Nerde kalmıştık,
Dr.Barış Kamo
Siyaset sahnesi bu günlerde oldukca haraketleniyor.
Öle görünüyor ki önümüzdeki süreç çok farklı gelişmelere gebe,her ne kadar doğum sancılı gececek gibide olsa çözüme odaklı bu süreç kaçınılmaz bir hal almış durumda.
İktidarda bulunan AKP deki sıkışmışlık,ülkemizin kangreni haline gelmiş Kürt sorunun cözümün de önemli mesafe katledilecek gibiye benziyor. Ülke olarak ilk defa çözüme bu denli odaklandık.
Gelinen süreci söyle bir değerlendirecek olursak, AKP muafakazar,miliyetci bir bakış açısına olmasına rağmen gerek ülke kamoyunun olgunlaşması gerek uluslar arası baskıların yoğunlaşması ülkemizin geçmişle yüzleşmesini kaçınılmaz kılmıştır. Bir başka açıdan baktığımızda ise hastalıklı olan yarım yamalak demokrasimizin normalleşmesi olarakta görebiliriz.
Tabi olarak olarak bu yüzleşme salt Kürt meselesin çözümüyle bitmeyecek bu güne kadar,bir kartopu misali büyüyerek devası kartopunun buz dolabından çıkarılarak eritilmesiyle sorunlarını çözmüş normalleşmiş bir Türkiye ile mümkündür. Önemli mesafe katledilen bu süreç içinde Çağdaş,Demokratik sorun üretmeyen çözüme odaklanmış yeni bir anayasayla mümkündür.
Gelmiş olduğumuz bu önemli süreçte artık hiç bir güç bu gelişmenin önüne geçecek gibi görünmüyor.
Ülkemizdeki siyasal şekillenmeye söyle bir göz attıgımızda MHP dışında değişime,magduriyet yaşayan Toplum kesimlerinin Devletiyle barışmasına karşı çıkacak kimse yok buna birde marjinelleşmiş silivri siyasetini ekleyebiliriz.
Ana muhalefet açısından baktığımız da ise kendisine sosyaldemokrasiyi rehber edinen CHP si büyük bir çıkış yaparak engelleyici olmayacaklarını beyan ederek sürece katkı vermesi büyük bir önem arz etmektedir.Cözümden yana olan CHP sinin aslında bu meseleye kafa yoran cidi raporlar hazırlayan siyasal bir yapı olduğunu bunu TBMM sine önerge olarakta verdiğini hiç kimsenin cesaret edemediği bir dönemde yaptığını bu girişimin den dolayıda cidi maduriyet yaşadığına muafakazar,milliyetci cephe tarafından linç edilmek istendiğini yakın tarih olarak yaşadık gördük. Yakın tarih içinde 1995 yılında CHP ile birleşen SHP nin son genel başkanı Murat Karayalçının şu sözlerini, Biz çözüm önerilerini getirdiğimiz de henüz iki bin vatandaşımızı kaybetmiştik,o gün bizi linç etmek isteyenler neden eli bin yuttaşımızın ölümünü beklediler, ülkemizin geleceğini neden ipotek altına aldılar,birileri bizden özür dilemelidir,haykırışını haklı buluyorum önemsiyorum.Gerçekten bu gün çözüm isteyen muafakazar,milliyetci cephe neden elli bin yurtaşımızın ölümünü bekledi ülkemizin 32 yılını neden heba etti çıkp ülke halklarından ve çözüm öneren kurum ve kişilerden özür dilemelidir.
Gelişen bu süreci iyi kavrayan CHP Genel başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlunun sorunun çözümüne odaklı açıklamalarını oldukca önemli buluyorum. Bir taraftan Kendi için de değişimi hedefleyen önemli bir mesafe de alan CHP sinin Ülke sorunlarına odaklanmasını gelecek açısından umut verici buluyorum. Kendi için de önemli oranda yenilenen CHP sinin marjinelleşmiş bazı çevrelerden koparak AKP den daha fazla demokrasi istemesi CHP sine iktidar yolunuda açacaktır. Ülkemizin normalleşmesi ve Demokratiklemesi açısından önemli katkı sağlıyacağına inanıyorum.
Sürecin dayattığı olgunlaşma içerisinde BDP si kendi rolünü oynamakta zaten doğal olarak.
Umutların solmadığı bir Türkiye de yaşamın normalleşmesi Toplumsal Barışın eşiğine hiç bu kadar yakınlaşmamıştık.