Tesadüflerin gerçekliliği,Çöküşe giden yol ve AK-Parti…
Nerede Kalmıştık…
Ramazan Yiğit
Tesadüflerin gerçekliliği,Çöküşe giden yol ve AK-Parti…
Bazen hayatta yaşamış olduğunuz ilginç tesadüfler gerçeğe giden yolu görmenizde etkin rol oynar. Bu gün yaşamış olduğum tesadüf de bunlardan biriydi.
Sabah saat 10.30 gibi gazeteci bir dostum ile buluşup yapmış olduğumuz kahvaltının ardından sonra gündeme ilişkin değerlendirmenin ardından dostumun ayrılmasından sonra sıkıcı havanın da etkisiyle Alibeyköy’de bulunan Osmanlı parkta bir yürüyüşe çıktım.
‘’Dedim ya tesadüf işte…’’
Organize bir durum değildi gün için de sıradan bir hareketti bu.
Tamda osmanlı parkın içindeki eski nikah salonunun önünden yürürken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken,Eyüpsultan Kaymakamı Abdullah Dölek,AK-PARTİ Eyüpsultan İlçe Başkanı Adem Koçyiğit,Devlet erkanından bazı kişiler,Mahalle Muhtarları ve Ak-Partide siyaset yapan üst düzey kişilerin toplantıdan çıktığına tesadüfen şahit oldum.
Buraya kadar her şey normal gözüküyordu,öyle ya İktidar Partisinin 23 Haziran seçim toplantılarından biriydi bu.
Sonra İGDAŞ yönüne doğru biraz ilerledikten sonra geri döndüm; Karşılaştığım manzara ise son derece ilginçti!
Eyüpsultan ilçesinin en büyük Mahallerinden birinin Muhtarı,Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken’e aracına binerken taleplerini iletiyordu.
Bu arada bir grup AK-Partili kendisine müdahalede bulundu işte her şey o andan itibaren başladı.
Bir süre itiş kalkış sözlü tartışmadan sonra Eyüpsultan İlçesinin en büyük Mahalle Muhtarının arasına diğer bir gurup girerek ayırması muhtarın aracına binerek uzaklaşması ile son buldu.
‘’Fakat söylenen sözlerin önemi vardı.’’
Muhtar ben haklı talebimi iletiyorum sana ne oluyor da karışıyorsun derken, diğer AK-Partili gurup ise yeter ya Babasından ayrı çektik oğlundan ayrı çekip gitsin demesi işin en ilginç yanıydı.
Öyle görünüyor ki AK-Parti içindeki çelişki ayuka çıkmış ve artık dizginlenemeyecek şekilde bir hal almış durumda.
Bu durum geçmişte ANAP İktidarının sonlarına doğru seyretmiş olduğumuz geçmiş günlerdeki filimi hatırlattı.
‘’AK-Parti tam da bu noktada şimdi…’’
Hal böyleyken gerek Türkiye genelinde gerekse İstanbul özelinde 31 Mart Yerel seçimlerine yansıyan şeyde aslında bu idi.
Toplumu ötekileştiren AK-Parti Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan’ın söylemi ve ona eşlik eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun söylemi onlara katılan saray eşrafı korosunun toplum üzerindeki yaratmış olduğu etkinin yanı sıra, bir diğer taraftan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin saraya teslim olması bu söylemlere iştirak etmesi toplumu yeni seçenekler aramaya itmesine neden olmuştur.
Bu davranış biçiminin, 31 Mart yerel seçimlerinin sonucuna önemli bir etki payının olduğu tartışma götürmeksizin açık seçik ortadadır.
Diğer taraftan ise Demokrasi ittifakının adayı 31 Mart’da 16 Milyon İstanbullunun Başkanı olmaya hak kazanmış daha sonra mazbatası çeşitli entrikalarla YSK tarafından hukuksuz bir şekilde Ekrem İmamoğlu’nun hakı gasp edilmiştir.
Ekrem İmamoğlu’nun toplumsal barışı esas alan dil kullanması ve toplumun özlemlerini dile getirmesi İstanbul halkının gönüllerinde yer etmesini beraberin de getirmiştir.
Yönetenlerin artık yönetemez olması,hayat pahalılığı,hukuksuzluk gibi çeşitli etkenler de bunun üzerine tuz biber olmuştur.
23 Haziran da yenilenecek olan yetkinin gasp’ı seçimininde bu gerçeklilik üzerine şekillenecek gibi görünüyor.
Bu günkü yaşadığımız olgu da geçmişte izlediğimiz film tekrarından ibarettir.
Uzun zamandır iktidar da bulunan AK-Parti iktidarının yönetme kabiliyetini kaybetmesi bunun akabinde toplumun ötekileştirilmesi kendi içindeki çelişkilerin artarak ve giderek derinleşmesi toplumun AK-Partiye Oy vermemesi için seçeneklerin çoğalmasına neden olmuştur.
2002’den başlayarak 2019’a kadarki AK-Parti İktidarını sonlandıracak olan gerçek de budur.
‘’Öyle gözüküyor ki 23 Haziranda her şey çok güzel olacak’’
Sağlıcakla kalın