CHP’li Nilgün Esentepe: Cumhuriyet; Egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden bir devlet şeklidir.
Eyüpsultan Belediye Meclisi 8’inci seçim, 3’üncü toplantı dönemi Ekim Ayı 3’üncü bileşimi Meclis Başkan Vekili Mehmet Er Başkanlığında Eyüpsultan Belediyesi Meclis salonun da gerçekleşti.
Eyüpsultan Belediye Meclisi Ekim Ayı 3’üncü bileşiminde Performans ve bütçe görüşülerek karara bağlandı.
Performans ve Bütçe Görüşmelerinde yapılan oylamada Millet İttifakı’nın CHP ve İYİ Partinin hayır oylarına karşın Cumhur İttifakı’nın AK Parti ve MHP’nin evet oylarıyla oy çokluğuyla onaylanarak geçti.
Toplantıda Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken Çalışmalar hakkında bir sunum gerçekleştirirken Siyasi Partiler adına AK Parti Meclis üyesi Ceren Çolak, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve AK Parti Meclis Üyesi Cengiz Çup, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi ve CHP Meclis Üyesi, Grup Sözcüsü Veli Güngör, İmar Komisyonu Üyesi ve CHP Meclis Üyesi Zülfü Çakar, Hukuk Komisyonu Üyesi ve CHP Meclis Üyesi Mustafa Tüysüz, Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve CHP Meclis Üyesi Nilgün Esentepe, Bağımsız Meclis Üyesi Nail Balkan, AK Parti Meclis üyesi ve Grup Başkan Vekili Ahmet Hamdi Gürbüz, CHP Meclis Üyesi ve Grup Başkan Vekili Ali Haydar İşkar söz alarak Gündem Dışı ve gündeme dair Prformans ve Bütçe üzerine kişisel ve partilerinin görüş düşüncelerini dile getiren konuşma yaptılar.
Haber Etkin/ Haber Merkezi
CHP Eyüpsultan Belediye Meclis Üyesi Nilgün Esentepe Gündem Dışı söz alarak yapmış konuşmasın da; Milli ve Şanlı mücadelemizin son basamağı olan Cumhuriyetimizin ilanının 98.yılını idrak edeceğimiz 29 Ekim Bayramımızı şimdiden şeref duyarak kutluyoruz. Cumhuriyet; Egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden bir devlet şeklidir dedi.
Esentepe sözlerinin devamın da şu ifadelerde bulundu;
Sayın Başkan Meclis üyeleri Değerli Basın Mensuplarımız ve Kıymetli paydaşlarımız
Milli ve Şanlı mücadelemizin son basamağı olan Cumhuriyetimizin ilanının 98.yılını idrak edeceğimiz 29 Ekim Bayramımızı şimdiden şeref duyarak kutluyoruz.
* Cumhuriyet; Egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden bir devlet şeklidir.
* Cumhuriyet yönetiminin özelliği, seçim esasına dayanan bir yönetim oluşudur. Seçimin, gerek seçme, gerek seçilme hakkı açısından belli bir kişiye, belli bir gruba, belli bir sınıfa ait olmayıp; bütünüyle millete ait olmasıdır.
* Cumhuriyet rejimi, her şeyden önce kamu yararını ön planda tutan, kamu yararına dayanan bir yönetim şeklidir. Rejimin gücünü, geniş halk kitlesinin bütününden, millet iradesinden almasıdır.
*Cumhuriyet rejimi, devlet yaşantımıza, siyasi yaşantımıza, egemenliğin bir kişiye bir gruba, bir sınıfa değil, doğrudan millete ait olduğu gerçeğini kazandırmıştır.
*Cumhuriyet rejimi, bütün vatandaşları yasa önünde eşit sayar, onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaz, onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlar. Vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini devlet teminatı altına alır.
*Cumhuriyet akla, mantığa, bilime, toplumun gereklerine ve ihtiyaçlarını gidermeye en uygun ve insana değer veren bir devlet yönetim biçimidir. ‘’Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır.’’ İnsanın, dolayısıyla toplumun gelişme ortamını hazırlayan, koruyan en iyi yönetim biçimidir.
Türkiye Cumhuriyetinin başlıca özelliği, tarihte ilk defa bir milletin dünyanın başlıca büyük kuvvetlerine karşı tamamen yalnız kaldığı anda, kendisini sömüren güçlerin yönettiği bir devrede harekete geçerek, toplanıp birleşerek( Ben Varım) şeklinde kurduğu bir sistem olarak görülür. Bütün bu gerçekler karşısında Türkiye Cumhuriyeti, kendine özgü kaynağının sonucu olarak dünya siyasi hareketlerinden ayrılmaktadır.
Anadolu Türk Milli varlığının ortaya koyduğu, kabul ettirdiği, geliştirdiği ve yükselttiği en büyük gerçek, Türkiye Cumhuriyeti dir. Bu gerçek, batının ve doğunun kolayca kabullendiği bir olay değildir. Bu gerçek, Türk Milli varlığının temel unsurlarında dağılma, parçalama ve yok etme teşebbüs ve taktikler ile ortadan kaldırmaya çalışmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti, tarihin çok çetin tecrübelerinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu çıkışta kan vardır. Emek vardır. Alın teri vardır. Millet olma çabası vardır. Gerçekte, Türk Milletinin yitirilmiş görünen bütün öz yetenekleri, anlaşılmayan özellikleri Cumhuriyetle belirli ve belgeli bir şekilde bütün dünyaya yeniden ispat edilmiştir.
Cumhuriyet, çelişkiler yerine dengelemeyi, uzlaşmazlıklar yerine barışı, ayrılık ve farklılıklar yerine birliği, parçalanmak yerine bütünleşmeyi hedef almış ve Anadolu Türk toplumunun tarihsel niteliklerini kaynak kabul ederek bu topluma her şeyden önce iç ve dış barışı önermiştir.
Gençlerimiz ve gelecek kuşaklar bilmelidir ki, bu vatanda kurulan Cumhuriyet yönetimi, Atatürk ün önderliğinde bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır. Kurulan bu büyük eserin her yönüyle gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk e ve O’nun devrim arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevidir. Cumhuriyet kuşakları, bu görevin bilinci içinde kendilerine bırakılan emaneti sürekli koruyacaklar, Türkiye Cumhuriyeti’ni Büyük önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün çizdiği yolda sonsuza dek yaşatacaktır dedi.