CHP’li Emine Çelik: Türkiye’de ilk Kadın Mitinginin 102. Yılında aynı kararlılıkla mücadele ediyoruz

Example HTML page

Eyüpsultan Belediye Meclisi 8’inci seçim 3’üncü toplantı dönemi Aralık ayı 2’nci bileşimi Eyüpsultan Belediye Meclisi Başkanvekili Mehmet Er Başkanlığın da gündem maddelerini görüşmek üzere toplandı.

Gündem maddelerinin görüşülüp onaylandığı Aralık ayı 2’nci bileşiminde gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alan CHP Eyüpsultan Belediye Meclis Üyesi Emine Çelik 5 Aralık: Kadın Kadın Hakları ve Türkiye’de ilk Kadın Mitinginin gerçekleştirildiği günün 102 yıldönümü dolayısıyla bir konuşma yaptı.

Emine çelik konuşmasın da 5 Aralık kadın Hakları günü önemine değinirken Türkiye’de İlk Kadın Mitinginin 102. Yılında aynı kararlılıkla Türk Kadınları olarak haksızlıklar karşısında mücadele etmeye devam ediyoruz ifadesinde bulundu.

Emine Çelik konuşmasın devamında şu ifadelere yer verdi; Sayın Başkan Değerli Meclis Üyeleri, sosyal medya hesaplarından bizleri izleyen çok kıymetli Eyüpsultan Halkı, değerli misafirler basınımızın kıymetli temsilcileri hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Bu gün 5 Aralık Kadın Hakları günü ve Türkiye’de ilk kadın mitinginin gerçekleştirilmesinin 102 yılı nedeniyle düşüncelerimi sizlerle paylaşmak için söz almış bulunmaktayım.

Türk kadının yönetimde söz sahibi olduğu şartlarda daha da güçlenecektir. Bir ülkede yaşayan kadınların siyasette ve yerel yönetimlerde söz sahibi olmasının o ülkenin medeniyet düzeyinin de göstergesidir.

“Dünyanın birçok ülkesinde kadınların seçme ve seçilme hakkı düşünce aşamasında bile değilken, 86 yıl önce Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınması Türkiye’de yasal hale gelmiştir.

Ulu Önder Atatürk, “Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır. Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır” demiştir ve bu düşünceden yola çıkarak, Türk kadınının toplumsal hak ve yönetimde söz sahibi olmasının temeli 5 Aralık 1934’te atılmıştır”

Siyasette, iş dünyasında ve hayatın her alanında kadının varlığı her zaman önemlidir.

“Kadınların fırsat ayrımcılığına uğramadan hayatın her alanında görünür hale gelmesi, bir ülkenin refahı, huzuru, barış içinde yaşaması ve üretkenliğinin artmasının da kaynağıdır. Bu nedenle kadına yönelik şiddet ve negatif ayrımcılık ancak bir toplumun ilerleyişinin körelmesine hizmet eder. Tarihimizin her döneminde saygın bir yere sahip olan kadınlarımız, ortaya koydukları başarılarla Türk kadınının gücünü tüm dünyaya göstermiştir.

Bizler de kadınlarımızın temel hak ve demokrasi adına attığı her adımda yanlarında olacağımızı, kadınlarımızın eğitimde, sanatta, sporda, iş dünyasında, sosyal yaşamda ve ekonomide olduğu gibi, siyasette de hak ettikleri yere geleceklerine olan inancımla, bu anlamlı günü en içten dileklerimle kutlarım.

Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk kadınına ve milletimize armağan ettiği kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasının

86. yılında, varlıkları ile ellerinin değdiği her yeri değiştiren, güzelleştiren, yaşanılır kılan tüm kadınlarımızın

5 Aralık Kadın Hakları Günü’nü kutlu olsun” dedi

Çelik sözlerine şu ifadelerle devam etti;

‘’TÜRKİYE’DE İLK KADIN MİTİNGİNİN 102 YILI’’

Kadınlar bir cemiyet kurmalı” diye düşündü Saime Hanım. Fikrini hemen Sağlık Müdürü olan eşi Ferruh Bey’e açtı, o da destekledi bu fikri. Böylece ülkede ilk kez kadınlar tarafından bir cemiyet kurulmuş oldu: “Müdafa-İ Hukuk Cemiyeti Kadınlar Şubesi”.

16 Eylül 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın teşkilatçı bir kumandan olan Osman Bey’i Kastamonu’ya göndermesi ve Osman Bey’in 27 Eylül’de Kastamonu’da Müdafa-İ Hukuk Cemiyeti’ni kurmasının hemen ardından, Kastamonu Kadınları da tarih sahnesine çıkmış oldu böylece.

Bütün ülke işgal altındaydı ve erkeklerin kana buladığı coğrafyalarda, kadınlar kendilerine biçilen kalıpları artık kabul etmiyorlardı. Erkekler bütün dünyayı ateşe vermişti adeta, savaşarak, işgal ederek ve zulmederek ancak hükmedeceklerini düşünüyorlardı.

İşte tam da bu noktada kadınlar ses yükseltmeye başlayacaktı ve o ilk ses buradan, Kastamonu’dan yükseldi.

Kadınlar hemen bir cemiyet oluşturdular. Sinema biletleri satıyorlar, yardımlar topluyorlar Milli Mücadele’ye cephenin hemen gerisinden destek oluyorlardı. Ama bu onlara yetmedi, söyleyecek sözü olan kadınların bir araya gelmeleri, hep birlikte tek bir sözü hep bir ağızdan haykırmaları gerekiyordu. Bir miting yapma kararı aldılar .

Miting 10 Aralık’ta yapılacak, köylerden ve kentten gelen binlerce kadınla birlikte işgaller protesto edilecek, akabinde ise Amerika ve Fransa Cumhurbaşkanlarının eşleri ile İngiltere ve İtalya Kraliçelerine diplomatik bir dil ile birer mektup kaleme alınacak ve haksız işgaller anlatılacaktı.

Yaptılar!

10 Aralık 1919 günü Darülmuallimat’ın (Kız Meslek Okulu) önünde üç binden fazla kadın toplandı. Başta Cemiyetin Başkanlığını yürüten Zekiye Hanım olmak üzere pek çok kadın o gün topluluğa seslendi. İşte bu tarihte bir ilkti.

İlk defa bu topraklarda konuşmacıların ve katılımcıların tümüyle kadınlardan oluştuğu bir miting tertip edilmişti.

O gün böyle bir mitingin düzenlenmiş olması kadar kıymetli olan bir diğer şey ise Zekiye Hanımın yapmış olduğu konuşmada geçen şu sözleriydi:

“Biz dünyayı kana boğan, insanları tavuklar gibi boğazlayan erkeklere müracaat edecek değiliz. Bizim gibi iyi niyetli düşündüklerine inandığımız düşmanlarımızın kadınlarına sesleniyoruz”

                Bugün buradan baktığımızda erkeklerin dünyaya binlerce yıldır şiddeti nasıl araçsallaştırarak hükmettiğini görmek ve farkına varabilmek ne kadar kolay. Ancak o gün kısıtlı imkanlarla dünyadan haberdar olabildiğiniz ve işgal altındaki ülkenin kurtuluşu için mücadele ettiğiniz bir iklimde, dünyanın öbür ucundaki kadınlara üstelik de işgalcilerin ülkelerindeki kadınlara “bu erkeklerin savaşı, biz kadınlar birbirimizi anlarız” diyebilmek ve karşılarındaki kadınların da iyi niyetinden şüphe duymadan el uzatabilmek ne büyük asalet.

O savaş ikliminde, kurtuluşun yalnızca cephede gerçekleşmeyeceğinin farkında olan Kastamonulu Kadınlar 1920 yılında Kadınları Çalıştırma Derneği kurarak, kadınlara dikiş öğreterek iş imkânı sağlamaya çalıştılar. Kurtuluş artık kadının da üreterek ve ürettiğinin karşılığını alarak çağdaş dünyada erkeklerle yan yana durabilmesinden de geçiyordu.

Yine yetinmediler, 1921 yılında Hanımlar Musiki Dershanesini kurdular. Savaşın ortasında Kastamonulu kadınlar ud, keman öğrensin, nota bilsin isterdiler.

Her sene 10 Aralık’ta Kastamonu olarak andığımız bu kıymetli günün 102. yıldönümündeyiz.  O günün öncesinde ve sonrasına dair okuduğum tüm detaylar bu topraklarda 100 yıl önce yaşamış o güçlü ve ilerici kadınlara her defasında bir kez daha hayran olmama sebep oluyor.

Hikâyelerine hayran olduğumuz tüm o mücadeleci kadınları bir kez daha saygıyla selamlıyorum dedi.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir