TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: ‘Kent Lokantası’ emeklinin, öğrencinin, işsizin onurudur!
TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kent Lokantalarının 17’cisini Silivri’de açtı. Kent lokantalarının emeklinin, öğrencinin, işsizin onuru olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Bugün bu canım coğrafyada, dünyada zenginliğin konuşulması gereken bu güzel Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yoksulluğa mahkum edilen on milyonlarca yurttaşın hakkını almaya geldiği yerdir kent lokantası. Onun için çok değerli” dedi.
“Ama bu arkadaş, bu dönemin yöneticileri meseleye şöyle bakıyor” diyerek iktidar yöneticilerini hedef alan İmamoğlu, “Ekrem İmamoğlu o partiden; ona bakma. Bu, bu partiden; her şeyi ver. Hem de usulsüz ver. Yargı mı? Buna usulsüz uygula, siyaset yasağı ver! Bundan sonra ben diyorum ki, bu yolculukta ‘Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar!’ Böyle bir atasözü yok; yalan. Değiştirdim: Bu ülkede, bu canım topraklarda, bu cennet vatanda, Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti Türkiye Cumhuriyeti’nin içinde bulunan 86 milyon insanımızın yaşadığı bu topraklarda net bir atasözü var: Bu ülkede yalan söyleyeni dokuz köyden kovarlar, yalan söyleyeni. Onun için bize yalan söylemeyin kardeşim. Ne yapıyorsanız mertçe yapın, mertçe mücadele edin.” Mertçe mücadelenin yerine neresi biliyor musun? Aha burası, aha bu meydan, Silivri. Mertçe mücadelenin şekli ne biliyor musun? Kent Lokantası açmak. Biz onu yapıyoruz. Sen de bizimle mertçe mücadele et. Onun da yeri sandıktır. Biz seni sandığa her gün davet edeceğiz, her gün. Niye biliyor musun? Millet hakkını senden de alacak, millet yaşadığı bu zorlukların hesabını senden de soracak. Nerede? Demokrasinin kutsal hazinesi o sandıkta, sandıkta” ifadelerini kullandı.

“Bu güzel ülkede, çok güzel anlar yaşayabiliriz” diyen İmamoğlu, “Ama ne yazık ki her gün, her saat onur kırıcı, insanlarımızın umudunu yerle bir eden, hakkın-hukukun çiğnendiği, insanların itibarlarının zedelendiği, adaletin yok sayıldığı, yargının ne yazık ki birilerinin silahı gibi kullanılması yönünde çalışmaların yapıldığı her gün, İstanbul’da birisinin, bir kişinin bir gündemi var. O da ne biliyor musunuz? Ekrem İmamoğlu. O kişiyi biliyorsunuz değil mi? Ben de diyorum ki, ‘Yahu Allah aşkına; bu memleketin onlarca derdi var, onlarca sıkıntısı var. Sen bunlarla ilgilenmiyorsun, bu sorunları çözmek için… Ekonomi, adalet, işsizlik, işsizlik, istihdam, mülakatı kaldırmak, sağlık, eğitim, çevre… Yani o kadar konu var ki… Deprem bölgesinde verdiğiniz ama yerine getiremediğiniz sözler, birçok konu… Bunlarla ilgilenmeyip, muhtemelen gece yatıyor rüyasında Ekrem İmamoğlu, sabah kalkıyor Ekrem İmamoğlu. Güne başlarken ilk talimatlarını Ekrem İmamoğlu üzerinden veriyor. Böyle yapıyor. Bunu görüyorum, hissediyorum, yaşıyorum” şeklinde konuştu.

