Kılıçdaroğlu: Deprem için toplanan 36 milyar dolar nerede?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında “İstanbul’daki olası bir deprem için toplanan 36 milyar dolar para nerede?” diye sordu.
Konuşmasının başında hafta sonu İstanbul’da gerçekleştirilen CHP’nin öncülük ettiği Uluslararası Suriye Konferansı’na değinen Kılıçdaroğlu, bölgedeki çözümün Şam ile diyalog içerisinden geçtiğini söyledi.
Açıklanan Yeni Ekonomi Paketi’ne de tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Her programdan sonra fiyatlar yükseliyor, zamlar kapıya dayanıyor, işsizlik artıyor. Yeni program bir IMF programıdı” dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca, iktidarın IMF ile gizli görüştüğünü de belirtti.
“Milli gelirin yüzde 62’si kadar borç var” diyen Kılıçdaroğlu, “Tarihte böyle bir örnek yok. Baktılar ki borçları yönetemiyorlar Borçlanma Genel Müdürlüğü’nü kurdular. Düyun-u Umumiye yani. Bu bile Türkiye’nin ne kadar kötü yönetildiğinin göstergesi” ifadelerini kulladı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Türkiye’de iktidarın yapması gereken toplantıyı doğal olarak biz yaptık. Suriye konferansı yapın dedim kabul edilmedi. Bunu biz yaptık. 100’ün üzerinde yabancı gazeteci katıldı. 22 ülkeden gözlemci ve konuşması katıldı. Bu da tarihsel önemini ortaya koyuyor.
Ankara ile Şam arasındaki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu söyledim. Suriye’nin geleceğine Suriye halkı karar verir. Başka bir ülkenin içişlerine karışmamanın altını özellikle çizdim.
Amerika ile Rusya’nın çıkarları arasında savrulmamak toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık, egemenlik ve iyi komşuluk ilkelerine dayanan bütünlüklü ve uyumlu tek bir Suriye politikası izlemeliyiz. Suriye’nin bütünlüğünü korumalıyız. İki egemen güç arasında savrulmamalıyız.
“İKTİDAR RUSYA’YA GİDİYORA AYRI TELDEN, AMERİKAYA GİDİYOR AYRI TELDEN”
Suriye yönetimi başta olmak üzere, meşruluğu bütün aktörlerce kabul edilmiş kişilerce toplanalım konuşalım dedik. Bugüne kadar bütün hamlelerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz dedik. Suriye yeniden güvenli bölge olduktan sonra kendi ülkelerine dönmeleri için teşvik çalışmaları yapmalıyız dedik.
Normalde bunu yapması gereken iktidar. Ama iktidar Rusya’ya gidiyor ayrı telden, Amerika’ya gidiyor ayrı telden. Bir taraftan silah alacaksınız, öbür taraftan bizi desteklesin diye oradan da silah alacaksınız.
“VATAN TOPRAĞINDA TÜRBE KAÇIRANLAR KAHRAMAN İLAN EDİLİYOR”
Güvenli Bölge olsun. evet olsun, Süleyman Şah Türbesini tahkim edip, koruyabilseydiniz o alanı bugün Suriye’nin doğusu diye bir şey olmazdı.
Kendi vatan toprağında türbe kaçıranlar şimdi kahraman ilan ediliyor. Bu benim ağrıma gidiyor. Öngörülemez politika bizi bu noktaya getirdi.
“DEPREM VERGİLERİ NEREYE HARCANDI?”
İstanbul’un depreme dayanıklı hale gelmesi için 36 milyar dolar toplandı. 1999 depreminden sonra İstanbul ve Marmara’nın yenilenmesi gerekiyordu. Rahmetli Ecevit kanun ve ek vergiler getirdi. 2002-2019 arasında 36 milyar dolar para toplandı. Depremden sonra ben bu soruyu sordum. Vergiler nereye harcandı diye sordum. Bana tepki gösterdiler. ‘Bu soruyu sormanın zamanı mı?’ diye. Ne zaman soracağız? Şehir hastanelerini de soruyoruz ama kulaklarını tıkıyorlar. Evet tam sırası. Nereye gitti bu paralar? Sen 29 okulu dahi depreme dayanıklı hale getirememişsin. Ben bu soruyu sormayacak mıyım?
“İŞ YANDAŞLARA GELİNCE HER TÜRLÜ PARA VAR”
İş yandaşlara gelince her türlü para var. AK Partili kardeşlerim özellikle dinlesinler. Senin depreme dayanıklı evini yapmadılar ama bizim beşli çete dediğimiz bir grubu kurtarmak için 1 milyar 670 milyon lira o şirkete verdiler, İstanbul Finans Merkezi’ni Varlık Fonu’yla satın aldılar. Kimi kurtardılar? 3 kişiyi. Peki milyonlarca insanın derdiyle ilgilenen var mı?
“YENİ PROGRAM BİR IMF PROGRAMIDIR”
Yeni Ekonomi Programı açıklandı. Her programdan sonra fiyatlar yükseliyor, zamlar kapıya dayanıyor, işsizlik artıyor. Yeni program bir IMF programıdır. Bereket versin IMF heyeti bizim arkadaşlarla da görüşünce gerçek ortaya çıktı. Geçen yıl büyüme oranı yüzde 2,3’tü, yeni açıkladıkları 0,5. Çünkü IMF böyle diyor. İşsizlik yüzde 12,1’di genç işsizlik yüzde 25’e dayandı. Kişibaşına milli gelir 10 bin dolar hedefiydi, 9 bin 93 dolara düştü. Bütçe açığı 98 milyar lira olacak diye, şimdi 138 milyar lira. Enflasyon yüzde 8 öngörmüşlerdi şimdi yüzde 12’nin üzerinde. Neyi öngörüyorlar? IMF ne öngörüyorsa aynısını dayattılar. Elektrik ve doğalgaza zam yapıldı. ‘Memur, işçi ve emekli aylıklarını enflasyona endekslemeyin, hedeflenene endeksleyin’ diyorlar. Batan şirketleri kurtarmaya başladılar. Önümüzdeki süreçte yeni vergiler gelecek. Sosyal güvenlik kara deliğe dönüştü. Çiftçiye düşük fiyat vererek bütçedeki açığı azaltın diyorlar. Ne öngörülmüşse aynen yerine getiriyorlar.
“MİLLİ GELİRİN YÜZDE 62’Sİ KADAR BORÇ VAR”
Borcun milli gelire oranı yüzde 61.9’a çıktı. Milli gelirin yüzde 62’si kadar borç var. Tarihte böyle bir örnek yok. Baktılar ki borçları yönetemiyorlar Borçlanma Genel Müdürlüğü’nü kurdular. Düyun-u Umumiye yani. Bu bile Türkiye’nin ne kadar kötü yönetildiğinin göstergesi. Yalnızca devlet değil vatandaş da borç batağında. Saray’dakiler işsizlik nedir bilmezler.
(İş arama kuyruğu fotoğraflarını göstererek) 17 yıl önce böyle bir manzara yoktu. Böyle bir vicdansızlık yoktu.
“ATAMAYLA GELEN BAKANLAR VEKİLLERİ CİDDİYE ALMIYOR”
Sayın Erdoğan bir konuşma yaptı dün. Konuşma metnine baktığınızda AKP Genel Başkanı’nın konuşmasıydı. Konuşmadaki şu iki cümle çok önemliydi. “Milli iradenin tecelligahı her şeyin üstündedir. Milletimizin ve onların temsilcileri olan sizlere kulağımızı kapatmadık, kapatmayacağız.” Burada dur. Parlamento açılışında bari doğruları söyleyelim. Anayasaya göre Meclis’in denetim yetkisi var. Yazılı soru verirseniz, yürütme kurulunu denetlersiniz. Meclis araştırması, soruşturması var. Milletvekillerimiz 18 bin 895 soru sormuş, sorulan sorulardan zamanında yani anayasanın öngördüğü 15 gün içinde cevaplanan yüzde 7, hiç cevaplanmayanların oranı yüzde 61,5. TBMM’yi ciddiye almıyorlar. TBMM bir itibar erozyonu yaşıyor. Oysa anayasa ne diyor? TBMM üyeleri seçildikleri bölgeyi değil bütün milleti temsil ederler. Milli iradeye karşı çıkıyorsun. Atamayla gelen bakanlar vekilleri ciddiye almıyor.
Bir sözüm de TBMM Başkanı’na, işine gelmediği zaman soru önergelerini geri gönderiyor bu olmaz diyor. Peki, Sayın Başkan, uyduruk cevaplar gelince onları geri gönderiyor musun?