CHP’den Erdoğan’ın ‘Fransız mallarına boykot’ çağrısına ilk tepki
Erdoğan’ın ‘Fransız markalarını satın almayın’ çağrısına ilişkin konuşan CHP’li Öztrak, “Eğer karşı taraf böyle bir boykotu uyguluyorsa Türkiye’nin buna cevap vermesi kaçınılmazdır” diye konuştu.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Fransız markalarını satın almayın’ çağrısına ilişkin konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak, “Fransa’nın son dönemde söyledikleri protesto ediliyor. Fransa’nın Türk mallarını almama boykotu varsa Türkiye de Fransa’nın mallarını almama talebinde bulunacaktır” dedi.
Öztrak, şöyle devam etti:
“Bu siyaset, dini ve milliyetçilik aksı üzerinden yapılan dış siyasetin bunun üzerinden sürdürülmesi mümkün olmuyor.Bu tür boykotların karşılıklı maliyetleri de oldukça yüksek olabiliyor. Ancak eğer karşı taraf böyle bir boykotu uyguluyorsa Türkiye’nin buna cevap vermesi kaçınılmazdır. Hamaset yerine diplomasinin yaptırım ve imkanlarını kullanmak lazımdır. Birileri elçiyi çekiyorsa siz de ne yapacağınızı düşüneceksiniz. (Artan Fransa gerilimi) Fransa’nın kararını kabul etmek mümkün değil. Ciddi şekilde mücadele etmek, diplomatik kurallar içerisinde teşhir etmek gerekir.”
CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında COVİD-19 pandemisi nedeniyle video konferans yöntemiyle toplandı.
ANKA’da yer alan habere göre, toplantıda, Türkiye’nin dış politikasının “kavgacı siyasi söylemler” üzerinden yürütüldüğü değerlendirmesi yapıldı. Ekonomik krizin yarattığı sorunlar ve çözüm yolları masaya yatırıldı. Parti ve TBMM çalışmalarının da ele alındığı toplantıda, Samsun İl Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kol’un iddiaları da konuşuldu. Kol, bir parti üyesinin rüşvet aldığını ve başka bir partilinin rüşveti gizlediğini iddia etmişti.
Milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu’nun yaptığı itirazın İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmesine ilişkin de konuşan Öztrak,“Bu sıralı hukuk cinayetleri, bunun Saray’ın şatafatlı salonlarında senaryosu yazılan organize bir iş olduğunu gösteriyor. Burada millet iradesine darbe yapılıyor. Burada 20 Temmuz’da başlayan sivil darbenin Çağlayan Adliyesi’nde devam ettiği görülüyor. Yeni Zekeriya Öz’ler, Çağlayan Adliyesi’nin koridorlarında dolaşıyor” dedi.
Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
‘EKMEK BULAMIYORSA KEYİF ÇAYI İÇSİNLER’ AŞAMASINDAYIZ’
Dün Malatya’da, servis ve minibüs esnafı Erdoğan’a çektikleri sıkıntıları anlattı. Erdoğan önce, ‘tamam dediklerine kabul’ dedi. Biz de ‘vatandaş karşısında ilk defa nedamet getiriyor’ zannettik. Ama esnaf ‘10 aydır işsiziz, eve ekmek götüremiyoruz’ deyince, Saray’ın o meşhur kibri geri döndü. ‘Bu çok abartılı’ deyip vatandaşı susturdu. Esnafa bir çay torbası verip, ‘bu keyif çayı, iç bunu derdini unut’ dedi. Bütün bunları da Malatya’daki Oda Başkanı, hesabından yayınladı. Anlaşılan şimdi de ‘ekmek bulamıyorlarsa, keyif çayı içsinler’ aşamasındayız. Okul servisi deyip geçmeyin… Bu sorun ülke genelinde 200 bin esnafı ve bu servislerde çalışan yaklaşık 400 bin kişiyi ilgilendiriyor. Bu insanlar 6 aydır mağdur. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu servisçi esnafının sorunlarını ve çözümlerini defalarca dile getirdi ama hükümetin aldırdığı yok.
