. 6 Şubat depreminde de Ali İsmail’in kuzenini kaybettik. Adaşıydı. Yüreğimiz yanıyor” ifadelerini kullandı.
‘KİMSEYİ İNCİTMEZDİ’
Ali İsmail Korkmaz’ın duyarlı kişiliğine de vurgu yapan anne Korkmaz, “Ali’m duyarlı ve bilinçli bir çocuktu. Doğaya, hayvanlara ve insanlara saygı duyar kimseyi incitmezdi. İnsanlara yardım etmeyi çok severdi. Henüz lise öğrencisiyken arkadaşlarını ikna edip huzurevlerine ziyarete gidiyordu. Biz de köyde yaşıyoruz ama Ali’m ücra köylere kitap götürüyordu. Kimsesizler yurtlarını ziyaret ediyordu. O zamanlar engelli kişilere tekerlekli sandalye alabilmek için mavi kapak toplanıyordu. Ali İsmail kapak da topladı. Bizim bile alışkanlıklarımızı değiştirmişti. Yürüyüşe çıktığım zaman elimde poşet alıp kapak topluyordum. Hayatta kalsaydı herkese yardımı dokunurdu. Ancak onu 19’unda hayattan kopardılar. Hayatta olsaydı şu an 29 yaşında olacaktı. Belki evlenecek, çocuğu olacaktı. Ancak katilleri buna izin vermedi” ifadelerini kullandı.
Ali İsmail Korkmaz ile son görüşmesini de anlatan anne Korkmaz, “Darp edilmeden 1 saat önce onunla görüntülü konuştuk. ‘Alişim seni çok seviyorum’ dedim. Yukarı doğru baktı. ‘Ne oldu hoşuna gitmedi mi’ diye takıldım ben de ona. Son görüşmemiz bu oldu. Darp edildikten sonra hiç konuşamadım onunla. 38 gün boyunca hastane kapısında bekledik ancak bir daha geri gelmedi” dedi.
‘ACISI TARİF EDİLEMEZ’
“Ali İsmail’in aramızdan alınmasının acısı tarif edilemez” diyen ağabey Korkmaz ise “Biz o ölene kadar Hatay’ın bir köyünde yaşayan bir aileydik. Babam inşaat işçisi annem ev hanımıydı. Köyde yaşayan, ‘politik’ sayılmayacak bir aileydik. Ülke gündemini takip ediyorduk ancak hepsi o kadardı. Politik değildik ancak Ali İsmail’in öldürülmesiyle ülke politikasının ortasında bulduk kendimizi. Ali İsmail’in ölümünden sonra bizim için hiçbir şey eksisi gibi olmadı. Kardeşimin ne mezununiyetini görebildik ne de düğününü… O hayattayken 2 yeğeni vardı. O öldükten sonra 6 yeğeni daha oldu ancak onları tanıyamadı” diye konuştu.
Hukuki sürece ilişkin bilgi veren ağabey Gürkan Korkmaz, “Ali İsmail’i ülkenin her kurumu mağdur etti. Polis dövdü, öldürdü. Doktoru muayane etmedi, görevini ihmal etti. Savcılık soruşturmayı düzgün bir biçimde yürütmedi. 8 kişinin 19 yaşında bir genci döverek öldürmesinin yargılaması sonucunda en ağır cezayı alan polis memuru 3 yıl cezaevinde kaldı. Sonrasında da serbest bırakıldı. Biz tüm bu yaşananlara karşın ne mücadelemizden vazgeçtik ne de Ali İsmail’in adını yaşatma gayrertimizden. Onun adına vakıf kurduk ve 9 yıldır onun anısına mücadelesini sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.