Ferzan Özer: ”Sözcüklerin gücü”
Suriye’nin bugünkü halini görünce, Cumhuriyetimizin kurucusu ATATÜRK’ümüzü daha çok seviyor, örnek alıyor ve takdir ediyorum.
100 yıldır “Atatürk’ü sevmek” kavramıyla sivil siyasetimizi yürüttük.
Maalesef hangi şartlarda canı pahasına hangi mücadeleleri vererek neler yaptığını genç nesillere öğretmeyi beceremedik.
Sevmek kavramı yerine “takdir etmek”, “örnek almak” kavramlarını kullansaydık -ki hala geç değil- muhalif kesim bu kadar kin ve nefret dolu, saldırgan olur muydu?
Sevmek sözcüğünün içinde duygusallık ve kayıtsız kabul var, romantik bir söz.
Oysa “takdir etmek”; içinde profesyonelliği, bir vizyon çerçevesinde hedef belirlemeyi ve başarıya ulaşmak için eyleme geçmeyi barındırıyor.
“Örnek almak” ise hatalardan sıyrılmış doğruları öğrenmek anlamını taşıyor.
Ancak iyi bir eğitim sayesinde takdir etmek ve örnek almak anlam kazanır ve içselleştirilir.
Şimdi ülkemiz eğitim sisteminin son 22 yılda 17 kez neden değiştirildiğini ve her seferinde Atatürk ile ilgili bilgilerin neden budandığını daha iyi anlıyorum.
Sevenler gönülden sever, sevgi gönül işidir. Ancak, takdir etmek ve örnek almak öğretilebilir.
Üzerinde hür olarak yaşadığımız bu toprakları Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarına borçluyuz.
O’na olan bağlılığımız takdir etmeye evrilmelidir. Bağlılık budur.
Bu konuyu burada bırakıyorum, umarım üzerinde düşünmeye devam edersiniz…
Yıllardır Ortadoğu’dan elini çekmeyen ve dünyadaki tüm kanlı savaşların sorumlusu olan ABD’nin yeniden seçilen başkanı Trump’ın “Ben dünyadaki savaşları bitireceğim” cümlesini bir düşünelim.
Yeni dünya düzeninde savaşları bitirmek meydanlarda değil masa başında olmakta.
Trump masa başında nasıl bir anlaşma yaptı diye o zaman da düşünmüştüm.
Şimdi görüyorum ki anlaşma Putin’le yapılmış ve bir tarafta Çin bile olabilir.
Esat’ı al Zelenski’yi ver, İsrail Golan Tepelerini alsın, Esat’ı geri çek hatta tümden ortadan kaldıralım, ben de sana Zelenski’yi vereyim savaşlar bitsin.
Çin de muhtemelen kenarda sırasını bekliyor, büyük ihtimalle bir payı vardır İsrail’in aldığı gibi.
İşte yazımın başlığında belirttiğim gibi Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözcüklerinin gücünü şimdi bir kez daha iyi anlamalı ve anlatmalıyız.
Dilerim ki bu veciz sözcükler tüm dünya liderlerine yol göstersin…