Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü’nde yoluna gübre döken tutuklunun özrünü kabul etti
CHP’nin Adalet Yürüyüşü sırasında Düzce’de gece konaklama yapılacak bölgeye kamyonla hayvan gübresi dökmekten tutuklanan İlhami Çelik’in özrünü kabul eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Hakkımı helal ediyorum” diyerek affetti.
Kılıçdaroğlu liderliğinde Ankara’dan İstanbul’a gerçekleştirilen Adalet Yürüyüşü’nün 13. gününde Düzce’de bir eylem gerçekleşmişti. İlhami Çelik, Adalet Yürüyüşü’ne katılanların gece konakladığı alanın yan tarafına gübre dökmüş, ardında da ‘bir siyasi partinin faaliyetini zorla engellemek’ suçlamasıyla, 3 yıl 9 ay hapis cezası almıştı.
Düzce T Tipi Kapalı Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Çelik, Kılıçdaroğlu’na, üzüntülerini bildirdiği bir mektup yazdı. Cezaevinden çıktıktan sonra ailesiyle birlikte Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmek istediğini de belirten Çelik’in mektubunda, Kılıçdaroğlu’ndan kendisini affetmesini istedi.
Çelik’e bir mektupla yanıt veren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Adalet yürüyüşü esnasında düzenlediğiniz eyleme ilişkin pişmanlıklarınızı ilettiğiniz mektubunuz tarafıma ulaştı. Ülkemize hak, hukuk ve adaleti getirmek inancıyla gerçekleştirdiğimiz yürüyüşü protesto etmek amacıyla yaptığınız eylem beni ve yol arkadaşlarımı derinden üzmüştür. Demokrasilerde eleştirmek sadece bir hak değildir; esas demokrasinin sürdürülmesi için elzem bir ihtiyaçtır. Demokrasi farklı görüşleri anlamak, onlardan fikir edinmek ve buradan çıkan sonuçları hepimizin faydasına sunmak üzerine temel edilmiş bir yönetim biçimidir. Ancak eleştirmenin de haliyle bazı sınırları olacaktır. Daha önce de birçok yerde ifade ettiğim üzere; ‘demokrasi eleştirilere tahammül rejimidir.’ Eleştirmek düzeyli olmalıdır. Amacını aşmamalıdır.”
“Eleştirmek zorla birine kendi düşüncesini benimsetme şekli değildir. Eleştirerek muhatabınıza düşüncelerinizi aktararak onunla bunu tartışma fırsatı yaratmaktır. Çocuklarımıza barış ve huzur dolu günler bırakabilmek için çıktığımız bu yolda karşımıza çıkan engeller bizi, halkımıza karşı olan sorumluluklarımızdan vazgeçiremez. Davamız bizlere inanan, bizlerle yürüyen, ‘adalet’ özlemiyle gönlü bizimle olan tüm vatandaşlarımızın davasıdır. Yine daha önce birçok fırsatta ifade ettiğim üzere; ben kimseyle kin, öfke duymam ve taşımam. Yaptığınız eylemden dolayı duyduğunuz üzüntü ve pişmanlığınıza yürükten inanıyorum. Demokrasiyi savunan, onu yaşatmayı ve yüceleştirmeyi görev edinmiş biri olarak özrünüzü kabul, hakkımı helal ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, size ve orada bulunan arkadaşlarınızı kucaklıyor, selam ve saygılarımı sunuyorum.”