HABER ETKİN -HABER MERKEZİ / SİLİVRİ – İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 17’nci Kent Lokantası’nı Silivri Alibey Mahallesi’nde açtı. Kent Lokantası açılışı, vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle mini mitinge dönüştü. Açılış öncesinde Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Sivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, vatandaşlara hitap etti. “Kent lokantalarımız, 17 noktada bugüne kadar 5 milyon insanımızı misafir etti” diyen İmamoğlu, vatandaşların “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” tezahüratları eşliğinde şu konuşmayı yaptı:
“KENT LOKANTASI NİYE MEGA PROJEDİR?”
“Kent lokantası kavramı, bugün ülkemizin, insanlarımızın yaşadığı sorunların çözümüne ışık tutmak, çözümüne merkez olmak, hissedilmesini sağlamak ve sorunun çözümü için yetkili olan, sorumlu olan insanların daha fazla kendilerini işine adaması adına bir mega projedir. Kent Lokantası niye mega projedir? Bugün toplumumuzun her yönüyle yaşadığı sıkıntılar net. Emeklinin, öğrencinin, dar gelirlinin, işsizin, iş arayanın, üniversitesini bitirmiş ama işe girememiş milyonların, bütün bu insanlarımız için onurlu yaşam adına, millete ait olanın millete verildiği bir mekanizmanın net, somut göstergesidir kent lokantası. Onun için çok değerli, onun için mega proje. Bugün 17’cisini burada açarken, bakın kent lokantasında neleri yapıyoruz? Kent lokantalarımızda kadınlar çalışıyor. Sadece kadınlar çalışıyor. Dolayısıyla kadın istihdamına muazzam bir gösterge, muazzam bir merkez haline gelen bir simgesel yönü var.”

“YOKSULLUĞA MAHKUM EDİLEN ON MİLYARLARCA YURTTAŞIN HAKKINI ALMAYA GELDİĞİ YERDİR KENT LOKANTASI”
“Bu kapıdan içeri girdiğinizde, orada rant yok. Burada bir rant yok. Rantçılık yok. Partizanlık hiç yok. Bu kapıdan giren her insan, şöyle giriyor, diyor ki; ‘Bana ait olanı almaya geldim. Benim bugün bu ülkede hakkım yeniyor.’ İyi yönetilemeyen bir ekonomi, iyi yönetilemeyen bir gelir dağılımı, şeffaf olunmayan bir süreç ve bunun altında ezilen toplumun büyük bir kısmı bu kapıdan içeri girerken diyor ki; ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi vesile oldu. Ben, hakkımı almaya geldim kardeşim. Bugün ülkeyi yönetenler hakkımı yiyor. Ama bu kapıdan içeri giriyorum, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bana hakkımı veriyor. Hem de paramı vererek hakkımı alıyorum onurlu bir biçimde.’ O bakımdan kent lokantası, emeklinin onurudur. Kent lokantası, öğrencinin onurudur. Kent lokantası, işsizin onurudur. Bugün bu canım coğrafyada, dünyada zenginliğin konuşulması gereken bu güzel Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yoksulluğa mahkum edilen on milyonlarca yurttaşın hakkını almaya geldiği yerdir kent lokantası. Onun için çok değerli.”

“İSTANBUL’DA BİR KİŞİNİN BİR GÜNDEMİ VAR. O DA NE BİLİYOR MUSUNUZ? EKREM İMAMOĞLU. O KİŞİYİ BİLİYORSUNUZ DEĞİL Mİ?
“Hakkınızı almaya geldiğiniz burada, biz de size hakkınızı bir nebze sunabiliyorsak, ‘Bize ne mutlu’ dediğimiz anları yaşıyoruz. Bu güzel ülkede, çok güzel anlar yaşayabiliriz. Ama ne yazık ki her gün, her saat onur kırıcı, insanlarımızın umudunu yerle bir eden, hakkın-hukukun çiğnendiği, insanların itibarlarının zedelendiği, adaletin yok sayıldığı, yargının ne yazık ki birilerinin silahı gibi kullanılması yönünde çalışmaların yapıldığı her gün, İstanbul’da birisinin, bir kişinin bir gündemi var. O da ne biliyor musunuz? Ekrem İmamoğlu. O kişiyi biliyorsunuz değil mi? Ben de diyorum ki, ‘Yahu Allah aşkına; bu memleketin onlarca derdi var, onlarca sıkıntısı var. Sen bunlarla ilgilenmiyorsun, bu sorunları çözmek için… Ekonomi, adalet, işsizlik, işsizlik, istihdam, mülakatı kaldırmak, sağlık, eğitim, çevre… Yani o kadar konu var ki… Deprem bölgesinde verdiğiniz ama yerine getiremediğiniz sözler, birçok konu… Bunlarla ilgilenmeyip, muhtemelen gece yatıyor rüyasında Ekrem İmamoğlu, sabah kalkıyor Ekrem İmamoğlu. Güne başlarken ilk talimatlarını Ekrem İmamoğlu üzerinden veriyor. Böyle yapıyor. Bunu görüyorum, hissediyorum, yaşıyorum.”

“EKREM İMAMOĞLU, ADALETLİ BİR TÜRKİYE VAAT EDİYOR”
“Size bir şey söyleyeyim mi sevgili hemşehrilerim? Ekrem İmamoğlu çok sevdiği, hayran kaldığı güzel Silivri’den şunu söylüyor. Bu ülkeye şunu vaat ediyor. Bu ülkeye, bu güzel insanlara şunu vadediyoruz: Biz bu memlekette öyle adil, insanların birbirini sevdiği, o denli güzel bir huzur ortamını, öyle büyük bir zenginlik vadediyoruz ki, bu ülkenin her insanının hak ettiği, kent lokantasına sadece keyif kahvesi içmeye geleceği günleri bu insanlara vadediyor. Adaletli bir Türkiye vaat ediyor. O adaletli Türkiye’de herkesin yargı önünde, hukuka uygun bir şekilde hesap vereceği bir ortamı da vadediyor. Kimsenin hakkının yenmediği bir ortamı vadediyor. Kimsenin hukukunun çiğnenmediği bir ortam vadediyor. Vaat ettiğimiz o gün ve o ortam, sizi bile koruyacak, sizin bile geleceğinizi koruyacak. Onun için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekası ve geleceği için ben diyorum ki; artık yönetemiyorsun. Bu milletin nasıl ki burada coşkuyla bir kent lokantasında hakkını almaya geldiğini görüyorsun ya; bu millet heyecanla hakkını alacağı sandığı da bekliyor sandığı da.”

“BU ARKADAŞ, BU DÖNEMİN YÖNETİCİLERİ MESELEYE ŞÖYLE BAKIYOR”
“O bakımdan hizmetlerimize devam ediyoruz. İstanbul’umuza, belki de on yıllarca yaşamadığı bir 6 yılı yaşattık, yaşatmaya devam ediyoruz. Silivri, daha düne kadar başka bir siyasi partinin yönetimindeydi beş yıl boyunca. Hiç ayırt etmedi bu kardeşiniz, hiç. Şimdi sevgili kardeşim Bora Başkanımız, burada çok güzel işler yapıyor sizlerin desteğiyle, ona teşekkür ediyorum. Ama yine ayırt etmiyoruz. Biz niçin ayırt etmiyoruz biliyor musunuz? Biz, makamda sevgili Bora Başkan’ın ya da başka bir partilinin, belediye başkanının kim olmasına bakmayız. Biz o koltuğa baktığımızda kimi görüyoruz biliyor musun? Silivrileri görüyoruz. A partisi, B partisi demeyiz. Nasıl o gün hizmetimizi yaptıysak, bugün de yapmaya devam ediyoruz. Ama bu arkadaş, bu dönemin yöneticileri meseleye şöyle bakıyor: Ekrem İmamoğlu o partiden; ona bakma. Bu, bu partiden; her şeyi ver. Hem de usulsüz ver. Yargı mı? Buna usulsüz uygula, siyaset yasağı ver!”

