Bakan Koca açıkladı: Vaka sayıları artan ve azalan iller hangileri?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vaka sayısı artan ve azalan illeri açıkladı. Buna göre, iki hafta içinde vakaların en çok arttığı iller Ankara, Antep, Bursa, Konya ve Diyarbakır oldu. Salgın boyunca en az vaka olan iller ise Gümüşhane, Tunceli, Kars, Burdur ve Bartın
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
Fahrettin Koca açıklamasında, vaka sayısı artan ve azalan illeri açıkladı. Koca, iki hafta içinde vakaların en çok arttığı illerin Ankara, Antep, Bursa, Konya ve Diyarbakır olduğunu belirtti. Koca, salgın boyunca en az vaka olan illerin ise Gümüşhane, Tunceli, Kars, Burdur ve Bartın olduğunu söyledi.
Son iki haftada Tekirdağ, Balıkesir, Samsun, Kırşehir ve Düzce’de vaka sayısının istikrarlı bir şekilde azaldığını belirten Koca, Gümüşhane’de ise iki haftadır vaka görülmediğini söyledi.
“Ülkemizdeki toplam vaka sayısı 199 bin 906’dır” diyen Koca, “Vakaların yüzde 53,74’ü tüm şehirlerle irtibat halinde olan İstanbul’da tespit edilmiştir” açıklamasını yaptı.
Koca’nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bu mücadelede iyimserlerin, küçük zorluklardan yılmayanların, başkalarının sağlığını kendi sağlığı gibi gözetip kollayan özverili insanların mücadelesidir. Emek verenleri, sağlık camiamız adına kutluyorum. Günün sonunda kazanacak olan iyiliktir.
Salgın insanlığın gündemindeki ciddeyetini koruyor. Dünya genelinde toplam vaka 10,5 milyon can kaybının 510 bini aştığı bildirilmiştir. Toplam vaka sayılarında gerileme yerine zaman zaman hayal kırıklığına yol açan artışlar olmaktadır.
Zaman kazanmak için kısıtlarla elde edilen sonuçlar bir mücadele üstünlüğü sağlamamıştır. Asıl olan hayatın içinde elde edilecek sonuçtur. Başarının yeni kıstası budur.
Türkiye 83 milyon nüfusuyla süreç içinde tüm dünyada takdir toplamıştır. İnsan sağlığının hak ettiği kıymeti gördüğünü ortaya koymuştur. Dünyaya örnek olan başarıyı kaldığımız yerden sürdürmeliyiz.
“YAKIN DÖNEMDEKİ ARTIŞLARLA BAZI TEDİRGİNLİKLER YAŞAMAYA BAŞLADIK”
Yeni vaka sayılarımızda 1000’in altına inme başarısından sonra yakın dönemdeki artışlarla bazı tedirginlikler yaşamaya başladık. Vaka sayılarındaki artışlar kolaylıkla kontrol altına alınabilecek artışlardır. Riske karşı alınabilecek tedbirler uyulması çoğu kere kolay olan tedbirlerdir.
Yapmamız gereken tedbire uygun seçenekleri aramaktır. Salgınla mücadele bizlerden imkansız olanı istemiyor. Virüs gerçeğini dikkate alarak hayatımıza elden geldiğince düzen vermemizi gerektiriyor.
Hekimlerimizin, sağlık personelimizin özverisinden pekçok kez bahsettik. Onlar bu süreçte hayat kurtaran kahramanlar olarak görev aldılar. Şimdi ortaklara, yardımcılara ihtiyaçları var.
Kurallara uyum gösteren herkes bugünün şartlarında hayat kurtaran kahramanlardan biridir. Güvence altına alınacak hayatlardan birisi de kendi hayatımızdır. Bu salgının sağlığımızı tehdit ettiği ne kadar doğruysa kişisel hürriyetimizi bir ölçüde sınırlandırdığı da aynı şekilde doğrudur.
Tedbirlere birlikte uyarsak hürriyet alanımızı genişletiriz. Salgını bir sağlık sorunu olmakla sınırlandırırız. Uymazsak vaka sayıların artması, virüse yakalanma endişesinin büyümesi ortak hayatımızı geriletecektir.
“VİRÜSÜN YAYILMA HIZININ AZALDIĞI DÜŞÜNCESİ YANILTICIDIR”
Virüsler ve tedbirler konusunda yanlış bilinen bazı noktalar var. Virüsün yayılma hızının azaldığı düşüncesi yanıltıcıdır. Hasta etme gücünün zayıfladığı yönündeki düşünce bilimsel dayanaktan yoksundur. Bunlara itibar edilmesi birçoklarının hastalığa yakalanmasına, hastalığı başkalarına bulaştırmasına neden olmaktadır.
Virüsü belirtisiz şekilde taşıyorsak bunu bilemeyiz. Virüsü haberimiz olmadan başkalarına bulaştırırız. Özellikle büyüklerimizi tehlikeye atmış oluruz.
Sosyal hayat içinde maske kullanmak, ‘ben karşımdaki insana, bu hastalıkla mücadele eden topluma saygılıyım’ demektir. Hastalığı geriletmek için sorumluluk alıyorum demektir. Maske mecburiyetinin getirildiği il sayımız 60’ın üzerindedir. Uygulama büyük destek bulmuştur düşünce olarak. Uyum ise aynı oranda değildir. Gerekli her durumda kullanılmamaktadır. Maske kullananların bir kısmının da kullanım koşullarında dikkatli olmadığı görülmektedir. Günlük maskeler ertesi gün koruyuculuk özelliklerini kaybetmektedirler, tekrar kullanılmamalıdırlar.
Tedbirlerden biri tek başına yeterli sayılmaktadır. Maskemizi takarak kazandığımız üstünlüğü mesafeden ödün vererek kaybetmemeliyiz.
“VAKA SAYISI AZALAN VE ARTAN İLLER
Ülkemizdeki toplam vaka sayısı 199 bin 906’dır. Vakaların yüzde 53,74’ü tüm şehirlerle irtibat halinde olan İstanbul’da tespit edilmiştir. Son 1 hafta içinde İstanbul’daki vakaların tüm vakalara oranı yüzde 51,16’dır.
Salgın boyunca nüfusa kıyasla vaka sayıların en düşük olduğu iller Gümüşhane, Tunceli, Kars, Burdur ve Bartın.
İstikrarlı şekilde azalma gösteren 5 ilimizi anmak istiyorum; Tekirdağ iki hafta içinde yüzde 31.35 oranında azaltmıştır. Balıkesir yüzde 21.72, Samsun yüzde 20.42, Kırşehir yüzde 20.27, Düzce yüzde 19,91 oranında azaltmıştır. Gümüşhane’de iki hafta hiç vaka görülmemiştir.
Verdiğim illerin ayrıntılarını yarından itibaren bakanlığımızın web sitesinde bulabilirsiniz. Mecbur kalmadıkça toplu tören ve kutlamalardan uzak kalmalıyız. Düğün törenleri, hasta ziyaretleri, asker uğurlamaları ancak tedbirlere tavizsiz bir şekilde uyularak düzenlenebilir. Alışverişimizi kalabalık ortamlardan yapmak yerine başka seçenekler geliştirilmelidir. Tatil için kalabalıktan uzak yerler seçilmelidir.
Son iki hafta içinde Ankara, Gaziantep, Bursa, Konya ve Diyarbakır’da günlük vaka sayılarında dikkat çekici düzeyde artış olmuştur.
“EN FAZLA VAKA 25-45 ARASINDA GÖRÜLÜYOR”
Son 1 ayda Covid pozitif çıkan vakaların yaş ortalamasında düşüş eğilimi göze çarpıyor. En fazla vaka 25-45 arasında görülüyor. Hastalığı hafif atlatmak bahane olamaz. Virüsü bu yolla başka yakınına, annesine, babasına taşımış oluyor. Büyüklerimizi dün evde izole ederek korumayı başarmıştık. Sabırla, sebatla, kurallara uyarak bize destek oldular. Ancak bugün dünden daha fazla risk altındalar.
Son günlerde yoğun bakım hastalarımızın artışı ve entübe hastalarımızın yaş ortalaması daha da yükselmektedir.
Hayatı eve sığdırdığımız, büyüklerimizi korumaya aldığımız avantajlarımızı koruyamıyoruz. Tedbirlere sıkı sıkıya uymak zorundayız. İçimizi acıtan her kontrolsüz davranış bir büyüğümüzün, bir yakınımızın hayatını kaybedecek kadar riskli olabilir.
Büyüklerimize duyduğumuz sevgi ve saygımızı onları korumakla, onları riske atacak her türlü davranıştan uzak durmakla gösterelim. Tehdidin karşısına tedbiri koyalım.
GÜNLÜK VAKA SAYILAR
Bugünkü vaka sıyımız 1192, vefat edenlerin sayısı 19, iyileşen hasta 2311, yani vaka sayısından epey yüksek olduğunu görüyoruz. Toplam yoğun bakımdaki hasta sayımız 1035. Bugünkü test sayımız 52 bin 313.
SORULAR VE CEVAPLAR
İLAÇ TEDAVİSİ
Ne kadar erken dönemde başlanır. Kendi yayınlarımızı, kendi vakalarımızın sonuçlarından elde ettiğimiz sonuç; Erken dönemde bu ilacın faydalı olduğu. Almanya ise bu ilacın zorunlu olarak her hastaya uygulanmamasını tercih ediyor. Yarın bilimsel olarak giden bakan arkadaşımızın da bir sunumu olacak. Bu sunumdan sonra kaygının ortadan kalkacağını düşünüyorum.
OKULLAR AÇILACAK MI?
Okulların açılmasına zaman var. Bilim Kurulu’nda şu an bu gündeme gelmedi. Salgının seyri bunu belirler. Bu anlamda alınması gereken öneri anlamında paylaşmış oluruz. Okulların önümüzdeki dönemde dijital ortamda eğitimi yapmak noktasında bir hazırlık içinde olduğunu biliyoruz. Bu hastalık dönemi için değil genel anlamda olduğunu biliyoruz. O dönem geldiğinde Bilim Kurulu önerisini paylaşmış olur.
65 YAŞ ÜSTÜ KISITLAMASI
Bununla ilgili herhangi bir gündem olmadı. Ama şunu söyleyebilirim. Büyüklerimizle ilgili bu kısıtlamanın devam etmesi gerektiğini Bilim Kurulu öneri olarak söylüyor. Çünkü vefat edenlerin yoğun bakım ve entübe hasta sayımızın giderek arttığını görüyoruz. Bizim şu dönemde normalleşme ile bu virüsü kolay taşıdığını büyüklerimiz için daha risk taşıdığını görüyoruz. O nedenle kısıtlamanın devamından yanayız.
Bu kurallara bağlanan düğünleri uyması çok önemli. En çok bulaşıcılığın da bir araya gelmeyle olduğunu biliyoruz. Genelge ve Bilim Kurulu önerisindeki kurallara uyarak düğünlerin yapılması gerekiyor.
ANTİKOR TESTİ
Geçen hafta kısmen bahsetmiştim. Toplam 153 bin kişi üzerinde bu çalışma yapılıyor. Yapılan çalışma kişi sayısı 132 bine ulaştı. Bu sayının artışıyla birlikte %0.24. Biz antikor taraması da yapıyoruz bu kişilere. Koruyuculuk ise 0.81. Haftaya bu çalışma bitmiş olur ve kesin sonuçları vermiş oluruz.
Taşıyıcılığın ve koruyuculuğun yüksek olmadığını, toplumsal bağışıklığın beklenilmemesi gerektiğini söylemiştik. İllerle ilgili gelecek hafta bitmiş olur. Hem taşıyıcılığı hem de koruyuculuğu vermiş oluruz.
YENİ VİRÜS TEHLİKESİ
Çin’de domuz gribi soyundan olduğu bilinen, insana bulaşma potansiyeli olduğu söylenen bir virüsten bahsediliyor. Bu virüsün insandan insana geçtiği yönünde bir bilgi var. Ama mutasyonla insandan insana geçme potansiyeli olduğu biliniyor. Çin’le Bilim Kurulumuz bilgi alışverişinde bulunuyor. Farklı bir durum söz konusu olursa bunu açıklamış oluruz. Domuz gribi olarak adlandırılan, insana bulaştığı ortaya konan ama insandan insana bulaştığı daha bilinmeyen bir virüsten bahsediyoruz ve yakından takip ediyoruz.
65 YAŞ ÜSTÜNE YENİ KISITLAMA GELECEK Mİ?
Gündeme geldi ama bir kısıtlama yapılması şeklinde olmadı. Varolan kısıtlamanın bu dönemde yeterli olduğu. Büyüklerimizin mutlak dışarıda maskeli olması gerektiği, mesafeyi koruyamayacakları ortamlara girmemeleri konusunda dikkatli olmaları gerektiğini söyleyebiliriz. Büyüklerimizle yakın temas içinde olmamalı, bizlerin mutlak ‘ben bunu daha hafif geçiriyorum’ diyerek rahat davranmamaları, büyüklerimizi korumak anlamında maskeyi zorunlu kullanmak gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.
CİZRE AÇIKLAMASI
Cizre özelinde ben şahsen çok yakın takip içinde olduğumu söyleyebilirim. Ama istismar edilmeye açık olduğunu düşünerek özellikle bu anlamda sorunun olup olmadığı noktasında yakın takipteyim. Cizre ve Şırnak özelinde vaka sayılarımızın arttığını, komşu ülke nedeniyle ortalamanın üzerinde biraz daha artış olduğunu, sağlık kuruluşlarımızın eksiklikleri tamamlamak üzere gayret içinde olduğumuzu, alınması gereken bütün tedbirleri aldığımızı, yakın takipte olduğumuzu söyleyebilirim. Özellikle de daha yakın sosyal kültürel, cenaze, nişan ve benzeri etkinliklerle bunun daha da arttığını görüyoruz. Sahada filyasyon ve temaslı çalışmasını yapıyoruz.