Dünyayla alay eden Emperyalist pişkinlik!

Trump’ın ateşkese dair “Okul bahçesindeki iki çocuk gibi kavga etmelerine izin vereceksiniz, sonra da ayıracaksınız” sözleri emperyalist haydutluğun itirafı oldu. Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi Suriye’de de halkları birbirine düşüren ABD, bununla övünmeye de devam ediyor.

Suriye’de savaşı çıkartan aktörlerin başında gelen ABD, Ankara’daki ateşkes kararıyla birden “barış güvercini” kesilirken, Trump’ın Türkleri ve Kürtleri “okul bahçesinde kavga eden iki çocuğa” benzetmesi emperyalist kibri ve haydutluğu bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’yi yöneten AKP iktidarının ABD Başkanı’nın bu sözlerine tepkisiz kalması ise olayın bir başka dikkat çekici boyutunu oluşturdu.

ABD Başkanı Donald Trump, Teksas’taki mitinginde Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda gerçekleştirdiği operasyonla ilgili açıklamalar yaptı. Trump, Türkiye ve ABD’nin Ankara’nın Suriye operasyonuna ara vermesi konusunda anlaşması sonrasında Türkiye’nin Suriye’de Kürt grupların kontrolü altındaki bölgelere yönelik operasyonunu “okul bahçesinde kavga eden iki çocuğa” benzeterek “Ben biraz kavga etmeleri gerekiyor dedim. Okul bahçesindeki iki çocuk gibi kavga etmelerine izin vereceksiniz, sonra da ayıracaksınız. Birkaç gün kavga ettiler ve oldukça şiddetliydi” diyerek bu süreçteki tavrının “alışılmadık” olduğunu kaydetti.

‘BİRAZ GERİ ÇEKİLECEKLER’

Trump bu süreçte “tek bir damla Amerikan kanının akmadığını” söyledi ve “Biz oraya gittik ve bir ara vermelerini istedik. Kürtler müthişti. Biraz geri çekilecekler” dedi. Trump IŞİD’lilerin kilit altında tutulmaya devam edeceğini ve IŞİD’le mücadelenin süreceğini belirterek Türkiye’nin de buna hazır olduğunu kaydetti.

Operasyona önce yeşil ışık yakıp geçit veren ABD, ardından bir dizi tehdit ve yaptırım kartı ile operasyonun sınırlarını belirlemeye çalıştı. Bir yandan Moskova ile temaslarını hızlandırılan ABD yönetimi bir yandan da müttefikleriyle masada ve sahada pazarlıklarını sürdürdü. Bu esnada Trump sürekli olarak, yeni cepheler peşinde olduğunu itiraf ederek “faydasız savaşlara son vereceğiz” benzeri açıklamalarda bulundu. ABD ve SDG’nin çekildiği Menbiç ve Kobani’ye Rusya ve Suriye ordularının girmesi Moskova ile pazarlıkların meyve verdiğini gösterdi. Ardından, telefon konuşmasıyla başlatılan operasyon masada sonlandırdı.

TEK SEÇENEK BAĞIMIZLIK

Sadece son on günde yaşananlar bile emperyalizmin kirli tezgâhında şekillenmiş, etnik ve mezhepsel çatışmaları körükleyen savaşın ateşini harlayarak hiçbir coğrafyaya barışın ve huzurun gelmeyeceğini gösterdi. “ABD’ye kafa tuttuk” diye övünen Saray yönetimi ise yaşanan süreci “kazanım” olarak görmeye devam etse de önce yaptırım tehdidi sonra da mektup skandalının altında kaldı.

Suriye’de çözümün hiçbir zaman dış müdahalede ve askeri operasyonda olmadığı bir kez daha anlaşıldı. Gerçek çözümün, Suriye’nin birliğini temel alan, tüm Suriyelilerinin ortak kararı olacak bağımsızlık ekseninde durduğu; Kürtlerin de Arapların da tek kurtuluş umudunun bu olduğu yönündeki görüşlerin bir kez daha haklılığı ispatlandı.

500 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ, 300 BİN SİVİL YERİNDEN OLDU

Trump’ın Suriye’den ABD askerlerini çekme kararının ardından gelen Türkiye’nin askeri harekâtı nedeniyle Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre aralarında sivillerin de bulunduğu 500’den fazla kişi yaşamını yitirdi ve 300 bin sivil yerinden oldu. Türkiye’de ise 20 sivil ve 4 asker yaşamını yitirdi.

SÜRE BİTİNCE MOSKOVA SINAVI BAŞLAYACAK

ABD ile yaptığı anlaşma gereği, YPG’nin güvenli bölgeden çekilmesini sağlamak için operasyona 120 saatlik bir ‘ara’ vermeyi kabul eden Türkiye, çekilme işleminin tamamlanmasının ardından operasyonunu tamamen durduracak. Anlaşmanın ardından sunulan 13 maddelik taslak, Ankara bu operasyona neden başladı sorusunu yeniden akıllara getirdi. Söz konusu anlaşmadan çıkan sonuçlar ve ortaya çıkan yeni sorular şöyle;

32 kilometre metinde yok

ABD’li ve Türk heyetler arasındaki görüşmeler, 4 saatten uzun sürdü. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 13 maddelik anlaşmada yer almasa bile geri çekilmenin Trump’ın 2019 başında ifade ettiği gibi 20 mil, yani 32 kilometrelik bir alanı kapsadığını kaydetti. Pence de görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında 20 millik bir alandan bahsetti.
YPG’nin ağır silahlarının toplanması, tahkimatlarının ortadan kaldırılması ve sonuç olarak “güvenli bölge” kurulmasının yeniden kayda geçirilmesi Ankara’nın anlaşmada “kazandık” dediği noktayı oluşturdu.

Güvenli bölge kurulacak mı?

Fakat ABD ile Türkiye arasında güvenli bölge konusundaki ilk uzlaşma Ağustos 2019’da sağlanmıştı. Bu anlaşma kapsamında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) sınıra yakın bölgelerden çekilirken, ABD ve Türkiye ortak devriyeye başlamıştı. Türkiye söz konusu aşamaya karşın, taleplerinin yeterince karşılanmadığını belirterek, Barış Pınarı Harekâtı’nı devreye sokmuştu. Önceki gün varılan anlaşmanın 10’uncu maddesinde, güvenli bölgenin öncelikle TSK’nin denetiminde olacağı belirtilirken, uygulama süreçlerinin Türk ve Amerikan eşgüdümünde gerçekleştirileceği yer aldı.

Putin görüşmesi zaman ayarlı

ABD ve SDG’nin çekildiği Menbiç ve Kobani’ye Rusya ve Suriye ordularının girmesi, çok dar bir bölge içinde Türk, Rus, Suriyeli ve ABD’li askerlerin bir arada bulunmasına yol açtı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bu iki kentle ilgili durumun Türkiye-Rusya arasındaki mevcut kanallarla ele alınacağını, Pence’in de zaten bu bölgelerle ilgili olarak “Ruslarla konuşursunuz” yanıtını verdiğini söyledi. Erdoğan da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 22 Ekim’de, yani 120 saatlik sürenin dolduğu gün görüşecek.

Mal varlığını garantiledi

13 maddelik anlaşmanın ilk üç maddesi ise NATO müttefiki iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini teyit edildi. İki ülkenin eşgüdüm yapacağı bir başka alan da “IŞİD ile mücadele” olarak yeniden kayda geçirildi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin mal varlığının da araştırılarak 60 gün içerisinde raporlaştırılmasını içeren bir dizi yaptırımın ise ateşkes tamamen sağlandığında rafa kalkacağı, anlaşma maddeleri arasında yer aldı.

Kaynak BirGün gazetesi /politika servisi

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir