Eğer bu iddia doğruysa gerçekten çok vahim
Başbakan Erdoğan, paralel yapı olarak nitelendirdiği cemaate yönelik başlattığı savaşta hergün yeni bir cephe açıyor. Cemaati terör örgütü kapsamına almak için dinleme olaylarından casusluğa kadar bir çok alanda çeşitli senaryolar yazılıyor. Yazılan bu senaryolar da AK Parti’nin yayın organı haline gelen Havuz medyası tarafından manşetlerden servis ediliyor. Yaşanan bu gelişmelerin ardından bugün haber siteleri ile köşe yazarlarına çalışanı olduğunu belirten bir kişiden çarpıcı bir mail yollandı. Mailde yazılanlar cemaati “terör örgütü” kapsamına almak için hazırlanan senaryoların bitmediğini ortaya koyuyor. Rotahaber’in medyaya gönderilen maile dayandırarak yaptığı habere , TİB’de hükümet tarafından yapılan atamalar sonrasında incelemelerde bulunan yeni yönetim kanunsuz dinlemeler yapıldığına dair kayıt ve kanıt aradığı iddia edildi.. Delil oluşturacak herhangi bir belge ve kayda ulaşamayan yeni yönetim, bu kez kendisi delil oluşturma yoluna gittiği ve hazırladığı 2 bin kişilik bir isim listesini önceki yönetim dinlemiş gibi sisteme girdiği iddia edildi. Bununla da yetinmedi ve sisteme girilen bu isimler sanki eski yönetim tarafından silinmiş gibi gösterildi. Sisteme girildikten sonra geri getirilecek şekilde silinen bu isimler üzerinden de açılacak yeni dinleme ve casusluk davasına delil oluşturulduğu iddia edildi.Tüm bu iddiaların yer aldığı maildeki ürkütücü planı anlatan kişi, TİB’e yeni yönetim tarafından getirilen ve ‘paralel yapının’ kanunsuz dinlemelerini ortaya çıkarmakla görevli olduğunu söyleyen bir kişi. Söz konusu şahıs, maili yazma nedenini de “Paralel Yapı ile mücadele etmek için geldiği TİB’de suç unsuru bulunmamasına rağmen delil oluşturulmasına vicdanım elvermedi” şeklinde açıklıyor.İŞTE TİB ÇALIŞANI OLDUĞUNU SÖYLEYEN KİŞİNİN BİRÇOK GAZETECİYE GÖNDERDİĞİ O MAİL”Bu maili uzun bir zamandır yaşadığım vicdan azabının neticesinde gönderiyorum. Artık son günlerde rüyalarıma giren, haksızlıklara yol açacak bir işin içerisinde olmak istemiyorum. Ayrıca bu maili yazarken de korktuğumu belirtmek isterim. 3 ayı aşkın bir süredir TİB’de gece gündüz ya da hafta sonu demeden yoğun bir şeklide çalışıyoruz. Bu ekibin içerisinde yer alırken vatanıma ve devletime önemli bir hizmet yaptığımı sanıyordum. Başbakanımızı çok seven biriyim. 17 Aralıkla beraber başlayan süreçte Başbakanımıza büyük bir haksızlık ve ülkemize de büyük bir komplo yapıldığına inanıyorum. Bana son dönemde verilen görevleri de bu büyük komploya engel olma düşüncesiyle kabul etmiştim. Ancak burada yaptığımız şeylerin nereye doğru gittiğini görmeye başlayınca, en az 17 Aralık komplosu kadar büyük yeni bir komplonun ve kul hakkına giren büyük bir vebalin içerisinde olduğumu anladım. Basına da yansıdığı gibi 17 Aralık sonrasında TİB başkanlığına MİT kökenli Cemalettin Çelik atandı. Cemalettin başkanımız göreve başladıktan kısa bir süre sonra daire başkanlarını değiştirmişti. Ondan sonra da kurumdaki koordinatörlerin büyük bir bölümü gönderildi. Bizimle birlikte gelenlerden özel bir ekip oluşturuldu. Bizim ekip her türlü yetkiye sahipti. Fakat MİT’ten geldikleri söylenen kişiler de bu süreçte kuruma gelip gitmeye başladılar, özellikle dinlemenin yapıldığı Bilgi Sistemleri Dairesindeki odalara gece gündüz kartsız girip çıkıyorlardı. Birkaç hafta sonra bu insanlar bizimde yer aldığımız mesai sonrası çalışmalarında ve özel yaptığımız toplantılara da katılmaya başladılar. MİT’ten gelen mühendislere sistemde çok geniş erişim yetkileri tanındı, hiçbir TİB personelinde olmayan yetkilerdi bunlar. Bizim bütün amacımız paralel yapının Başbakanımız ve Ak parti hakkında TİB’de yapıldığına inandığımız hukuksuz dinlemeleri ortaya çıkarmaktı. Ne kadar yoğun çalışırsak çalışalım baktığımız bölümlerde dinlemelerle ilgili bir şey bulamadık. Hatta görevden alınan daire başkanlarının kullandıkları bilgisayarlar MİT’e gönderildi. Bu bilgisayarlarda bir şey bulunabilir mi diye bakmışlar. Cemalettin Başkanımız akşam mesailerinde yanımıza gelip hala niye bir şey bulamadınız diye bizlere ciddi baskı uygulamaya başladı. Ve sonunda bir akşam benimde içinde bulunduğum birkaç arkadaşı toplantı odasına çağırdı. Bize kaç akşamdır kızan başkanımız çok değişmişti. Önce bize güzel iltifatlar etti. Ve sonra dedi ki “Arkadaşlar biliyorum çalışıyorsunuz ama neticeye ulaşamadık. Ama şundan emin olun ben adım gibi biliyorum ki bu paralelciler burada başbakanımız aleyhine her türlü pisliği yaptılar. Şu an bir savaştayız normal zamanda olmayan bazı şeyler savaş durumunda müsaade edilmiştir. Bunlar yaptıkları pislikleri büyük ihtimalle sildiler. Peki biz ne yapacağız? Size vereceğim listeyi, eski dinlenen numaralar gibi sisteme gireceksiniz. Hatta bunları direkt koymayalım, sanki silinmiş gibi olsun bizde bulmuş olalım.” Bu maili atmadan önceki günlerde kaç gecedir uyumuyoruz. Bize gelen listeleri sisteme girdik. Eski tarihte bazı imeiler girdik daha sonra bu kayıtları sonradan bulunabilecek şekilde sildik. Bu işi yaparken içimde ciddi bir vicdan azabı başladı. Biz bir haksızlığa engel olacağız diye başlamıştık. Ama gelinen noktada pek çok masum insanın üzerine atılacak büyük bir iftira için kullanıldığımızı fark ettim. Bana ve arkadaşlarıma verilen listede 2000 ‘e yakın imei var. Hatırlayabildiklerim şunlar: Başbakan Yardımcısı Beşir AtalayDiyanet işleri başkanı Mehmet GörmezPolis müdürü Emin ArslanGazetecilerden Emin Çölaşan, Erdal Şafak, Sedat Erginİşadamlarından Erdoğan Demirören, Remzi Gür, Murat SancakErtuğrul Kürkçüİstanbul Savcısı Hadi SalihoğluHamdi Topçu – Türk hava yolları genel müdürüEski İstihbaratçı Hanefi AvcıCHP den Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal, İsa Gök, Muharrem İnce, Mustafa Sarıgül, Emine Ülker Tarhan, Faruk Loğoğlu, Gürsel Tekinİbrahim Eren (TRT)M. Celalettin LekesizEski Bakan Muammer GülerMaliye Bakanlığı Müsteşarı Naci AğbalNecmeddin Bilal ErdoğanMHP den Oktay Vural, Ümit Özdağ, Eski Milli eğitim bakanı Ömer DinçerKültür Bakanı Ömer ÇelikEski İstihbaratçı Sabri UzunEski adalet bakanı Sadullah ErginMüsteşar Seyfullah HacımüftüoğluEnerji Bakanı Taner YıldızAnayasa Mahkemesinden Zühtü Arslan Listede bu isimler gibi üst rütbeli askerlerden meşhur gazetecilere, yüksek yargıdan siyasetçilere kadar pek çok isim vardı. Cemalettin başkan bir gece bir keresinde dedi ki bu operasyonu patlatınca milletin her kesimi bu paralelcilere lanet okuyacak. İşte o zaman anladım ki büyük bir oyunun içerisindeyiz. 2 gün önce beraber çalıştığımız bir arkadaş “birkaç güne kadar bomba patlayacak” dedi. Hatta kurumda bulunan Başbakanlık müfettişleri ve işin medya ayağı ayarlanmış. Müfettişler bizim hazırladığımız dinleme kayıtlarını sanki kendileri bulmuş gibi savcılığa vereceklermiş. Yüksel Yılmaz ve Osman Bolat isimli müfettişler bu işi yapmaya çok heveslilermiş. Birkaç güne kadar düğmeye basılacak, paralel yapı yüzlerce kişi dinlenmiş, bu işi de TİB’de yapmış diye yaygara koparılacak. Bana günlerdir vicdan azabı çektiren bu planı Allah’tan korkan biri olduğum için sizle paylaşıyorum. Şu ana kadar yaptıklarım affedilir mi bilmiyorum. Ama en azından bu kirli oyunu haber vererek vicdanımı birazcık olsun rahatlatmak istiyorum…”ROTAHABER