İYİ PARTİ İBB GRUP BAŞKANVEKİLİ İBRAHİM ÖZKAN;“BAŞKANLIK SİSTEMİ SEBEP, KUYRUKLAR SONUÇTUR”

Example HTML page

İBB Meclisi’nin mart ayı oturumları Yenikapı’daki Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde, 1. Başkanvekili Zeynel Abidin Okul başkanlığında toplandı. Oturuma geçirdiği rahatsızlık nedeniyle AKP Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu katılmadı. Oturum, meclis üyelerinin gündem dışı konuşmaları ile başladı.

İBB Meclisi’nde sert tartışma: İstanbul halkı sizden mührü 2 defa aldı

İBB Meclisi Mart ayı 1. oturumunda gündem dışı konuşma yapan İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan İBB’in karla mücadelesine değinerek, deprem gerçeğine dikkat çekti, ”Başkanlık sistemi sebep kuyruklar sonuç dedi”

Özkan konuşmasına şu ifadelerle devam etti;

İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı, Deprem ve Zemin İnceleme Şube Müdürlüğü tarafından Deprem Haftası özelinde “İstanbul‘un Deprem Tehlikesi” konulu çevrimiçi bir panel düzenlendi.

İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı sayın Özlem Tut, Deprem ve Zemin İnceleme Şube Müdürü sayın Kemal Duran, İBB’nin deprem çalışmalarına yönelik çok değerli bilgiler paylaştılar. Panelde konularında uzman isimler, sunumlar eşliğinde farklı açılardan İstanbul‘un Deprem Tehlikesini irdeledi.

Ben kendi adıma çok faydalı bilgiler edindim bu panelde, sizlerle de paylaşmak istedim.

Ayrıca İYİ partimizin bir projesi olan Depreme Dayan ile ilçe ilçe deprem bilgilendirme broşürleri dağıtarak , Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki ile bilgilendirme seminerleri yapmaktayız.

Deprem ülkemizin bir gerçeği , ve bu konu hakkında halkımızda farkındalık oluşturabilmek bu projenin en önemli unsuru.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, son 2 yıllık süreçte deprem riskinin tespiti, risklerin azaltılması, öncelikli müdahale alanlarının belirlenmesi, afet anında ve sonrasında gerçekleşebilecek duruma ilişkin eylem planlarının hazırlanması noktasında çok yoğun bir faaliyet yürütüyor.

Ama bu sorumluluk sadece İBB’nin yapabileceği, yönetebileceği, kapasitesinin yetebileceği, bir iş değil, takdir edersiniz ki…

Öncelikle bunun bir mücadele olarak ele alınması, Merkezi idare, Bakanlıklar, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve İstanbulluların da bir araya geldiği ortak bir işbirliğiyle yürütülmesi zorunlu…İnsanların canı sözkonusu çünkü…

Depremle mücadele ve kentsel dönüşümün tüm siyasi kavramların üzerinde bir yaklaşımla ele alınması gerekiyor. Bunun tamamen bir devlet politikası olarak merkezi idare tarafından üst ölçekte planlanması ve görev paylaşımlarının yapılması şart!

Peki, İstanbul beklenen büyük Marmara Depremi’ne hazır mı?

İstanbul genelinde mevcut envantere göre 1 milyon 166 bin bina bulunuyor. İstanbul’da gerçekleşmesi muhtemel 7,5 büyüklüğünde bir depremde İBB’nin Hızlı Tarama Yöntemleri ile Bina İncelemesi Projesi’nin 33 ilçeye ait sonuçlarına göre 91 bin 081 binanın ağır veya çok ağır hasar; 167 bin 116 binanın orta hasar alacağı tahmin ediliyor.

Bu da yüz binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olabilir. Yani görülüyor ki İstanbul depreme hazırlıklı değil.

Deprem denilince en çok merak edilen konulardan biri de toplanma ve barınma alanları. Bu çalışmaların altyapısını İBB hazırladı ve AFAD’a sundu. Terminolojisinde de bir değişikliğe gidildi, artık önceki gibi toplanma alanı barınma, çadır alanı değil, acil toplanma alanı ve çadır alanı  olarak 2 ayrı sınıfa ayrıldı bunlar. Bu planın adı, Afet sonrası tahliye, yerleştirme hayatın sürdürülebilirliğinin sağlanması planı. Buna göre 5 bin 599 Adet Acil toplanma alanı, 130 çadır alanı, 28 hayvan barınağı, 36 kültür ve mali değer tahliye alanı, 197 transfer alanı belirlendi. İBB bu konuda çalışmalarını sürdürüyor.

 Vatandaşların bireysel başvuru yapabilmeleri için “binatespiti.ibb.istanbul” internet sitesi de yayına açıldı.

14 ilçede yeni kentsel dönüşüm projelendirme çalışması başlatıldı. 5 ilçede de uygulamaya yönelik projelendirme çalışmaları devam etmekte…

Görüldüğü gibi İBB, her noktada, her konuda kamusal görevi, sorumluluğu gereği her kurumla işbirliği yapıyor dedi.

Özkan konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü;

KiPTAŞ’TAN BİR İLK!

İnşaat maliyetleri yüzünden birçok inşaatın durma noktasına geldiği şehrimizde, KİPTAŞ  beş ay önce hak sahiplerine evlerini teslim etti. KİPTAŞ tarihinde bu bir ilk, yani ilk kez bir sosyal konut projesi, tarihinden önce sahiplerine teslim edildi.

Bu kadar ekonomik zorluklar ve inşaat maliyetlerindeki korkunç artışlara rağmen, KİPTAŞ Silivri 4. Etap Konutları’nda daire sahiplerine anahtarlarını 5 ay gibi bir süre önce teslim eden, KİPTAŞ Genel Müdürü sayın Ali Kurt’a buradan da teşekkür etmek isterim.

İBB – KARLA MÜCADELE

5 gündür İstanbulumuzu etkisi altına alan kar, bugün itibariyle şehrimizi terk ediyor. Perşembe günü yine bir kar yağışı beklenmekte sanırım.

İstanbul bu kez tüm birimleriyle daha koordineliydi. Ve İBB olarak bu kar sınavını da başarıyla atlattık.

Şunu unutmayalım; Kar yağar, erir biter. Karın bereketi yer altı sularımıza kaynak, toprağa can ve barajlarımıza derman olur. Suya hasret olan bitkilerimiz suyla beslenir. Kar rahmettir, kar berekettir. O yüzden karı bir afet olarak görmeyip, karla mücadeleden siyaset üretmemeye gayret etmek gerekir.

“BAŞKANLIK SİSTEMİ SEBEP, KUYRUKLAR SONUÇTUR”

İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan da yaptığı konuşmada Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ve Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalinin etkileri ile ilgili konuştu. Özkan “Rusya’dan buğday, ayçiçek yağı bekliyoruz. Ayçiçek yağı taşıyan gemi serbest bırakılmasaydı yağ kuyrukları olurdu. Türkiye tarımda dışa bağımlı hale getirildi. Ülkemizde çiftçilik yapmak artık çok zor. Rusya’nın işgali yüzünden yaza doğru buğday krizi çıkacak. Ekmek fiyatı 6 liralara kadar çıkacak maalesef. Bu ülke çok bedel ödedi. AKP iktidara gelirken benzin, yağ kuyrukları üzerinden siyaset yaptı. Şimdi ülkede ekmek, yağ, benzin kuyrukları var. Ülkeyi 40 sene geriye götürdünüz. Sayın Cumhurbaşkanı, ‘faiz sebep enflasyon sonuçtur’ diyor ya; ben de diyorum ki; ‘başkanlık sistemi sebep, benzin, yağ, ekmek kuyrukları sonuçtur” dedi.

“MONTRÖ’YÜ SORGULAYANLAR MONTRÖ’YE SARILDI”

Kanal İstanbul olsaydı yaşanacaklara da dikkat çeken Özkan “Hükümet Montrö’ye ve Lozan’a yatıp kalkıp dua etsin, Kanal İstanbul’un adını bile anmasın. Bundan bir asır önce ülkesini her türlü tehlikeden koruyacak şekilde bir Cumhuriyet inşa eden  deha, eşsiz lider Atatürk‘e de yatıp kalkıp dua etsinler. O gün Montrö’yü sorgulayanlar bugün Montrö’ye sarılmış durumdalar. Tıpkı İstanbul Havalimanına inemeyip Atatürk Havalimanına inmek zorunda kaldıkları gibi” diye konuştu.

İETT’Yİ ÖRNEK VERDİ: SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL

Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin belediyelere etkilerine değinen Özkan İETT‘yi örnek olarak gösterdi. Özkan “İETT’nin toplam gelirinin yüzde 48’i motorine gidiyor. Motorine gelen her 1 liralık artış, günlük 600 bin, aylık 18 milyon ek maliyet demek. 4-5 ay önce 2 biletin karşılığında 4-5 litre mazot alınırken, 4 bilet bugün bir litre mazot alınmıyor. Küresel bir kriz var, evet. Ama bizim halkımızın geliri çok düşük. Belediyelerin yakıt giderinden KDV ve ÖTV alınmaması, devlet tarafından sübvanse edilmesi gerek. 3 sene önce yeni yönetim iş başına gelmeden önce 100 milyon lira seviyesinde olan İETT sübvansiyonu, bugün aylık 500 milyonu aştı. Aynı durum taksi, minibüs, dolmuşçular için de geçerli. 7-8 milyarlık bütçesi olan İETT’nin yakıt sübvansiyonu 6 milyar TL’yi geçti. Bu sürdürülebilir değil” dedi.

“GÖNDERECEK BİR DOKTORUMUZ YOK”

Cumhurbaşkanı’nın doktorlarla ilgili “Giderlerse gitsinler” açıklamasına da tepki gösteren Özkan “Çok talihsiz bir açıklama oldu. Doktorlar çalışma koşullarından memnun değiller. 5 bine yakın doktor yurt dışına gitmeyi tercih etmiş. Doktorlarımızı kaybetmeyelim. Bu ülkenin gönderecek bir tane doktoru yoktur. Doktorlar bizim baş tacımızdır” dedi.

“ÇİFTÇİNİN YAT SAHİBİ KADAR DEĞERİ YOK”

Kızılderili atasözü olan “Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde ve son balık öldüğünde o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız” sözüne atıf yapan Özkan, “Yat sahipleri kadar değeri yok çiftçinin. Yatta kullanılan yakıtın ÖTV’si yok, çiftçinin kullandığı mazotun ÖTV’si de KDV’si de var. Çiftçinin traktörü, tarlası hacizli. Ayçiçeği deposu Trakya’da üretimi durdurduk. Verimli topraklarda ithal cenneti olduk. Ülkemiz bir tarım ülkesiydi, tekrar fabrika ayarlarına geri dönmeli” ifadelerini kullandı.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir