İmamoğlu, 6 kreşin toplu açılış töreninde konuştu: Yerelleşmenin demokrasiyi güçlendirdiği bir gerçek

Example HTML page

İBB’nin 2019 yılında başlattığı Yuvamız İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezleri atılımında rakam, sıfırdan 111’e ulaştı. Esenler, Bağcılar, Gaziosmanpaşa, Kartal, Pendik ve Sancaktepe’de faaliyete geçen 6 kreşin toplu açılışını gerçekleştiren TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Eğer biz rekabet edeceksek, dünyada güçlü bir devlet, güçlü bir millet olma karakterini elde edeceksek, inanın ve gerçek odur ki, mega proje, çocuklarımızın her birisine kreşte eğitim vermektir. Bunun başka bir yolu yok” dedi. Kreş öğrencilerinin yoğun ilgisi altında konuşan İmamoğlu, “Başta kreş konusu olmak üzere, yurtlar olsun başka hususlar olsun, bütün bu alanlara dair çözümleri yerelden bulabilirsiniz. Yerelleşmenin kıymetli değerli, demokrasiyi güçlendirdiği bir gerçek. Bugün merkezi idarenin anlayışında birçok konuyu oraya yığmanın bir bakış açısı var. Her işi oraya toparlamanın… Aslında ülkedeki işleyişe ciddi bir zarar verme yöntemidir bu. Onun için bizim bu zararı giderecek yöntemleri ülkemizin geleceğine hazırlamamız lazım. Bunun da tek bir yöntemi var: Yereldeki aklı, insanlarımızın bilgisini, becerisini ortaklaştırarak, meseleyi milli bir kazanıma dönüştürmek” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Çocuk Etkinlik Merkezleri’nin (ÇEM) sayısı, 106’dan 111’e çıktı. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu; Bağcılar Kirazlı KİPTAŞ, Esenler Birlik, Gaziosmanpaşa Karadeniz, Kartal Hürriyet, Pendik Ertuğrulgazi ve Sancaktepe Sarıgazi mahallelerinde hizmete alınan Yuvamız İstanbul ÇEM’lerin resmi açılışlarını gerçekleştirdi. Esenler Birlik Mahallesi’ndeki ÇEM’de düzenlenen toplu açılış töreninde, sırasıyla; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.

ÇOCUKLARI SAHNEYE DAVET ETTİ

Konuşmasının başında sözleri, Yuvamız İstanbul kreşlerinde eğitim gören minikler tarafından kesilen İmamoğlu, çocukları anneleriyle birlikte yanına davet etti. Konuşmasını, kendisine sevgi gösterisinde bulunan çocukların ilgisi altında devam ettiren İmamoğlu, şunları söyledi:

“Aslında istediğimiz şey, çocuklarımızın geleceğe güçlü hazırlanmaları. Ben şöyle arzu ediyorum: Çocuklarımız, öz güveni yüksek olsun, dünyanın en üst seviyede eğitimi alan hiçbir çocuğundan eksiği olmasın. Bizim bir çocuğumuz dahi kendini mağdur hisseder ise ya da hayatı eksik bir adım atmış olduğunu görür isek, kalbi burkulan ve görevini yerine getirememiş bir yönetici olduğumuzu düşünmemiz gereken bir ortamdayız. Bu bağlamda, her bir çocuğun hayata dair yaşadığı ortama neler katabileceğini hayal ediyorum, tasavvur ediyorum. Diyorum ki; bu çocuklarımızın arasından birisi dahi bir bilim insanı hayatı kurtaracak, yaşamı dönüştürecek bir iş yaptığında, onun bizlere katacağı katkının ne maddi ne manevi değeri ölçülemez. O bakımdan bu, çok özel bir durum. Bu konu, ihmal edilmiş bir konudur. Yani okul öncesi eğitimle ilgili Milli Eğitim’in çerçevesindeki anaokulunun öncesi o kadar kritik ki. Ben söylemiyorum, bilim söylüyor. Bilim insanları diyor ki; çocuklarımızın bu yaşlarda aldığı eğitim, hayata dair zihnine sokacağı bilgilerin, anlayışın yüzde 90-95’ini doksan kapsıyor. Yani temel, burada inşa ediliyor.”

“DÜNYADA GÜÇLÜ BİR DEVLET, GÜÇLÜ BİR MİLLET OLMA KARAKTERİNİ ELDE EDECEKSEK…”

“Gerçekten sonradan bunu toparlamak, tamamlamak ve yarışın gerçek aktörü olabilmeyi sağlamak kolay olmuyor. Eğer biz rekabet edeceksek, dünyada güçlü bir devlet, güçlü bir millet olma karakterini elde edeceksek, inanın ve gerçek odur ki, mega proje, çocuklarımızın her birisine kreşte eğitim vermektir. Bunun başka bir yolu yok. Ve o eğitim altyapısı, toplumları dayanıklı, kurumları güçlü, devletini güçlü yapar hale getiriyor. İşte o kapsamda bir anlayışı, açık zihinli olmak, fikriyle, vicdanıyla, adalet duygusuyla, evrensel değerleriyle milli değerlerine harman yapabilen bir toplumun varoluşu, aynı zamanda barışın teminatı, aynı zamanda iyi yönetimin teminatı. Bu sayede, işte biz bu emeğimizi ortaya koyarken, bu katkıyı ortaya koyarken, inanın tek gayretimiz şudur: İstanbul üzerinden bütün Türkiye’ye bu geleneği ve bu güçlü hamleyi, adımı hissettirmektir.”

“BASİT BİR İŞ YAPMIYORUZ”

“Basit bir iş yapmıyoruz, onu söyleyeyim. İşte burada bitirdiğimiz kreşi hemen görebilirsiniz. Her kreşimiz özenle yapılıyor. Ama binanın kalitesi ama dayanıklılığı ama iç dizaynı, tasarımı, çocuklara uygunluğuyla beraber, o bulunduğu çevreye de renk katıyor, moral veriyor. Bu şekilde bir kreş yatırımı yapıyoruz. Herhangi bir yatırımdan bahsetmiyorum. Her çocuğumuzun burada eğitim hayatına katılması, aynı zamanda özellikle annelerin ama bazen anne ve babaların iş yaşamına da kolayca katılımlarına imkan tanıyor. Bu aslında ne anlama geliyor? Bugün bir kreş eğitimi almanın maliyeti üzerinden, milyarlarca liralık vatandaşlarımızın hane bütçesine sunduğumuz katkı… Ama bir de düşünün ki, o insanların çalışmaya başlamasıyla elde ettikleri geliri de haneye taşımalarıyla, bunun kat be kat nasıl büyük bir dayanışmaya ve sağlıklı bir yardımlaşmaya dönüştüğü… Sağlıklı yardımlaşma, sağlıklı sosyal belediyecilik, sağlıklı bir dayanışmacı belediyecilik, insanına sürekli yardım etmek anlamı ifade etmez. Sağlıklı bir dayanışmacı belediyecilik, insanına kalıcı bir gelir elde etmesini sağlayıcı yöntemleri geliştirmektir. Bunun da yöntemi, işte sadece kreş açmak değil, sadece geleceği teminat altına almak değil, aynı zamanda özellikle annelerin iş imkanını bulabilmesi, hayata atılabilmesi…”

“İNSANLARIN İYİLEŞMESİNE KATKI SUNAN BİR METODU, MEKANİZMAYI KURUYORUZ”

“Bunu da yaparken, Bölgesel İstihdam Ofislerimizde yüz binlerce CV’nin oluştuğu muazzam bir kariyer planlamasının yapıldığı bir merkezi, tam 30 noktada hizmete açmış olmanın da gururunu yaşıyoruz. 230 binin üzerinde insanımıza, yine bu beş yılda iş bulmanın, olağanüstü bir hizmetin bu şekilde yaygınlaşmasını görüyoruz. O da orada yalnız değil. Enstitü İstanbul İSMEK kurslarımızla, insanların yeteneğine göre iş bulmaları fırsatının, daha da güçlenerek onlarla buluşmasını sağlıyoruz. Yani kurumsal ve toplumsal bir zincirle, insanların iyileşmesine katkı sunan bir metodu, mekanizmayı kuruyoruz. Bu bir dönemsel bir adım değildir. Bu, siyasi menfaat adımı değildir. İnsanların bu konularda elde edeceği fırsatları, bir siyasi oy devşirme üzerine kurulu bir mekanizma asla değildir. Partizanlık, hiç içermez. ‘Benim insanım’, ‘bana oy veren insan’ ayrımını asla içermez. İşte bütün bu mekanizmalar, o partizanlık illetinden kurtulan ve o zehri içinden atan, milletini kucaklayan ve milletini bu mekanizmanın içine davet ederek, dayanışma içinde, her insanını kalkındıran bir mekanizma.”

“DAYANIŞMACI BELEDİYECİLİK, BÖYLE BİR AKILDIR”

“İşte bu dayanışmacı belediyecilik, böyle bir akıldır, böyle bir düşünce zeminidir. İşte o güçlü cumhuriyeti, güçlü demokrasiyi, adil olmayı, şeffaflığı içeren güçlü bir zincirin halkalarıdır. Bunu inşa ediyoruz. Ve bundan asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Esenler’de iki tane mevcutta kreşimiz vardı, üçüncüyü açıyoruz. Esenler’le birlikte; Kartal Hürriyet’te, Bağcılar KİPTAŞ Kirazlı’da… Bakın, bunun da altını çizeyim. İstanbul’un herhangi bir yerinde, arkadaşlarım bir proje geliştirirken, her arkadaşıma diyorum ki; bu projenin bir köşesine kreş yerleştirin. Bu projenin bir köşesine, İBB Kadın birimini yerleştirin ya da İBB Çocuk birimini yerleştirin. Her binamızın bulunduğu alana katkı sunan bir bölümü olsun. Sırtını vatandaşa dönen değil, yüzünü vatandaşa dönen, kollarını vatandaşa açan yapılar inşa edin.’ İşte Bağcılar’daki yapılan bir dönüşüm projesinin hemen bir bölümüne kreş yerleştirme, bunun bir parçası. Ya da dün Maltepe’de gezdiğim bir sosyal yaşam merkezinin bir bölümüne kreş yerleştirmek böyle bir şey.”

“YERELDE, İHTİYAÇLARI DAHA KUVVETLİ HİSSEDERSİNİZ”

“Burada güçlü bir öğrenci sayısına ulaşıyoruz. Aynı zamanda, 1100’ün üzerinde eğitimci kadrolarımızın büyük bir bölümünün kadın olması ve kadınların oluşturduğu eğitimci kadrolarıyla beraber, yine güçlü meslekleriyle beraber iş buluyor olması da güçlü bir adım. Yerelleşmenin kuvveti bu. Yerelden ihtiyaçları hissetmenin ve o ihtiyaçlara dair çözüm bulmanın, mutlak bu ülkede hakim hale gelmesi şarttır. Yerelde ihtiyaçları daha kuvvetli hissedersiniz. Yereldeki kaynakları arttırırsanız, ben iddiayla söylüyorum, başta kreş konusu olmak üzere, yurtlar olsun başka hususlar olsun, bütün bu alanlara dair çözümleri yerelden bulabilirsiniz. Yerelleşmenin kıymetli değerli, demokrasiyi güçlendirdiği bir gerçek. Bugün merkezi idarenin anlayışında birçok konuyu oraya yığmanın bir bakış açısı var. Her işi oraya toparlamanın… Aslında ülkedeki işleyişe ciddi bir zarar verme yöntemidir bu. Onun için bizim bu zararı giderecek yöntemleri ülkemizin geleceğine hazırlamamız lazım. Bunun da tek bir yöntemi var: Yereldeki aklı, insanlarımızın bilgisini, becerisini ortaklaştırarak, meseleyi milli bir kazanıma dönüştürmek.”

“BU GÜZEL ÇOCUKLARIMIZ, ŞU ANDA BENİM BAŞIMI DÖNDÜRDÜĞÜ GİBİ, HEPİNİZİN BAŞINI DÖNDÜRSÜN”

“Tam da öyle bir metotla beraber, Türkiye’nin güçlü bir devlet olma karakterini yakalamaya dönük atacağı, bu eğitim başta olmak üzere adımlar, sonrasında ama üretim ama kalkınmacı ama icraatçı metodlarla düzgün bir geleceğe hep birlikte yürüyüşü… Bu merkezler, işte tam da bu yolculukta, İstanbul’un pırıl pırıl çocuklarını aydınlatan parlak ışık kaynaklarına dönüşmesini sağlıyor. Yeni merkezlerimiz, yeni yuvalarımız, yeni kreşlerimiz İstanbul’umuza hayırlı uğurlu olsun. Bu güzel çocuklarımız, şu anda benim başımı döndürdüğü gibi, hepinizin başını döndürsün. Onların sıcacık kalpleri güzel zihinleri, berrak zihinleri, güzel bilgilerle dolsun. Ve o çocuklarımızın gerçekten zihni açık, yolları açık olsun. Her bir çocuğumuzun pırlanta gibi bir geleceği olsun. Umutları yüksek olsun. Vatanını, milletini sevsin, her insanını sevsin. Hiçbir ön yargısı olmazsın. Onlarla birlikte, olağanüstü bir geleceğe koşalım. Allah yolumuzu açık etsin. Allah zihinlerini açık etsin. İnşallah bu elimizi tutan güzel evlatlarımızın her biri, dünyanın en başarılı bilim insanları, yöneticileri, teknik insanları, öğretmenler, eğitimciler olsun.”

ÖNCE AÇILIŞ, SONRA KREŞ ZİYARETİ

Konuşmasını, çocukların yoğun ilgisi nedeniyle, “Sözlerim yetmiyor artık” sözleriyle tamamlayan İmamoğlu, 6 kreşin açılışını, CHP Parti Meclisi üyeleri Turgay Özcan, Ozan Işık, Mahir Yüksel, CHP milletvekili Zeynel Emre, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, Sarıyer Belediye Başkanı Mustafa Oktay Aksu, Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı ile birlikte gerçekleştirdi. İmamoğlu ve beraberindeki heyet, açılışın ardından Esenler Birlik Mahallesi’ndeki ÇEM’de miniklerle bir araya gelip, velilerle ve eğitmenlerle sohbet etti.

111 YUVAMIZ İSTANBUL ÇEM’DE TOPLAM 10 BİN 749 ÇOCUĞA HİZMET SUNULUYOR

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Polat’ın verdiği bilgilere göre; İBB Yuvamız İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezleri, 3-6 yaş grubu dezavantajlı çocukların nitelikli okul öncesi eğitim hizmetinden yararlanmasını sağlıyor. Çocukların ve ailelerin ihtiyaçlarının önceliklendirildiği merkezlerde, kadın istihdamı gözetiliyor. Bu sayede, kadınların çalışma hayatına ve kamusal alana aktif katılımını destekleyecek hizmet ve politikalar geliştiriliyor. Mevcut durumda hizmet vermeye devam eden 105 Yuvamız İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezleri sayısı, yeni açılan 6 merkez ile birlikte toplam 111’e ulaştı. 111 Yuvamız İstanbul ÇEM’de toplam 10 bin 749 kapasite ile hizmet sunuluyor.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir