MESEM savunusu AKP’nin çocuk ve emek düşmanı politikasının parçasıdır!
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz’un MESEM’leri savunan ve eleştirileri ideolojik saldırı olarak niteleyen açıklamaları, AKP iktidarının yıllardır sürdürdüğü çocuk emeğini ve güvencesizliği normalleştiren politikaların açık bir savunusudur. Bu yaklaşım, çocukların yaşam hakkını değil sermayenin ihtiyaçlarını esas almaktadır.

Daha birkaç gün önce Pendik’te 3 çocuğun yanarak ölümleri, bu düzenin nasıl bir sonuç yarattığını bir kez daha göstermiştir. Çocuklar yoksulluk, denetimsizlik ve güvencesizlik içinde yaşamlarını yitirirken, MESEM’ler aracılığıyla okul çağındaki çocukların işyerlerine gönderilmesi kabul edilemez bir uygulamadır. Bu bir eğitim modeli değil, devlet eliyle örgütlenen çocuk işçiliğidir.
Talat Yavuz’un “usta-çırak ilişkisi” söylemiyle MESEM’leri meşrulaştırmaya çalışması, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocukları ve artan çocuk işçiliğini yok saymaktır. Bugün MESEM’lerden patronlar kazanmakta, çocuklar ise ağır koşullarda çalıştırılmakta, yaralanmakta ve yaşamını yitirmektedir. Bunun adı eğitim değil sömürüdür.
AKP’nin kadınları eve, çocukları işyerine hapseden politikalarının sendikal alandaki savunuculuğunu üstlenen bu anlayış, kamusal ve nitelikli eğitim talebinin karşısında durmaktadır. Oysa çocukların yeri atölyeler ve fabrikalar değil; güvenli, bilimsel ve parasız okullardır.
Emek Partisi olarak bir kez daha ifade ediyoruz: MESEM’ler kapatılmalı, çocuk işçiliğine son verilmeli, çocukların yaşamı ve geleceği patronların kâr hırsına teslim edilmemelidir. Mesleki eğitimdeki her çocuğa burs verilmeli. Çocuk ölümleri kader değil, bu politikaların sonucudur.
Seyit Aslan
Emek Partisi Genel Başkanı



