Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: Türkiye koronavirüsle mücadelede ilk dönemi tamamlamıştır

Example HTML page

Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Türkiye’miz koronavirüs mücadelesinde ilk dönemi tamamlamıştır,” dedi. Koca, “Hassas davranmazsak serbestlik yeni mecburiyetlere yol açar. Kontrolün kaybı ikinci dalgalanmanın davetçisi olacaktır,” uyarısında bulundu

Vaka sayıları ve hastaların durumunun ele alındığı Koronavirüs Bilim Kurulu’nun bugünkü toplantısı sona erdi. Toplantıda, Kovid-19 tanısı ile tedavi konusunda dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeler değerlendirildi.

Toplantının ardından açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Türkiye’miz koronavirüs mücadelesinde ilk dönemi tamamlamıştır. Bu hafta önemli bir gelişme daha oldu. İyileşen hasta sayımız, koronavirüs vaka sayısını aştı,” dedi.

Koca, maske satışının nasıl olacağı yönündeki soruya ise şu yanıtı verdi: “İhtiyacı daha fazla olabilecek vatandaşımız olacak bu dönemde. Evde kalmayıp kısıtlı serbestliğin olduğu ihtiyacı daha fazla olabilir. Gidermek anlamında yüksek bir fiyat olmamak kaydıyla, taban fiyatı belli olan dönem olacak. Bununla ilgili ayrıca buna ilave olarak yani ücretsiz mesaj da gönderip verdiğimiz maskeler dışında vatandaşın ihtiyacı olduğunda maskeye erişebilmek için market, eczane, medikal marketlerden alabilmelerin önü açıldı. Yarın en geç Cuma günü itibarıyla Ticaret Bakanlığımızın bununla ilgili açıklaması olmuş olacak.”

Önümüzdeki hafta geçilecek düzen için meslek gruplarına yönelik tedbir rehberleri yayınlanacağını belirten Koca, “Bilim Kurulumuz bütün sektörlere bu rehberleri düzenleyecek,” ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Mücadelemizin birinci dönemi 2020 yılına koranavirüs korkusuyla girdiğimiz günlere dayanıyor. 81 bil ilimizin hıfzısıhha kurullarını harekete geçirip aynı gün Bilim Kurulumuzu kurmuştuk. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü tarih 11 Mart’tı. O tarihte dünyada hastalığın yayıldığı sınırlı sayı ülkede 119 bin 132 toplam vaka sayısıydı.

Vaka sayıları önlenemez şekilde devam etti. Dünyada salgının hızı kesilebilmiş değil. Türkiye’de ise, vaka sayısı 4 hafta içinde en üst düzeye ulaştı ve inişe geçti. 11 Nisan 33 bin 170 kişiye test yaparak 5 bin 138 vaka tespit ettik. Bu bir günde en çok vaka tespit ettiğimiz tarihti. 29 Nisan’da test sayımız 43 bin 498’e ulaştı.

29 Nisan koronavirüsle birinci dönemi geride bıraktığımız tarihtir. Dün itibarıyla iyileşen vaka sayısı ile toplam vaka sayısı arasındaki fark azalıyor. İçinde bulunduğumuz hafta önemli gelişme daha oldu. İlk kez iyileşen hasta sayımız mevcut koronavirüs hasta sayısını aştı.

“İKİNCİ DÖNEMDEYİZ”

Tanı ve tedavideki başarı salgını kontrol altına aldığımızın kanıtlarıdır. Artık salgın yönetiminde güncel politika ve uygulamalara gidebiliriz. Şu anda koronavirüsle mücadelemizin ikinci dönemide yeni dönemin ilk günlerindeyiz.

Bu ikinci dönemde başarı yine bazı koşullara bağlıdır; tedbir alma, tedbirlere uymak başarının garantisidir. Tedbirsiz davranmak koronavirüs tehdidinin ortadan kalktığını varsaymaktadır. Tedbir zorunludur; çünkü tehdit devam etmektedir.

Virüs şu anda öngöremeyeceğimiz bir dönem boyunca dünyada, bu toplumda, aramızda dolaşmaya devam edecektir. Konuk olduğunuz yerde, bindiğiniz asansörde, gittiğiniz berberde, beklediğiniz otobüs durağında, markette, kalabalığına karıştığınız caddede karşınıza çıkabilir. Bunu tam olarak bilemezsiniz. Hiç tanımadığınız taşıyıcıdan hastalığı kapabilirsiniz. Salgın kontrol altına alınabilmiştir ama virüsle ilgili gerçekler değişmemiştir. Eviniz hala en güvenli ortam olmaya devam etmiştir.

Özgür ama kontrollü olacağız. Bugüne kadar tedbirlere sıkı şekilde uymasaydık, bulunduğumuz noktaya gelmemiz sözkonusu olamazdı. Mücadelenin ikinci dönemindeyiz diyemezdik. Şimdi yaşama alanımız genişliyor, aynı tedbirleri daha geniş alanda uygulamaya geçiriyoruz.

Ciddi başarı gösterilen her mücadelenin mutlaka bir ödülü vardır. Bulunduğumuz noktada tüm dünyanın model alma çabası içine girdiği başarının sahipleri olarak 83 milyon bu başarının ödülünü almaya elbette hak ediyoruz. Haklıyız dışarıdaki hayatı özledik, sevdiklerimize sarılabilmek, bayramda büyüklerimizin ellerinden öpebilmek istiyoruz. Küçük mutluluklar bile şu andaki hayatımıza renk getirecek.

Bu mücadelede her gün hayatını riske atanlar da sizinle aynı şeyleri hissediyor ve sizinle aynı şeyleri istiyor. Gerçekler isteklerden biraz daha farklı olduğunu kabul etmeliyiz. Başladığımız dönem tipik bir normalleşme dönemi değildir. Kısıtların biraz esnediği dönemdir.

Yeni dönem tedbirlerle özlemlerin sentezidir. Başlayan günler 11 Mart’tan bu yana gösterdiğimiz çabanın şimdiki ödülüdür. Ama bu ödül büyük ödül değildir. Hassas davranmazsak serbestlik yeni mecburiyetlere yol açar. Kontrolün kaybı ikinci dalgalanmanın davetçisi olacaktır.

Türkiye’de salgın mevcut şartlarda kontrol altına alınmıştır. Haziran’a ilişkin öngörülerimiz daha da somuttur. Koronavirüs tehdidi ortadan kalkmış değil. Bu son taşıyıcının izolasyonu, tedavisi ile mümkündür. Risk uzun süre sürecek.

Koronavirüs 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bütün dünyayı aynı anda ilgilendiren bir olaydır. Bu olay bile meselenin büyüklüğünü ortaya koymaktır. Bu sebeple 2020 öncesi anlamında normal hayata dönüş fikri bütün dünyada yanlış bulunmaktadır.

“ESASINDA NORMALE DÖNMÜYORUZ”

Bugüne kadar her ne kadar normale dönüş ifadesi yer yer kullanılsa da esasında normale dönmüyoruz. Yeni hayatın normallerini oluşturuyoruz. Bu hayatın normali eskisinden farklı olacaktır. Yeni normal için büyük bir motivasyon ve sağduyu göstermeliyiz. Toplum olarak ortaya koyduğumuz fedakârlığın serbestlik olarak düşünmemeliyiz.

Salgınla mücadelede birinci dönemde hedefimiz hastalığı kontrol altına almaktı. Koronavirüsle mücadelede ikinci dönemde hastalığın önündeki fırsatları ortadan kaldırmak, hayatı yeniden düzenlemektir. Bazı kısıtları esnettiğimiz yeni döneme isim vermeye yararlı buluyoruz. İsim bize mücadelemiz için bir fikir verecektir. Bu isim kontrollü sosyal hayattır.

Önümüzdeki günlerde evlerimizden daha sık dışarı çıkacağız. Sosyal hayata geçiş artacak. Virüse karşı mücadelede yeni durumun kuralları, tedbirleri olmalıdır. Kontrollü sosyal hayat bunların ifadesidir. İkinci dönemin stratejisidir. Tüm alanlar için yeni yaşam biçimidir. Özgür ama tedbirli bir hayat tarzına geçiyoruz.

Kuaföre gideceğiz ama önlemlerin alınıp alınmadığına bakacağız. Alışverişimizi yapacağız ama ulaşıma, yoğunlaşmaya dikkat edeceğiz. İki temel tedbir var. Birincisi dışarı çıkmamız gerekiyorsa mutlaka maske kullanacağız ikincisi sosyal mesafeyi dikkatli bir şekilde ayarlayacağız. Virüsün solunum yoluyla kesinleşmiş bilgidir. Eğer sosyal mesafeyi ayarlamazsak maske tek başına yeterli olmayacaktır. Maske ve sosyal mesafe birbirini tamamlayan iki tedbirdir.

Bakanlığımızın geliştirdiği mobil uygulamayı, kontrollü sosyal hayat döneminin son derece önemli ihtiyaçlarından biri olarak görüyoruz. Uygulama ücretsizdir. Günlük hayatta karşılaşabilecek riskleri en aza indirgemek amacı ile geliştirildi.

Gitmek istediğiniz yerde ne ölçüde riskli bir durumla karşılaşacağınızı görebilir anında tedbir alabilirsiniz. 5 milyon 600 bin kullanıcıya ulaşmıştır. Bugün itibarıyla anlık işlem kullanıcısı 1 milyonu aşmıştır.

Kontrollü sosyal hayat salgınla mücadelede sorumluluğun paylaşıldığı hayattır. Asansörden, stadyuma, işyerinden heryere işbirliği ve uyum içinde uygulamalıyız.

Fiziki etkileşimi asgariye indiren düzene kavuşturmalıyız. Toplumumuzun pratik zekası yeni ortama uyacaktır. Biz mücadelede olduğu gibi yeni hayata da öncülük edebiliriz. Sağlık ordumuz olarak bu süreçte test kapasitemizi arttıracağız. Her yeni vakada filyasyon yöntemini titizlikle uygulayacağız. Vakalarımızı erken tespit edeceğiz. Düzenli taramalar yapacağız.

Sağlık ordumuzla eskisiden daha fazla dikkatli olacağız. Hedefimiz yeni hasta sayısının, vefat sayısının sıfır olduğu bir tablo, başarıda istikrar, riske karşı tam kontrol, net sonuç. Kısıtları olabildiğince azaltılmış bir hayat. Başarabileceğimizi biliyoruz, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”

Bakan Koca, maskelere erişimle ilgili soruya, şu yanıtı verdi:

“Maske konusu özellikle yeni bir normalleşme sürecine giriyoruz; yani bu sürecin ikinci dönemi. Bizim kontrollü sosyal hayat olarak tanımladığımız bu dönem. Bu dönemde daha bir normalleşme kısıtlı da olsa serbestliğin de olsa bu dönemde maskeye ihtiyacın daha fazla olacağını biliyoruz. Bizim daha çok özellikle eczaneler üzerinden 30-65 yaş dönem için 10 günde bir 5’li paket ücretsiz uygulamamız vardı. 39 küsur milyon kişiye mesaj gitti ve dağıtım yapıldı. Şu ana kadar 160 milyonu buldu maske sayısı. İhtiyacı daha fazla olabilecek vatandaşımız olacak bu dönemde. Evde kalmayıp kısıtlı serbestliğin olduğu ihtiyacı daha fazla olabilir. Gidermek anlamında yüksek bir fiyat olmamak kaydıyla, taban fiyatı belli olan dönem olacak. Bununla ilgili ayrıca buna ilave olarak yani ücretsiz mesaj da gönderip verdiğimiz maskeler dışında vatandaşın ihtiyacı olduğunda maskeye erişebilmek için market, eczane, medikal marketlerden alabilmelerin önü açıldı. Yarın en geç Cuma günü itibarıyla Ticaret Bakanlığımızın bununla ilgili açıklaması olmuş olacak.

Reçeteyle düzenlenen bu maskeyi vatandaşımızın kullanmasını önermediğimiz sağlık çalışanların ve özellikle hekimlerin kullandığı maske, bu sadece eczanelerde satılıyor, bunda sorun yok oralardan alınabilir.

Önümüzdeki haftayla ilgili alınabilecek tedbirlerde özellikle meslek gruplarına rehberler yayınlamış olacağız. Bilim Kurulu kuaföre giderken, giyim mağazasına giderken o işletmenin uyması gereken kurallar ve oraya nasıl gidilmesi kurallarını bildiren rehberler yayınlanacak. Bilim Kurulumuz bütün sektörlere bu rehberleri düzenleyecek. Rehberler hazırlanıp ilgili kurumların açıklamalarıyla ve ilgili işletmelerde de görülebilecek şekilde rehberlerin hazırlığı tamamlanmış olacak.”

LİGLERİN DEVAM KARARI

Sağlık Bakanı Koca, TFF’nin ligleri Haziran ortasında devam ettirme kararıyla ilgili ise “Dün bir görüşmemiz oldu sayın Başkanımızla. Bununla ilgili bir açıklama da yapmıştık. Orada da net ifade etmeye çalışmıştım. Özellikle futbol hassas bir konu. Geniş kitleleri ilgilendiren bir alan ve burada kararı vermesi gereken federasyonun kendisi olduğunu özellikle ifade etmiştim. Federasyonun özgür iradesinin kararını verebileceğini, bakanlık olarak asla öneri, yaklaşım ve katkıda bulunmak istemediğimizi ifade etmiştim. Bugün yapılan açıklamalarda gördüğümüz şeklinde şu dönemde federasyonun sağlık kurulunun olduğunu biliyoruz. Sağlık kurulunun bu süreci nasıl yönetmeleri gerektiğiyle ilgili bir çalışma olduğunu biliyoruz. Özgür, kendi iradeleriyle kararı federasyon zaten verdi, dolayısıyla bundan sonraki sorumluluk da federasyonundur. Sağlık kurulu bu anlamda almış olduğu kararlar, tedbirler noktasında federasyon bu kararı alabiliyorsa karar kendisidir, sorumluluk da bu anlamda federasyonundur” diye konuştu.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir