İmamoğlu’nun Avukatlarından belgelerle yanıt: Tüm iddialar çürütüldü

https://askidafatura.ibb.gov.tr/

TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 1994 yılında mezun olarak aldığı İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü lisans diplomasıyla ilgili bir süredir gündemde tutulmaya çalışılan “usulsüzlük” iddiaları ve ardından başlatılan savcılık soruşturmasıyla ilgili hukukçu Prof. Dr. Adem Sözüer ve İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan Saraçhane’de ‘Olan Diploma’ başlıklı basın toplantısı düzenledi.

Ceza hukukçusu Prof. Dr. Sözüer İmamoğlu’nun yatay geçişle ilgili 1990 yılında ilan edilen şartları sağladığını ve İstanbul Üniversitesi’ne kabul edildiğini belirtti. “Hukuka aykırı davranışı olmayan bir insanla ilgili nasıl oluyor da bir soruşturma açılıyor” diyen Sözüer, “Koşullarda da sorun yok. İlan olmuş, başvurmuş. Daha sonra fakülteye başlamış.  Derslere devam etmiş. Sınavları başarıyla geçmiş. Diplomasını almış. Yüksek lisansını almış. O zaman bu nasıl oluyor da Ekrem İmamoğlu bakımından bir ceza soruşturması, savcılık soruşturması haline geliyor” diye konuştu.

İmamoğlu’na yapılan özel bir ayrıcalık olmadığını, 51 kişinin bu koşulları sağlayarak İstanbul Üniversitesi’ne geçiş yaptığını aktaran İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, “Onayın ardından Ekrem İmamoğlu 2 Ekim 1990 tarihinde İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne kaydını yaptırarak İstanbul Üniversiteli oluyor. İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümüne 2. Sınıf talebesi olarak başlıyor. Ekrem İmamoğlu’nun okul notlarını, öğrenci arkadaşları ile fotoğraflarını, üniversite futbol kulübünden geçmişini bu toplantıya aktarma ihtiyacı hissetmedik. Basında önce ‘diploması sahte’ diye başlayan tartışmaların daha sonra diploması sahte değil gerçek ama geçişi usulsüz iddialarına evrildiğini gördüğümüz gibi, hiç kimsenin de İmamoğlu’nun okul hayatı olmadığına dair endişesi ya da iddiası yok. Okul takımında kalecilik yaptığını da, arkadaşları olduğunu da herkes biliyor. Bu alan ‘bazıları’ için gizemli olsa da Sayın İmamoğlu için o gizem burada yok. Bu yüzden bu bölüme başka belge koyma ihtiyacı duymadık” ifadelerini kullandı.

“Bir yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı geçişin yapıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuata göre incelenir” diyen Pehlivan, “Buna ‘geriye yürümezlik ilkesi’ denir ve evrensel nitelikteki bu hukuk prensibine aykırı bir değerlendirme yapmak söz konusu olamaz. Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş müracaatı Ağustos 1990’da. Yani YÖK’ün istismar edilen bu kararından 1,5 yıl öncesinden yapılan bir müracaattır. Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı dönemde, mevzuatta yatay geçiş için tanıma ve denklik şartı getirilmiş değildir” şeklinde konuştu.

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatları Prof. Dr. Adem Sözüer ve Mehmet Pehlivan basın toplantısı düzenledi. İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde düzenlenen toplantıda İmamoğlu’nun 1994 yılında mezun olarak aldığı İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü lisans diploması ve yatay geçiş bilgileri resmi belgelerle kamuoyuyla paylaşıldı.

SÖZÜER: “CEZA HUKUKUYLA İLGİLİ HİÇBİR ŞEY YOK”

Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer, ceza hukukçusu olarak raporu okuduğunda şaşkınlık yaşadığını ifade ederek nedenini, “Çünkü Ekrem İmamoğlu’nun ceza hukukuyla ilgili hiçbir şey yok. O yüzden ben de düşünüyorum. Ne mütalaa yazacağız diye. Belki bugün sizin sorularınız olursa hani hiçbir hukuka aykırı davranışı olmayan bir insanla ilgili nasıl oluyor da bir soruşturma açılıyor?” dedi.

“BİLGİLERİMİZİ TAZELEYEREK GELDİK”

Prof. Dr. Özgenç’le birlikte komisyonlarda da bulunduğunu ve konuyu istişare ettiklerini belirten Sözüer, “O da uzun yıllar YÖK başkan vekilliği yaptı. Hatta birlikte Kıbrıs’taki bazı üniversiteleri denetlemek üzere de gittik. Rektörlerimizle, dekanlarımızla konuştum. Dolayısıyla hani konunun uygulama yönünü de bilgilerimizi tazeleyerek geldik. Ben de her yatay geçişte bir komisyon olur. O komisyonlarda görev yaptım. Ayrıca fakülte yönetim kurulları karar verirler. Orada da görev yaptım. Ayrıca da İstanbul Üniversitesi’nde çok uzun yıllar soruşturma komisyonu başkanlığı yaptım. O yüzden konunun uygulamasının da içindeyiz” ifadelerini kullandı.

O DÖNEMKİ MEVZUATA GÖRE ÇALIŞKAN ÖĞRENCİLER GEÇİŞ YAPABİLİYOR

“34 yıl sonra bir konu gündeme gelirse o zamanki yönetmeliğe bakılır diyen”  Sözüer, “O yönetmeliğe göre işler doğru mu yapılmış, yapılmamış mı ona bakarım. Peki burada nedense soruşturulan Ekrem İmamoğlu. Bu yönetmeliğe bakıp acaba Ekrem İmamoğlu bu yönetmeliğe aykırı bir iş mi yapmış mı diye ona bakarız.  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye geçiş yapıyor. Orada İngilizce işletme okuyor. Buradaki İngilizce işletme bölümüne geçiyor. Burada bir sorun yok. O zamanki mevzuata göre çalışkan öğrenciler için bu imkanlar, hani bir ÖSS puanına da gerek yok. O da tamam 1990 yılında ne başka bir kurum hani biz bunu üniversite olarak görmüyoruz diye bir yazısı da yok. Zaten buna aslında biz komisyondayken bakardık. Bu bir üniversite mi? Programı aynı mı derdik? Ona göre o komisyonlar karar verirdik. Orada da bir sorun yok. Ekrem İmamoğlu başvururken not ortalamasını veriyor. Bu belgede bir sorun var mı? Ben baktım orada da sorun yok.”

“SINAVLARI BAŞARIYLA GEÇMİŞ. DİPLOMASINI ALMIŞ. YÜKSEK LİSANSINI ALMIŞ”

İmamoğlu’nun istenen yeterlilikleri karşılayarak geçiş yaptığının altını çizen Sözüer, “Koşullarda da sorun yok. İlan olmuş, başvurmuş. Daha sonra fakülteye başlamış.  Derslere devam etmiş. Sınavları başarıyla geçmiş. Diplomasını almış. Yüksek lisansını almış. O zaman bu nasıl oluyor da Ekrem İmamoğlu bakımından bir ceza soruşturması, savcılık soruşturması haline geliyor” diye konuştu.

MEHMET PEHLİVAN: “İMAMOĞLU’NA BURADA YAPILAN ÖZEL BİR UYGULAMA YOK”

Prof. Dr. Adem Sözüer’in ardından ve söz alan İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, şöyle konuştu: “İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 5 Eylül 1988’de Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne giriyor. Sayın İmamoğlu bu üniversitede 1 yıl hazırlık 1 yıl da İngilizce İşletme Bölümünün 1. Sınıfını okuyor. Şimdi, Sayın Ekrem İmamoğlu ne oldu da Girne’den İstanbul Üniversitesi’ne geçiş yaptı. Kimilerinin iddia ettiği gibi bu kişiye özel yani torpilli bir geçiş miydi? Bu sorunun gerçek yanıtı çok aleni. Sayın İmamoğlu’na burada yapılan özel bir uygulama yok.”

“ÜNİVERSİTE ARANAN ŞARTLAR İÇİN İLAN VERİYOR”

“Aksine, isteyen ve şartları taşıyan herkes geçiş yapabilsin diye İstanbul Üniversitesi 30 Temmuz 1990’da Milliyet Gazetesi’ne ilan veriyor. İlanda şöyle diyor: “Yüksek Öğretim Kurumları Arasında Ön Lisans Ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca üniversitemiz eğitim programlarına 1990-1991 eğitim öğretim yılında yatay geçiş yoluyla kabul edilecek öğrencilerde aranılacak nitelikler, gerekli belgeler, son başvuru tarihi ve kontenjanlar aşağıda gösterilmiştir”.  Bu ilanda İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi de bulunuyor. Bu ilanı gören Sayın Ekrem İmamoğlu; ailesi ve iş hayatı İstanbul’da olduğu için bu yatay geçişten faydalanmak istiyor ve müracaatını yapıyor. Şimdi bundan sonra bakmamız gereken; Sayın İmamoğlu’nun eğitim başarısı ve durumunun üniversitenin ilanda verdiği kriterleri karşılayıp karşılamadığıdır?”

İŞTE GEÇİŞ İÇİN İSTENEN BELGELER

“1. Kriter; Başvurunun 14 Eylül 1990 tarihine kadar yapılması. EVRAK 3 (Ekrem İmamoğlu’nun Yatay Geçiş Başvuru Belgesi) Şu an ekranda gördüğünüz resmi evrak Sayın İmamoğlu’nun başvuru evrakı. Görüldüğü üzere başvuru tarihi 29 Ağustos 1990. Yani ilk kriter tutuyor.

2. Kriter; Öğrencinin okuduğu ve ayrılacağı kurumdaki bütün sınavlarını başarmış olması.  EVRAK 4 (İmamoğlu’nun Tüm Derslerinden Başarıyla Geçtiğinin Belgesi) Gördüğünüz bu 6 sayfalık transkriptte Sayın İmamoğlu’nun tüm derslerinden geçtiği belirtiliyor. Yani üniversitenin aradığı 2. Kriter de tamamlanmış.

3. Kriter de not ortalaması durumu. Not ortalamasının en az 60 olması gerekiyor. EVRAK 5 (İmamoğlu’nun 62,5 Puanlık Not Ortalaması) Şu an ekranda gördüğünüz evrakta yazdığı gibi; Ekrem İmamoğlu 1988 Güz döneminde girip, 1990 yılı yaz döneminde ayrıldığı okulundaki not ortalaması 4 üzerinden 2,5. Yani Türkiye sisteminde 100 üzerinden 62,5 not ortalamasına sahiptir. Bu önemli çünkü bazı gazeteciler ısrarla yatay geçiş şartlarında İmamoğlu’nun 60 puanlık barajı tutturamadığını 59 puanda kaldığını iddia etmiştir. Bu resmi evrakta da görüldüğü üzere Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş sırasında not ortalaması 62,5’tur.”

“ÜNİVERSİTE BU KRİTERLERİ TUTTURAMAYANLARA TORPİL YAPAMAZ”

“Yani başvuru için yasal mevzuatta gerekli her kriter yerine getirilmiş durumda. Peki İstanbul Üniversitesi bu kriterleri kendi kendine mi belirliyor? Hayır! Bu kriterleri, 1982 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Arasında Ön Lisans Ve Lisans Yatay Geçiş Esaslarına Dair Yönetmelik belirlemiş. Yani bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı. Bu şu demek: Üniversite bu kriterleri tutturamayanlara torpil yapamaz.”

“İMAMOĞLU BİR ÖĞRENCİ OLARAK ÜZERİNE DÜŞENLERİ YAPTI”

“Sayın İmamoğlu’nun bu kriterleri yerine getirdiğini belgelerle anlattık. Yani Sayın İmamoğlu yatay geçiş talebinde bulunan bir öğrenci olarak üzerine düşenleri yaptı. Şimdi sıra üniversitede. Başvuru kabul edilecek mi, edilmeyecek mi bu karar artık üniversitenin. Ekrem İmamoğlu gibi yatay geçiş talebinde bulunan 51 öğrencinin durumuna o tarihte karar verecek tek mercii yasal mevzuat gereği fakültenin yönetim kurulu. Bu yetkinin sadece fakültede olduğu 1982 tarihli Yönetmeliğin 2. Maddesinde açıkça yazılmış. Dolayısıyla İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne yatay geçiş yapmak isteyen 51 öğrencinin dosyası bu yönetim kurulunca inceleniyor ve karara bağlanıyor.”

“İMAMOĞLU’NUN GEÇİŞİ ONAYLANIYOR VE RESMİYET KAZANIYOR”

“Başvurular üzerine ilk olarak fakültede yatay geçiş inceleme komisyonu kuruluyor. Bu komisyon yatay geçiş başvurularına ön inceleme yaparak yönetim kuruluna alt hazırlık yapıyor. Şu an ekranda gördüğünüz evrak, yatay geçiş komisyonunun Sayın İmamoğlu ile ilgili kararı. (İÜ Komisyonu’nun İmamoğlu Kabul Evrakı) Evrakta da gördüğünüz gibi komisyon oybirliği ile, yatay geçişin kabulünü yönetim kuruluna öneriyor. Daha sonra 12 Eylül 1990 günü İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi yönetim kurulu toplanıyor. (İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu Kabul Kararı) Toplantı sonucu zabıt altına alınıyor. Gördüğünüz resmi evrakta aralarında Sayın İmamoğlu’nun da bulunduğu öğrencilerin yatay geçişi onaylanıyor. Yani daha önce de belirttiğimiz gibi, yatay geçişe onay vermeye tek yetkili makam olan fakülte yönetim kurulunun kararıyla Sayın İmamoğlu’nun geçişi onaylanıyor ve resmiyet kazanıyor.”

“1 KİŞİ İÇİN DEĞİL, TAM 51 KİŞİ İÇİN BU KARARI VERİYOR”

“Tam burada dikkatiniz çekmek istiyorum. İstanbul Üniversitesi rektörü veya herhangi bir dekanı değil karar veren. Her üniversite gibi İstanbul Üniversitesi’nin de bu konuda kurduğu Yatay Geçiş Komisyonu’nun önincelemesi üzerine kararı Yönetim Kurulu vermiştir. Yine 1 kişi için değil, tam 51 kişi için bu kararı veriyor! Çünkü ilana 1 kişi değil, tam 51 kişi başvurmuş!”

“BU ALAN ‘BAZILARI’ İÇİN GİZEMLİ OLSA DA…”

“(İmamoğlu’nun İÜ Öğrenci Belgesi) Bu onayın ardından da Ekrem İmamoğlu 2 Ekim 1990 tarihinde İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne kaydını yaptırarak İstanbul Üniversiteli oluyor. Ekranda da öğrenci durum belgesini görüyorsunuz. İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümüne 2. Sınıf talebesi olarak başlıyor. Ekrem İmamoğlu’nun okul notlarını, öğrenci arkadaşları ile fotoğraflarını, üniversite futbol kulübünden geçmişini bu toplantıya aktarma ihtiyacı hissetmedik. Basında önce ‘diploması sahte’ diye başlayan tartışmaların daha sonra diploması sahte değil gerçek ama geçişi usulsüz iddialarına evrildiğini gördüğümüz gibi, hiç kimsenin de İmamoğlu’nun okul hayatı olmadığına dair endişesi ya da iddiası yok (!) Okul takımında kalecilik yaptığını da, arkadaşları olduğunu da herkes biliyor. Bu alan ‘bazıları’ için gizemli olsa da Sayın İmamoğlu için o gizem burada yok. Bu yüzden bu bölüme başka belge koyma ihtiyacı duymadık.”

ASILSIZ İDDİALARLA İLGİLİ HUKUKİ HAKLARIMIZI SONUNA KADAR KULLANACAĞIZ

“Mesela puan ortalaması istismarından bahsettik. Gerçekleri açıkladık. İkinci bir istismar konusu da İmamoğlu’nun mühendislik fakültesinden işletme fakültesine geçtiği yönündeydi. Ama resmi belgelerde de gördüğünüz gibi Sayın İmamoğlu Girne’de de İngilizce İşletme okuyordu. Yani mühendislikten işletmeye geçti iddiası da doğru değil. Gerçekten bu süreçte adına ‘iddialar böyle’ denilerek bazı sözde bilgiler kamuoyuyla paylaşıldı. Onlardan biri de bir gazetecinin  ‘İmamoğlu İstanbul Üniversitesi rektörü ile gece yarısı 3 kez görüştü’ iddiasıydı. Oysa bunu iddia kılıfına saklanarak yazmak yerine İmamoğlu’ndan ya da basın danışmanından bu bilgiyi teyid etmek son derece kolaydı. Her nedense bir telefon açıp bu iddia doğru mu diye sormak yerine, birbirini hiç tanımayan 2 kişinin gece yarıları buluştuğu iddia edildi. Tüm bu kamuoyunu alenen yanıltmaya dönük yazılarla ve açıklamalarla ilgili de hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız.”

“GEÇİŞLERDE ÖYS PUANI İLE İLGİLİ BİR KRİTER BULUNMAMAKTADIR”

“Bir başka spekülasyon ise ÖSYM puanı ile ilgili. Puanı tutmadığı halde İmamoğlu yatay geçiş yaptı iddiasında bulunanlar var. Belirtmek gerekir ki, yatay geçiş başvuru şartları arasında ÖYS puanı ile ilgili bir kriter bulunmamaktadır. O resmi kriterleri az evvel gösterdik. Yatay geçiş için ÖYS Puan şartı aranmaması Sayın İmamoğlu gibi her başvuran için de geçerlidir. Yani bir istismar, bir haksızlık söz konusu değil. Sonuçta bu yönetmeliği hazırlayan da Sayın İmamoğlu değildir. O yüzden puan tartışması abesle iştigaldir.”

“YÖK, AKSİNE YATAY GEÇİŞ ŞARTLARINI SAĞLIYOR DİYE RAPOR VERİYOR”

“Buradaki basın mensupları gibi, ekranları başından bizi takip eden izleyicilerin en merak ettiği konu ise YÖK tarafından, Sayın İmamoğlu ile ilgili bir rapor hazırlanıp hazırlanmadığıdır. İşte, YÖK Raporu da, diğer elimizdeki belgeler gibi bu mavi klasörün içindedir. Yani bir rapor vardır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine hazırlanan YÖK Raporu öncelikle şunun altını çiziyor. (YÖK’ün “Geçiş Usulüne Uygun” Yorumu ) – Ekranda da gördüğünüz gibi, Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı dönem itibariyle, yatay geçişe ilişkin tüm şartları taşıdığını belirtiyor. Yani YÖK, birilerinin iddia ettiği gibi, not ortalaması yetmiyor, ÖYS puanı yetmiyor demiyor! tam aksine yatay geçiş şartlarını sağlıyor diye rapor veriyor.

YÖK KARARI GEÇİŞTEN 14 AY SONRA

“Peki YÖK, hazırladığı raporda Sayın Ekrem İmamoğlu aleyhine hangi veriyi ortaya koyuyor ki, bu konuyu istismar edenler devamlı YÖK raporuna atıf yapıyor? (YÖK’ün “Tanımama Kararı” Geçişten 14 Ay Sonra) Şu an ekranda gördüğünüz evrak 18 Kasım 1991 tarihli YÖK Yönetim Kurulu Kararı. Bu kararda Girne Amerikan Üniversitesinin bağlı olduğu ABD’deki üniversitenin YÖK tarafından tanınırken, Girne’deki kampüsünün tanınmadığı belirtiliyor. İşte istismar konusu yapılan belge budur ve işin bam teli de burada kopuyor. YÖK’ün rapora sunduğu bu belgeye dair yorumumuzu paylaşmadan önce hukukçular olarak altını çizmemiz gereken bir durum var.”

“YATAY GEÇİŞ YAPTIĞI DÖNEMDE, MEVZUATTA YATAY GEÇİŞ İÇİN TANIMA VE DENKLİK ŞARTI GETİRİLMİŞ DEĞİLDİR”

“Bir yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı geçişin yapıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuata göre incelenir. Buna ‘geriye yürümezlik ilkesi’ denir ve evrensel nitelikteki bu hukuk prensibine aykırı bir değerlendirme yapmak söz konusu olamaz. Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş müracaatı Ağustos 1990’da. Yani YÖK’ün istismar edilen bu kararından 1,5 yıl öncesinden yapılan bir müracaattır. Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı dönemde, mevzuatta yatay geçiş için tanıma ve denklik şartı getirilmiş değildir.”

“YATAY GEÇİŞ YÖNETMELİĞİNDE TANIMA VE DENKLİĞE DAİR BİR DÜZENLEME BULUNMAMAKTADIR”

“Diğer bir ifade ile o dönemde ne 2547 sayılı YÖK Kanunu’nda ne de Yatay Geçiş Yönetmeliğinde tanıma ve denkliğe dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu başvurunun uygunluğu değerlendirilirken tanıma ve denklik açısından bir kriter/şart aranması hukuken mümkün değildir. Zaten hal böyle olduğu için, İstanbul Üniversitesi yatay geçiş ilanında denklik ya da tanınma kriteri bulunmamaktadır.”

“İMAMOĞLU’NDAN YÖK’ÜN VERECEĞİ KARARI TAHMİN ETMELERİ Mİ BEKLENİYORDU?”

“Ekrem İmamoğlu ve İstanbul Üniversitesi’nin, Sn. İmamoğlu’nun başvurusundan 1.5 yıl sonra YÖK’ün vereceği kararı tahmin etmeleri mi bekleniyordu? Hukuk güvenliği, kural ve kaidelerin geçmişe yürümeyeceğine dair ilkeler birden ters yüz mü edilmeli? Bunu mu anlamalıyız? Madem ki Sayın İmamoğlu’nun ve o dönemde geçiş yapan birçok insanın yatay geçişi, tanıma ve denklik üzerinden istismar edilmekte, biz de burada YÖK’ün tanıma ve denklik işlemlerinin yasal mevzuattaki karşılığını anlatalım. Belki böylece kamuoyunu manipüle etmek üzere yapılan bu asılsız iddiaların son bulmasına vesile oluruz.”

TANIMA VE DENKLİK İŞLEMLERİ YASAL DAYANAĞA 1996’DA KAVUŞTU

“YÖK’ün tanıma ve denklik işlemlerinin yasal bir dayanağa kavuşması ancak 14.07.1996 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliğiyle olmuştur. Yani YÖK’ün tanıma ve denklik kuralı Sn. İmamoğlu’nun yatay geçiş müracaatından tam 6 yıl sonra getirilmiştir. 6 yıl sonra getirilen bir kuralı geriye yürütmeyi hukukla açıklamak mümkün değildir. Bunun açıklaması siyasetin konusudur diye düşünüyorum!”

“DİPLOMALARIN TANINMASI VE DENK SAYILMASINA DAİR DÜZENLEME YAPILDI, GEÇİŞLERİ KAPSAMIYOR”

“1996 yılında yayımlanan bu yasal düzenleme öncesinde tanıma ve denklik işlemleri, neye göre yapılmakta ve ne amaçla yapılmaktaydı? Buna da cevap olması açısından şunları söylemekte fayda vardır. Tanıma ve denklik işlemleri, 25.08.1983 tarihli 83.47.531 sayılı Yükseköğretim Yürütme Kurulu Kararı ile kurulmuş ve herhangi bir yasal dayanağa tabi olmadan işlemlerini yürüten, YÖK Denklik Birimince yapılmaktaydı. Daha sonra 1996 tarihinde yayımlanan Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliğiyle YÖK’ün tanıma ve denklik işlemleri yasal bir dayanağa kavuşmuştur. Yönetmeliğin adından da anlaşılacağı üzere YÖK Denklik Birimi tarafından yapılan denklik incelemesi, yalnızca yurtdışından alınan yükseköğrenim diplomalarının Türkiye’de geçerli olup olmadığına yöneliktir. Yani tanıma ve denklik yasal mevzuata kavuşsa da bu mevzuat yatay geçiş işlemlerine yönelik değildir! Alınan diplomaların tanınması ve denk sayılmasına dair bir düzenlemedir.

“BAŞVURU YAPILDIĞI DÖNEMDE YÖK’ÜN DÜZENLEMESİ VARMIŞ GİBİ YORUM YAPILMASI SON DERECE YANLIŞTIR”

“Tekrar YÖK Araştırma Raporuna gelirsek. Raporda “İlgili Üniversitenin tanınırlığının 1993 yılında karara bağlanmış olması” şeklindeki ifadenin daha önceki dönemde tanınmadığından dolayı yatay geçiş başvurularının kabul edilemeyeceği sonucunu doğurmaz. Tekrar vurgulayalım ki, yatay geçiş başvurusunun yapıldığı tarihte, ortada ne tanınırlık kararının yatay geçiş için aranmasını şart koşan bir düzenleme bulunmakta; ne de tanınan veya tanınmayan Üniversitelerin listelendiği bir karar bulunmaktadır. Hal böyle iken, Araştırma Raporunda, sanki başvuru yapıldığı dönemde YÖK’ün bu yönde bir düzenlemesi veya tespiti varmış gibi yorum yapılması son derece yanlıştır.”

“BÖYLE SAÇMA BİR İDDİAYI AKIL VE MANTIKLA AÇIKLAYABİLECEK HİÇ KİMSE YOKTUR”

“Önemine binaen bir kez daha vurgulanması gerekir ki, İstanbul Üniversitesinin 1990 tarihli yatay geçiş işlemleri sırasında, Girne Amerikan Üniversitesinin tanınmadığına dair bir karar yoktur, o halde tanınırlık şartının aranması mümkün değildir. Ayrıca açık kaynaklardan tespit edildiği üzere, başvurunun yapıldığı dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Girne Amerikan Üniversitesi öğrenim belgeleri Türk Vatandaşlarının askerlik tecil işlemlerinde kabul edilmesi de Girne Amerikan’ın eş-değer eğitim programı olduğunu ispatlayan unsurlardan biridir. Aksi halde Ekrem İmamoğlu’nun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, yüzyıllık tarihi olan İstanbul Üniversitesinin ve uluslararası eğitim veren Girne Amerikan’ın içinde olduğu bir organizasyonu bir araya getirerek sahtecilik yaptığı fikri daha mı inandırıcı? Böyle saçma bir iddiayı akıl ve mantıkla açıklayabilecek hiç kimse yoktur.”

“YATAY GEÇİŞ TARİHİNDE YÜRÜRLÜKTE OLAN YASAL DÜZENLEMELERE GÖRE TETKİK EDİLMELİDİR”

“Sonuç olarak tekrar etmek gerekirse, Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş işleminin hukuka uygunluğu, araştırma raporunda yapılmaya çalışıldığının aksine yatay geçiş tarihinde yürürlükte olan yasal düzenlemelere göre tetkik edilmelidir. Başvuru yapılan tarihte yatay geçiş başvuruları yönetmelikte belirlenen şartlar uyarınca fakülte yönetim kurulları tarafından değerlendirilmektedir. Ekrem İmamoğlu yönetmelikteki tüm şartları karşılamış olduğu için Fakülte Yönetim Kurulu ve Komisyon Kararı uyarınca üniversiteye kaydı yapılmıştır. Konu bundan ibarettir.”

PEHLİVAN: “HUKUKLA DEĞİL, ALGIYLA MÜCADELE ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Prof. Dr. Adem Sözüer ve İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, konuşmalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sorular ve yanıtlar şöyle oldu:

  • 1992 tarihli YÖK belgesi Girne Amerikan Üniversitesi’ni tanımadığına istinaden değil mi? Peki burada daha açıklayıcı bir şey yok mu? Yani bundan önce aldığım kararlar buna istinaden değil, o başka, bu başka, bu kararı şuna istinaden verdim gibi. Oradaki flu bırakan şey ne tam olarak?

“Sözüer: YÖK’ün o tarihlerde genel bir uygulaması yok. Üniversitelere şunları ben tanıyorum, bunları tanımıyorum diye bir belgesi yok. Her üniversite biz komisyonlarda bakıyorduk başvuruculara. O bir üniversite midir? Ve programı diyelim ki ben hukuk fakültesinde hukuk fakültesi midir diye. Dolayısıyla bir tanınırlık diye bir şey söz konusu değildir. Karıştırılan başka bir şey de denklik konusu. Denkliğin zaten o diplomalarının tanınmasıyla ilgili. Ekrem İmamoğlu İstanbul Üniversitesi’nden aldı diplomasını, Kıbrıs’tan almadı.  Bunun da konumuzda hiçbir ilgisi yok”

“Pehlivan: Aslında konu flu değil. Flulaştırılmaya çalışılıyor. Ya bu manipülatif haberlerler hukuka çok da uygun olmayan raporuyla bu konuda bir fluluk yaratılarak bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Aslında biz hocamın da bahsettiği gibi olan hukukla mücadele etmiyoruz. Bir yaratılmaya çalışılan bir algıyla mücadele etmeye çalışıyoruz. Ben de sunumum esnasında dile getirdim. Ama tekrar bir cümleyle vurgulamam gerekir ki. Yatay geçiş başvurusunun yapıldığı tarihte tanıma ve denklik işlemlerinin yasal mevzuatta bir dayanağı yok. Yasal mevzuata dayansa bile 2010’lu yıllara kadar yatay geçişlerde tanıma ve denkliğin bir muhataplığı yok.”

“SORUNUN YANITINI SAVCILAR VEREBİLİR”

  • Ekrem İmamoğlu’na 2019’dan bu yana altı tane dava açıldı. Baktığımız zaman halk tabiriyle ceviz kabuğunu dolduramayacak konulardan. Cumhurbaşkanlığı başvurusu yapıldı. Tekrar bunlar gündeme getiriliyor. Amaç diplomayı şüpheli hale getirip bunu engellemek mi?

“Sözüer: Cevabı tabii ki hukuki değil, siyasi. Ama yine bir mütalaa verdiğim için bir cevap verebilirim. Bu konunun buraya gelmesinin temel sebebi 2019 yılında Anadolu Ajansı seçim sonuçlarını vermeyi durdurduğu andan itibaren ve daha sonra bu seçimlerin işte sandık kurullarında teröristler var, sonuçları etkilediklerinden itibaren başlayan bir takım iddialar ve soruşturmalar süreçlerinden buraya geliyoruz.  Ekrem İmamoğlu’nun işte İçişleri Bakanlığına yönelik ifade kullanmasına rağmen Yüksek Seçim Kurulu’nun bunu üstlenip suç duyurusunda bulunması daha sonra Ekrem İmamoğlu’nun eleştirilerinin veya ifade özgürlüğü haklarını kullanmasının savcılıklarda soruşturma yapmasından gelen bir süreç var. Bu sefer de 1990’daki  yatay geçiş meselesi gündeme getiriliyor. Dolayısıyla gündeme herkesin soruşturulsun elbette bunda bir şey yok. Ama Ekrem İmamoğlu’nun bu raporda. herhangi bir koşulunda, başvurusunda sorun olmamasına rağmen bu konu neden bir savcılık meselesi oluyor? Asıl mesele bu. Bu sorunun cevabını da o savcıların vermesi lazım.”