GRİP AŞISI
Tüm dünya ve ülkemiz salgınla boğuşuyor. Sağlık Bakanı; ‘salgın Anadolu’da zirve yaptı, riskli bir yükselişle karşı karşıyayız, son birkaç günde riskin boyutunu aşmış durumdayız’ diyor. Salgının yönetiminde ipin ucu kaçmış durumda… Açıklanan hasta ve vefat sayılarına artık kimse güvenmiyor. Sarayın kibirli adamı ve ortağı salgınla değil, salgınla mücadele eden doktorlarla uğraşıyor. Yüz yüze eğitimde de uzaktan eğitimde de keşmekeş sürüyor. İstanbul’da pandemi toplantısı yapılıyor. Milletin seçtiği Büyükşehir Belediye Başkanı’mız, toplantıya çağrılmıyor. Beş maskeyi millete bedava dağıtamayan hükümet, şimdi grip aşısında da patinaj yapıyor. Grip aşısı bulunamıyor. Sağlık Bakanlığı, ‘dünyada aşı üretiminde sıkıntı var’ diyor. Ne olduğu belirsiz bir risk belirleme sistemiyle, vatandaşlarımıza grip aşısı karneyle dağıtılıyor.
BÜTÇE YASASI
Bu hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bütçe görüşmeleri başlıyor. Hükümetin, TBMM’ye zamanında gönderme özenini göstermediği bütçe, Saray’ın, Saray müteahhitlerinin, faiz lobilerinin yüzünü güldüren, vatandaşa ‘yoklukta sabret’ diyen, askıda ekmekten başka bir şey vadetmeyen bir bütçe… Önümüzdeki yıl faizcilere ödenecek paradaki artış, toplanacak vergilerdeki artışın iki katı olacak. Buna karşılık vatandaşa hizmet için yapılacak harcamalardaki artış, vergilerdeki artışın yarısı olacak… Milletin ödeyeceği vergilerle, faiz lobileri ihya edilecek. Ve gelecek yıl devlet asgari 246 milyar lira daha borçlanacak.
TBMM’ye getirdikleri torba yasada, Konaklama Vergisi’ni bir yıl erteleyip 2022’ye bırakıyorlar. Ama 2021 bütçesinde, 1 milyar TL Konaklama Vergisi’nden gelir yazılmış. Bir karar verin, bu vergiyi 2021’de alacak mısınız, almayacak mısınız? Bu tek adam vesayet rejiminde, Devlet kurumları liyakatsizlik ve öngörüsüzlükle malul edildi. Daha birkaç gün önce getirdikleri OVP’de, ortalama dolar kurunun 6 lira 91 kuruş olması öngörülmüş, bu kurla da milli gelirimizin, 702 milyar dolar olacağı tahmin edilmişti. Bugün, dolar 8 lirayı aştı. Euro ise 10 liraya koşuyor. OVP’ye göre dolar kuru 2023’te 8 lira 2 kuruş olacaktı. Bugün dolar kuru 8 lira 5 kuruşun üzerinde. Hem de gösterge tahvilin faizinin yüzde 14’ü aşmasına rağmen… Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete…
‘YENİ ZEKARİYA ÖZLER, ÇAĞLAYAN’DA DOLAŞIYOR’
Anayasa’nın açık hükmüne rağmen Sarayın hâkimleri, milletvekilimiz Enis Berberoğlu’nun dokunulmazlığını tanımadı, Anayasa’ya aykırı bir şekilde hakkındaki davaları sürdürdüler. Sarayın hâkimleri milletvekilinin hakkını hukukunu gasp ederken, TBMM’nin hukukuna saldırırken, TBMM Başkanı’nın buna sesi çıkmadı. Yargının, milletvekillerini de sarayın vesayeti altına sokmak amacıyla verdiği, yasama organının yetkilerine açıkça tecavüz ettiği kararını okutarak, Meclis’in hukukuna, milletin iradesine sahip çıkamadı. Sonunda Anayasa Mahkemesi, bu hukuk cinayetini görerek oy birliğiyle ‘hak ihlalini durdurun’ diye karar verdi. Ama Anayasamıza göre, Anayasa Mahkemesi kararlarına, doğru yanlış demeden uyması gereken, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi bu karara uymadı. Anayasayı ihlal etti. Anayasayı tağyir, tebdil ve ilga suçunu işledi. Bu yerel mahkemenin kararına karşı bir üst mahkeme olan, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidildi. Bu mahkeme de Anayasa Mahkemesi kararına uymak yerine, milletvekiline akıl verdi, ‘sin külahın görünmesin’ diyerek, Topu Bölge Adliye Mahkemesi’ne atar gibi yaptı. Anayasayı ihlal etti. Bu sıralı hukuk cinayetleri, bunun Saray’ın şatafatlı salonlarında senaryosu yazılan organize bir iş olduğunu gösteriyor. Burada millet iradesine darbe yapılıyor. Burada 20 Temmuz’da başlayan sivil darbenin Çağlayan Adliyesi’nde devam ettiği görülüyor. Yeni Zekeriya Öz’ler, Çağlayan Adliyesi’nin koridorlarında dola��ıyor.
‘DAMADIN DOLAR KURUNDAN HABERİ YOK’
Sosyal medyadan kendi kendini alkışlayan sosyete damadın bundan haberi var mı? Belli ki yok. Zaten dolar kuruna da bakmıyor. 2020’de OVP kur tahmininin tutması için yılın son aylarında doların ortalama 7 lira 34 kuruşa düşmesi gerek. Bu artık hayal… Milli gelirimizin, OVP’de yazıldığı gibi 700 milyar doların üstünde olması da artık hayal. Nereden nereye? 2013’te 1 trilyon dolara yaklaşan milli gelirden 2020’de 600 milyar dolarlara düşen milli gelire… Küresel tahminlere göre, 2021’de artık en büyük 20 ekonomi liginden de düşüyoruz. İlk 20’deki yerimizi, nüfusu neredeyse bizim dörtte birimiz olan Tayvan’a bırakıyoruz.
Artık varsa yoksa yandaşlarına çalışıyorlar. Millete veriyorlar talkını, yandaşları yutuyor salkımı. Bunun son örneği de TBMM’ye getirdikleri bu yasa teklifi… Bu teklifle, Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılması amaçlanıyor. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nda önemli değişiklikler yapıyorlar. Her şeyden önce, Biz, yenilenebilir enerjinin desteklenmesine karşı değiliz. Biz destek diye dolar bazında fiyat garantisi verilmesine karşıyız. Bizim milli paramız Türk lirası, Dolar değil. Bir de bu düzenlemede 2010 sonundaki dolar cinsinden verdikleri fiyatlar üzerinden yeni garanti vermişler. El insaf… O gün 1 buçuk TL olan dolar kuru; şimdi 8 lira oldu. Üstüne üstlük 10 yılda teknoloji değişti, sen hala daha 10 yıl öncenin dolar cinsinden fiyatını veriyorsun.
‘YÜRÜYÜŞ HAKKI ÖSO BAYRAKLI SURİYELİLERE TANINIYOR’
Tek adam vesayet rejimi elinde her alanda olduğu gibi dış politikada da kurucu ayarlarımızdan koptuk. İhvan hayallerine takıldılar, ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesinden uzaklaştılar. Bunun neticesinde elimizde kala kala yaklaşık 5 milyon Suriyeli, onlara bakmak için harcadığımız 50 milyar dolarlık koca bir fatura kaldı. Ve şimdi o Suriyeliler, İzmir’den, İstanbul’a kadar, ellerinde ÖSO bayraklarıyla, meydanlarda gösteri yapar hale geldi. Bu ülkede Somalı madencilere, çiftçilere, baro başkanlarına tanınmayan yürüyüş hakkı, ÖSO bayraklı Suriyelilere tanınıyor.
Suudi Arabistan, Türk ürünlerine boykot çağrısı yapıyor. Tarihi bağlarımız olan pek çok Kuzey Afrika ülkesi Suudi Arabistan’ın ardına takılıyor. Ama bu boykota karşı, Saray sözcüleri ‘gülüp geçiyoruz’ demekle yetiniyor. Bu, gülüp geçilecek bir iş değil. İhracatçı üreticiler, tesislerini yurtdışına kaydırmayı düşünüyor. Boykotu durdurmak için, hiçbir planları yok. Ne yazık ki yaşadığımız devlet krizi, dış politikamıza da sirayet etti. Dış politika bir devlet politikasıdır. Bu nedenle profesyonel bir bürokrasi eliyle yürütülür. Ama bugün bizim Dışişleri Bakanlığı’nın adı var, kendi yok. Büyükelçiliklerimiz mütekait AK Parti vekilleriyle doldu. Yolsuzluktan aklanmamış eski bakanlar şimdi büyükelçi yapıldı. Bugün, dış politikamız, AK Parti İl Kongrelerinde, iç siyasete malzeme yapılıyor.
21 SORUDA FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI
Partimizin bastırdığı ‘21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı’ kitapçığına yasak getirildi. Yasak yetmedi, tıpkı 12 Eylül darbecilerinin yaptığı gibi kitapçık hakkında el konma ve toplatılma kararı çıkarıldı Ülkemiz hızla bir Fahrenheit 451 filmine dönüyor. Yangını söndürmekle görevli itfaiyeciler kitap yakıyor. Ama milletimiz sizin niyetinizi artık çok iyi görüyor. Türkiye’de FETÖ’nün siyasi ayağının kim olduğunu, herkes gayet iyi biliyor… Yani kitapçıkta Allah’ın ve kullarının bildiğinden başka bir şey yok. Bu kitapçığın birilerini çok rahatsız ettiği belli… Kitapçığın yasaklanması ve toplatılması ana muhalefet partisinin siyasi faaliyetine yargının ağır bir müdahalesidir. Biz bu müdahaleyi kabul etmiyoruz.
Öztrak’ın basın mensuplarının sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
(Kılıçdaroğlu’nun muhtarlara bütçe verilmesini istemesi) Muhtarların partisi yok. Muhtarlar, bu ülkede seçimle gelen en dar alanı kapsayan birimler. Halka en yakın olan birimler. Muhtarlara bu çerçevede destek verilmesi, milletin derdinin belediyelere taşınmasına imkan verecektir. Bundan önceki seçimlerde ‘emeklilere ikramiye verin’ dediğimizde ‘kaynak nerede’ diye sormuşlardı. Genel Başkanımız kaynağın nerede olduğunu gösterdi. Muhtarlarımız gerçekten hizmet veriyorlar, gerekli desteğin verilmesi lazım.
(AKP’li Çamlıdere Belediye Başkanı’nın torpil iddiası) Herkesin bildiğini artık AK Parti’nin kendi evlatları da söylemeye başladı. Bu ülkenin gençlerini liyakate inanmadığını yapılan son anketlerde görüyoruz. AK Parti’nin yöneticileri de söylemeye başladı. Memlekette liyakat diye bir şey kalmadı, hep sadakat hep torpil.
(Rusya’nın muhalifleri vurması) İdlib’te suların ısınmaya başladığını görüyoruz. Suriye ordusu ile bizim ordumuzun karşı karşıya gelme riski var. Son derece dikkatli olmakta fayda var. Tüm dünya Suriye yönetimi ile görüşmeye başladı. Bizim de konuşmaya başlamamız, birtakım olayların tekerrür etmesini önlemek gerekiyor.
(Eski AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın cumhurbaşkanı adayı olacağı iddiaları) Bu tartışmaların ciddiyetle uzaktan yakından alakası yoktur.
(CHP Berberoğlu için Şentop ile görüşecek mi?) Meclis’teki arkadaşlarımız gerektiği zaman gerektiği şartlarda görüşmeleri yapıyorlar. Bu Enis Berberoğlu meselesi değil, milletvekilinin hakkı meselesidir. Bu durumda TBMM Başkanı’nın da dikkatli olması gerekir.
(CHP’li Gürsel Tekin oy kaybettiğini söylemesi) Partimizin üyelerinin, milletvekillerinin kamuoyu önünde partimizi eleştirmelerini, partimiz iktidara yürürken doğru bulmam. Bu eleştirilerin yapılacağı yerler tüzüğümüzde vardır. Her hafta kapalı toplanıyoruz.
(istihdam Paketi’ndeki esnek çalışma, kaçak işçi çalıştırana af getirmesi) İşçinin kazanılmış haklarını ilgilendiren, bunların gaspına yol açacak her konunun karşısındayız. Bütün dünya, son pandemi sürecinde çalışanlarını rahatlatmaya çalışırken, burada kazanılmış haklara göz dikmesini anlamak mümkün değildir.
(Orman Bakanlığı’nın israfla önleme projesine 4 milyon lira harcanması) Gıda israfı önlenmişe benziyor mu? Gıda israfını bırakın güvenliği hakkında bile ciddi sorunlar var. Milletimiz ucuza gıdaya ulaşamıyor. Ülkenin un, gıda ihtiyacı ithalatla karşılanır hale geldi. Besici, sütçü ineğini besleyemiyor. İnekler kasaba gitme tehlikesi ile karşı karşıya.
(18 yılda devletin borcunun yediye katlanması) İktidar, iş başına geldiğinden bu yana büyüme stratejisini ekonomiyi şişirmeye dayadı. Dışarısı ne zaman ‘ucuza para vermeyeceğim’ demeye başladı, krize girdi. Bu hükümet bu paraları döviz kazandıracak, borçları ödeme imkanı verecek projelere yatırmadı. Betona yatırdı. Türkiye, şu an bir döviz krizi yaşıyor. İnşallah borç krizine dönüşmemesi için tedbir alırlar.