“5 DAVA, 5’İ BİR YERDE OLDU. BU ADALETSİZLİĞİ VE VİCDANSIZLIĞI, BEN ÖNCE CUMHURBAŞKANINA OY VERENLERİN VİCDANINA EMANET EDİYORUM”
“Yahu beş tane dava, beşinden… Hani beşi bir yerde oldu. Beşinden bir dava değil, davanın A’sı çıkmaz. Uydurma. Gülecekler bu davalara 5 yıl, 6 yıl sonra herkes. Size bir şey söyleyeyim; bugün o partiye oy vermiş, cumhurbaşkanını seçmiş o insanlar bile bu davaları gördükçe gülüyorlar. Ben buradan diyorum ki; bu davaları izleyen, seyreden, bakan, bugün cumhurbaşkanına oy vermiş ve seçmiş AK Parti’de görev yapan insanlar, böyle bir olay, böyle bir sorgulama, böyle bir yargılama, böyle bir dava, usulsüz, yok adı ahmak davasıymış… Düşünsenize; tesadüfe bak, 20’nin üstünde, benimle ilgili ve ilişkili davalara bilirkişi atanan… Böyle adrese teslim olmaz. Usulsüzlüklerini tespit eden ben, oradan yargılanıyorum. Onun hakkında suç duyurusunda bulunan ben, ama onunla ilgili hiçbir işlem yapılmıyor. Bu ve buna benzer usulsüzlükler üzerinden bana dava açarken, o söylediğim bu partide, iktidarın partisinde yöneticilik yapan insanlar, cumhurbaşkanına oy veren insanlar, bu söylediğim olaylar kendi başına geldiğinde çoluğunun, çocuğunun, kardeşinin, babasının, abisinin başına geldiğinde, aynı şeyi benim gibi hissederler mi hissetmezler mi? Bunu düşünsünler, bunu düşünsünler… Bu adaletsizliği ve vicdansızlığı, ben önce cumhurbaşkanına oy verenlerin vicdanına emanet ediyorum, onların vicdanına.”
“BU ÜLKEDE YALAN SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR”
“Bu yurdum insanının vicdan ve adalet duygusuna ben aşığım. O demokrasi aşkına, ben aşığım. Çünkü ben, o insanların demokrasiye, adalete olan inancıyla bugün görevimi yapıyorum. Elimden seçimin alınmasına rağmen, İstanbullulara hizmet etmemin net sebebi, siz kıymetli yurttaşlarımızın adalet duygusudur, adalet. Vicdanıdır. Bütün İstanbulluların ve bütün milletimin adalet duygusuna ve vicdanına aşığım. Bundan sonra ben diyorum ki, bu yolculukta -dün söyledim- efendim hani neymiş? ‘Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar!’ Bunu söyleyeyim, böyle bir atasözü yok; yalan. Değiştirdim: Bu ülkede, bu canım topraklarda, bu cennet vatanda, Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti Türkiye Cumhuriyeti’nin içinde bulunan 86 milyon insanımızın yaşadığı bu topraklarda net bir atasözü var: Bu ülkede yalan söyleyeni dokuz köyden kovarlar, yalan söyleyeni. Anneler burada, güzel anneler burada; benim annemin bana doğduğum günden itibaren ilk duyduğum sözü: Oğlum yalan söyleme. Her anne öyle demez mi oğluna? ‘Evladım yalan söyleme’ demez mi? Onun için bize yalan söylemeyin kardeşim. Ne yapıyorsanız mertçe yapın, mertçe mücadele edin.”
“MERTÇE MÜCADELENİN YERİNE NERESİ BİLİYOR MUSUN?”
“Mertçe mücadelenin yerine neresi biliyor musun? Aha burası, aha bu meydan, Silivri. Mertçe mücadelenin şekli ne biliyor musun? Kent Lokantası açmak. Biz onu yapıyoruz. Sen de bizimle mertçe mücadele et. Onun da yeri sandıktır. Biz seni sandığa her gün davet edeceğiz, her gün. Her gün davet edeceğiz. Niye biliyor musun? Millet hakkını senden de alacak, millet yaşadığı bu zorlukların hesabını senden de soracak. Nerede? Demokrasinin kutsal hazinesi o sandıkta, sandıkta. Vatandaşla sandığın arasına kimse girmez. Pırlanta gibi kalbi ve zihniyle eliyle gider, oyunu atar. Onun için o sandıkta hesap sorulacak. Milletimiz hesap sormaya hazır mı? Vallahi biz de bir milim geri adım atmadan, ‘tam yol ileri’ deyip, sizin bu gücünüzle yola çıkacağız. Yolumuz açık olsun. Kent lokantamız hayırlı olsun. Sizlerin parasının sizlere verildiği bu güzel mekanlar, sizinle daha güzel günler olsun.”

