İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1,5 yıllık ekonomi deneyinin maliyeti

Example HTML page

1,5 yıl önce ekonomistlerin faiz politikasına eleştirilerine “Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim” yanıtını veren Erdoğan faiz konusunda geri adım atmaya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün “Hazine ve Maliye Bakanı’mızın atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası ile atmasını kabullendik” dedi. Peki Erdoğan’ın “faiz sebep, enflasyon neticedir” tezinin faturası ne oldu?

‘Benim alanım ekonomi, ben ekonomistim‘ diyerek Türkiye’yi 2022 yılına yeni bir ekonomi modeliyle sokan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “faiz sebep, enflasyon neticedir” teziyle 1,5 yıldır uyguladığı politika Türkiye’yi tarihinin en ağır ekonomik kriziyle karşı karşıya bıraktı.

Erdoğan, ekonomistlerden “faiz sebep, enflasyon neticedir” tezine gelen eleştirilere o dönem “Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bu konuda nas ortada. Nas ortada olduğuna göre sana, bana ne oluyor?” diye cevaplamıştı.

Eleştirilerin devam etmesi üzerine Erdoğan bir kez daha dini referanslar vererek şöyle demişti:
“Neymiş efendim? Faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Elhamdülillah biz doğru yoldayız. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar hükmü bize öyle sıradan gelen bir hüküm değil.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada bu tezi hala savunduğunu ancak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın atacağı adımları kabullendiklerini ifade etti.

Erdoğan’ın ‘faiz artışına yeşil ışık’ olarak yorumlanan açıklamaları şöyleydi:

“Tabii bazı arkadaşlar ‘Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor’ gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben burada aynıyım. Ama Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası’yla beraber atmasını kabullendik, ‘hayırlı olsun’ dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik.”

Ekonomide ‘nas’ döneminin sona erdiği değerlendirmelerine yol açan Erdoğan’ın bu açıklamalarının ardından gözler 1,5 yıldır ısrarla uygulanan “yeni ekonomi modeli”nin maliyetine çevrildi.

TL’DE BÜYÜK DEĞER KAYBI

Erdoğan’ın ‘yeni ekonomi modelini’ ilan ettiği 30 Kasım’da 12,96 olan Dolar/TL kuru, 20 Aralık’ta 18,36’ya kadar yükselmişti. TCMB rezervleri kullanılarak ve kur korumalı mevduatla TL tasarruflar dövize endekslenerek tutulmaya çalışılan dolar kurulu model hayata geçtiği tarihten bu yana neredeyse iki kat değer kazanarak 24 liraya dayandı.

‘HERKES HESABINI ONA GÖRE YAPSIN’ DEDİ, AMA…

TCMB’nin faiz indirimlerine başlaması öncesinde Ağustos 2021’de resmi yıllık tüketici enflasyonu yüzde 19,25’ti. TCMB’nin politika faizi de yüzde 19’du. Erdoğan’ın yeni ekonomi modelini ilan ettiği kasım ayında ise enflasyon yüzde 21,31 olurken, politika faizi yüzde 15’e çekilmişti. Modelin uygulandığı dönemde resmi enflasyon 21 yıllık AKP hükümetleri döneminin yeni zirvesini gördü.

29 Ocak 2022’de “Faizle mücadelemi biliyorsunuz, faizi indireceğiz ve indiriyoruz. Bilin ki enflasyon da inecek, daha da düşecek. Döviz kuru istikrara kavuşur, enflasyon düşer, pahalılık ortadan kalkar. Bunların hepsi de gelip geçicidir” diyen Erdoğan, yıl içinde enflasyonu düşüremeyince vaatlerini 2023’e sarkıttı. “Herkes hesabını 2023’te yüzde 20 enflasyona göre yapsın” sözleriyle 2022 yılını bitirdi. Ancak enflasyon TÜİK’in açıkladığı son verilere göre yüzde 39,59 seviyesinde.

FAİZ FAİZ DİYE DİYE…

Erdoğan’ın talimatıyla Merkez Bankası politika faizini yüzde 8,5’te tutsa da mevduat ve kredi faizlerinde 20 yılın zirvesi seviyeler görüldü. Hükümet seçim öncesindeki dönemde enflasyon ve cari açığı körükleme pahasına kredi musluklarını açtı ancak gelinen noktada birçok vatandaş krediye erişemezken, erişebilenler yüzde 50’lerin de üzerinde faizlerle karşı karşıya kaldı. Kredi kullanıp ev-araba almak toplumun büyük kesimi için artık hayal olurken, mevduat faizler ise yüzde 40’lı seviyeleri aştı. Erdoğan faiz ile olan savaşında ‘reelde’ kaybetti.

BORÇ PATLADI

Merkez Bankası politika faizini yüzde 8,5’ta sabit tutmaya devam ederken, Erdoğan’ın ekonomi modelinde Hazine’nin ödediği faiz ve borç yükü günden güne arttı. Cumhuriyet tarihinde ilk defa kamunun faiz borcu, anapara borcunu geçti. Hazine son üç ayda 159.8 milyar TL’si iç borç, 113.4 milyar TL’si de dış borç olmak üzere toplam 273.2 milyar TL borç geri ödemesi yaptı. Bu üç ayda borç servisinin yüzde 59’u faiz ödemelerinden, kalan yüzde 41’i anaparadan oluştu.

CARİ AÇIK KATLANDI

Erdoğan’ın yeni ekonomi modelindeki en büyük iddiası, TL’nin değerinin düşük tutulmasının getireceği ‘rekabetçi kur’ avantajı ile cari fazla vermekti. Ancak tablo, emtia fiyatlarının yüksek seyretmesinin etkisiyle tam tersi oldu. Türkiye ekonomisi 17 ay üst üste cari açık verirken, Şubat 2023’te 55 milyar dolar ile 10 yılın zirvesi görüldü. 2021 yılının tamamında cari açık 14.9 milyar dolar olmuştu.

BÜTÇE DELİK DEŞİK OLDU

Erdoğan’ın uygulattığı gevşek ekonomi politikası merkez yönetim bütçesini darmadağın etti. Seçimin etkisiyle bol keseden harcayan iktidar, bütçenin, bu nisan ayında 132,5 milyar TL, bu yılın ocak-nisan döneminde 382,5 milyar TL açık verdi. Bütçe açığı, geçen sene nisanda 50,2 milyar TL, ocak-nisan döneminde 19,4 milyar TL olmuştu.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir