İslam Mezhep Kabul Etmez – Nihat Vural
İslam Allah’a ulaşmanın yoludur. Allah’a teslimiyettir.
Yakup, Musa, İsa, Muhammed peygamberlerin tebliğ ettiği yol İslam’dır. İslam’ı yalnızca peygamberler tebliğ etmiştir.
Adem peygamberin mezhebi yoktur.
Yusuf peygamberin mezhebi yoktur.
Musa peygamberin mezhebi yoktur.
İsa peygamberin mezhebi yoktur.
Muhammed peygamberin mezhebi yoktur.
İslam’ın mezhebe ihtiyacı yoktur. İktidar düşkünü yönetimler tarafından mezhepler icat edilmiş ve halka zorla uygulatılmıştır.
Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın… Ali İmran-103
Onlardan ki, dinlerini parçalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. Her hizip kendi elindekiyle sevinip övünür Rum-32
Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir. Enam-159
Mezhepler ile İslam’a ait olmayan uygulamalar yapılmış, İslam’ın temel konuları terk edilmiştir. Mesela ibadetin hedefi ve içeriği tek edilmiş sadece ibadetin biçimi ile uğraşılmıştır.
Kitap’ı sana indiren O’dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap’ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun teviline öncelik tanımak için Kitap’ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.” derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez. Ali İmran 7
Kuran ve Ehlibeyt’e uymak Allah’ın emridir.
Size iki paha biçilmez emanet bırakıyorum. Biri, Allah ‘ın Kitabı olan KUR AN, diğeri de EHL-İ BEYT’im dir… Ben Kimin mevlası isem Ali’de onum mevlasıdır. . (Hz Muhammed)
Gadir Hum Hutbesinde Muhammed Peygamberin bildirdiği gibi Kuran ve Ehlibeyt’e uyanlar dışında kurtuluşa ermek mümkün değildir.
İmam Ali sadece Peygamberi örnek almıştır.
Muhammed Mustafa’ya bağlılıkta İmam Ali’ye üstün kimse yoktur. İmam Ali’nin tüm mücadelesi Muhammed Mustafa’nın tebliğ ettiği İslam içindir.
De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir.” Ali İmran 31
Şunu da söyle: “Allah’a ve resule itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre sapanları sevmez. Ali İmran 32
Muhammed Mustafa hikmeti Ehlibeyt’e öğretmiştir.
Ben ilim şehriyim. Ali kapısıdır. Bana gelmek isteyen Ali’ye gelsin. (Hz Muhammed)
…onları arıtıp temizler, onlara Kitap’ı ve hikmeti öğretir…. Cuma-2
Azhap süresi 33. Ayette belirttiği gibi Ehlibeyt’i Allah tertemiz yapmıştır. Kuran’ı ve hikmeti Ehlibeyt’e vermiştir.
Hikmet mi istersin? Buğday mı istersin? Sorusunu zamanın Kutbu (İmamı) Seyyit Hacı Bektaşı Veli Yunus Emre’ye sormuştur.
Ehlibeyt geçerli İslam kaynağıdır.
Müminler, Kuran ve Ehlibeyt’i örnek alırlar. Ehlibeyt dışında kaynakları dikkate almazlar.
…Allah sizden kiri/lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde temizlemek istiyor. Azhab-33
Allah’ın, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: “Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum….Sura-23
Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap’ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, “İşte bu, Allah katındandır!” derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden! Bakara-79
Allah’ın kitaptan indirdiği şeyi gizleyip onu basit bir ücret karşılığı satanlar, karınlarında ateşten başka bir şey yemiş olmazlar. Kıyamet günü, Allah onlarla konuşmayacaktır, onları arındırmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır. Bakara-174
Onlardan bir zümre vardır, aslında Kitap’tan olmayan bir şeyi siz Kitap’tan sanasınız diye, dillerini Kitap’la eğip bükerler. O, Allah katında olmadığı halde, “Bu, Allah katındandır.” derler. Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler. Ali İmran 78
Numan bin Sabit Hanifi mezhebini kurmamıştır.
Zamanın imamı İmam Cafer-i Sadık’tır. Numan Bin Sabit İmam Cafer Sadık’ı tanıyıp ona tabi olduktan sonra “Eğer iki yıl olmasa idi, Numan helak olurdu” ve “Muhammed oğlu Cafer’den daha fakih bir kimse görmedim” diye söylemiştir. Başta Emevi anlayışına karşı olan Numan Bin Sabit Abbasi uygulamalarına karşı çıkmış ve Abbasilerin mezhep kurma karşılığında teklif ettiği makam ve maddiyatı kabul etmemiş ve Enes Bin Mâlik gibi hapse atılmış, işkence görmüş ve “Ehlibeyt varken mezhep kurmak ban düşmez” diyerek İslam ve Ehlibeyt uğruna kırbaçlanmış ve yetmiş yaşında şehit olmuştur.
Hanefi Mezhebi Numan bin Sabit’in kızına kurdurulmuştur.
Abbasiler kendi iktidarları için müminleri Ehlibeyt’ten uzaklaştırmak amacı ile mezhebi Numan bin Sabit’in kızı Hanife’ye kurdurulmuştur. Bunun için kurulan mezhebe “Hanifi Mezhebi” denmiştir. Numan Bin Sabit işkencede şehit olurken ortalarda görülmeyen öğrencileri, katil Abbasiler ile mezhep kurmaktan çekinmemişlerdir. Dört mezhep öğrenciler bulunarak Abbasiler tarafından zorla kurdurulmuştur Abbasiler İmam Cafer Sadık’ın bazı öğrencileri tarafından yapılan “Caferi Mezhebi” kurma başvurusunu kabul etmemişlerdir. İmam Cafer Sadık “Caferilik” mezhebi kurmamıştır
Enes Bin Malik İmam Cafer sadık hakkında diyor ki:…İlim, ibadet ve takvada Cafer bin Muhammed’den daha üstüne, hiçbir göz görmemiş, hiçbir kulak işitmemiş ve hiçbir kalbe ilham olmamıştır”.
Muhammed Bin İdris Eş-Şafii şöyle söylemiştir. “ Eğer Ehl-i Beyti sevmek Rafızilik ise, bütün insanlar ve cinler şahit olsun ki, ben de Rafizi’yim.”
Numan bin Sabit, Enes Bin Malik, Muhammed Bin İdris Eş-Şafii, , Ahmet Bin Hanbel Abbasi hükümdarı Caferül Mansur’un mezhep kurma teklifini Kabul etmediği için zindana atılarak kırbaçlanmış ve şehit edilmiştir. Bu dört alim, İmam Cafer’e bağlı kalarak canlarını feda etmiştir.
Abbasi hükümdarı Caferül Mansur sözede ulema ve Hocalara yazdırdığı İlmühal ile din adına uydurmalarını mızraklı askerleri ile kan ve zulüm ile halka uygulatmıştır. Bu yüzden bu ilmühale “Mızraklı İlmühal” denmiştir.
Böylelikle Abbasi Hükümdarı Türkler ve Farslıların tekrar bir araya gelmesini önlemek için uydurduğu mezhepler ile halkı bölmüş ve birbirine düşürmüştür.
Beş vakit namaz ve şekli bu devirde kural haline getirilmiştir. Bunun gibi birçok hatalı uygulama İslam adı altında uygulanmıştır.
Derleme: Nihat Vural
Güncelleme : 21.05.2012
www.cemhaber.com