Bakırköy’den seslenen Özel’den Bahçeli’nin ‘Cumhurbaşkanı yardımcılığı önerisi’ne tepki
Bakırköy’deki mitingde konuşan CHP lideri Özgür Özel, MHP lideri Bahçeli’nin ‘Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri Kürt diğeri Alevi olsun’ önerisi’ne tepki gösterdi. Konuşmasında ‘güçlü ulus devletlerin Suriye için tehdit’ olduğunu savunan ABD Büyükelçisi Barrack’a sert çıkan Özel, “Türkiye hiçbir tehdide boyun eğmez” dedi. Eskişehir’deki orman yangınında hayatını kaybeden işçilere değinen Özel, “Bu kadar kolay ölüm hiçbir yerde yok” diyerek iktidara sert sözlerle yüklendi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İBB’ye yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanmasının ardından CHP’nin 19-26 Mart arasında Saraçhane’de başlattığı miting ve buluşmalar devam ediyor.
İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası şimdiye kadar 11 farklı ilçede düzenlenen bu buluşmaların ilki Şişli’de gerçekleşti; burayı sırasıyla Beylikdüzü, Başakşehir, Beyazıt Meydanı (İstanbul Üniversitesi) , Silivri, Pendik, Esenler, Gaziosmanpaşa, Avcılar, Saraçhane, Sancaktepe ve Kartal buluşmaları izledi.
Her çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarında adres bu kez Bakırköy oldu.
23 Temmuz Çarşamba (bugün) günü saat 20.30’da başlayan buluşmaya, yaz sıcağına rağmen on binlerce vatandaş katıldı.
Tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mesajının okunduğu mitingde Özgür Özel de vatandaşlara seslendi.

İMAMOĞLU: BİR AVUÇ İNSAN KAYBEDECEK
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanı İmamoğlu’nun mektubunu okumak üzere otobüse çıktı.
Çelik tarafından okunan mesajında İmamoğlu özetle şunları söyledi:
“İki hafta önce, Bakırköy’de açılan Bölgesel İstihdam Ofisimiz (BİO) de içimi mutlulukla, umutla doldurdu. Değerli yol arkadaşım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Nuri Aslan’a, Bakırköy Belediye Başkanımız Ayşegül Ovalıoğlu’na ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Bölgesel İstihdam Ofislerimiz, daha önce örneği olmayan, benim çok önem verdiğim projelerden biridir. İstihdam ofislerimizi, işsizlik ve gittikçe ağırlaşan ekonomik şartlar altında ezilen vatandaşlarımıza destek olabilmek için hayata geçirdik.
Bununla birlikte ulaşım yatırımlarımızdan Ataköy-İkitelli metro hattımız da Bakırköylü vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran hizmetlerimiz arasında.
Bizi içeri atarak, vatandaşın gözünde itibarsızlaştırmaya çalışarak, koltuklarını muhafaza altına alabileceklerini sandılar. Ama bu kirli ve zavallı planları ellerinde patladı.
Bugün yaptıkları her hukuksuzluk, kurdukları her kumpas, onları kaçınılmaz sonlarına daha hızlı yaklaştırıyor. Sandıktan ne kadar büyük bir zaferle çıkacağımız çok daha net görülüyor. Bu; hakkı yenen, kıymeti bilinmeyen, yok sayılan milyonların zaferi olacak.
En temel hak ve hürriyetlerinden mahrum edilenlerin, güvencesizlerin zaferi olacak. Sandıktan çok büyük bir zaferle çıkacağız. Bu; emeğinin, yatırımının karşılığını alamayanların zaferi olacak. Gençlikleri, gelecekleri, hayalleri çalınanların zaferi olacak.
Sandıktan çok büyük bir zaferle çıkacağız. Bu; demokrasinin, milli iradenin zaferi olacak. Adaletin, hürriyetin ve haysiyetin zaferi olacak. Bir avuç insan kaybedecek, büyük ve aziz bir millet kazanacak.”

İKİ MİLLETVEKİLİ CHP’YE KATILDI
DEVA Partisi’nden istifa eden İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, CHP’ye katıldı.
Rizvanoğlu ve Cem Avşar’a, CHP rozetlerini CHP Genel Başkanı Özgür Özel taktı.

ÖZEL: LOZAN’I YIRTIP ATANLARIN PARTİSİYİZ!
Özgür Özel, konuşmasında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Bir Kürt ve bir Alevi Cumhurbaşkanı yardımcısı’ önerisine sert sözlerle yüklendi.
Özel ayrıca ‘güçlü ulus devletlerin Suriye için tehdit’ olduğunu savunan ABD Ankara Büyükelçisi Barrack’a da tepki gösterdi. CHP’nin Lozan’ı yapan parti olduğunu ifade eden Özel, “Türkiye Cumhuriyeti hiçbir tehdide boyun eğecek değil” dedi.
Eskişehir’deki yangında orman işçilerinin kaybetmesine ilişkin de konuşan Özel, ‘Manavgat’taki baklava’ olayı ve ‘Serdar Haydanlı’ üzerinden yüklendi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel mitinge katılan İstanbullulara seslendi. Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:
Özgür Özel’in konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Bu meydanı dolduranlara, seçtiklerine sahip çıkanlara, iradesinin arkasında duranlara selam olsun. 2023 yılında Ekrem Başkan, atıl alanları olan bu meydana el attı. Size, bize bu meydanı kazandırdı. Bugün yanındaydım, ‘Demokrasi Meydanı’na, hemşehrilerime selam olsun dedi. Kutuplaştırana inat kucaklaşmaya geldik! Bu ülke Türküyle Kürt’üyle, Laz’ı ile Çerkes’i ile Mustafa Kemal’in ülkesine sahip çıkanların ülkesidir.
Bakmayın hadsizler, birbirinin peşi sıra, ağzından çıkanı kulağı duymayanlar var. Bu ülke, bir ülkenin büyükelçisinden yalan yanlış bildiği, yok efendim Osmanlı millet sistemi, yılları, dönemleri karıştırdığı, tutup da bu coğrafyada ulus devletler İsrail için tehditmiş. Bu coğrafyada ulus devlet mi bıraktınız? Coğrafyada ulus devlet, Türkiye Cumhuriyeti var, kimseye tehdit değil ama hiçbir tehdide de boyun eğecek değil. ‘Yurtta barış cihanda barış’ diyen Gazi’nin partisi olarak, Sevr’i yırtıp atan yarınki yıl dönümünün huzurunda olacağız. Lozan’ı yapanların partisi olarak bunlara pabuç bırakmayacağız.
Kimse endişe etmesin, elbette dinimize, Hz. Muhammed’in ümmetine saygımız sonsuz ama kimse şunu düşünmesin, bu ülkeyi mezhepçilikle, Cumhuriyetin değerleriyle değil de bambaşka sınıflandırmalarla, Misak-i milli sınırlarına saygı duymadan, Cumhuriyetin kazanımlarını görmeden, Gazi’nin çizdiği doğru hatları görmeden ama macerayla ama tavizle bu ülkeyi tartıştıranların değil, bu ülke Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti’ne sahip çıkanların olacak.
Bu meydan adaleti arayanların da meydanı. Mattia Ahmet Minguzzi, o güzel Ahmet’imiz, kaykay malzemesi almak için gittiği bir pazar yerinde hunharca bir saldırıya uğradı. Hepimizin yüreğini dağladı. Annesi kendi acısını hem yaşadı hem de hepimize hissettirdi sonra da büyük bir mücadeleye girişti. 3 gündür bu meydanda, Yasemin hanım evladı için 3 gündür adalet nöbeti tuttu. Onunla bütün Türkiye dayanıştı.
Muhammed Mutluay’ın annesi Derya hanım, Abdurrahman Balcı’nın annesi Zeynep hanım, Batuhan Kurt’un annesi Mümine hanım, Kadir Özkök’ün annesi Ayşe hanım, Sedef Güler’in annesi Gülizar hanım, Ata Emre Akman’ın annesi Zuhal hanım son dönemde evlatlarını kaybettiklerinde evladını kaybetmiş gibi hissettiğimiz bu acılı anneler burada oldular, dayanışma gösterdiler. Bugün de burada bu meydanda adalet çığlığını yükseltiyorlar onlara en yüksekten dayanışmamızı gösterelim.
Davada emsal olacak bir karar çıkmasını hep birlikte bekliyoruz. 30 yıl öncesinde gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın annesi, Cumartesi Annelerinin simge ismi Emine Ocak’ı kaybettik bugün. Yarın örgütümüz Galatasaray Lisesi’nin önünden uğurlayacak. Dua ediyoruz. Türkiye’de hiçbir ananın gözünden yaş akmadığı yarınları hep birlikte inşa edeceğiz.
Eskişehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce yakından takip ediliyor ama resmi açıklama olmadan biz can kayıplarını haber vermiyoruz. Seyitgazi’de iki gündür yangın sürüyor. Kontrol ettik diyorlardı. Fethiye bölgesinden çok acı haber geldi. 11 orman işçimizi arkadaşımızı kaybettik hepimizin başı sağ olsun. Bu kolay ölümler ülkesinde…
Artık dünyada böyle ölümler yok… Almanya’da Fransa’da İngiltere’de yüz yıldır madenlerde böyle ölümler yok. Ne bazı mesleklerin fıtratında bu var, ne orman yangınıyla mücadele ederken şehit vermenin izahı var. Tam acıları, adaleti konuşurken bu acı haberi alıyoruz… Başımız sağ olsun. Bu sorumsuzluğun bu kötü yönetimin hesabını bu millet soracak elbet.
Bizim diplomalıyı getirip diplomasızı gönderecek miyiz? Hazır mısınız? Bugün Polis Akademisi’nde tören var, nihayet polisleri hatırladı. Ben her fırsatta söylüyorum, hepimiz adına yapılan, devlet adına yapılan önemli bir meslek. Ama atamayan öğretmen polis, iş bulamayan mühendis polis, çaresiler polis. Böyle olunca bu gariban Anadolu evlatlarını 12-12 çalıştır. Sonra Anadolu’nun pırıl pırıl gençlerini 19 Mart darbesine direnen İstanbul’un pırıl pırıl gençleriyle karşı karşıya getiriler. Dünya kadar yalan yalan, yok asit yok balta attılar. Mezar taşı parçaladılar.
Yüzlerce genci tutup eziyet ettiler. Bozdoğan Kemeri’nde araya girdik nöbet tuttuk. 100’lerce genci tutup eziyet ettiler. Silivri’yi de bırakmadık aileleri de. Ama bir yandan da bu ülkenin polisini hedefe oturtmadık. Biz bu ülkenin gencini de polisini de seviyoruz. Ekrem Başkan çıkacak, o seçimde Cumhurbaşkanı olacak. Özgür Başkan ile Bozdoğan Kemeri’ne gideceğiz, gençlerle polis el ele halay çekeceğiz!
Bugün çıkmış polisi hatırlamış. Ama zam demiyor, fazla mesai demiyor, hakkaniyetli bir personel rejiminden bahsetmiyor. Hamaset yapıyor. Bir de çıkmış diyor ki ana muhalefet, kumpaslarla ilgili konuşurken polisi savcıyı hedef gösteriyor diyor. Ben size kumpası anlatayım.
Antalya’da bir baklava kutusu çıkardılar, gördük kahrolduk. Sonra araştırdık soruşturduk, öyle bir noktaya geldi ki iş, Erdoğan gözünün içine bakarak söylüyorum, evet üzgünüz, öz eleştiri yaptık. Ama sen o baklavacıyı, olay olmadan bir ay önce, kaçak içkilerle ve zararlı maddelerle yakalayıp serbest bıraktılar mı? Bir kuyruğundan yakalayıp bir ay boyunca temasta kaldılar mı? Baklavayı getirenle alan aynı anda bir yerlerde oldu mu? Ayrıca gösterdiğin görüntüde kapıdan giriyorlar, gözaltı kararı var diyorlar, başına sakin sakin güneş gözlüğünü takıyor. Almış baklavayı masanın altına mı koydu bir yere mi sakladı nereden biliyorsun? Aç bunu diyor, neşterle ameliyat yapan cerrah gibi açıyor. Hiç titremek yok korkmak yok. Sanki aynı filmi 33. saniyeyi çekiyor. Sonra gördük ki film, kapat kapıyı, gözaltı işlemi demekle değil, o alışveriş bitiyor, çıkıyor oradan polislerle konuşuyor, geri gelip birlikte geliyorlar. biz filmin oradan sonrasını görüyoruz. Ne savcıya ne polise lafım var ancak ortada baklava kutusunun üzerine yapıştırılmaya çalışan şanlı altı ok değil nal gibi ampül var.
O baklavacı, Manavgat Belediyesi’nde sen üç gerideyken belediye meclisinde, önce üç isim verip sonra dört isim verip lehine Manavgat Belediyesi’nden dört belediye meclis üyesini içeri atıp tutuklatıp, tam oylama olacakken istifa edince onlar, iftiracı baklavacı dört kişinin daha adını verdi mi? Sen o seçimi almak için AK Parti’ye bu haliyle seçim yapılsın diye ilçe seçim kuruluna bastırdın mı? İlçe seçim kurulu hakimi başsavcının karısı mı değil mi? YSK, YSK kararı alıp yeni belediye meclis üyeleri CHP’den gelecek, seçim öyle yapılacak deyince, başsavcının karısı beşe beş kala cuma akşamı rapor alıp kaçtı mı kaçmadı mı? Yetmez! Peki ertesi sabah seçim olacak.
Ertesi sabah seçim olacak. Baklavacı, belediye AK Parti’ye geçsin diye istifasını geri alıp AK Parti için hamle yaptı mı yapmadı mı? Eğer o baklavacı görüntü çıkana kadar Cumhuriyet Halk Partili biliniyordu. O sürecin tamamına ilk andan müdahale ettim. Hırsızın partisi olmaz. AK Partili ise de Allah belasını versin, CHP’li ise de Allah belasını versin. Ama şimdi anlaşıldı ki Manavgat Belediyesi’ni CHP’ye katmak için o baklavacı işinde kumpas tertip ettiniz, suçüstü yakalandınız. Buradan açıkça söylüyorum, AK Parti’nin ne tehdidine, sarayın oyununa, sarayın savcısına, her türlü kumpasına inat Cumhuriyet Halk Partisi dimdik ayakta kardeşim, dimdik ayakta. Bundan sonra oyunu sana kurdurmazlar.
Madem istifaya davet edeceksiniz haklı bir gerekçe söyleyeyim, 1 milyon öğrencinin hakkına girdiler. Sorulara sahip çıkamadılar. Bunu söyleyenlere önce saldırdılar sonra mızrak çuvala sığmayınca Bilgi İşlem Genel Müdürü’nü görevden aldılar. Kardeşim sen FETÖ zamanında soruları çaldırdın. Şimdi namusuyla çalışıp birinci olanı da zan altında bırakan da sensin. Oradan çıkıp ben imam hatipliyim, imam hatiplere laf ediyorlar diyorsun.
Bak Erdoğan, senin imam hatip istismarına karşı bu meydan çocuklara sahip çıkıyor. Anadolu lisesi de bizimdir, teknik lise de, imam hatip de bizimdir. Hiçbiri senin tapulu malın değildir. Kimse sosyal medyadaki meczuplara bakıp, kimse bir bütün olarak 1 milyon 400 bin imam hatipliyi, annesini babasını zan altında bırakmasın. Herkesin derdi aynı. Herksin derdi ülkeyi kutuplaştıran, herkesi kendi arka bahçesi sanan, gencecik, pırıl yürekleri karartan Recep Tayyip Erdoğan. Bu ülkenin pırıl pırıl çocuklarını senin insafına bırakmayacağız, hepsine biz sahip çıkacağız.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 9 günde iddianame yazdı. İddialar yargılamaya muhtaçtır dedi, hepsini tahliye etti. Şimdi canlı yayında söylüyorum, Özel çıksa İzmir’e laf etse, savcıya laf etse kim inanır kim güvenir. Neden çünkü iddianameyi 9 günde yazdı.
İçeridekileri evladıyla tehdit etmedi, yerlerde yatın demedi. Kimseyi hasta evladıyla tehdit edip evladını içeri atmadı. Kimsenin sağlığıyla oynamadı. Bu vakitten sonra, tutuksuz yargılamaktan, iddianame olduktan sonra suçu olan varsa cezasını çeker. Geri kalan kimsenin haysiyetiyle oynamaz. Ben bugün İstanbul’daki kötü örnekten ayrışan, tutuksuz yargılamaları tekrar gündeme alan, adaletin terazisine saygı duyan bütün yargı mensuplarının önünde saygıyla eğiliyorum.

Biz yenilmeyeceğiz ama siz Mehmet Murat Çalık’ın annesinin gözyaşlarına yenileceksiniz.
Çınar, Meşe, Ladin. Üç tane odun. Bunları gizli tanık yapmış. İBB’de, İBB’ye iş yapan bütün müteahhitleri vermişler. Hepsi hakkında iftira attırmış, sıradan. Diyor ki, naylon fatura kesti, yalan. Diyor ki şunu yaptı, yalan. Araya biri karışmış, Serdar Haydanlı. Onun da faturası var. Arkadaşların da ilk günler acemiliğine gelmiş. Şimdi AK Partili bir isim gelince onu geç deyip tutanağa koydurmuyorlar. Serdar Haydanlı diyor ki Çınar, Serdar Haydanlı naylon fatura kesip İBB’den gelir elde etti. Bunu sabahleyin almışlar, götürmüşler.
Bu giderken telaş yapmış, Ankara’yı, Saray’ı aramış. İki telefon da doğru yere ulaşmış, bunu şubeden salmışlar. Kimmiş bu Serdar Haydanlı? 4,5G şirketinin sahibi. Teknofestleri yapan adam. Peki naylon faturayı ne zaman kesmiş İBB’ye? AK Parti döneminde. Böyle olunca bunu şubeden salmışlar. Ben duydum, Serdar Haydanlı listede var, Emniyet’te yok. İki avukat yolladık, bütün katlara baktırdık, Serdar Haydanlı yok.
Çıktım açıklama yaptım, bu nasıl oluyor dedim, bu gizli tanık bunu söylüyor diye 100 kişiyi alıyorsun, AK Partiliye gelince salıyorsun. Dediler ki, bakın, basın açıklaması yaptılar, tutuklu, gözaltında dediler. Oysa evinde olduğunu biliyoruz. Araba yolladılar, gece gece getirdiler. Gözaltında dediler, WhatsApp’ında çevrim içi yakaladım, çevrim içi. Bırakır mıyım? Onu da açıkladım. Ertesi gün doğru mu değil mi? Çıkın, çıkın açıklayın. O günde, bakın şimdi beni nasıl doğruladılar, bugün çıktı. Çevrim içi yakaladım WhatsApp’ından. Adam bırakılmış eve gitmiş, bastırınca getirmişler.
Bunu söyleyince mahkemeye çıkardılar, yalandan tutukladılar. O günden beri takip ediyoruz. Bu Serdar Haydanlı’yı geçen ay itirafçı yapıp saldılar. Şimdi Allah aşkına, Allah aşkına bir düşünün. Bu Serdar Haydanlı, eskiden İBB’ye çalışan, bunların Çınar’ın naylon faturacı dediği, o yüzden aldıkları, telefonla kendini saldırtan, Teknofestleri yapan, 16 bakanlıkla çalışan, toplamda, toplamda, dur söyleyeceğim tam rakamı, 800 milyon dolar, neredeyse 1 milyar dolarlık ihale almış.
İletişim Başkanlığı buna özel yazı vermiş, bu adama vereceksiniz kampanyayı, bu yapmaya yetkilidir diye 1 milyar dolara yakın, Türk parasıyla 35 milyar TL para alan adam, geçen ay Ekrem Başkan ve arkadaşlarına iftira tutanağı düzenleyip dışarı salınmış. Bu adam eğer suçluysa ilk gün neden saldın? Suçsuzsa neden tutukladın? Madem suçlu içeride tutuyorsun, bu kadar parayı aldığı, bakın, bizim dönemimizde bizden bir şey yaptığı yok.
Ama bu kadar parayı aldığı bakanlıklara, AK Partili belediyelere dokunmuyorsun, içeride durduğu gün, başta suçsuz diye saldığın adamın iftirasıyla bizimkileri tutup, Teknofest’in reklamcısını dışarı çıkarıyorsun.
Ailenin reklamcısı, Teknofest’in reklamcısı ve öyle bir nokta ki A Haber, Sabah ilk sabah bunun hakkında şöyle haberler yapmıştı: İmamoğlu’nun zengin reklamcısı, milyarlık adam dediler, şimdi onu kenara ayırdılar, saldılar ve bu yalanlara inanmamızı bekliyorlar. Dün eski İletişim Başkanı açıklama yaptı, belge çıkardılar, benim Saraçhane’de basın toplantısında söylediğim her şeyi doğruladılar bu adamla ilgili. Her şeyi doğruladılar. Ama öyle yanılıyorlar ki, mesela sadece iftiracı yaptıkları değil, milletin kanını emenler de dışarıda.
Hem Ekrem Başkan hem de içerideki bütün arkadaşlarımız, bütün arkadaşlarımızın ismini saymaya zaman yetiyor ama hepsi dört gözle sizi bekliyor.
“Şansölye Yardımcısıyla ve Milli savunma bakanı ile konuştum, nihayet vetoyu kaldırdılar”
Bugün bir anlaşma imzalandı. Nihayet 14 yıl sonra, filomuza bir uçak katılacak, Eurofighter.19 Mart olaylarından sonra Alman sosyal demokratlar bu süreci durdurmuştu. Son gittiğimde Şansölye Yardımcısıyla ve Milli savunma bakanı ile konuştum ve nihayet vetoyu kaldırdılar, anlaşma yapıldı. Cumhuriyet Halk Partisi millet yeni bir yetki verene kadar ana muhalefet partisi ama bütün dünyada Türkiye’nin partisi!
Başta dediğim gibi biz hep beraber Türkiye ittifakıyız. Biri çıkıyor, Türk, Kürt, Arap diyor buradan çatı tayin ediyor. Sonra ittifak ortağı o Arap’ın A’sını Alevi diyor. Hiç mahsuru yok. Ben Devlet Bey’in o açıklamasını şöyle okuyorum, Türk, Kürt, Arap diyeceğine Türkiye’deki Alevileri görsene, bu mezhepçiliğin ne gereği var diyor? Bence de öyle.
Türkiye’de Cumhurbaşkanı olacak kişinin, ne mezhebi, ne dini, ne de cinsiyeti ayrımcılıkla tarif edilemez. Tam ve eşit anayasal yurttaşlıkla, tam ve eşit temsiliyete ihtiyaç var. Ne mezhep çatısı ne ABD’nin emperyalist tarifi, 100 yıl önce çakılan Cumhuriyet çatısı lazım bize. Kimseye demokrasi çatısını yıktırıp mezhep çatısı kurdurmayız. Kurduğumuz Cumhuriyet’e sahip çıkacağız!”