Samsun Devrimci 78’liler Derneği, Necdet Adalı’yı idam edilişinin 44 yılında andı
Samsun Devrimci 78’liler Derneği, 44 yıl önce 12 Eylül’de idam edilen Necdet Adalı’yı andı.
Samsun Devrimci 78’liler Derneği, 12 Eylül’de idam edilen Necdet Adalı’yı ölümünün 44. yılında Samsun’da andı. Grup adına açıklama yapan Cahit Kolukısa, özetle şöyle konuştu:
“İdamının 44. yılında Necdet Adalı onurumuz olmaya devam ediyor. Yoldaşlar; tam 44 yıl önce bugün bir kurtuluş savaşçısı Necdet Adalı emperyalizme, faşizme, şovenizme, darbecilere karşı bir direniş destanı yazdı. Denizlerden aldığı direniş meşalesini daha da alevlendirerek kendisinden sonra idam edilecek 16 devrimciye onurla devretti. Kavgası, mücadelesi, anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Ekim ayı birçok katliam ve kıyımın ayıdır. Bahçelievler Katliamı’nın üzerinden 46 yıl geçti. Katiller AKP hükümetinin yargı düzenlemesi ‘faşist affı’ ile aramızda ellerini kollarını sallayarak dolaşmaya devam ediyor. Cezasızlık ve devletin suçluları koruma refleksi gündeme girerek katilleri, tecavüzcüleri toplumun içine salıverdiler. Şimdiye kadar iş başına gelen tüm iktidarlar darbecilerle hesaplaşmak yerine darbecilerle uzlaşıp darbenin nimetlerinden faydalanmayı seçtiler. Yetmediği yerde darbe şartlarını ve yasalarını yeniden tahkim ettiler. Dahası iyi darbe kötü darbe ayrımı yapıp, senin darben benim darbem yarışına girdiler. Bunların hiçbirinin darbecilerle hesaplaşma kaygısı olmadı olmayacak da.
Devrimciler ise darbecilerle hesaplaşma iklimini yaratamadı. Bu hesaplaşma açık duran bir hesap ve henüz kapatamadık. En son AKP eliyle kotarılan darbe bir diktatörlük tesis etti. Devrimciler ‘Ne darbe, ne diktatörlük’ diyerek demokrasi taleplerini öne çıkardı. Yeni yaratılan darbe şartları savaştan, işgalden, hakların ve özgürlüklerin kısıtlanmasından besleniyor. Halklarımızın iradesini temsil eden milletvekilleri, belediye eş başkanları cezaevlerinde rehin tutuluyor. Gazeteciler, bilim insanları, öğrenciler, muhalif kesim gözaltına alınıyor. Mahkemeler ceza yağdırıyor. Yandaşların, siyasilerin ve kayyumların yaptığı haksızlıklar, yolsuzluklar, hırsızlıklar arşa dayandı. Yandaşlar halkın cebine, sofrasına ve geleceğine dadandılar. Yoksulluk diz boyu… Doğayı, hayvanları ve insanları katleden anlayış sellerle, yangınlarla, deprem felaketleri ile halkımızı bir başına bıraktı. Deniz aşırı ve sınır ötesi savaş, operasyonlar, işgaller sonucunda göç ve mülteci sorunu ülke sorunlarında ilk sıralara yükseldi. Bu zulümlere, dayatmaya ve haksızlıklar karşısında devrimci olmanın, Necdet olmanın tam zamanı. Devrimcilerin mücadele ve dayanışma ruhunu kuşanarak karşı koymanın mücadele etmenin tam zamanı. Devrimciler olarak mücadeleyi, dayanışmayı, karşı durmayı, pes etmemeyi yaşamlarımıza geri çağırıyoruz.
Onlar sandılar ki, devrimcileri öldürdükçe yok olup tükenecekler… Yanıldılar. Göğü fethe çıkan komünarların özgürlük çığlığını Paris surlarının altında boğmaya çalışanlar yanıldı. Che Guevara’nın ezilen uluslara bayrak olan mücadelesini Bolivya dağlarına gömmek isteyenler yanıldı. Kızıldere’de onları katledenler yanıldı. Adalı’yı idam ederek susturmak isteyenler yanıldı. Necdet’in ‘kahrolsun sömürgecilik’ diyen sesi Botan’da yankılandı, Amed’de isyan oldu. Diyarbakır zindanında kıvılcım oldu. Dün devrimin sesinden korkanlar, bugün özgürlüğün sesinden korkuyorlar. 12 Eylül hesabı sorulmadan, işkenceciler cezalandırılmadan, idam edilen ve katledilen yoldaşlarımız aklanmadan, darbe kurumları dağıtılmadan, kirli savaş sona ermeden, savaş suçluları yargılanmadan, Kürt sorunu eşitlikçi bir temelde, Kürt halkının talepleri karşılanarak, siyasi bir çözüme kavuşturulmadan, eşit özgür bir Türkiye hayaldir. 12 Eylül 1980 darbesinin 44. yılında, 12 Eylül darbecilerinin ilk olarak idam sehpasına gönderdiği Necdet Adalı’nın bizlere miras bıraktığı bayrak, sömürü, ezme ve ezilme ilişkileri yeryüzünden silininceye kadar ateşin ve güneşin çocukları tarafından onurluca taşınmaya devam edecektir.
İnanıyoruz ki liseli gençlik, üniversiteli gençlik, işçi gençlik hepsi kendi alanlarında mücadele ederek, devrim bayrağını daha yukarı taşıyacaklardır. Hepsi birer Necdet olacaklar. Kamu çalışanlarımız, işçilerimiz bütün halklarımız faşizme, emperyalizme, şovenizme, gericiliğe karşı tek yumruk olup ‘faşizme karşı omuz omuza’ sloganını hayata geçirecekler. Saldırılara karşı bir direniş barikatı örecekler. Kürt halkı onurlu bir barışı sağlayıp eşit özgür bir gelecek kuracaktır. Görülecek bir hesabımız, sorulacak bir sorumuz, kapanacak bir defter var ortada. Bitirmediğimiz bir mücadele sürüyor yaşamımızda. Bugün mücadeleyi kazanmak için Necdet Adalı olacağız. Direnişini ve direniş geleneğini sürdüreceğiz. Devrim bakışlı mavi gözlü çocuk sen rahat uyu. Bahçelievler katliamında faşist cellatlar tarafından vahşice ‘biçilen’ 7 TİP’li yoldaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız. Faşizme karşı omuz omuza, Necdet Adalı ve katledilen 7 devrimci yoldaşımız onurumuzdur”