CHP PM Üyesi Müslim Sarı: Altılı Masa’da rekabet ve iş birliği içinde hassas bir süreç yürütülüyor
CHP Parti Meclisi Üyesi Müslim Sarı Altılı Masa’da farklı siyasal geleneklerden gelen partilerin bir arada olduğunu hatırlatarak “Dolayısıyla bizim mutabakat zeminlerimiz parlamenter sistemle başlayan derinleşerek devam eden bir zemin. Yüzde yüz mutabakata ulaşmadığımızda da rekabet alanlarımız olacak. Biz ayrı partileriz en nihayetinde iş birliği alanlarımız kadar rekabet alanlarımız da var. Altılı Masa’da rekabet ve iş birliği içinde hassas bir süreç yürütülüyor” dedi.
CHP Parti Meclisi Üyesi ve İkinci Yüzyıl Enstitüsü Vakfı Başkanı Müslim Sarı, KRT ekranlarında Çiğdem Akdemir’in sunumuyla yayınlana Söz Meclisi programının konuğu oldu. Türkiye siyasi gündeminin değerlendirildiği programda “Muhalefetin Kazanma Stratejisi Ne?” sorusu da masaya yatırıldı.
DEVA Partisi’nin ev sahipliğinde 14 Kasım’da yapılan Altılı Masa toplantısı ve gözlerin çevrildiği 28 Kasım’daki toplantıdan beklentilerin konuşulduğu programda söz alan CHP Parti Meclisi Üyesi Müslim Sarı, Altılı Masa’nın yapısı ve ittifak konuları üzene değerlendirmelerde bulundu.
“Cumhurbaşkanı adayı meselesi Altılı Masa’nın en son konuşacağı konulardan”
Altılı Masa’da farklı siyasal geleneklerden gelen partilerin bir arada olduğunu hatırlatan Müslim Sarı, “Şimdi Altılı Masa henüz bir ittifak üretmiş değil, ittifak ve cumhurbaşkanı adayı meselesi Altılı Masa’nın yol haritasında en son konuşacağı konulardan.
Altılı Masa öncelikle kendi yol haritalarını ve Altılı Masa’nın oturduğu zemini derinleştirecek işler yapıyor. Zor işler bunlar ama buranın tutkalı.
Yani birbirinden farklı siyasal geleneklerden gelen partilerin hangi zeminde ortaklaştığına ilişkin tutkallar üretme zorunluluğumuz var bizim.
Dolayısıyla bunlar 2022’nin şubat ayından hatta daha öncesinden beri yürütülen süreçlerin temel konusu. Bu süreç bir yandan devam ediyor ve birkaç aya kadar devam edecek gibi görünüyor” dedi.
“Altılı Masa içinde farklı ittifaklar da çıkabilir”
Altılı Masa içinden ya da dışından bir ya da birkaç tane ittifak çıkabileceğine işaret eden Sarı, “Altılı Masa içinden hem de ortak listeler bakımından şehirler bazında ayrı ayrı iş birlikleri yapılabilir. Mesela Anadolu’yu , doğu illerini ve Karadeniz’i dolaştığımda da görüyorum. İl bazlı iş birlikleri yapılabilir.
Her ilin kendine göre koşulları var, her ilin kendine özgü durumları var ve bu ilin kendine özgü durumlarına ilişkin bazı partiler bazı illerde daha iyi, bazı partiler daha kötü bazı partilere antipatiler var bazı partilere sempatiler var.
Orada yerel liderlikler var. Mesela bir partiden çok önemli biri var ve onun kendi potansiyeli var. Bunların hepsinin değerlendirildiği zaman il bazlı iş birlikleri yapılabilir” diye konuştu.
“Çıtayı çok yükseklere koyarsak hayal kırıklıkları oluşabilir”
“Altılı Masa en nihayetinde 6 tane farklı siyasal parti yani bizim her konuda uzlaşmamız ve her konuda heyecan verici vaatler üretmemiz de beklenmemeli. Öyle çıtayı çok yüksek yerlere koyarsak hayal kırıklıkları oluşabilir.” diyen Sarı,
“Neticede CHP’nin dış politikada Gelecek Partisi’yle Deva Partisi’yle yüzde yüz uzlaşması beklenmemeli. Bu asgari müşterekte bir araya gelen bir çatı ve çalışma grubu. Bu asgari müştereklerin yol haritasını üretiyoruz.
En nihayetinde çarşıya pazara indiğimde seçim zaman Altılı Masa’yla bir ittifak yapmış olsak dahi kendi partime oy isteyeceğim, Deva Partisine oy istemeyeceğim. Deva Partisi de kendi partisine oy isteyecek.
İttifakın içinde iş birlikleri kadar rekabet unsurları da olacaktır. Bizim yüzde yüz her konuda uyum sağlayacağımız her konuda bütün politik düzlemlerde birlikte hareket edeceğimiz bir mutabakat da beklenmemeli.” ifadelerini kullandı.
“Rekabet ve iş birliği içinde hassas bir süreç yürütülüyor”
Altılı Masa’da rekabet ve iş birliği içerisinde, çok hassas bir dengede bir süreç yürütüldüğünü kaydeden Sarı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yani mutabakat içinde olduğumuz konular aslında temel konular. Biz diyoruz ki; cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yerine güçlendirilmiş çoğulcu bir parlamenter sistem getireceğiz.
Bu bizim ışığımız, fenerimiz ve başlangıç noktamız ama bu mesela bu hukuk sistemi içinde bile olmuş bitmiş bir şey değil.
Biz buna uygun bir hukuk sistemi inşa etmek zorundayız. Aynı zamanda çağdaş modern bir ekonomik model üretmek zorundayız. Dünyanın yeni dış politika paradigmaları içinden bakan yeni bir dış politika hattı üretmek zorundayız, toplumsal barışla ilgili çok önemli şeyler üretmek zorundayız.
Dolayısıyla bizim mutabakat zeminlerimiz parlamenter sistemle başlayan derinleşerek devam eden bir zemin. Yüzde yüz mutabakata ulaşmadığımızda da rekabet alanlarımız olacak. Biz ayrı partileriz en nihayetinde iş birliği alanlarımız kadar rekabet alanlarımız da var.
Buradaki bazı partiler, aynı siyasal geleceğin zemini içinde. O siyasal partilerin de kendi aralarında rekabet var. Rekabet ve iş birliği içerisinde çok hassas bir dengede götürülen bir süreç bu. O yüzden zor ama çok mesafe kat ettiğimiz ve Türkiye’nin gerçekten demokrasi kültürüne armağan ettiğimiz bir şey bu.”