İmamoğlu: 5 kez yıl yasak getirmeye çalışan, 25 yıl hapisle sürecin arkasında Sayın Cumhurbaşkanı var…
TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Güreş İhtisas Kulübü’ne kazandıracakları tesisin temelini, eski bakanlardan Sadettin Tantan ile birlikte attı. İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da burada yanıtladı. Gazeteciler, İmamoğlu’na, İBB ve kendisiyle ilgili hemen her soruşturma ya da davaya bilirkişi olarak atanan Satılmış B.’yi kamuoyu ile paylaştığı için hakkında yeni bir iddianame düzenlendiğini hatırlattı.

İmamoğlu bu soruya, “Meselenin, yargıda bu işlerin altına imza atan insanlar olmadığını biliyorum. Beni siyasette devre dışı bırakma çabası gösteren kişinin adı da belli: Sayın Cumhurbaşkanı. Bu konuda, 2019’dan bu yana Cumhurbaşkanı, bu hamleleri birkaç kez daha yapmıştır, denemiştir, normalleştirmiştir. Heybeden bahseden kendileri, heybedeki turplardan bahseden kendileri, bu süreçlerin tamamının savcılığına soyunan kendileri. Bunu kendi diliyle ifade ediyor. Ama sonra da ‘Beni ilgilendirmiyor, bu yargının işi’ diyecek kadar da sürece dair talihsiz, kötü açıklamalar yapan da yine kendisi. Mertliğe davet ettiğim kişi ve bugün bu 25 yıla yakın hapis cezasıyla yargılandığım sürece dair, aynı zamanda 5 kez siyasi yasak getirilmeye çalışılan kişi olarak ben diyorum ki, bütün bunların arkasında Sayın Cumhurbaşkanı var” yanıtını verdi.

“İstediğimiz şu: Mertlik” diyen İmamoğlu, “Mertliğin yeri ne? Sandık. Sandığa gidilir, sandıkta oy kullanılır, millet kimi tercih ediyorsa o koltuğu alır, millete o işin sorumluluğunu hakkını verir. Yani doğup büyüyüp yetiştiği ve mertliğin simgesi olan semtinin, Kasımpaşa’nın adına yakışır biçimde davranmaya davet ediyorum Sayın Cumhurbaşkanını. Kasımpaşa, mertlik demektir. Kasımpaşa, mert mücadele eden kişi demektir. Böyle anılan bir semtte doğup büyümüş bir insanı, o sürece yakışır bir biçimde davranmaya davet ediyor. Biz, mertçe mücadeleye hazırız” ifadelerini kullandı.

HABER ETKİN – HABER MERKEZİ / FATİH – İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Türk sporunun köklü kuruluşlarından İstanbul Güreş İhtisas Eğitim Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı’na yeni bir tesis kazandırıyor. Fatih İskenderpaşa Mahallesi’nde inşa edilecek tesisin temeli, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile eski İçişleri Bakanlarından, İstanbul Güreş İhtisas Kulübü Vakfı Başkanı Sadettin Tantan tarafından atıldı. Güreş İhtisas Kulübü’nün, bu spora ilgi duyan her kesim tarafından bilindiğini belirten İmamoğlu, “Ben de bir güreşçi değilim ama güreşi severim. Çünkü güreş, mertlik minderidir. Yenilmenin bile erdemini taşır güreşçi. Yenince, sevincini bile erdemli yaşar. Dolayısıyla güreşçinin ahlakı, güreşçinin erdemi bize, hücrelerimize geçmiştir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“BURADAKİ TESİSİN VARLIĞI ÇOK KIYMETLİ OLACAK”
Mustafa Kemal Atatürk’ten miras kalan Ulugazi Yağlı Güreşleri’ni görev süreleri içinde yeniden başlattıklarını hatırlatan İmamoğlu, “Ulugazi Yağlı Güreşleri’ni İstanbul’da 3 yıldır yapıyoruz. Bu manada, buradaki tesisin varlığı çok kıymetli olacak. Yine çok değerli olimpiyat şampiyonları, Avrupa şampiyonları, dünya şampiyonları yetiştirecek Güreş İhtisas Kulübü” dedi. Tarihi yarımadada yapılan inşaatların kimi zorlukları ve izin süreçlerinin geniş zamana yayıldığına dikkat çeken İmamoğlu, “Yani şu anda yer altında temeli atacak hale gelmemizin bile inşaat sürecinin önemli bir yüzdesini teşkil ettiğini belirtmek isterim. İhale bedeli 200 milyon liraya yakın bir sürece sahip. Allah’ın izniyle, bu güzel tesisin hem Türk sporuna hem İstanbul’umuzun sporuna, bugününe, yarınına önümüzde İstanbul’da yapacağımız Avrupa Oyunları sürecine yetişmesini, aynı zamanda olimpiyatlara da şimdiden şampiyon yetiştirmesini diliyorum. Bu mertliğin minderinde nice sporcular yetiştirecek olan değerli derneğimizin, spor kulübümüzün, vakfımızın geçmişten bugüne hizmeti geçmiş her insanına teşekkür ediyorum. Ahirete göçmüş olanlara rahmet diliyorum. Yaşayanlara da hizmetlerinden dolayı hepinizin huzurunda teşekkür ediyorum” diye konuştu.

TANTAN: “SAYIN BAŞKANIMIZI HER ZEMİNDE, HEP BERABER DESTEKLEMEYE KARAR VERDİK”
Kendilerine sunduğu katkı ve desteklerden dolayı İmamoğlu’na teşekkür eden Tantan da “Başkanımıza sahip çıkacağız. Uzun yıllardır Güreş İhtisas Kulübü, Fatih Medresesi’nden buraya geldi. Ve burada da değerli güreşçiler yetiştirdi. Güreşçi yetişmek dışında öğretmen, spor adamı yetiştirildi, yetiştirmeye devam etti. Bugün kulübümüze el atan sayın Başkanımızı her zeminde, hep beraber desteklemeye karar verdik” şeklinde konuştu.

GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI
Tantan ile birlikte tesisin temelini atan İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da aynı alanda yanıtladı. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:
- Bilirkişi raporu hazırlandı. Hem sizin hakkınızda hem de bizim Genel Yayın Yönetmenimiz tutuklu ve 5 gazeteci hakkındaki bilirkişi raporu hazırlandı. Sizin hakkınızda da bir hapis istemi var ve siyasi yasak istemi var. Buna ilişkin nasıl bir değerlendirmeniz olacak?
“25 YILI AŞAN BİR HAPİS CEZASIYLA YARGILANAN BİR KİŞİ DURUMUNDAYIM”
“Ülkemizi, Türkiye’mizi, milletimizi derinden üzen ve gerçekten yargı sistemimize büyük bir kara leke gibi işlenen bir zaman dilimini yaşıyoruz. Bunu Türkiye’miz birkaç kez daha yaşamıştır. Yakın zamanda, bundan on küsur sene önce de Türkiye’de buna benzer karar alma süreçleri yaşanmıştır. Ama, hani tabiri caizse, bu kadar pervasız, bu kadar kötü bir zaman dilimini, karar alma süreçlerini ülkemiz, bu denlisini ilk kez yaşıyor. Bugün itibariyle savcının oluşan iddianamesiyle, şu anda beşinci siyaset yasağıyla ilgili bir iddianame ya da mahkeme süreci, 25 yılı aşan bir hapis cezasıyla yargılanan bir kişi durumundayım. Mevzu olan bu mahkemelerin ya da iddianamelerin ya da bu süreçlerin hiçbirisi, bırakın iddianameyi, kaleme bile alınacak işler değil. Bu manada açıkçası meselenin yargıda bu işlerin altına imza atan insanlar olmadığını biliyorum. Beni siyasette devre dışı bırakma çabası gösteren kişinin adı da belli: Sayın Cumhurbaşkanı. Bu konuda, 2019’dan bu yana Cumhurbaşkanı, bu hamleleri birkaç kez daha yapmıştır, denemiştir, normalleştirmiştir. Aynen 2019’da , Yüksek Seçim Kurulu’nu etki altında bırakmak adına, etki altında tutmak adına, ‘Sen 13 bin oyla İstanbul’da seçimi kazanacağını mı zannediyorsun’ diyecek kadar -ki demokraside bir oyla bile seçim kazanılır- o günden bugüne, muhtelif konuşmalarıyla, Türkiye demokrasisini zedelemiştir. Türkiye’nin hukuk sistemini, yargı sistemini, ne yazık ki kötü etkilemiştir. Ve iş, bugünlere gelmiştir. Hala mücadelesini bu alanda sürdürüyor.”
“MERTLİĞE DAVET ETTİM DEFALARCA AMA TERCİH BAŞKA”
“Ben de diyorum ki; ben buradayım. Bakın burada Güreş İhtisas Kulübü’nün temelini atıyoruz. Neredeyse 125 senedir bu ülkenin Türk sporuna hizmet etmiş, minderleri burada yine yeni sporcularımız için inşa ediyoruz. Bu minder nedir biliyor musunuz? Bu, er meydanıdır. Bu er meydanıdır ve burada mertçe güreşilir. Kaybetmenin bile mertliği yaşanır bu sporda. Yüzyıllardır böyle, bin yıllardır böyle. Kazanmanın bile erdemli davranışını sergilersiniz bu minderde. Demokrasi de öyle bir şeydir. Seçim kazanılabilir, kaybedilebilir. Mertliğe davet ettim defalarca. Ama tercih başka. Bir de; yani heybeden bahseden kendileri, heybedeki turplardan bahseden kendileri, bu süreçlerin tamamının savcılığına soyunan kendileri. Bunu kendi diliyle ifade ediyor. Ama sonra da ‘Beni ilgilendirmiyor, bu yargının işi’ diyecek kadar da sürece dair talihsiz, kötü açıklamalar yapan da yine kendisi. Mertliğe davet ettiğim kişi ve bugün bu 25 yıla yakın hapis cezasıyla yargılandığım sürece dair, aynı zamanda 5 kez siyasi yasak getirilmeye çalışılan kişi olarak ben diyorum ki, bütün bunların arkasında Sayın Cumhurbaşkanı var. Ben demiyorum, kendi diyor. Gizlilik kararı olan mahkeme süreçlerinin her bir dosyasının bildiğini kendi iddia ediyor. Heybedeki turplardan kendisi bahsediyor. ‘Ceza almalı’ diyor. İnsanları tehdit ediyor. Sanatçıyı, iş insanını, siyasetçiyi… Kimse konuşmasın istiyor. Böyle bir şey olabilir mi?”
“MERTLİĞİN YERİ NE? SANDIK”
“Mertlik. İstediğimiz şu: Mertlik. Mertliğin yeri ne? Sandık. Sandığa gidilir, sandıkta oy kullanılır, millet kimi tercih ediyorsa o koltuğu alır, millete o işin sorumluluğunu hakkını verir. Yani doğup büyüyüp yetiştiği ve mertliğin simgesi olan semtinin, Kasımpaşa’nın adına yakışır biçimde davranmaya davet ediyorum Sayın Cumhurbaşkanını. Kasımpaşa, mertlik demektir. Kasımpaşa, mert mücadele eden kişi demektir. Böyle anılan bir semtte doğup büyümüş bir insanı, o sürece yakışır bir biçimde davranmaya davet ediyor. Biz hazırız. Mertçe mücadeleye hazırız. Her gün, her hafta başka talihsiz… Yani hapse atılan belediye başkanları, hapse atılan genel başkanlar, hapse atılan meclis üyeleri… Tek suçu nedir? Bir kişiye karşı olmak. Nedir tek suçu? Ona karşı seçimi kazanmak. Nedir tek suçu? 20 yıl sonra Türkiye’de birinci parti olmak. Partimize bile göz koymuş durumdalar. Bütün bu süreçleri, milletimizin güçlü tutum ve tavrıyla, milletimizin erdemli tavrıyla, milletimizin demokrasi aşkıyla, adalete ve vicdana olan tutkusuyla… Ben, milletimizin adaletine, vicdanına, demokrasi bilincine hep güvendim, hep inandım. Hala inanıyorum. Arkamda duyduğum en büyük güç de 86 milyon insanımızın o duygularıdır.
“O İDDİANAME VE YAZILANLAR VESAİRE, BENİM HİÇ UMURUMDA DEĞİL, VIZ GELİR TIRIS GİDER”
“Bu bağlamda inanın, yani o iddianame ve yazılanlar vesaire, benim hiç umurumda değil. Vız gelir tırıs gider. Mesele, budur. Mesele, bir kişidir. Mesele, süreçteki mücadelenin esas sahibidir. Mertçe yapılmayan mücadelenin sahibidir. Benim baktığım odak odur. Bu arada bahsi geçen konudaki dört gazeteci dostumuza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Yazık. Yazık, günah. Bu ülkenin geleceğine yazık. Sakın milletimize ekonomiyle, üretimle, sosyal refahla ilgili cümleler kurmasınlar. Bütün sorumluları kendileridir. Böyle tutum ve tavır aldıkları sürece, ülkemizin iyi olması, düze çıkması da mümkün de-ğil-dir. Nokta. Adaletin olmadığı, hukukun işlemediği, metçe mücadelenin ve demokrasinin olmadığı yerde sermaye de gelmez, üretim de olmaz, hiçbir şey olmaz. Kendisini aldatmasın. Milletimize ve milletimizin geleceğine yazık ediyorsunuz. Yazık ediyorsunuz. Nokta.”
CUMHURBAŞKANI ADAY ADAYLIĞI SORUSUNA YANIT: “MERT OLMAYAN, NAMERTLİK OLAN TUTUM VE TAVIRLARIN TAMAMININ YOK EDİLECEĞİ, SÜRECİN GÜÇLÜ BİR BAŞLANGIÇ ZEMİNİ”
- CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için başlattığı ön seçim sürecinde aday adaylığı başvuruları başladı. Geçtiğimiz günlerde de il belediye başkanları, size aday adayı olmanız için bu süreçte çağrı yapmıştı. Siz aday adaylığı başvurusu yapacak mısınız? Nasıl bir ajandınız var o konuda?
“Partimizin, Türkiye demokrasi tarihine geçecek büyük bir demokrasi devrimini yaptığı bir dönemdeyiz. Yani az önce söylediğim, hukuksuz müdahalelerin ardı sıra yapıldığı ortamda Cumhuriyet Halk Partisi ise, en güçlü demokrasi tabanına işi taşıyarak, karar verme bilincini ortaya koymuştur. Diyor ki, ‘Cumhurbaşkanı adayımızı şimdiden belirliyoruz. Partimize, İstanbul Büyükşehir Belediyemize ve diğer belediyelerimize yapılan saldırılara karşı üyelerimizin ve yeni üye olacak dostlarımızın, gençlerimizin, hanımefendilerin… Özellikle gençlerimizin. Ki 28 Şubat’a kadar devam edecek üye olma etkinliği. Davet ediyorum bütün gençleri. Söz sahibi olmaya davet ediyorum. Sandığın meşruluğunun en büyük sahibi olmaya davet ediyorum gençleri. Onların üye olacağı bir ortamda, o üyelerin oylarıyla, büyük bir katılımla cumhurbaşkanı adayımızı partimiz seçecek’ diyor. Bu, bir demokrasi devrimdir. Türkiye’de ilk. Dünyada örneği çok az. Ve bu kararlılığı gösteren Sayın Genel Başkan’ımıza ve bütün parti yönetimimize de huzurunuzda yürekten teşekkür ediyorum. Bu, büyük bir başlangıçtır. Az önce yapılan o bireysel müdahale, vesaire diye anlattığım o mert olmayan, namertlik olan tutum ve tavırların tamamının yok edileceği, sona erdirileceği sürecin güçlü bir başlangıç zeminidir.”
“BU HAFTA İÇERİSİNDE KARARIMIZI, SİZLERİN HUZURUNDA PAYLAŞIRIZ”
“Bu bağlamda, tabii ki partimizin tariflediği süreç başlamıştır. Bu hafta, cumhurbaşkanı adayı adayı olmak isteyen insanların başvuru yapması gereken bir hafta. Usulü ve yönergesi gereği, Türkiye Büyük Millet Meclisi grubumuzdaki milletvekillerimizin desteği, süreci belirleyecektir. Benim durumum ortadadır. Ama milletimizin takdiri ve elbette ki parti üyelerimizin onayı, elbette ki o sürece gitmesi gerekirken, Türkiye Büyük Millet Meclisi grubunda olan kıymetli milletvekillerimizin sürece dair tespitleri yol haritamızı çizecektir. Etkin bir şekilde bu haftanın her anını, her gününü takip edeceğim. İstişare içerisinde olacağım, başta Genel Başkanımızla. Diğer TBMM grubunda karar verici ve sürece katılma konusunda yetkisi olan milletvekillerimizin tamamıyla bir etkin süreç işleterek, günün sonunda cumaya kadar bir karar oluşturacağız. Elbette ki sürece dair, bütün dostlarımızın, var olan bütün güçlerimizin katkı sunması ve destek olması gereken bir zaman dilimindeyiz. Omuz omuza olmamız gereken bir zaman dilimindeyiz. O omuz omuz olma sürecini, birbirinden güç alma sürecini de hep birlikte yaşatacağımız dönemin ilk haftasını inşallah sağlıklı bir biçimde geçireceğiz. Bu hafta içerisinde kararımızı, sizlerin huzurunda yine, paylaşırız. Bugünden söyleyeceklerim bunlar.”
KURULTAY SORUSUNA YANIT: “BASİRETSİZ, ETİK OLMAYAN, ZEMİNİ TAMAMEN ÇÜRÜK, HİÇBİR SÖZÜ, HİÇBİR KİŞİLİĞİ MUHATAP ALMADIM, ALMAM”
- “Partimize göz koyuyorlar” dediniz az önce. Bu kapsamda da geçtiğimiz hafta Lütfi Savaş, CHP kurultayının iptali için bir başvuru yaptı. Aynı zamanda da medyada tırnak içinde “şaibeli kurultay” iddiaları dolanıyor. Siz de Divan Başkanı’ydınız kurultayda. Neler söylemek istersiniz?
“Basiretsiz, etik olmayan, zemini tamamen çürük, hiçbir sözü, hiçbir tavrı, hiçbir kişiliği muhatap almadım, almam. Bu manada, pırlanta gibi tertemiz, yarışmacı bir kurultay geçmiştir. ‘Kavgalar çıkacak, gürültüler çıkacak. Asla olmaz vesaire…’ dedikleri ortam, tamamen centilmence… Hatta ilk turda Sayın Özgür Özel’in birinci olarak çıkması ama oy yeter sayısı oluşmamasına rağmen ikinci tura gidilen bir seçimde, bu kadar yarışmacı Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde yok, yani zerre, yani toz değecek bir an yaşanmamış tertemiz bir kurultayın, 1,5 sene sonrasında ortaya çıkıp, birtakım uydurma işlerle, laflarla kendine iş arayanlar boşta kalmış insanlardır. Bu manada süreci en üst seviyede, tabii ki hukuki zeminde, partimizin yetkilileri takip edecektir. Ama vicdani muhasebede benim zihnimdeki kısmı da bununla sabittir. Allah, akıl versin bu iş ve o davranışlarda bulunanlara.”
TÜSİAD SORUSUNA YANIT: “MEMLEKETİNİ DERT EDİNEN HERKES KONUŞACAK”
- Geçen hafta TÜSİAD’dan önemli bir çıkış geldi, yargı ve ekonomi konusunda özellikle. Siz de iş dünyasına verdiğiniz mesajları arttırmıştınız son dönemlerde. Nasıl yorumlarsınız sonrasında olan gelişmeleri?
“Memleketini dert edinen herkes konuşacak. Konuşmak, bu ülkede ne zamandır suç oldu? Ağzından çıkan her kelimeyle insanlar, FETÖ terör örgütü sürecinde teker teker hapse atılırken, sonrasında da ‘Yahu biz buna nasıl aldandık? Böyle bir aldanma sürecine nasıl dahil olduk? Bir şey yokmuş ki, bunların hepsi haklıymış’ denmedi mi? Dendi. Şimdi; konuşana yargı sopası. Adı iş dünyası. Yarın başka sivil toplum kuruluşları ya da başka kurum, kuruluşlar ya da bireyler, sanatçılar, çocuklar, gençler… Böyle bir şey olabilir mi? Tweet at, yarın sabah gelsin evine, kapına dayansın. Böyle bir şey olabilir mi yahu? Akıl tutulması. Hangi çağdayız? Kimi korkutuyorsunuz? TÜSİAD konuşmuştur, konuşacak. Başkaları da konuşacak. Yani diğer iş dünyası kuruluşları, Ekrem İmamoğlu’na yapılan bu yargı süreçleri, bu saldırı, bu taciz kendine yapılırsa mutlu mu olacak mesela? Mutlu olacak mı? ‘Aa ne güzel, doğru yapıyorlar’ mı diyecek? Diğer kurum, kuruluşlara sesleniyorum. Ekrem İmamoğlu’na yapılan, İstanbul’a yapılan bu yargı tacizi süreci, o kurum kuruluşların içinde olan insanlara, kişilere sesleniyorum buradan. Ben yüzlerine bakarak sesleniyorum: Size yapılsa, ailenize yapılsa, kuruluşunuza yapılsa mutlu mu olacaksınız? Olmayacaksanız, siz de ses çıkartmalısınız. Bugün ona yapılan, yarın size yapılacaktır. Bu yargı düzeni süreci, bu bozuk düzen olduğu sürece, herkes tehdit altındadır.”
“DOĞRU SÖYLEYEN EKREM İMAMOĞLU’NU, ŞU DURDUĞU YERDEN BİR MİLİM KİMSE ESNETEMEZ”
“O bakımdan ‘TÜSİAD konuşmuş’; konuşacak. Yargılanacaklar veya işte suç duyurusunda bulundular veya şu iddianame yazılacak falan.. Vallahi ben olsam, TÜSİAD’ın içinde kaç tane üye var? Hepsi tek tek olur mu? Ben olsam içlerinde, konuşurum. Hepsi tek tek. Ha diğeri konuşmuyor veya öbürü konuşmuyor, siyaseten yakın… O da başını öne eğip gezecek toplumun içerisinde. Hatta gezemeyecek. Kendini aldatmış olacak. Konuşmayalım! Doğruları konuşmayalım. ‘Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar.’ Yalan. Böyle bir atasözü yok. Böyle bir atasözü, bu canım topraklara yakışmaz. Bu güzelim topraklara ne Rize’ye yakışır, ne Sivas’a yakışır, ne Diyarbakır’a, ne Van’a, ne Edirne’ye, ne Muğla’ya. Ne demek yahu ‘Dokuz köyden kovacaklar doğru söyleyenleri.’ Doğru söyleyen Ekrem İmamoğlu’nu, şu durduğu yerden bir milim kimse esnetemez. Hiçbir vatandaşımızda esnemez. Ben öyle biliyorum.”
“DOĞRU SÖYLEYENİ DEĞİL, YALAN SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR”
“Ben onun için vatandaşıma aşığım. Memleketime, milletime aşığım. Onun için TÜSİAD, bildiği doğruları söylemiş. Söyleyecek; hakkıdır, hukukudur. Veya başka bir kurum… Söylemeli. Ne yapalım yani? ‘Yok canım enflasyon yok. Her şey güllük gülistanlık. Emekliler mutlu. Dar gelirler mutlu. İşsizlik diye bir şey de yok. Yurt dışına isteyen gidip vizesini alıyor, gidiyor.’ Böyle mi diyelim yani? Yalan mı konuşalım? Bu ülkede eğer öyle bir söz varsa, onu çöpe attık: Yalan söyleyeni dokuz köyden kovarlar, doğru söyleyen değil. Yalan söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Kovulmak istemeyen, doğruyu söylesin bu ülkede. Bu ülke, doğru söyleyeni sever. Cesur olanı, mert olanı sever. Bu millet, 86 milyon insanımız cesur olanı, mert olanı sever. Doğruluğa ve dürüstlüğe davet ediyorum herkesi, söz söylemede de cesur olmaya davet ediyorum herkesi.”
TESİS, TAM KAPASİTELİ OLACAK
İBB’nin İstanbul Güreş İhtisas Kulübü’ne kazandıracağı tam kapasiteli tesis içerisinde; 21 araçlık otopark, yemekhane, yönetim ofisleri, danışma ve teknik odalar, 1 ve 2. katlarında sporcuların istirahatleri için özel olarak dizayn edilmiş duşlar, 24 adet sporcu odaları, toplantı ve seminer odası, sergi salonu ve sergi holü, 3. ve son katında ise, güreş çalışma salonu yer alıyor.