CHP’li Ali Turan: Yükseltmediğimiz her ses, üzerimize gelen karanlığı artırır
Bölgemizin sevilen iş ve siyaset insanı ve CHP Eyüpsultan Belediye Başkanı aday adayı Ali Turan; katılmış olduğu mahalle toplantılarında AKP’nin söylem olarak başlattığı siyasal İslamcı dönüşüm çabasını son yıllarda artık anayasayı da tanımayan bir ruh haliyle uygulamaya başladığını eğitimdeki uygulaması ÇEDES ise yapmış olduğu uygulamaların sadece bir tanesi olduğunun altını çizerek herkesi bu tehlikenin karşısında yek vücut olarak mücadeleye çağırdı.
Yerel yönetimlerin önemine değinen Ali Turan önümüzdeki 31 Mart 2023 seçimlerinde demokrasi güçleri bir olup yaşadığımız kentlerde seçimleri kazanarak ‘’halkçı sosyal belediyecilik anlayışını ortaya koyamazsak inan bizleri çok daha tehlikeli uygulamaların devreye girerek Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere miras olarak bıraktığı aydınlanmacı Cumhuriyetin ağır tahribatlara uğradığını görebiliriz’’ dedi
Ali Turan konuşmasına şu ifadelerle devam etti;
‘’ŞİMDİ MÜCADELE VE KARANLIĞI PARÇALAYACAK SESİ YÜKSELTME ZAMANI’’
Bu bağlamda birbirimize kenetlenerek çıkaracağımızın sesin her hanede, her ferdin duymasını sağlayarak önce yaşadığımız kentlerde ‘’sosyal belediyecilik’’ anlayışımızı uygulamaya koyacağımız zaferimizi kazanmalıyız.
Yükseltmediğimiz her ses, üzerimize gelen karanlığı artırır.
Çocuklarımızın geleceği korkunç bir kuşatma altında.
Milli Eğitim Bakanının son açıklamasında “cemaat ve tarikatlarla protokol yapmaya devam edeceğiz” vurgusu, sadece Bakanın tasarrufu değil, aynı zamanda AKP’nin uzun süredir devam eden Siyasal İslamcı dönüşüm çabasının eğitime yansımasıdır.
AKP’nin, Eğitim Sistemindeki başarısızlığın farkında olup olmadığı konusu tartışılır. Aslında, Eğitim sistemindeki bu kötü gidişatın en çok onlar farkında ve tam olarak istedikleri de budur. İktidarın özellikle Eğitim sistemi üzerindeki dayatması sistematiktir. ‘’Devlet okullarının bilim, akıl ve laik bir anlayıştan uzaklaştırılması, kendi ideolojisinin devamlılığı açısından elzemdir’’.
İmam Hatip okullarının her geçen yıl çoğalması, kamu kaynaklarının büyük bir kısmının sadece İmam Hatiplere aktarılması, Siyasal İslamcı kadroların üniversitelere yerleştirilmesi, ÇEDES projeleri kapsamında “manevi danışman” adı altında imamların görevlendirilmesi, dini eğitimin anaokullarına kadar indirilmesi, cemaat ve tarikatlarla yapılan protokoller Anayasa’nın Laiklik ilkesine tamamen aykırıdır.
‘’Eğitimi tamamen dini referanslara göre düzenleyen AKP iktidarı artık bunu saklama ihtiyacı bile duymuyor’’. Milli Eğitim Bakanı’nın sözleri Eğitim sistemini kimlere teslim etmek istediklerinin en açık ifadesidir.
Bu açık niyet karşısında, Eğitim Sendikaları, Demokratik Kitle Örgütleri, Siyasi Partiler ve çocuklarının geleceğinden endişe duyan her birey demokratik, laik ve kamusal eğitime sahip çıkmalıdır.
Eğitim sistemi dini kural ve referanslara göre değil, bilimsel gerçeklere, çağa uygun koşullara göre şekillendirilmelidir.
Çocuklarımızın geleceği cemaat ve tarikatlara teslim edilemez.
Buda ancak ve ancak yaşadığımız kentlerde yerelde iktidar olmakla mümkündür diyen Ali Turan zihinlerimizden hiç çıkarmamız gereken şey ‘’Yükseltmediğimiz her ses, üzerimize gelen karanlığı artırır’’ yükselen sesimizle daha fazla kentte iktidar, her kentte iktidar diyerek sözlerini sonlandırdı