İmamoğlu: 33 yıl önce antrenman yaptığı sahanın yenileşmiş halini genç sporculara kazandırdı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da üniversite yıllarında antrenman yaptığı Yedikule Spor Tesisleri, kurum tarafından baştan aşağı yeniledi. Yaklaşık 33 yıl sonra aynı sahanın yenilenmiş haline çıkan İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, İBB Başkanlığı’daki rakibi Murat Kurum’un, bakanken yapımını savunduğu Kanal İstanbul’la ilgili, “İstanbul’un gündeminde olmayan hiçbir şey, bizim de gündemimizde yoktur. Önceliklere göre gidilir” sözlerine, “Bak, bak, bak, bak diye cevabını değerlendiriyorum! Seçim nelere muktedir? Ya da oy almak, oy kazanmak nelere muktedir? Bu kadar hararet, niye böyle bir anda söndü? Aynen doğru söylüyor; milletin gündeminde ne varsa, o olur. Milletin gücü, sandığın gücü, bir anda işte bu tür iradenin kendinde olmadığı yöneticilerin bir anda sesini kısabiliyor” yanıtını verdi.
HABER ETKİN – HABER MERKEZİ / ZEYTİNBURNU – FATİH / İSTANBUL
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Zeytinburnu ve Fatih ilçeleri sınırında bulunan Yedikule Spor Tesisleri’ni baştan aşağı yeniledi. İstanbul spor tarihinde önemli bir yere sahip olan tesis, “Yedikule Gençlik Spor Tesisi” adıyla yeniden hizmete girdi. Tesisin yeniden açılışı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Fatih Belediye Başkan adayı Mahir Polat’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi.
İMAMOĞLU’NDAN ‘METİN KURT’ TALİMATI
İmamoğlu ve Polat, saha içerisinde, farklı branşlarda faaliyet gösteren spor kulüplerine üye çocuklarla renkli sohbetler gerçekleştirdi. Bu sırada Polat, İmamoğlu’na, Türk futbolunun unutulmaz sol açıklarından merhum Metin Kurt’un da eski bir Yedikulespor yöneticsi olduğunu bilgisini paylaştı. Bunun üzerine İmamoğlu, “Metin Kurt hem özel bir sporcu hem de hak ve hukuk koruma konusunda, sadece futbol değil, bütün Türkiye’de özel bir konuma sahip. Arkadaşlarım inceliyorlar, baksınlar. Böylesi değerli bir ismin burada yaşatılması güzel olur. Metin Kurt çok özel bir insan” dedi. Sporcu gençlerle anı fotoğrafları çektiren İmamoğlu, Yedikule Gençlik Spor Tesisi’nde, Fatih Vatanspor ve Zeytinburnu Telsizspor kadın futbol takımları arasında oynanan ve Süper Lig hakemi Kürşat Filiz’in yönettiği maçın başlama vuruşunu yaptı.
ÖNCE BAŞLAMA VURUŞUNU YAPTI SONRA SORULARI YANITLADI
İmamoğlu, başlama vuruşunun ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da saha dışında yanıtladı. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:
- DEM Parti’nin İBB Başkan adayı olarak Başak Demirtaş’ı göstereceği iddia ediliyor. Bu konuyla ilgili görüşünüz nedir? DEM Parti aday çıkartacak mı?
“Yani bir başka partinin aday çıkartıp, çıkartmayacağıyla ilgili bir adayın yorum yapması, zaten doğru bir şey değil. Dolayısıyla bu konu, Dem Partisi’nin karar vereceği bir konu; benim yorum yapmamı gerektirecek bir durum değil.”
KURUM’A ‘KANAL İSTANBUL’ YANITI: BAK, BAK, BAK, BAK!
- Rakibiniz Murat Kurum, iktidar cephesinden uzun yıllardır Kanal İstanbul projesi anlatılıyor ‘çılgın proje’ adı altında. Ancak kendisine dün sorulduğunda, ‘İstanbul’un gündeminde olmayan hiçbir şey, bizim de gündemimizde yoktur. Önceliklere göre gidilir. İftira ve yalanlarla da uğraşmayacağız’ şeklinde bir cevabı oldu. Bu cevabı nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Bak, bak, bak, bak diye cevabını değerlendiriyorum! Seçim nelere muktedir? Ya da oy almak, oy kazanmak nelere muktedir? Bu kadar hararet, niye böyle bir anda söndü? Yani hep milletin dediği olur. Aynen doğru söylüyor; milletin gündeminde ne varsa olur. Milletin gücü, sandığın gücü, bir anda işte bu tür iradenin kendinde olmadığı yöneticilerin bir anda sesini kısabiliyor. Dün söylediklerinin tersini söyleyebiliyorlar. O söylediği iftirayla, yalanla ve bunun gibi işlerle kesinlikle işimizin olmadığı bir İstanbul ve bir Türkiye var etmek için, biz, 5 yıldır nefes nefese çalışıyoruz zaten.”
KİRA ARTIŞI YANITI: “TÜRKİYE’DE ÇOK ZOR BİR DÖNEMDE YAŞIYORUZ”
- Kentsel dönüşümle ilgili kira desteğinde de bir artış gerçekleşti. Bu artışın arka planında ne var?
“Şöyle; enflasyonda aldığınız kararlar eriyor. Yani biz 4-5 ay önce yaptığımız toplu iş sözleşmelerini şu anda değerlendirmek zorunda kalıyoruz. Yüksek enflasyon, maliyet artışları, insanların geçim sıkıntısı… Dolayısıyla Türkiye’de çok zor bir dönemde yaşıyoruz. İster istemez verdiğimiz hangi katkı varsa, hangi destek varsa, bunun adı ister kira yardımı olsun, ister burs olsun, ister yoksullukla mücadelede diğer yardım birimlerimiz olsun; her şeyi arttırmak zorundayız. Maliyetleri artıyor. Biz, şu anda ciddi bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıyayız. Bir toplumun en büyük düşmanı olan enflasyonla mücadele ediyoruz. Neredeyse artık 3 haneli enflasyonla bir yıldır mücadele ediyoruz ve görünen o ki bu daha da uzun sürecek. Milletimizin yapmak zorunda olduğu, geçinmek zorunda olduğu hangi husus varsa, bu konulardaki desteklerimizi de Türkiye’nin bu vahşi enflasyonu karşısında, iyi yönetilemeyen ekonominin bizi soktuğu dar boğaz karşısında, bu tür artışları yapmak zorundayız. Yapıyoruz. Ne yazık ki belki 4-5 ay sonra bir daha değerlendireceğiz.”
EKŞİ SÖZLÜK YANITI: “TRT’Yİ GÖREMEDİM MESELA…”
- Erişim engeli getirilen Ekşi Sözlük’te sizin destekçilerinizin hesabının kapatıldığına dair bir iddia var. Bu sansür hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Vallahi ben de sizden öğrendim. Yani bir bakayım inceleyeyim, nasıl olmuş diye. Tabii erişim engeli, medya asimetrisi… Siz de burada farklı medya kuruluşlarını temsil ediyorsunuz. Ama bakayım; yani TRT’yi göremedim mesela… Yani TRT, devletin televizyonu. Türkiye’nin değil, Avrupa’nın en büyük tesislerini, en büyük yatırımlarının açılışını yapmamız halinde dahi, devletin kanalı İstanbul’dan bahsetmezken, herhangi bir ilçe belediyesinin başka konulardaki münazaralarını, hatta söyleşilerini televizyonlara taşıyabiliyor. Hem de bizim paramızla bunu yapıyor. Sizin, benim, burada bulunmayan milyonlarca insanın parasıyla bunu yapıyor. Bunların yaşandığı yerde erişim engeli de olur, birilerinin söz hakkı da kesilir, söz hakkı da engellenir. Ama bütün bunlarla mücadele, kutsal bir mücadele. Ben, demokrasi mücadelesine en güçlü şekilde, en karakterli şekilde devam ediyor olacağım.”
İLK TÜRK ASTRONOT YANITI: “GURUR VERİCİ; AMA ESAS GURUR VERİCİ OLAN, KENDİ UZAY ARACIMIZLA UZAYA GİDİYOR OLMAK”
- Uzaya giden ilk Türk astronotu izlerken neler hissettiniz?
“Tebrik ederiz. Gurur verici. Elbette uzaya giden bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, bizim bayrağımızı oradan dünyaya göstermesi gurur verici. Ama esas gurur verici olan, bizim kendi uzay aracımızla uzaya gidiyor olmak, uzay araştırmalarında yol kat etmiş olmamız ya da vaat edilen gibi aya gidiyor olmak ya da uzay araştırmalarıyla ilgili geldiğimiz hangi seviye varsa, onu tartışmak. Yoksa bir başka kurumun, kuruluşun ya da devletin gücüyle yapılan bir uzay seyahatine eşlik etmek, bir marifet değil. Ama bunu da yaptık. Bizim de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımız orada bayrağımızla bulundu, bir astronot kimliğiyle tarihe geçti, kayda geçti. Her şeye rağmen gurur verici.”
KADIN SÜPER LİGİ YANITI: “BİR KİŞİ NE DERSE O OLUR VE FEDERASYON BAŞKANI SEÇİLİR”
- Kadın Süper Ligi’ne baktığımız zaman, bu sene ilk defa play-off sistemi olmadan, tekli sistemde oynuyorlar. Kadın futboluna dair neler söylemek istersiniz?
“Vallahi Türk futbolunda ve Türk sporunda tartışılacak çok fazla şey var. Şu anda ben, Türk futbolunu tabii uzaktan takip ediyorum. Ama bu kadın futbolu ama diğer erkek futbolu fark etmiyor. Yöneticiler, sistemin içinde bulunan bütün kulüpler çok şikayetçi. Bütün düzenden, bütün sistemden bu kadar şikayet varsa, bir problem var demektir. Bu da bence meselenin özüne baktığınızda, -her zaman söylüyorum- siyasetin, devletin kurumlarının bu kadar baskın, etkili oldukları bir spor sisteminin başarılı olma şansı yok. Dünyada, bu kadar devletin gücünün spora etkin bir şekilde, yönetimine baskın bir şekilde hakim olduğu birkaç tane ülke kaldı. Bunlardan birisi de ne yazık ki Türkiye. Yani sporu, sporcular, sporseverler, spor insanları yönetiyor dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde. Bizde ise; federasyon ne derse o olur. Bir federasyon başkanı seçilecekse; iktidar ne derse o olur. Veya işte hatta iktidarı da geçtik; sadece bir kişi ne derse o olur ve federasyon başkanı seçilir. Gidilir, ondan icazet alınır. Bu, Türkiye’yi bir yere taşımaz; taşımıyor da zaten. Ne kadar tesis yaparsak yapalım, taşımıyor.”
“32-33 YIL ÖNCE ANTRENMAN YAPTIĞIM SAHAYI GENÇLERE SUNABİLMEK GURUR VERİCİ”
“Bakın, burada çok metruk halde, çok kötü durumda, yıllarca ihmal edilmiş… Hem de yani Yedikule önemli bir semttir ve önemli bir kulüptür. Benim de anılarım var elbette. İstanbul Üniversitesi’nin futbol takımında oynarken, en yoğun antrenman yaptığımız saha, burasıydı. O dönemde 3. Lig’deydi Yedikule. Yani hafiften takımına geçmek gibi de bir durum talebi olmuştu. Şimdi orayı düzeltip, tekrar buradaki çocuklara, gençlere yıllar sonra, neredeyse 32-33 yıl sonra hediye etmek, bir Belediye Başkanı olarak, bunu tekrar buradaki çocuklara, gençlere, kızlarımıza, oğullarımıza bu fırsatı burada sunabilmek, Türk sporu adına, benim için gurur verici. Bu anlamda hem tesisleşmeye hem sporu yaygınlaştırmaya hem aynı zamanda branşları yaygınlaştırmaya hem İBB Spor Kulübü üzerinden hem de diğer kulüpleri de çok yönlü desteklemeye yoğun gayret gösteriyoruz.”
“TÜRK SPORUNUN DÜZELMESİ İÇİN, SPORDA DA BAĞIMSIZLAŞMA GEREKLİ”
“Aynı zamanda, sporu bir toplumsal felsefe haline getirmeye dönük hamlelerimiz çok yoğun. Hem Avrupa Oyunları hem Olimpiyatlar ve Paralimpik Oyunlar noktasında, yoğun bir yolculuğu ve mücadeleyi de verdiğimizi, 2036 ve 2027 hedefleri için mücadele verdiğimizi de belirteyim. Bunlar, hepsi birbiriyle aslında eklentili. Ve bunları verirken de spor camialarını, spor kulüplerini ziyaret ederek, onların iş birliğiyle, yerelde bir güç olarak yapma gayreti içerisindeyiz. Bir partiyi yönetebilirsiniz, bir kurumu yönetebilirsiniz. Ama ‘Her şeyi ben yönetirim’ anlayışı, Türk sporuna yakışmaz. Bu anlamda Türk sporunun düzelmesi için, sporda da bağımsızlaşmayı, kendi kendini yöneten bir sistemi kurmayı -sadece futbol açısından söylemiyorum, genel, bütün branşlar noktasında söylüyorum- başarırsak, o zaman Türk sporu gelişebilir. Çocuklarımızdan inanılmaz başarılı, dünya ölçeğinde çok başarılı, nüfusuna göre başarılı… Yani 90 milyona yakın Türkiye Cumhuriyeti, nüfusuna göre olimpiyatlarda ilk 5’e, ilk 10’a madalya sayısı açısından giren bir ülke olmayı başarırız.”
FATİH BELEDİYE BAŞKANI YANITI: “İYİ İNSANLAR YARIŞSIN, FATİH KAZANSIN”
- Mevcut Fatih Belediye Başkanı, sizin hakkınızda, “Arkadaşımdır, dostumdur” dedi. Arkasından da hakkınızın yenilmemesi gerektiğini ve iyi işler de yaptığınızı söyledi. Bununla ilgili bir açıklamanız olur mu acaba?
“Benim arkadaşımdır, dostumdur; doğru. Ama diğer cümleleri de söylediyse, teşekkür ederim kendisine. İyi insanlar, rakip de olsalar; iyi insanlar, farklı görüşte de olsa olsalar, birbirine güzel cümleleri kurarlar. Ben de hayatım boyunca öyle davrandım. Davranmaya da devam ediyorum. İyi insanlar, güzel insanlar hangi partide, hangi görüşte olursa olsun, bu ülkeye 360 derece fayda verirler. Yani hiçbir zaman zarar vermezler. Mücadeleleri bile güzel olur. Bir insan da şu an benim sol tarafımda duruyor. Fatih için mücadele eden Mahir Bey de hem işinde mahir hem yaşamında mahir, özel bir insan. İyi insanlar yarışsın, Fatih kazansın. İstanbul kazansın, memleket kazansın. Temennimiz odur.”