Ömer YILDIZ … SURİYELİLER ve YERLİ NERONLAR

ömer yıldız

ömer yıldız

Bu günlerde İstanbul’un bütün sokakları Suriyeli kadınlar, çocuklar ve erkekler tarafından işgal edilmiş durumda.

Sanki Suriye boşalmış da Türkiye’ye taşınmış.

Üstü başı per perişan, yoksulluk giyotinine baş vermiş yüzlerce insan, sokaklarımızda yaşam mücadelesi veriyor.

Hele de kadınların mağrur  yüzleri insanın içini acıtıyor.

Kadınlar ve erkeler sessizce başlarını öne eğmiş  “Suriye savaşından kaçtık. Allah rızası için yardım.” yazılı A-4 kağıdına bakıyorlar.

Çocuklarsa yaşananları bir oyun bellemiş gibi gülücük dağıtarak etrafta dolaşıyorlar.

Trafiğin yoğun olduğu kavşaklarda, eskiden bizim bitirimlerimiz bulunurdu. Çoktandır yine kızlı erkekli Suriyeli çocuklar almış bunların yerini.

Öyle masum, öyle masum bakıyor ki çocuklar, öyle hüzünlü ki kadınlar vicdanımız hemen ses veriyor ruhumuza. Hemen yardım etmek geliyor içinizden.

Şimdilerde kaç Suriyeli var Türkiye’de Allah bilir?

Sözüm ona kamplarda yaşamalarına olanak sağlandı güya. Onca Suriyeliyi şehirlerimizi işgal etmiş görünce insanın hiçbir açıklamaya inanası gelmiyor açıkçası.

Vicdanlı Türk insanı cebindeki üç kuruş parasını hiç tereddüt etmeden zordaki komşuları Suriyelilere vermekten çekinmiyor.

Suriye devam eden ve  bizi hiç ilgilendirmeyen harbin ceremesini, yine biz çekiyoruz. Milyonlarca Suriyeliye bakma işi yine biz üstleniyoruz.

Tıpkı bir zamanlar Saddam belasından kaçan Kürtlere baktığımız gibi.

Hükumetin bu duruma bir çare bulması lazım.

Çünkü bir müddet sonra suç örgütleri, bu çaresiz insanları suiistimal ederek hırsızlıktan, organ mafyasına, fuhuştan, esrar eroin ticaretine kadar, akla hayale gelmeyecek gayri kanunu alanlarda tehdit ederek  veya para ile satın alarak kullana bilir.

Bu insanları, ucuz iş gücü olarak kullanan vicdansızlar da çakacaktır.

Her şeye rağmen bir de terör örgütleri bu işe el atarsa, yandı keten helvası.

Türkiye ve Türk halkı büyük bir özveri ile kendisine sığınan Suriyelilere kucak açarken, Arap zengini, evinde aslan besler, deveyi hamutu ile yer bitirir. Son derece lüks ve saltanat içinde yaşar ve ne yazık ki Suriyelilere bakma işi bize düşer.

Demokrasi ve barış havarisi sözüm ona batılılar da sadaka verir gibi  yardım gönderirler.

Türkiye’ye sığınmış varlıklı Suriyelilerin hangi şartlarda hayat sürdüklerine de şahit olmuyor değiliz hani.

“Ne Arap’ın yüzü ne de Şam’ın şekeri” demiş atalarımız. Türkiye olarak hesapsız kitapsız her işe burnumuzu sokarsak daha çok belalarla karşı karşıya kalabiliriz.

Türkiye kendi içinde, siyasal olarak en kesin çizgilerle kutuplaştığı ,ayrıştığı, bölücü terörün iyice organize olup palazlandığı bu günlerde çıkacak bir kıvılcımın yangın yerine çevireceği ülkemizde Suriyeliler ateşi tutuşturan çıraya dönmesinler?

Türkiye’yi yakacak Neronların, Türk Milletini Arap baharı gibi bir süreçte Suriye’yi Libya’yı yaktıkları gibi yakmak için sıraya girdiklerini hiç aklımızdan çıkarmamamız  gerekir.

Soma’da yana canları,ölen canları  da yine  aynı aç gözlü zihniyet yakıp yok etmedi mi?

Yangın deyince hemen soralım..

Türkiye’nin  Neronları kimdir?…

Bu konuda bir cevabınız var mı?

 

Sadece Türkiye’nin değil, CHP’nin de Neronları çoktur.

 

Birincisi Türkiye’yi yok etmeye çalışır,

Diğeri de CHP iktidar olmasın diye  çabalar durur.

 

İnsan iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmalıdır derler ya hani.

Benimde CHP’li olarak CHP’ye laf sokuşturmam onadan…

 

Haydi kalını sağlıcakla…

 

Ömer YILDIZ

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir