Ferzan Özer: 101. Yıl ve Adalet yürüyüşü
Cumhuriyete ve demokrasiye kavuşalı 100 yılı geçti.
Cumhuriyet sayesinde hak ve özgürlüklerimize kavuştuk.
Saray eşrafı ve o eşrafı besleyen halk aynı hak ve özgürlüğe sahip olduğunu idrak etti.
Adalet sisteminin her birey için aynı uygulandığına güvendi.
Zaman içinde bu değerleri kaybettik. Siyasal islam tüm değerlerimizi sindirdi, unutturdu.
Milli bayramlarımızı kutlamak devlet insanlarına zül gelmeye başladı.
Oysaki milli bağımsızlığın kazanılmasını simgeleyen bayramlarımızın kutlanması gelecek nesiller üzerinde olumlu etki yaratır ve toplum barışına katkı sağlar.
Sistemli bir politikayla bize milli değerlerimiz unutturulmaya çalışıldı ve böylece adalet sisteminde de zafiyete uğradık.
Öyle bir seviyeye geldik ki 2017 yılında dönemin muhalefet partisi ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu adalet bayrağı ile Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüdü.
Yürüyüş bize adalet sisteminin giderek zayıfladığını anlatmak ve sahip çıkılması gereğine dikkatimizi çekmek içindi.
Halk olarak biz bu hareketin arkasında mı duramadık? Muhalefetin nefesi mi yetmedi?
İktidarın ezici otoritesi mi engelledi?
Bu büyük ve önemli yürüyüşün etkisi çok kısa sürdü.
Önümüzdeki günlerde tüm yurtta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yapılacak. Bu kutlamalara hak ettiği özeni gösterip, “adalet yürüyüşünün“ geçmişini ve etkilerini hatırlamalı, hatırlatmalıyız.
Gelecekte daha bilinçli bireyler ve daha demokratik bir toplum yaratabilmemiz için buna mecburuz.
Önce kaybettiğimiz adaleti yeniden inşa etmemiz gerekiyor.
Çünkü, günün birinde adalet herkese lazım olacak.
Cumhuriyetimize ve onun sağladığı adalete sahip çıkamazsak, siyasetçilerimiz kişisel çıkar ve egolarından sıyrılmazsa, bireysel hayatlarının topluma mal olduğunu hiçe sayıp kişisel sefaların peşine düşerlerse toplumsal adaletin ve eşitliğin korunması mümkün olmadığı gibi bireyler arasında da ayrışma çoğalır.
Huzurlu ve barışçıl bir toplumun inşası için yarım kalan Adalet Hareketi’ni yeniden başlatmamız gerekmez mi?
Ne dersiniz?