İmamoğlu: Mazbatamı aldığım gün randevu talep ediyorum: Sandalye kırık olmasın yeter
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, üçüncü kez göreve gelişinin simgesi mazbatayı yanına alarak, Saraçhane’de, mesai arkadaşlarıyla buluştu. İmamoğlu, “Bir Cumhurbaşkanı, 17 bakan ve müesses medyanın yüzde 95’i ve her türlü devlet imkanıyla, hatta bizlerin vergisiyle yaşamını sürdüren kamuya ait yayın kuruluşlarıyla kampanya yürüten, seçimi kazanmak için her yolu mubah gören, para dağıtmak, seçmen kaydırmak gibi birçok anlamsız siyaset anlayışı, geçtiğimiz bu seçimle millet nezdinde kesinlikle geri dönülmez bir biçimde mahkum olmuştur” dedi.
Siyasi maksatlı yargı kararlarıyla, demokrasiye darbe vurulmak istendiğine dikkat çeken İmamoğlu, “Asla unutulmamalıdır ki, milli iradenin üstünlüğü, Cumhuriyetimizin üzerinde yükseldiği temel değerlerden asla vazgeçmeyeceğimiz prensiplerden biridir. Seçim gecesi söylenenlerin tersine, Van’da gereksiz bir gerilimle hak gaspı çabalarına girildiğini, üzülerek gördük. Ne mutlu ki, Yüksek Seçim Kurulu görevini yaptı. Teşekkür ederiz. Hukuk ve demokrasi dışı gidişata son vererek, yanlıştan dönülmesini sağlamıştır” diye konuştu.
Kazandıkları Gaziosmanpaşa ve Beykoz’da oyların tekrar sayılmasına, kaybettikleri Fatih ve Arnavutköy’de ise taleplerinin reddine karar verildiğini hatırlatan İmamoğlu, “Taleplerimizin hiç umursamadan hızla reddedilmesini, İstanbul halkının iradesini gasp etme girişimi olarak değerlendireceğimizden kimse kuşku duymasın. Bizim arzumuz ve isteğimiz, çifte standarttan kesinlikle vazgeçilmelidir. Anlıyoruz ki bazı kurullar, bazı yerlerde, ilçe ve şehrimizde, dönem dönem İl Seçim Kurulu’na bazı yerlerden, çevrelerden baskı geliyor” şeklinde konuştu.
Tuzla’da da benzer bir durumun yaşandığını aktaran İmamoğlu, “Açık farkla kazandığımız Tuzla’da mazbatayı, benim genç yol arkadaşım ve başarılı olacağına çok inandığım Eren Ali Bingöl’e niçin vermiyorsunuz. Derdiniz ne? Zamana mı ihtiyacınız var? Yüzde 11 farkla kazanmış adayımız, mazbatayı ne zaman alacak, belli değil. Amacınız ne? Öğreniyoruz ki; Tuzla Belediye Başkanı’nın görevi bitmiş, seçimden sonra, hem de 2 Nisan günü, hemen 62 milyon liralık ihale yapıp, birilerine veriyor. Çok ayıp. Böyle bir kamu ahlakı olamaz. Hangi yetkiyle yapıyorsun? İBB müfettişlerini, görevimi devralır almaz, hemen görevlendirdim. İhaleyi veren de alan da rahat olmasın” uyarısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da seslenen İmamoğlu, “İstanbul halkı, kendisinden önünde bekleyen onlarca dosyayı bir an önce imzalamasını ve belediyelerin önündeki engellemelerin aşılmasını bekliyor. Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na açık çağrıda bulunuyorum. Projesini tamamladığımız, bütçesini bulduğumuz, ihaleye çıkmak üzere uzun zamandır sizden imza beklediğimiz Sefaköy-Beylikdüzü-TÜYAP raylı sistem hattına, metrobüs aracı alımı talebimize, Kömürcüoda Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisine bir an önce onay verin. Bu, size puan kazandırır, puan kaybettirmez. Keza Hazine ve Maliye Bakanlığımızdan Ümraniye-Ataşehir-Göztepe; Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli; Kaynarca-Pendik-Tuzla hatları ve 34 tramvay aracıyla ilgili onaylarımızı, yine metro aracı alım onaylarımızı, vakit kaybetmeden vermesini bekliyoruz. Bu da size puan kazandırır” ifadelerini kullandı.
“Çok işimiz var” diyerek sözlerini sürdüren İmamoğlu, “Lütfen bizi yavaşlatmaya çalışmayın. Görüyorsunuz. Yaramıyor. Biz yavaşlamıyoruz, daha fazla hızlanıyoruz. Ters tepiyor. Biz, bu engellemeleri görünce, hizmet için daha da hırslanıyoruz. Biraz da kendinizi düşünün. Bu milletin gözünden iyice düşmek istemiyorsanız, bizimle iş birliği yapın. O imzaları atın. Biz de işimize gücümüze bakalım. Bu anlamda bu huyunuzdan vazgeçin. Buradan da açıkça ilan ediyorum. Ne zaman diler ve arzu ederseniz, İstanbul’un geleceğini, Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, sizinle konuşmaya hazır bir Ekrem İmamoğlu var. Onu da ileteyim buradan. Sonra diyorlar, ‘Randevu istedin mi istemedin mi?’ İstiyorum. Bak, tekrar istiyorum. Yeni mazbatamı aldığım gün istiyorum, yineliyorum. Bakalım ne olacak? Sandalye kırık olmasın yeter” şeklinde konuştu.