Erdoğan Toprak: Çözüm sürecine tekrar yönelme “Kürt seçmenden oy devşirme amaçlıdır”…
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, “Yeni bir çözüm süreci ve Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarını uygulamak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3. kez adaylığıyla, yeni anayasaya destek koşulunun öne sürülmesi siyasi rehine pazarlığıdır. Yıllardır muhalefeti terör ve ihanetle itham edenlerin şimdi sorumluluğu muhalefete yıkıp siyasi iklim değişikliği için öz eleştiri talep etmesi, kendini aklama çabasıdır…” dedi. Toprak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, çözüm sürecini rafa kaldırıldıktan sonra tekrar aynı yaklaşıma yönelmesini “Kürt seçmenden oy devşirme” amacı olarak değerlendirdi.
CHP İstanbul Milletvekili Toprak, haftalık değerlendirme raporu yayımladı. Gündemdeki konulara değinen Toprak, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Türkiye Meksikalaşma-Kolombiyalaşma sürecine ilerliyor”
Küresel Organize Suç Endeksi 2023 Raporu’na göre Avrupa’da birinci, dünyada 14’üncü sıradaki Türkiye’de çeteleşme-mafyalaşma ulusal güvenliğe tehdit boyutuna ulaştı. Türkiye, 100 milyar doları aşan suç gelirlerinin paylaşım savaşlarıyla ‘Meksikalaşma-Kolombiyalaşma’ sürecine ilerliyor. Ülkeyi en az terör kadar hatta daha ileri boyutta bir organize suç, mafya-çete belasıyla karşı karşıya bırakan iktidar, TBMM’ye ve topluma hesap vermek yerine hala ciddi bir aymazlık içinde, ulusal güvenliği tehdit eden bu tehlikeyi görmezden gelmeyi tercih ediyor.
“Kredi kartından 750 TL vergi kesmek fırsatçılıktır”
Yeni vergi ve vergi artışı olmayacağını söyleyen iktidar, TBMM’ye sunduğu yasa teklifinde vatandaşın kol saatine, kredi kartına, gayrimenkul, otomobil, motosiklet alımına ek vergiler getiriyor. Kredi kartından 750 TL vergi kesmek, vergide adalet ilkesine aykırı bir çaresizlik ve fırsatçılıktır. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı devre dışı bırakan bu vergi yasası teklifinin yasa, hukuk, mevzuat ve teamüllerden habersizce ne kadar gayri ciddi hazırlandığını gösteriyor. Kamuoyundaki sert tepki öngörülemediği için kısa sürede geri çekilmesi ya da bazı maddelerin çıkartılması muhtemel görünüyor.
“Yeni anayasaya destek koşulu siyasi rehine pazarlığıdır”
Yeni bir çözüm süreci ve Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarını uygulamak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3. kez adaylığıyla, yeni anayasaya destek koşulunun öne sürülmesi siyasi rehine pazarlığıdır. Yıllardır muhalefeti terör ve ihanetle itham edenlerin şimdi sorumluluğu muhalefete yıkıp siyasi iklim değişikliği için öz eleştiri talep etmesi, kendini aklama çabasıdır. Türkiye’de barış ve huzur adına ortak akıl ve en geniş katılımla atılacak her adımın şeffaf olması koşuluyla destekleneceğini defalarca vurguladık. Çözüm sürecini rafa kaldırıp çatışma siyasetine geçiş yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şimdi tekrar aynı yaklaşıma yönelmesi Kürt seçmenden oy devşirme amaçlıdır.
“İğneden ipliğe her şeye en az yüzde 44’lük zam”
İktidarın ‘müjde’ diye açıkladığı elektrik ve doğalgaza yılsonuna kadar 3 ay zam yapmama kararı, IMF önerisiyle yılsonu enflasyonuna ‘ince ayar’ ve milyonlarca memur, emekli, asgari ücretlinin yılbaşı maaş zamlarını düşük tutma amaçlıdır. Geçen yıl doğalgaz tarifesini 1 yıl sabitleyen iktidar, sefalet ücretleri için zemin hazırlıyor. 2025 yılı için yüzde 44 olarak hesaplanan Yeniden Değerleme Oranı (YDO) çerçevesinde akaryakıttan cep telefonuna, internetten tütün mamulleri ve alkollü içkilere kadar en az bu düzeyde ÖTV artışları yürürlüğe girecek. Aynı zamanda tüm vergi ve harçlarda, pasaporttan ehliyete, tapudan noterlik işlemlerine, nihayet iğneden ipliğe her şeye en az yüzde 44’lük YDO oranında zam ve artış yapılacak.
“Türkiye, gelir adaletsizliğinde Avrupa birincisi”
Rant, faiz ve kamudan servet aktarma politikalarıyla nüfusun yüzde 80’ini oluşturan 68 milyon kişi yoksullaşırken yüzde 20’yi oluşturan 17 milyon kişi, 26,5 trilyon TL’lik milli gelirin 13 trilyonuna el koyuyor. Türkiye, gelir adaletsizliğinde Avrupa birincisi.
Türkiye’nin otomobil ihracatı gerilerken 9 ayda ithal otomobil yüzde 127, ithal gıda yüzde 95 arttı. Uygulanan politikalar, yerli üretim ve ihracat yerine ithalatı cazip kılıyor. İç talepteki daralma, binlerce şirketin kapanmasına yol açtı. Sanayi üretim endeksi, aylık yüzde 1,6 yıllık yüzde 5,3 düşüşle en dip noktaya indi. İktidar ve ekonomi yönetiminin politikaları ithal tüketimi, ithal otomobili, ithal gıdayı teşvik ediyor. Yerli imalat sanayi adeta kan ağlarken, rakip ithal ürünlerinde yüzde 100’e varan ya da aşan artışlar yaşanması, uygulanan modelin üretime ve yatırıma değil ithalatçıya yaradığını gösteriyor.
“Kredi kartı borçları 96 milyar TL’ye yükseldi”
Kredi kartı ve bireysel kredi borçlarının 60 ay yapılandırılması kararına rağmen borcunu ödeyemeyip yasal takibe girenlerin sayısı 1 milyon kişiyi aştı. Bankaların tahsil edemediği alacakları, yüzde 126 artışla 96 milyar liraya yükseldi. En düşük 25 bin TL borç için aylık yüzde 3,5’tan başlayan faizler yüzde 4,70’e kadar çıkıyor. 5 yıllık yapılandırmanın faizi şu anda bile borcunu ödemekte zorlanan bir kişi için daha ağır bir borç ve faiz batağına sürüklenmek anlamına geliyor. Yüksek faizlerle 60 aylık yapılandırma yerine faizin silinip ana para borcunun 36 ay yapılandırılması en akılcı ve tüm kesimleri rahatlatacak çözüm olacaktır.
Taklit ve tağşiş listeleri
Hileli gıda ürünlerinde, taklit ve tağşiş listeleri yayınlayan ve gıda maddelerine karıştırılan tek tırnaklı hayvan etlerini teşhir eden Tarım ve Orman Bakanlığı, Sudan ile 500 tonluk at-eşek-domuz eti ithal anlaşması imzaladı. Yaşam ve geçinme araştırmasında sofrasına haftada 2 gün et, tavuk koyabilen aile sayısı dibe vurdu.
“Lübnan’ın İsrail’in Vietnam’ına dönüşmesi ihtimalini güçlendiriyor”
Geçen yıl 7 Ekim’de Hamas tarafından başlatılan ‘Aksa Tufanı’ saldırılarına İsrail’in yanıt vermesiyle başlayan Gazze Savaşı birinci yılını doldururken, ortadaki tablo bölgede daha uzun süre kan akacağını gösteriyor. İsrail’in Lübnan üzerinden Suriye, İran ve Irak’ı savaşa çekme hedefi tam tersi sonuçlar yaratabilir. Aksa Tufanı’nın birinci yılında görünen tablo; bölgede daha uzun süre kan akmaya devam edeceğini gösteriyor. İsrail’in Lübnan saldırısı ve kara harekatında ağır kayıplarla karşılaşması, Lübnan’ın İsrail’in Vietnam’ına dönüşmesi ihtimalini güçlendiriyor.