Kentsel koruma uzmanı Başak Kamacı Budak: Parsel parsel değil ülke yüzölçümünde arazilerimiz satılıyor…
Kentsel Koruma Uzmanı Başak Kamacı Budak, yaptığı yazılı açıklama ile Türkiye’de yaşanan ekonomik zorluklar nedeniyle devlet malı niteliğindeki hazine arazileri “acil nakit ihtiyacını karşılamak” amacıyla satışa çıkarıldığını söyledi. Budak, “Parsel parsel değil, ülke yüzölçümünde arazilerimiz satılıyor” dedi.
“Devlet malı niteliğindeki hazine arazileri, ‘ülkemizin yaşadığı ekonomik buhran’ nedeniyle satışa çıkarılmaya devam ediyor” ifadelerini kullanan Başak Kamacı Budak yaptığı açıklama ile acil nakit ihtiyacını gidermek için satışa çıkarılan arazilerin toplam büyüklüklerine de vurgu yaptı. Budak; satışa çıkarılan arazilerin Belçika, Arnavutluk, Slovenya ve Makedonya gibi ülkelerin yüzölçümlerinden fazla olduğuna dikkat çekti.
Son olarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 33 bin 53 kilometrekarelik hazine arazisinin satışa çıkarıldığını hatırlatan Budak, “Çok sayıda basın kuruluşunun haber yaptığı, bir ülke büyüklüğündeki satış ihalesine ilişkin ilanlara şu anda ne Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın ne de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın web sitelerinden ulaşılamıyor. Satışı yapılan hazine parsellerinin listesini de içeren İlanlar kaldırıldı.” ifadelerini kullandı.
Kentsel Koruma Uzmanı Başak Kamacı Budak’ın yazılı açıklamasında yer alan ifadeler şöyle:
“MAALESEF KAMU YARARI KAVRAMI TAMAMEN UNUTULDU”
“Hazine taşınmazlarının korunması ve idaresinden sorumlu esas kurum, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Milli Emlak Genel Müdürlüğü. Ancak hazine taşınmazları, doğrudan Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na devrediliyor ve satışlar gerçekleştiriliyor.
Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının herhangi bir iş ve işlem gerçekleştirirken birinci önceliği “kamu yararı ilkesi” olmalıdır. Ancak maalesef Kamu Yararı kavramı tamamen unutuldu. Bu büyüklükteki devlet arazilerinin ihale sonrası kimlerin eline geçeceği ve hangi amaçlarla kullanılacağı ise belirsiz. Ülke topraklarının bu şekilde el değiştirmesi milli bir sorun ve tehdit olarak da değerlendirilmeli. Yabancıların mülk edinmesi ve ülke topraklarının uluslararası şirketlerin mülkiyetine geçmesi ulusal bir mesele olarak ele alınmalı.
“MADENCİLİK VE ENERJİ SEKTÖRÜNÜN TALEPLERİ DOĞRULTUSUNDA TARIM ARAZİLERİN YOK EDİLDİĞİNE TANIK OLUYORUZ”
Bu nedenle milli bir mesele ve kamu yararı bakımından değerlendirmemiz gereken hazine arazilerimizin kullanım hakkı ve devrinde merkezi hükümet ile yerel yönetimler birlikte öncelikleri belirlemeli. Kentlerin öncelikli sorunlarına uygun olarak önce belediyelerin hizmetlerine ve yatırımlarına uygun olarak hazine arazilerinin kullanım kararları alınmalı. Üretimin arttırılması amacıyla da vatandaşa tarım, hayvancılık veya diğer yatırımlar için bu arazilerin satışını değil, tahsis edilerek kullanım hakkının verilmesi yoluna gidilmesi gerekiyor. Ama maalesef son yıllarda üretimin devam ettiği tarım arazilerinin bile satışa çıkarıldığını, madencilik ve enerji sektörünün talepleri doğrultusunda tarım arazilerin yok edildiğine tanık oluyoruz.
Bu güzel ve bereketli ülkenin tüm kaynaklarını sorumsuzca tüketen mirasyediler gibiyiz. Bu nedenle acilen yerel yönetimler öncülüğünde kentsel kalkınma ve gelişim stratejilerinin belirlenmesi gerekiyor.”