Ferzan Özer: Anneler günü sevginin tüketime dönüştüğü gün
Geçtiğimiz hafta sonu Anneler Günüydü. Resmi rakamlar açıklanmasa da belli ki piyasaların en hareketli günü oldu.

Çiçekler satıldı, hediyeler alındı, kampanyalar patladı. Maalesef ki anneler günü sevginin değil, tüketimin günüydü.
Tıpkı dini aidiyetin sömürülüp fırsata dönüşmesi gibi.
Anneler kutsaldır; bu toplumun en çok inandığı, en çok yücelttiği duygulardan biridir annelik. Ve tam da bu yüzden, en kolay sömürülebilen duygulardandır.
Din aidiyeti gibi… Kalpten gelen bir bağlılık, bir anda reklamların, afişlerin, özel menülerin, kredi kartı taksitlerinin oyuncağına döner.
Yapay sevgi gösterileri yettmiyor ki, artık çocuklarımıza kreş yaşından itibaren sanal “hayvan sevgisi” öğretiliyor.
Sevgi elbette güzel bir şeydir ama o sevgi, oyuncak köpekler, pelüş kediler, hayvan temalı doğum günü partileri ve sosyal medyada beğeni için yapılan ‘sahiplenme’ gösterileriyle hızla bir başka pazara dönüşüyor. Duygular ticarete çevriliyor, kapitalizmin en etkili ve acımasız aracı oluyor.
Ve sonuç? Gelir adaletsizliği daha da derinleşiyor.
Birileri bu duygusal günlerin sefasını sürerken, birileri yine mutfakta. Yine anneler çalışıyor, yemekler yapılıyor, sofralar kuruluyor, arkası toplanıyor. Anneler Günü’nde yine anneler yoruluyor.
Tıpkı “emekliler yılı” ilan edildiği halde geçim sıkıntısından bunalıma sürüklenen emekliler gibi…
Tıpkı “Aile yılı” ilan edilip, temel gıda alışverişini dahi yapamayan çekirdek aileler gibi…
Bir gün değil, her gün saygıyı hak eden insanları, tek bir güne sığdırarak değil; onları sömürmeden, onları yormadan, onların üzerinden kazanç sağlamadan, gerçekten anladığımız zaman… Belki o zaman “kutlamaya” değer bir günümüz olur.