Eyüp Demokrasi Platformu’ndan Kayyumlara, Kadın cinayetlerine, Bebek ölümlerine, Yoksulluğa Karşı ‘’İnsanca yaşam hakkı açıklaması

Example HTML page

Eyüp Demokrasi platformu tarafından, Kayyumlara, Kadın cinayetlerine, Bebek ölümlerine, Yoksulluğa Karşı ‘’İnsanca yaşam hakkı için Eyüpsultan İlçesi Alibeyköy semti Akşemsettin mahallesinde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasına Siyasi partiler ve Sivil Toplum Kuruluşlarının başkanları yönetici ve üyeleri ve Eyüplüler katıldı.

Basın açıklamasını DEM Parti Muş Milletvekili Sezai Temel yaptı.

CHP Eyüpsultan İlçe Başkanı Doğan Sarıtaş’da sürece ilişkin kısa bir açıklamada bulundu. Sarıtaş açıklamasında; Burada sadece kayyım meselesi için değil biraz önce sayın vekilimiz anlattı. Bu ülkede iktidar yapabilecekleri her türlü  anti demokratik uygulamayı uygulamaya çalışıyorlar. Esenyurt’ta halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanını görevden alınıyor. Bunlar sandılar ki bir hafta on gün bağırıp çağırırlar sonra evlerine giderler hiç bir şey olmaz alışırlar. Ama öyle olmayacak. Bu gün 81 İl Başkanımız orada biz Esenyurtta olamıyoruz ama Eyüpsultandayız. Tunceli olmasın, Esenyurt olmasın başka belediyelerde halkın iradesiyle seçilmiş belediye Başkanları görevden alınmasın diye mücadele veriyoruz. Bakın kadın cinayetleri politiktir yazıyor, Parasız sağlık, parasız eğitim isteniyor, bunlar bir vatandaşın, halkın en demokratik hakkıdır. Her türlü baskıya ve her türlü zulme karşı bu demokratik mücadelenin her zaman savunucusu olduk olmaya devam edeceğiz. Sizlerle bu mücadelede de bir aradayız sizlerle birlikte olacağız yolumuz açık olsun dedi

DEM Parti Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin yapmış olduğu yazılı açıklamasında Diyarbakır Valiliğinin ”JİN JİYAN AZADİ” sözüne bile tahammül edemeyerek yasakladığını belirti.

Temelli açıklamasına şu ifadelerle devam etti;

Basın ve Kamuoyuna:

Kayyımlara, Kadın cinayetlerine, Bebek ölümlerine, Yoksulluğa Karşı ‘’İnsanca yaşam hakkı için Eyüp halkı bir arada!

Ülkemizde en temel insan hakkı olan seçme ve seçilme hakkının dahi yok sayıldığı bir süreçten geçiyoruz. Seçilmiş Belediye Başkanları yerine kayyımlar atanıyor. Her seçim dönemi meydanlarda demokrasi naraları atan iktidar, demokrasinin kırıntılarını bile yok etmeye çalışıyor.   Seçimiler de kaybedilen rant ve hile çarkı baskı ve zorbalıkla yeniden kazanılmak isteniyor. Kayyımlarla irademizin gasp edilmesine artık yeter diyoruz.

İktidar seçme ve seçilme hakkımızı gasp ederken ‘ekonomik’ krizin büyük yükünü de biz emekçi halkın üstüne yıktı. En temel hakkımızı dahi gidermek lüks oldu. Yandaşlarının şirketlerine milyonluk vergi borçlarını gözünü kırpmadan silenler, çocuklarımızın okulunu temizlemeyi bile çok gördü. Evlatlarımız okullarda hijyenden uzak eğitim almak zorunda kaldı. Kamunu karşılaması gereken temel hijyen malzemelerini temin etmek, temizlik görevlisi tutmak velilerin omuzlarına yüklendi. Parası olan çocuğunu özel okulda okutabildiği, olmayanınsa niteliksiz eğitim aldığı bir düzen yarattılar.

Eğitimden sağlığa her alanı ticarileştirdiler. Sağlık piyasasının sonuçlarını hep birlikte gördük. Yenidoğan yoğun bakım servisinde daha fazla kar için bebeklerimiz hayattan koparıldı. Sağlık için gittiğimiz hastaneler ölüm girdabına dönüştü. Her gün yeni bir kabusla uyanıyoruz.

Her gün yeni bir kabusla uyanıyoruz. Ülkemizde bir günde en az üç kadın öldürülüyor. Kadınlar hayatın içerisinden koparılmak isteniyor, şiddetle burun buruna yaşıyor. Evlatlarımız, kadın ve çocuklara düşman bu düzenden beslenmiş katillerin eliyle hayattan koparılıyor. Kız çocukları kayboluyor, şiddete maruz bırakılıyor, katlediliyor, katilleri gereken cezayı almıyor. Caydırıcı cezalar vermedikçe şiddet döngüsü devam ediyor. Çocuklar yoksulluk, şiddet ve ölüm çemberinde. Yakın zamanda Diyarbakır’da Narin’i İstanbul’da ise Şirin’i bu karanlık düzen aramızdan aldı. Çocuklara, gençlere, kadınlara ve hatta bebeklere yaşam hakkı sunmayanlar milyonlarca emekçiyi ve emekliyi açlığa mahkum etti. Asgari ücret bir kirayı karşılamaya bile yetmezken emekçilerin değil patronların taleplerine kulak verdiler. Enflasyon alıp başını gitmişken asgari ücret için yüzde 20’lerde zamların konuşulması kabul edilemez. Maaşları asgari ücrete bile yetişemeyen emekliler ise edeta ‘siz yaşamayın’ denmektedir.

Biz yoksulluğa karşı insanca yaşam istiyoruz.

Mahallemizi, kentlerimizin, tüm yaşam alanlarımız, doğamız için talana karşı bir aradayız.

Kayyumla irademizin gasp edilmesine karşı bir aradayız.

Krizin faturasının emekçiye yüklenmesine karşı bir aradayız.

Sağlıkta ve eğitimde piyasalaşmaya karşı bir aradayız.

Kadın cinayetlerine karşı bir aradayız.

Bebek ve çocuk katili düzene karşı bir aradayız.

Buradaki irade aynı zamanda bize dayatılmaya çalışılan biat anlayışının karşı duruşudur. İrademizi yok sayanlar bilsin ki bizler burada ortaya koyduğumuz haklı duruşun arkasındayız.

Bir adım dahi geri adım atmıyoruz.

Geleceğimiz için, çocuklarımız için doğru bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz.

Ne etki ajanlığı uygulamalarınız, ne doğru söyleyeni dokuz köyden kovarcasına verdiğiniz gözdağı, tutuklama, sindirme çalışmalarınız bizleri bir adım dahi geriletemeyecek.

İşte yine buradayız, işte yine birlikte ve bir aradayız.

Biliyoruz bu saltanat çökecek.

Biliyoruz; bu karanlık dağılacak.

İnanıyoruz ve mutlaka ama mutlaka kazanacağımızı biliyoruz. denildi

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir