İnce, Denizli’de konuşuyor
İnce, Denizli’de konuşuyor
CHP cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Denizli’de düzenlediği mitingde konuşuyor.
İnce’nin konuşmasından satır başları şöyle:
Biz Ekonomiyi düzelttik diyor, İstikrar var diyor. Dönüyor geliyor beka sorunu var diyor. İstikrar varsa mutluluk huzur vardır.
Meydanlara çıkmış ey CHP diyor köprü yaptın mı? Ben sana sorayım. Sen hiç şeker fabrikası yaptın mı? TÜPRAŞ yaptın mı? Sen saattıklarının hesabını ver.
Manifesto açıklıyor, ben bu ülkeyi yönetmeyi hazırım. Manifesto gelecek planı demek. 16 senedir senin elin tutan mı var dediklerini niye yapmadın şimdiye kadar. Seninki iflas belgesi olur.
Ak Partili kardeşlerim size de sesleniyorum. Size de huzur gelecek. Rövanş, hakaret yok. Gelecek tasarımı var gelecek. O meydanlarda tezek, çöp, pislik desin. *Yuhlamayın* Benim cumhurbaşkanlığımda o da huzurlu ve emekli bir cumhurbaşkanı olacak. İstediği kadar çöp, pislik desin; asla cevap vermeyeceğim. Testinin içinde ne varsa ağzından o akar.
İnce: Erdoğan’ı yargılamak benim işim değil, mahkemelerin işi İnce: Erdoğan’ı yargılamak benim işim değil, mahkemelerin işi
Onların en büyük çılgın projesi İstanbul’u ortadan bölüp hafriyat çıkarmak olur. Ufak iştir. Ben huzur getireceğim.
Medyanın hâline üzülüyorum.
Türkiye’de bir hükümetin medyası, bir milletin medyası var.
Çıkarın şu akıllı telefonları, herkes canlı yayına geçsin.
Dünyada böyle bir yöntem yok. Bizim ekibin fikri bu, sosyal medyayı çıldırttınız.
Benim projem şu: Her eve iş, her aileye ev. Bunu birlikte başaracağız.
Sayın Erdoğan, çıraklık, kalfalık, ustalık dönemim dedi. Son dönemini de ben söylüyorum: Emeklilik dönemi. Cumhurbaşkanı emekli maaşı bayağı iyi, geçim sıkıntısı çekmez, merak etmeyin. Bazı belediye başkanlarına “Metal yorgunluğu var sende” diyor ya. Bence metal paslanması var, işletme körlüğü var. Bu iş bitmiş.
Üretim nerede yapılıyorsa teşviki oraya vereceğiz. Denizli’li başka yere gitmeyecek. Bir de tasarım ve markalaşamama problemimiz var. Marka yaratamayınca mecburen fasona dönüyorsun. Bir, tasarıma ve markalaşmaya önem vreceğiz. İki, firmalara Avrupa’da, Rusya’da, Orta Asya’da dükkan tutmaları için kira yardımında bulunacağız. Büyümeleri, markalaşmaları, tanınan firma olmaları için Türkiye’de 3 tane tasarım ve moda akademisi açacağız.
Birini Denizli’ye açacağız.
O hala camilerden ahır yaptılar yalanını anlatsın, ben ekonomiyi anlatacağım. Ekonomi iyi gidiyor diyorlar da, döviz nereye gidiyor? Ekonomi iyiyse, bu rakamlar neden kötü? Bunu matematikle, bilimle anlatamıyoruz.
Ekonomiyi diploması olan biri rahatlıkla anlayabilir. Diploman varsa anlarsın. İlla ekonomi diploması lazım değil, anlarsın.
“Yüksek yargının toplantısına gittiğimde yargıçlar ayağa kalkmayacak”
“Ben AK Partiliyim, sana oy vereceğim çocuklarım için. Ne yapacaksın?” diyenlere; Bir, ekonomiyi düzeltmek için önce yargıyı düzeltmemiz lazım. Yargı düzelmeden ekonomi düzelmez. Dışarıdan TIR’larla para getir, yine düzelmez. Önce baımsız, tarafsız, çay toplamayan bir yargı. Denizlilere sözüm olsun, cumhurbaşkanı olduğumda, yüksek yargının toplantısına gittiğimde o yargıçlar ayağa kalkmayacak. Namuslu, onurlu, tarafsız yargıçlar bulacağız.
Erdoğan’ı yargılamak benim değil yargının işi. O bağımsız yargı gerekirse beni, gerekirse Erdoğan’ı yargılayacak.
Niye korkalım! Ben korkmuyorum. Önce bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü. Bunu sağlayınca yabancı yatırımcı güven duyacak, yatırım yapayım diyecek.
Üçüncüsü şu, liyakat esas olacak. Merkez Bankası’na, diğer kuruluşlara bürokrat atarken CHP’li mi diye değil, bilip bilmediğine bakacağız.
Dördüncüsü, ideolojik saplantılara baplı kalmayacağız. Üretim ekonomisini kuracağız. İsraf değil, insaf diyeceğiz.