Ebru Demir Özdemir, bu bir demokrasi mücadelesidir: ”Halkın iradesini yok sayanlar, tarihin çöplüğüne gömülecektir”

Eyüpsultan Belediye Meclisi 9. seçim 3. toplantı dönemi Nisan ayı 1. oturumu Meclis Başkan Vekili Av. Özgür Nemutlu başkanlığında gerçekleşti.

Gündem maddelerinin görüşülerek ilgili komisyonlara havalesinin yapıldığı, Encümen ve İhtisas Komisyonlarının seçimlerinin yapıldığı Nisan ayı 1’inci bileşiminde gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alan İBB ve Eyüpsultan Belediye Meclis Üyesi Ebru Demir Özdemir Halkın iradesiyle seçilmiş Belediye Başkanları ve Meclis Üyelerine yapılan 19 Martta darbesini hakkında bir konuşma gerçekleştirdi.

Gündem maddelerinin görüşülerek ilgili komisyonlara havalesinin yapıldığı, Encümen ve İhtisas Komisyonlarının seçimlerinin yapıldığı Nisan ayı 1’inci bileşiminde gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alarak gerçekleştirdiği konuşmada; Özdemir, bu bir demokrasi mücadelesidir halkın sesini susturamazsınız. Halkın iradesini yaok sayanlar tarihin çöplüğüne gömülecektir dedi.

Özdemir konuşmasına şu ifadelerle devam etti:

”DEMOKRASİ NEFERLERİ YANLIZ DEĞİLDİR!”

Bugün burada sadece İstanbul için değil, tüm Türkiye için kritik bir dönemeçte olduğumuzun bilinciyle konuşuyorum. Halkın iradesiyle göreve gelmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve aynı zamanda Türkiye belediyeler Birliği başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na karşı yapılan hukuksuzluklar, yalnızca bir kişiye değil, 16 milyon İstanbulluya, 85 milyon yurttaşımıza karşı yapılmış bir darbedir.

İstanbul’a ve Türkiye’ye hizmet etmiş, halkın gönlünde taht kurmuş bir lidere karşı yürütülen bu kumpas, iktidarın kaybetme korkusunun açık bir göstergesidir. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının usulsüzce iptal edilmesi, uydurma tanıklarla gözaltına alınması ve de tutuklanması, Türkiye’de yargının siyasallaştırılmasını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Ancak şunu herkes bilmelidir: Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu hukuksuzluğa karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Bugün, AKP iktidarı, korkularını gizleyemez hale gelmiştir. Kaybettikleri İstanbul’u, masa başı oyunlarla, hukuksuz mahkeme kararlarıyla geri almaya çalışıyorlar. Yetmiyor, halkın tepkisinden korkarak, İstanbul Valiliği eliyle eylemleri yasaklıyorlar, şehrin giriş çıkışlarını kapatıyorlar, sokakları polis ablukasına alıyorlar. Barışçıl gösteriler bile sert müdahalelerle bastırılmaya çalışılıyor. Ama bu baskılar, halkın iradesini susturamaz!  Sokaklar, meydanlar, üniversiteler, gençlerin sesleriyle dolup taşıyor. Gençler, üniversiteler, siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, dernekler halkın tüm kesimleri ayakta! Çünkü biliyorlar ki bu mücadele sadece bir kişinin değil, Türkiye’nin geleceğinin mücadelesidir.

”HALK YOKSULLUKLA BOĞUŞUYOR MUTFAKTA YANGIN VAR”

Bugün yaşananlar sadece siyasi bir kriz değil, aynı zamanda derinleşen ekonomik krizin de bir parçasıdır. Halk açlıkla, yoksullukla boğuşurken, iktidar kendi saltanatını sürdürmenin peşinde.

Enflasyon kontrolden çıkmış, halkın alım gücü dibe vurmuştur.

Pazar yerlerinde, market raflarında, halkın gözleri fiyatlara kilitlenmiş, insanlar en temel gıdaları dahi almakta zorlanmaktadır.

Kiralar uçmuş, gençler barınacak yer bulamaz hale gelmiştir.

İşsizlik artmış, özellikle gençler geleceksizlikle yüz yüze kalmıştır.

Ve tüm bunlar yetmezmiş gibi, iktidar Ekrem İmamoğlu’nun olası tutuklanmasının ardından Türk lirasındaki hızlı değer kaybını durdurmak için devreye giren Merkez Bankası, üç gün içinde yaklaşık 26 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleştirmiştir. Kendi kumpaslarını örtbas etmek için halkın emeğini ve geleceğini çarçur ediyorlar.

”BU BİR DEMOKRASİ MÜCADELESİDİR, HALKI SUSTURAMAZSINIZ”

Halkın sofrasındaki ekmek küçülürken, siz hangi servetleri korumaya çalışıyorsunuz?

Türkiye’nin rezervlerini, halkın parasını neden siyasi operasyonlarınıza harcıyorsunuz?

Ülke yangın yerine dönmüşken, ekonomi dibe vurmuşken, bu halkın sırtına daha ne kadar yük bindireceksiniz?

Ancak bu beceriksizliği gizlemek için yargıyı kullanıyorlar.  Halkın gündemini değiştirmek için, hukuksuz kararlarla muhalefeti susturmaya çalışıyorlar. Bu yüzden Ekrem İmamoğlu’na kumpas kuruyorlar. Ama şunu unutmasınlar: İstanbul halkı buna izin vermez. Türk halkı buna izin vermez. Vermeyecek!

Görmek istemeyenlere bir kez daha hatırlatıyorum: Ekrem İmamoğlu sadece bir belediye başkanı değildir. O, İstanbul’un umut ışığıdır. O, liyakatin, eşit hizmet anlayışının, halkçı belediyeciliğin temsilcisidir. Ve en önemlisi, halkın desteğini arkasına alarak, Türkiye’nin kaderini değiştirecek bir liderdir. 

İşte tam da bu yüzden, Cumhuriyet Halk Partisi olarak kritik bir karar verdik. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı için yapılan önseçim, halkın iradesinin bir kez daha tecelli etmesi anlamına geliyor. Ancak AKP, bu süreci baltalamak için her yolu deniyor. Ama şunu bilmeli ki; Halkın gönlünde taht kuran bir lideri kimse durduramaz.

Burada özellikle gençlerimize seslenmek istiyorum: Sizler bu ülkenin geleceğisiniz! Geçmişte özgürlüğünüz için nasıl mücadele ettiyseniz, bugün de adalet için, demokrasi için ayağa kalkmalısınız. Bugün, üniversitelerde yükselen sesleri görüyoruz! Gençler, bu adaletsizliğe karşı birleşiyor, sesini duyuruyor! İktidarın en büyük korkusu, işte bu gençliğin bir araya gelmesidir!

Gençler asla yalnız değildir! Üniversiteler, özgürlüğün, bilimin ve adaletin kaleleridir! Ve unutmayın, Ekrem İmamoğlu’nun mücadelesi, aslında gençlerin, kadınların, emekçilerin, tüm halkın mücadelesidir!

Üniversitelerin, meydanların, sokakların sesi, halkın sesi susturulamaz! 

Bugün bu mücadele sadece bir seçim mücadelesi değildir. Türkiye’nin geleceği için, çocuklarımızın yarınları için verilen bir mücadeledir! Bugün kaybedersek, yarınlarımızı da kaybederiz! Bugün susarsak, gelecekte adalet diye bir şey kalmayacak!

Ekrem İmamoğlu yalnız değildir!

Buradan tüm halkımıza çağrıda bulunuyorum:

Sadece CHP’liler değil, farklı görüşlerden tüm yurttaşlar bu mücadelede birleşmelidir.

Bu, sadece bir partinin değil, Türkiye’nin geleceğinin meselesidir.

Hukuksuzluk karşısında hep birlikte durmalıyız.

Ve buradan iktidara sesleniyorum: Siz ne yaparsanız yapın, halkın iradesini yok edemezsiniz. Bizi yargı sopasıyla korkutamazsınız. Susturamazsınız!

Buradan açıkça söylüyoruz: Ekrem İmamoğlu yalnız değildir.

Bugün yaşananlar, sadece bir kişinin mücadelesi değil, Türkiye’nin demokrasi mücadelesidir. Cumhuriyet Halk Partisi , bu ülkede hukukun üstünlüğünü, sosyal adaleti ve eşitliği savunan partidir. Ekrem İmamoğlu, bu ülkede rantçı siyasetin, yozlaşmış düzenin karşısında duran halkın temsilcisidir. Bizler, adalet için, özgürlük için, halkın iradesi için sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Ve buradan son söz olarak şunu söylüyorum:

Halkın iradesini yok sayanlar, tarihin çöplüğüne gömülecektir.

Adaletin ve demokrasinin yanında olanlar ise, bu ülkenin gerçek sahipleri olarak tarih yazacaktır.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir