Dursun Bulut’tan tarihi tespit: ”Sosyal Demokratlar Sınavda!”
Geçmiş dönem CHP PM Üyesi İş ve Siyaset insanı Dursun Bulut ”Sosyal Demokratlar Sınavda!” yazı dünya Sosyal Demokrasi Tarihinden de örnekleyerek ciddi öneme sahip tespitlerle CHP’sinin içinde bulunduğu durumu ve çıkış reçetesini bir anlamda içinde barındırıyor. Sosyal Demokratlar bu sese kulak vermeli ve süreci birlikte göğüslemelidir.

İşte Dursun Bulutun tespitlerini içeren ”SOSYAL DEMOKRATLAR SINAVDA! YAZISI…

Sosyal Demokratlar, Sosyal Demokrasi Dünya görüşünü benimseyen, onu tüm Dünya’da hayata geçmesi için çaba sarf eden topluluktur. Birkaç paragraf da Sosyal Demokrasi için söz edersek;
Sosyal demokrasi, toplumcu, kamucu siyaseti, karma ekonomici, sistemin demokratik işleyişini savunan, bu savunu ile sosyalizme ulaşmayı hedefleyen kademeli, reformist ve demokratik bir Dünya görüşüdür. Sosyal Demokrasinin bazı temel prensipleri ise:
● Eşitlikçidir.
● Ulusal ve Uluslararası boyutta dayanışmacıdır.
● Özgürlükçüdür.
● Temsili, doğrudan seçimlerle demokratik bir sistemi olmazsa olmaz görür ve demokrasiye bağlıdır.
● Katılımcıdır, şeffaftır.
● Emeğe önem verir. Onların örgütlülüğünden ve adil paylaşımdan yanadır.
● Barıştan, kardeşlikten yanadır.
Sosyal Demokrat Siyaset sıraladığım bu değer ve ilkelere sahip çıktıkları her dönemde başarılı olmuşlardır. Örneğin: Willy Brandt, François Mitterrand, Olof Palme, Nelson Mandela gibilerin dönemleri. Ne zamanki, bu değer ve ilkelerden uzaklaştılarsa sapmalar, başarısızlıklarda beraberinde gelmiştir. Çok önemli kırılma noktaları vardır. Bunları örneklersem:
1- Hitler Faşizminin iktidar olduğu yıllarda Sosyal Demokratların, Hitler’in yaptığı propagandaya yenik düşerek, 2’inci Dünya emperyalist paylaşım savaşına karşı çıkmaları gerekirken, Hitler faşizmine destek vermeleri veya sessiz kalmaları bir kırılmadır, ilkelerinden sapmadır. Faturasını Almanya, Dünya ağır ödemiştir.
2- Yine 2003’de Irak’ın işgalinde İngiliz İşçi Partisinin Tony Blair önderliğinde işgalden yer alması başka bir kırılmadır. Bu kırılma İngiliz İşçi Partisinin kan kaybetmesine yol açarken, Dünya Sosyal Demokrat Hareketini olumsuz etkilemiştir. Yoksul Irak ve Ortadoğu halklarına ise ağır faturalar ödetmiştir.
3- Türkiye’ye dönersek, 27 Mayıs 1960, 12 Mart, 12 Eylül Darbeleri, 1 Mayıs 1977, 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak katliamı birer kırılma noktalarıdır. 2003’e gelene kadar Sol’un çoklu parçalı olması ve AKP iktidarına giden yolların temizlenmesini öngörmeme de, başka bir siyasi kırılmadır. Faturalarını ise Türkiye halkı ödemiştir. 30 Haziran ise bir başka kırılma noktası olmaya doğru hızla yol alıyor. Sebebi çok açık; Sosyal Demokrat Parti olan CHP’nin, kendi içinde koltuğu ele geçirme kavgasının düşmanlığa dönüşmesidir.
Sosyal Medyayı izleyen herkes şunu görüyor, parti içi gruplar düşünce, ilke, değerler üzerine bir tartışma yapmıyor. Adeta birbirlerini linç ediyorlar. Eğer bir ortak nokta bulunmazsa parçalanma çok yakındır. AKP iktidarını devam ettirmek, kendilerinin deyimiyle “Mutlak Butlan” davası bunun için açıldı.
Bu oyunu bozacak tek bir hamle var, o da; partimizin kendi iç didişmelerinden bir an önce kurtulması, kendi içinde bütünlük yaratması, mahkeme kararı ne olursa olsun genel başkanımızın, eski genel başkanlarımızla kenetlenerek, muhalif veya şu an yönetici olan, tüm kadroların kucaklaşması ve partinin geleceği için(siyasi kararlar, parti yönetimi dahil), her konuda ortaklaşmasıyla mümkündür.
İç kavga, koltuğu vermeme veya ele geçirme yüzünden parti parçalanacak, Türkiye 50 yıl geriye gidecek. Bu karanlık tabloyu görün artık lütfen! Kimin genel başkan olarak kalacağı tartışması bizi bitirir. İktidarın CHP’yi parçalamak için hazırladığı 30 Haziran tuzağına koşar adım gitmek, intihardan başka bir şey değildir.
Hangi gruptan olursanız olun, ister Kılıçdaroğlu, ister Özel + İmamoğlu, ister bu grupların dışındaki grupta olun, önümüz de 2 alternatif duruyor:
1- AKP’nin tuzağına düşerek birbirimizi yemek ve AKP’nin “Mutlak Butlan” oyununa gelerek, “yasal hakkımız, yargı bu görevi verdi” diyip, grup olarak görev alıp, diğer grubu yok etmeye girişmek, ya da diğer grubun, “partiyi AKP eliyle ele geçirdiler” diyerek karşı gruba saldırması, ölümcüldür, intihardır.
2- Evet! “Mutlak Butlan, bir oyundur, partinin parçalanmasına izin vermeyiz. Ne yapılıyorsa ortaklaşa yapacağız” dolayısıyla “ülkemize, partimize sahip çıkacağız” diyeceğiz.
Israrla belirtmek isterim ki, 3’üncü tercihimiz yok. Tercih elimizde, ya intihar edeceğiz ya da küllerimizden yeniden doğacağız, umudu yeniden yeşerteceğiz!