“SAVCILIĞIN ÇAĞRI KAĞIDINDA ATILI SUÇ BULUNMUYOR”

  • Sayın İmamoğlu üç hafta önce Çağlayan’da ifadesini terör savcısına vermişti. Bu soruşturma kapsamında ifade verecek olduğu savcılık birimi hangisi.  Savcılık ifadesinin ardından bir hakim ve tutuklama talebiyle veya adli kontrol şartıyla serbest bırakılmayla ilgili gönderilmesi durumunda yapacağı savunma bu sefer hakimlikte nasıl olacak?

“Sözüer: Bunları görüyor, duyuyorum. Yani Antalya’dan Kayseri’ye Türkiye’nin neresinde bir konuşma yapılırsa yapılsın nedense İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve terör dairesine gidiyor.  basın konuları da… “

“Pehlivan: Ekrem Bey’i ifadeye davet edildiği savcılık soruşturma bürosu bu kez terör suçları bürosu değil. Ama bu da olağanın dışında bir örgütlü suçlar bürosundan da çağırıyor. Diğer yönden de çağrı kağıdında hangi suçlamayla, hangi suçlamanın atılı olduğuna dair bir beyan yazmıyor. Hocam az önce bahsettiği gibi bu kanuni düzenlemeye aykırı olduğu gibi savunma hakkında kısıtlayan bir şey.”

“51 KİŞİDEN SADECE İMAMOĞLU HAKKINDA RAPOR HAZIRLANIYOR”

  • Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne geçiş sürecinde aynı yıl 51 kişinin kendisiyle geçiş yaptığını söylemiştiniz. Fakat YÖK’ün araştırma raporunda ekrana yansıyan kısımda hakkında araştırma yürütülen kişiler olarak İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve Ekrem İmamoğlu ismini görüyoruz. Diğer kişiler dahil değil mi? Eğer öyleyse neden Ekrem İmamoğlu hakkında böyle bir çalışma var? Bir şikayet veya ihbar mı var?

“Pehlivan: Yani böyle şöyle evet bir ihbar dosyası üzerine savcılığa yapılan kaçıncı olduğunu bilmediğimiz bir ihbar dosyası üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı e yanlış hatırlamıyorsam kasım 2024 tarihinde YÖK Denetlemesini bu konuda bir araştırma raporu hazırlamasını talep ediyor. Onun üzerine zannediyoruz ki yalnızca Sayın İmamoğlu hakkında hazırlanıyor rapor.”

“BELGELER YÖK VE SAVCILIKTA MEVCUT”

  • İstanbul Üniversitesi de aslında bu konuda bir içinde işin ve siz belgeleri de toplamışsınız ve 1990 yılında da verdiği gazete ilanını gördük. Belgeleri toplarken, üniversiteyle iletişime geçtiniz mi size herhangi bir açıklamada bulundular mı?

“Pehlivan: Toplanan bilgi ve belgelerin tamamı zaten soruşturma dosyasının içerisinde olan YÖK araştırma raporunun ekinde de var. Sadece yanıltıcı bilgi yaymak açısından YÖK raporu paylaşılıyor ama 224 sayfa, bahsettiğimiz ekrana yansıttığımız belgelerin tamamı araştırma raporunu hazırlayan YÖK’ün de önünde var. Cumhuriyet Savcılığı’nın da önünde var. Bu nedenle bilgileri dosyadan temin ediyoruz. Özel çaba yok.”

“KURAL VE KAİDELER GERİYE YÜRÜMEZ”

  • Sayın İmamoğlu’nun geçiş yaptığı dönemde, özel üniversiteden, devlet üniversitelerine geçiş yapmak, yatay geçiş yapmak mümkün müydü? Bir de yatay geçiş için aranan şartlardan biri de  o bölüme en son giden, en son taban puanla giren öğrencinin puanından düşük olmaması gerekiyor geçiş yapacak öğrencinin. Bu da sağlanmış mıydı?

“Pehlivan: Bahsettiğimiz bu iki hususta YÖK tarafından 2010’lu yıllarda getirilen düzenlemeler. Bu yıllarda veyahut da günümüzde şu an yeni getirilen düzenlemeleri dönüp ta 30 yıl önce tatbik etmeye çalışıyorlar. Sunumda da bahsettim. Kural ve kaideler geriye yürümez. Bu hukukun en prensiplerindendir.”

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir