Yerel basını duyun!

Salgın ve ardından getirilen sokağa çıkma yasakları nedeniyle yerel basının sıkıntıları büyümeye devam ediyor. Ülkenin 4 kentinden gazeteciler, basının ayrım yapılmadan desteklenmesini istedi

BirGün Gazetesinden DİLAN ESEN‘in haberine göre Mersin,Antalya,Diyarbakır ve Trabzon’dan seslenen yerel gazete temsilcileri sorunlarını aşağıdaki ifadeler ile anlattı ;

Koronavirüs (Covid-19) salgınının ülkede yayılmaya başlamasıyla birlikte yurttaşlar kendilerini karantinaya aldı. Ardından gelen sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte gazete tirajlarında önemli bir düşüş yaşandı. Bu durumdan en çok etkilenen ise yerel basın oldu. Pek çok yerel gazete baskısını durdurmak ya da azaltmak zorunda kaldı. Yani gazeteleri yaşatmaya yönelik önlemler yetersiz kaldı.

Trabzon, Antalya, Mersin ve Diyarbakır’daki yerel gazetelerin temsilcileri salgın günlerinde yaşadıkları zorlukları BirGün’e anlattı. Eşitlik, adalet ve demokrasi için yalnızca iktidara yakın olanların değil tüm basın kuruluşlarının desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken gazeteciler, şöyle konuştu:

GAZETELER YAŞAMAK ZORUNDA

■ Trabzon-Kuzey Ekspres Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fatma Yavuz: Gazeteler olarak ne yapacağımızı şaşırdık. Salgından önce 4 bin 500 tirajımız vardı. Şimdiyse 500 gazete basıyoruz.

Kısa çalışma ödeneğine başvurduk. Yurttaşların, bir takım kurumların verdiği destekler var. Asıl desteği devletten bekliyoruz. Geçen hafta 2 günlük yasakta çıkmama kararı aldık. 4 günlük yasakta gazetemizi çıkardık, renkli sayfalarımızı düşürmek zorunda kaldık. Kendimizce tasarruf ve çözüm yöntemleri arıyoruz ama önümüzü göremiyoruz.

Devlet ve Basın İlan Kurumu’ndan (BİK) destek bekliyoruz ama pek bir umudumuz yok. Basın İlan Kurumu’nun, ilan paylarını artırması lazım. Gazeteler çıkmak ve yaşamak zorunda. İktidarın desteklediği medya ayakta dursun, diğerleri ölsün böyle bir şey olamaz. Bu eşitlik ve adalet ilkelerine ters düşer.

■ Diyarbakır- Yenigün Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mesut Fiğançiçek: 11 Mart’ta başlayan bu süreçte bu gelir kaynağında büyük oranda düşüşler yaşandı. BİK’in böylesi olağanüstü bir süreçte gazetelerden aldığı yüzde 15 komisyon oranından geri adım atmaması da ilginç.

Devletin gerek SGK primleri ve vergilerde ötelemenin, gerekse diğer gider kalemlerinde bankalarda kredi kullandırmanın dışında somut adımlar atması lazım. Diğer yandan BİK, gazetelerin yüküne ortak olmuyor, sadece dönüşümlü gazete çıkarmayı; tabiri caizse binlerce çalışanı olan gazetelere kendi yağlarında kavrulmayı öneriyor. Hâlbuki resmi ilan ve reklamlar üzerinden alınan yüzde 15 komisyon oranlarında bir indirime gidebilir. Ayrıca kentteki gerek yerel idareciler ve gerekse sivil toplum örgütlerinin de yerel basını görmezden geldiği de ayrı bir gerçek. Zaten olağanın dışında olan maddi sıkıntılarımız korona virüs salgını ile beraber daha fazla hissedilir oldu.

DEVLET BASINA HİBE VERMELİ

■ Antalya-Akdeniz Gerçek Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Songül Başkaya: Salgından önce de biz destek taleplerimizi hep dile getirdik. Bizim hem ekonomik hem de demokrasi ve özgürlük anlamında ciddi sıkıntılarımız var. Önümüzde bir infaz yasası var ve sonuçta gazeteciler içeride; katiller, tacizciler dışarıda. Böyle bir ortamda zaten gazeteci olmak çok zor. Antalya’da günlük yayın yapan tüm gazeteler, nisan boyunca haftalık yayına çevrildi. Salgın döneminde yayıncılığı sürdürmeye çalışıyoruz, evden çalışmak zorunda kalıyoruz. Bu sürdürülebilir değil. Devlet yıllardır çeşitli sektörlere hibeler, destekler veriyor. Eğer biz gerçekten demokratik bir ülkeysek, basın kuruluşlarının da ayakta kalabilmesi için desteklenmesi gerekiyor. Biz basına doğrudan destek istiyoruz.

■ Mersin- İmece Gazetesi Editörü Turan Dal: Yerel gazetelerin durumu zaten salgından önce de iyi değildi. Mersin’de gazete patronları, resmi ilan alan 8 gazeteden günde sadece 2’sinin 

çıkması kararını aldı. Bu yalnızca mayıs ayını kapsayan bir önlemdi ama haziran için alınan bir tedbir yok. Daha sonrası için ne yapılacak bilmiyoruz. BİK’in süreç normale dönene kadar gazeteleri desteklemeli. Koronavirüs öldürmese bile Anadolu basını yok olmaya mahkûm gibi görünüyor. Gazeteciler desteklenmeli.