CHP İBB MECLİS ÜYESİ FİDAN ASLAN EROĞLU: BİZ KADINLAR HAYATIN HER ALANINDA EŞİT TEMSİL İSTİYORUZ
İBB Meclisi 8’inci seçim 3’üncü toplantı dönemi Aralık ayı 1’inci oturumu Meclis Başkanvekili Zeynel Abidin Okul Başkanlığında Dr. Kadir Topbaş gösteri ve sanat merkezinde yapıldı.
Gündem maddelerinin görüşüldüğü İBB Meclisi Aralık ayı 1’inci bileşiminde söz alan CHP İBB Meclis üyesi Fidan Aslan Eroğlu yapmış olduğu konuşmasında; ”BİZ KADINLAR HAYATIN HER ALANINDA EŞİT TEMSİL İSTİYORUZ İFADESİNDE BULUNDU”
Eroğlu; AK PARTİ sıralarından biz daha fazla kadın seçilmişle temsil ediliyoruz sözü üzerine: Eşit temsilden bahsettiğimiz böylesine önemli bir konuda birilerini çok kötü diye yerip ben az kötüyüm diye övünmek yaşadığımız toplumu vasatlığa razı etmeye çalışmaktır.
Bu argümanınızı asla kabul etmiyoruz.
Sizleri ”Kadınların Eşitlik Talebi Karşısında” daha gerçekçi, daha yapıcı bir yaklaşıma davet ediyorum dedi.
Fidan Aslan Eroğlu konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi;
Sayın Başkan, değerli meclis üyeleri, sevgili İstanbullular,
Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanışının 87. Yıldönümü ile ilgili konuşmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Hepimizin bildiği gibi 1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.
Kadınlara bu hakkın teslim edilmesinin çağdaş Türkiye hedefine büyük bir ivme kazandıracağına inanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve dönemin meclisini tüm Türk kadınları adına şükranla ve saygıyla anıyorum.
Düşünün ki bir zamanlar nüfus sayımında bile sayılmayan biz kadınlar seçme ve seçilme haklarımıza bir çok Dünya ülkesinden yıllar önce kavuştuk.
Peki kavuştuk da ne oldu? 87 yılda kadınlar siyasi arenada ne kadar ilerleyebildi? Buna ne kadar izin verildi; bunun ne kadar yolu açıldı?
Yüksek Seçim Kurulu Seçmen İstatistikleri’ne göre seçmenlerin %50,7si kadınlardan, %49,3ü erkeklerden oluşuyor. Nüfusun yarısından fazlasını oluşturan kadınlar siyasette, kamu ve ekonominin yönetiminde, siyasi partilerin yönetim kadrolarında hangi yüzdelerle yer tutuyorlar sizce?
Bakın ben size anlatayım.
TBMM’deki 582 sandalyenin sadece 101inde kadınlar oturuyor. Bu da toplamın %17,35ine tekabül ediyor. Bir başka deyişle toplumun yarısından fazlasını oluşturan kadınlar mecliste ne yazık ki olması gerektiği oranda temsil edilmiyorlar. Yasalar önünde eşitiz, aynı haklara sahibiz; uygulamaya gelince biz kadınlar ya çıkacak istatistiklerin kazandıracağı prestij için, ya oluşturulan listelerin bir miktar homojen görünmesi için ya da çekilecek fotoğrafları şenlendirmek için sembolik olarak listelere dahil ediliyoruz.
EŞİT TEMSİL-FERMUAR SİSTEMİ YASA TEKLİFİNİ NEDEN RET ETTİNİZ?
Bildiğiniz gibi bu ay içinde ikinci kez TBMM’ye Cumhuriyet Halk Partisi grubumuz tarafından bir kanun teklifi verildi.
Neydi bu teklif????
Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ilk imzacısı olduğu, Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklik yapılarak kadınlara ‘Eşit Temsil’ verilmesi ve ‘Fermuar Sistemi’ uygulanmasına ilişkin kanun teklifiydi.
Peki sonuç ne oldu? Tüm samimiyetimizle ikinci kez sunduğumuz bu teklif Cumhur İttifakı ortakları Ak Parti ve MHP tarafından reddedildi.
Bu yasa tasarısı aile içinde, kamusal yaşamda, iş hayatında ve siyasette, Türkiye’yi kendi hayatını belirleyen özgür ve güçlü kadınların ülkesi haline getirme yolunda atılan çok önemli somut bir adım olacaktı. Büyük bir hayalkırıklığı oldu. Ak Parti gibi geçmiş yıllarda yapılan seçimlerde kadınlardan oldukça yüksek oy almış, tabiri caizse kadınlar sayesinde iktidarda olan bir parti iddia ettiği gibi kadınlara verdiği yüksek önemi uygulamaya dökmedi, lafta kaldı, hakkaniyetli bir karar olmadı.
Biz kadınlara nüfustaki ağırlığımız oranında temsil edilme hakkını vermediniz. Harcadığımız üstün çabayı görmezden geldiniz. Oysa biz kadınlar örneğin burada bu mecliste sizinle aynı havayı solurken nasıl bir gün geçiriyoruz hiç düşündünüz mü?
Biz büyük zorluklarla elde ettiğimiz bu koltuklarda otururken eşlerimiz ve çocuklarımızla ilgili sorumluluklarımızı; evin eksikleri, evde pişecek yemek, çocukların okulu ve dersleri,eşlerimizin gömleği pantalonu, ailemizin sosyal hayatı, hasta aile bireyi varsa onun bakımı gibi binlerce konuyu düşünüyoruz, organize ediyoruz; sürekli bütçe yapıyor, problem çözüyoruz. Sizler için bütün bu işleri yapan, sizi destekleyen fedakar kadınlar, eşleriniz var.
Biz bu koltuklarda otururken yukarıda saydıklarımın üstüne iş hayatında olanlarımız işimizi, maaşımızı, çalışanlarımızın maaşlarını, ödenecek vergileri, artan fiyatları, değer kaybeden Türk Lirasını düşünüyoruz.
Biz burada otururken üstlendiğimiz kutsal sorumluluğun bilinciyle İstanbullular için yapılan metroları, kültür sanat mekanlarını,kreşleri, kadın dayanışma evlerini, çocuklarımıza dağıtılan sütleri, çocuğuyla sokağa çıkacak annenin ücretsiz ulaşım kartını, artan sosyal yardımları, engelli vatandaşlarımızı ve ailelerini, deniz taksileri, açtığımız istihdam ofislerini, gençlere verdiğimiz eğitim ve yurt desteklerini, yolda kalan taksi bulamayan vatandaşlarımızı düşünüyoruz.
İBB MECLİSİNDE 100. KİŞİ KADINLARIN HAKKINI YİYEREK BURADA OTURUYOR
Değerli arkadaşlar, resmi rakamlara göre İstanbul’un nüfusu 15.462.452. Bu nüfusun 7.750.836sı erkek, 7.711.616sı kadın. Yani nüfusun yarısı kadın, yarısı erkek. Dönüyorum İstanbul’da yaşayanları temsil eden, onlar adına karar alan meclisimize bakıyorum. 311 meclis üyesinin sadece 53ü kadın. Kimseyi utandırmak, gücendirmek istemem ama siyasi parti ayrımı yapmadan söylüyorum burada bulunan erkek arkadaşlardan 100 kişi kadınların hakkını yiyerek burada oturuyorsunuz.
Oysa biz kadınlar hiç ‘sadece’ oturmuyoruz. Bizi okutmak istemeyen, eşit ücret vermeyen, kaç çocuk doğuracağımıza-ne giyeceğimize-kahkahamıza hükmetmeye çalışan, istismar eden, şiddete maruz bırakan, emeğimizi sömüren, temsil ettiğimiz nüfusu görmezden gelen zihniyetle sürekli mücadele halindeyiz.
PEKİ BİZ KADINLAR NE İSTİYORUZ?
87 yıl önce Atatürk’ün bizlere açtığı yolun artık patikadan ana artere dönüştürülmesi yolunda somut adımlar atılmasını istiyoruz.
Eşit temsil istiyoruz.
Genel ve yerel yönetim kademelerinde yerimizi istiyoruz.
Kadınlarla ilgili konularda empati yeteneğinden yoksun erkekler yerine kadınlar konuşsun; kadınlara dair yapılan yasal düzenlemelerde kadınların eli olsun istiyoruz.
Konuşmama son verirken ‘farklılıklarını ve özgürlüklerini kutlayan bir Türkiye’de biz kadınlar hakkımızı istiyoruz dedi.