Sokağın sesi başka
Sokağın sesi başka
Seçim anketleri ardı ardına açıklansa da sokağın sesi kulislerdeki yüzde hesaplarından çok başka. Erdoğan örgütünü zorlasa da heyecan yaratamıyor. Seçim sürecinin yıldızı ise an itibariyle İnce
BİRGÜN gazetesinden YAŞAR AYDIN’ın yazısı
Seçimlere iki haftadan az bir süre kaldı. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimleri hem de milletvekilleri seçimleri için kelimenin tam anlamı ile son düzlüğe girildi. Bu kadar önem atfedilen bir seçim için sokakların yeterince hareketli olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunda iktidar partisinin içinden çıkamadığı yorgun ruh halinin de etkisi çok büyük.
Erdoğan zorluyor ama
AKP’ye oy veren kitleye dair 16 Nisan Referandumu’nda sıkça söylenen ‘istekli değil’ tespiti bu seçimde iyice doğrulanmış oldu. Örgütler sadece Erdoğan mitingleri dışında sesiz bir çalışma yürüyor. Binali Yıldırım bile gittiği yerlerde istenilen heyecanı yaratamıyor. Küçük kapalı salon toplantılarıyla ya da stantlarla seçim süreci ilerliyor. Bildiri dağıtım işi bile bazı bölgelerde taşerona varilmiş. Özellikle taşra kentlerinde AKP cenahında eski kararlılık ve enerjinin olmadığını görmek mümkün. Konuştuğumuz il-ilçe yönetimlerinde kibirle karışık bir özgüven var. Anladığımız kadarı ile AKP örgütü bir kez daha Erdoğan’ın şapkadan tavşan çıkarmasını bekliyor.
Elde ne kaldı?
Beklenen, kıraathane projesinden ya da Kandil söyleminden daha büyük bir şey. Ne olduğunu kimse bilmiyor. Böyle bir şeyin var olup olmadığı konusunda da kimsenin bir fikri yok. Ama AKP örgütlerindeki beklenti bu yönde.
Erdoğan, örgütlerdeki durumu kuşkusuz herkesten iyi biliyor. Bir yılı aşkın bir süredir belediyelerden başlayarak örgütü bu seçime hazırlamak için operaysan üstüne operasyon yaptı. Ama sahanın bize gösterdiği şey bu operasyonlarının işe yaramadığı oldu. Taşıma kalabalıklarla yapılan Erdoğan mitingleri bugüne kadar örgüte heyecan ve umut şırınga edememiş. AKP yönetimi yıllar sonra ilk kez kaybetme korkusunu yaşıyor.
Kampanyanın yıldızı İnce
Bu tespit sadece bizim değil uzun yıllardır seçim takip eden birçok meslektaşımızın ortak değerlendirmesi. Değerlendirme yapılırken Muharrem İnce’nin sadece saha performansına bakılarak yapılmadı. İnce, diğer adaylardan farklı olarak etrafını da hareketlendirdi. CHP stantları çok uzun yıllardır olmadığı kadar hareketli ve heyecanlı. Büyük kentlerde örgütlerde de bu heyecanı görmek mümkün. Muharrem İnce, seçimin sonucu ne olursa olsun bugüne kadar gösterdiği performansla hafızalarda yer edecek bir çalışma ortaya koydu.
CHP’nin bir başka başarısı da iki başlı bir seçim faaliyeti yürütmelerine rağmen dağınık bir görüntü vermemeleri oldu. Adı konmamış bir iş bölümü üzerinden seçim çalışması devam ediyor. Burada Kemal Kılıçdaroğlu’nun geriden gelerek ‘süpürücü’ rolünü iyi oynamasının da etkisi çok büyük. Kampanyanın bir görünen bir de görünmeyen yıldızları var.
Sürprizlere gebe bir seçim
Akşener sessiz ilerliyor:
Anadolu’da kent ziyaretlerini başlattığımızdan bu yana Akşener gerçeği ile daha sık karşılaşır olduk. Muhafazakâr tabanda, özellikle de kadınlarda karşılık bulmuş durumda. Bu ilgi, İYİ Parti’nin seçiminde alacağı oyu kestirilemez noktaya getirdi. AKP’nin güçlü olduğu bir ilde konuştuğumuz meslektaşımızın “Akşener, partisini yüzde 15’in üzerine çıkarırsa kimse şaşırmasın” cümlesi de kulağımıza küpe durumunda.
MHP zor durumda:
Anadolu’nun neresine giderseniz gidin aynı fotoğraf var. MHP, seçimin en etkisiz partisi konumunda. Kalan süreçte bu durumu değiştirmesi de çok zor. Bahçeli toplantılar için tutuğu salonların boyutunu her gün biraz daha küçültüyor.
HDP Demirtaş’ı arıyor:
HDP bölgede istediği ivmeyi yakaladı. 16 Nisan’ı aşan bir çalışma yürütüyorlar. Ama ülkenin batısında istedikleri ilgiyi henüz bulamadı. Bunda Demirtaş’ın yokluğu çok önemli bir etken. Özellikle kısıtlı olan medya kullanımında bile HDP, Demirtaş’ı çok aradı. Bu handikaba rağmen Kürt seçmen HDP’yi baraj altında bırakmayacak gibi görünüyor.