ÖNCE SORU-CEVAP, SONRA İLK YEMEK DAĞITIMI
Konuşmaların ardından, yoğun altında Kent Lokantası’nı açan İmamoğlu ve Balcıoğlu ilk tabldotları elleriyle servis etti. İmamoğlu, yemek dağıtımı öncesinde de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, dün akşam CHP İl Başkanlığı’nca düzenlenen toplantıda nelerin konuşulduğu sorusuna şu yanıtı verdi:
“TBMM GRUBU’NUN DESTEĞİNİ ALAN KİŞİ YA DA KİŞİLER, CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI SÜRECİNDE SANDIĞA GİDECEK”
“Dün akşam, CHP İstanbul İl Başkanımız, CHP il örgütünün bütün yöneticilerini, yani içinde il yöneticileri var, il disiplin kurulu var, kadın kolları, gençlik kolları, başkanları, yöneticileri var. İlçe başkanlarımız var. Aynı zamanda belediye başkanlarımız var. Aslında partimizin çizmiş olduğu ve benim onu ‘demokrasi devrimi’ diye tanımladığım ön seçim sürecine dair, kendi içlerinde grup grup, öbe göbek yaptıkları toplantılar vardı. Örneğin ilçe başkanlarıyla ayrı bir toplantı yapıldı, belediye başkanlarıyla ayrı bir toplantı yapıldı ve bu toplantılar sonrasında oluşan bir kanaat vardı, karar vardı veya olgunlaşan fikirler vardı. Bunları bizimle paylaştılar. Beni tabii eden, mutlu eden paylaşımlardı. Güç aldım her birisinden. Tabii değerlendiriyoruz onları kıymetli görüşlerini. Aynı zamanda Türkiye’mizin her yerinden il başkanları, yöneticileri ve özellikle partimizin üst yönetimi, milletvekilleri, parti meclisi üyeleri yine aynı şekilde bu demokrasi devriminin sürecini takip edip, duygularını benimle paylaşıyorlar. Bu hafta önemli bir hafta partimizin bu değerlendirmesi açısından. Malum dün itibariyle süreç başladı ve cuma gününe kadar ön seçime katılmayı uygun gören ve şartlarına uygunluğu oluşan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu’nun da desteğini alan kişi ya da kişiler, cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde sandığa gidecek.”
“MİLLET, BİR KİŞİDEN BÜYÜKTÜR”
“Türkiye’de ilk. Yüz binlerce CHP’li sandığa gidecek ve Cumhuriyet Halk Partisi, yine tarihte çok ilk bir dönemi daha, şeffaf içinde açıyor. Diyor ki; Türkiye’mizin güzel gençleri, sevgili gençleri, özellikle kadınlar, Türkiye bütün coğrafyasındaki insanlar; gelin, 28 Şubat’a kadar üye olun. 28 Şubat’a kadar üye olan sizler de bu dönemin Cumhurbaşkanı adayını… Ki biz inanıyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı, muhalefeti bütünleştirecek ve önümüzdeki seçimlerde ülkemizin cumhurbaşkanı olacak. Biz, buna inanıyoruz. Onun için CHP’nin kuracağı sandıkta gelin, oy kullanın. Ben bu çağrıyı yineliyorum. Özellikle sevgili gençler, önümüzdeki süreçte cumhurbaşkanı adayını belirleyecek olan CHP’nin ön seçiminde oy kullanmak üzere ve bu sürecin bir neferi, bir parçası olmak üzere sizleri CHP’ye üye olmaya ben de davet ediyorum. Bu tarihi süreçte, böyle kapsayıcı bir modelle ve süreçle, sistemle karar oluşturacağız. Biz de süreli titizlikle izliyoruz. Zaten önümüzde 2-3 gün kaldı. Hayırlısı olacak, iyi olacak. Bu demokrasi devrimini bize, önümüze koyan, -değişim sürecinin manifestosunda da vardı- başta Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e ve bütün CHP’nin karar mekanizmalarına, Parti Meclisi’ne, MYK’ya da buradan içten teşekkürlerimi iletiyorum. Bu bir devrimdir. Bu başarılı olacak ve her siyasi parti, kararlarını üyelerle almaya başlayacak. Onun için ben diyorum ki; milletin dediği olur. Bu millet büyüktür. Millet, bir kişiden de büyüktür. Bu milletin büyüklüğünün CHP’deki tezahürü de parti içi demokrasidir. O sandıkta buluşmak üzere. İnşallah eksiksiz her üyemiz oy kullanacak.”
“CUMA GÜNÜ KİMLERİN ADAY OLDUĞU NETLEŞECEK”
İmamoğlu, “Türkiye kamuoyu CHP’nin adayını ne zaman öğrenecek” sorusuna ise, “Cuma günü kimlerin aday olduğu netleşecek. Ondan sonra 23 Mart’ta oy kullanılacak. O da belli. 23 Mart’tan sonra aday açıklanacak. Ben bu işlerde, parti içi süreçlerde olgunlaşmadan hiçbir şeyi böyle çat çat söylemeyi sevmem. Şu anda bu işin dinamik yapıları var. Milletvekillerimizin imza süreçleri var. Parti örgütümüzün, il başkanlarımızın, diğer yöneticilerin şu anda süreci muhakeme ettiği bir zaman diliminin içerisindeyiz. Onların takdirleri benim için çok kıymetli. Oradan aldığım enerjiyle, oradan aldığım duygu bütünlüğüyle ben de tabii ki duygularımı sizinle birkaç gün içinde paylaşıyor olacağım” şeklinde yanıtladı.

BAŞKAN BORA BALCIOĞLU: ”BU LOKANTA TENCERESİNİ KAYNATMAKTA ZORLANAN ANNELERİMİZ İÇİNDİR!”
Açılış töreninde vatandaşlarla bir araya gelen Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, kimseyi geride bırakmamak için söz verdiği kent lokantasını İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun öncülüğünde hayata geçirdiklerini söyledi.

Halkın sofrasına katkı sunmayı, geçim derdine omuz vermeyi önemsediklerini dile getiren Başkan Balcıoğlu, şöyle konuştu:
“Biz, ‘Silivri Birlikte Güzel’ derken sadece bir slogan söylemiyoruz, bir yaşam biçiminden bahsediyoruz. Silivri’nin her bir köşesinde hissedilen bir anlayıştan, paylaşmanın, dayanışmanın, kimseyi geride bırakmamanın gerekliliğinden söz ediyoruz. Çünkü bizim için belediyecilik sadece beton, demir ve inşaat demek değil; onlar zaten olacak olmak zorunda kimse cebinden yapmıyor sizlerin helal kazancından ödediği vergilerle sizlere hizmet ediyoruz.”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millete efendilik yoktur, hizmet vardır” sözünü hatırlatan Başkan Balcıoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden giderek vatandaşa hizmet etmeyi sürdüreceklerine dikkat çekti.

Kimseyi geride bırakmayan, herkesin yanında olan bir yönetim anlayışıyla açılan kent lokantasının vatandaşa umut olduğunu kaydeden Başkan Balcıoğlu şu ifadelere yer verdi:

“Bu lokanta, ay sonunu nasıl getireceğini düşünen emeklimiz içindir!Bu lokanta, sabahın köründe işe gidip öğlen yemeğini simitle geçirmek zorunda olan işçimiz içindir!
Bu lokanta, okul kantininde harçlığıyla öğle yemeğini nasıl alacağını düşünen öğrencimiz içindir!Bu lokanta, tenceresini kaynatmakta zorlanan annelerimiz içindir!

Bu lokanta, Silivri’de kimsenin aç kalmayacağını gösteren bir dayanışma lokantasıdır!”
Kent Lokantası’nın açılışıyla halkçı, sosyal ve adil belediyeciliğe örnek olduklarını söyleyen Başkan Balcıoğlu, “Bugün burada sadece bir açılış yapmıyoruz. Bugün bizi biz yapan değerleri büyütüyoruz!Silivri’yi hep birlikte daha güzel yapacağız! Daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz, kimseyi yalnız bırakmadan, kimseyi görmezden gelmeden, halkımız için, insanımız için, çocuklarımız, gençlerimiz, emeklilerimiz için var gücümüzle mücadele edeceğiz!” dedi.