CHP Eyüpsultan İlçesi Gençlik Kolu Başkanı Elif Göksu: MESEM çocukların işçileştirildiği, yasalarla sömürüldüğü bir AKP projesi!’

Example HTML page

CHP Gençlik Kolları, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) uygulamasına tepki göstermek ve MESEM’i protesto ettiği için tutuklanan TİP üyesi 17 genç ile dayanışmak için 81 ilde eylem yaptı. 

Alibeyköy Metro ve Tramvay durağında toplanan CHP Eyüpsultan Gençlik kollu Başkanı Elif Göksu ve yönetim kurulu üyeleri burada basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya CHP Meclis Üyesi Cafer Parlak, CHP Eyüpsultan İlçe Başkan Yardımcıları Devrim Hasar, Musa Çertel, Bahri Altınsoy, Yusuf Harmancı‘da katıldı,

MESEM’de hayatını kaybedenlerin isimleri okunduğu ortak basın metnini okuyan CHP Eyüpsultan Gençlik Kollu Başkanı Elif Göksu, “Bugün sesi kısılanlara ses olmak için, sözü yarıda kesilenlerin bıraktıkları yerden sözlerini sürdürebilmek için ülkemizin dört bir yanında meydanlardayız. Bizler CHP Gençliği olarak bu ülkenin vicdanlı evlatlarıyız. Zalimliğe susamayız. Sömürüye susamayız dedi.

Artan çocuk ölümleri, suça sürüklenen çocuklar, işsiz gençler, madde bağımlılığı, sonu gelmez depresyonlar ve intihar eden gençler… Bunların hiçbiri kendiliğinden olmuyor. Yaşadığımız tüm bu kötülük bir kara düzenin sonucudur. Bu kara düzenin bugünkü görüntüsü ise MESEM’lerdir” AKP İktidarıdır. ifadelerini kullandı.

Başkan Elif Göksu Konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“OKULDA OLMASI GEREKEN ÇOCUKLARIN UCUZ İŞ GÜCÜ YAPILDIĞI BİR DÜZEN”

Sadece bu yılın kasım ayına dek 83 çocuğumuzu hayattan koparan karanlık bir gerçeği haykırmak için burada, bir aradayız.

Medeniyetten, kurucu değerlerimizden, çağdaş bir Cumhuriyet tarifinden uzaklaşan uygulamalar, müfredatlar, iş birlikleri ve projelerle eğitim sistemimizdeki nitelik yarasını her geçen yıl derinleştiren AKP iktidarı, attığı her adımla sömürü sistemini kurumsallaştırmaya devam ediyor.

İşçi sömürülüyor, emekçi sömürülüyor, liyakat sahibi gençler sömürülüyor, toprağımız, kaynaklarımız, geleceğimiz sömürülüyor.

Ve artık çocuklarımız da, ne yazık ki bu sömürü sisteminin bir parçası haline getiriliyor.

2002-2023 yılları arasında, 931 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

Temelinde yoksulluk ve denetimsizlik yatan bu acı gerçeğe karşı mücadele etmek bir yana, AKP iktidarı çocuk işçiliğini kurumsallaştırmayı, deyim yerindeyse “kılıfına uydurmayı” seçti.

Yoksulluk girdabıyla boğuşan çocukları, aileleri, devlet eliyle patronların sömürü sistemine; geleceklerini çalacak üretim bantlarına iten AKP iktidarı, MESEM 2016 yılında hayata geçirdi.

Projeye kaydolan çocuklar, haftanın sadece bir günü okula giderken; kalan dört günde atölyelere, fabrikalara, şantiyelere gönderiliyorlar.

9-10 ve 11. Sınıfa giden çocuklar asgari ücretin %30’unu alırken; 12. Sınıflar asgari yarısını alıyorlar. Maaşları ve sigortaları da devlet tarafından karşılanıyor.

Yapılan araştırmaya göre katılımcılarının %60’ının yoksulluk sebebiyle kaydolduğu MESEM projesi, çocuklar üzerinden ucuz iş gücü üretirken; çocuk işçiliği yasalar eliyle güvence altına alınıyor. Patronun cebinden bir kuruş para çıkmazken, olan çocuklarımıza oluyor.

Küçücük çocuklar ağır şartlarda, patronların elinin altında, denetimden ve standarttan yoksun bir şekilde sömürülüyorlar. 

Üstelik sadece emekleri ve bedenleri değil, eğitim hakları da sömürülüyor. Çocuklar örgün öğretimden mahrum kalıyor, lise eğitimi görmeleri gereken yaşlarda çalışmaya zorlanıyor.

Devlet, yasal kılıf bularak patronlara maaliyetsiz işçi sunuyor. Fatura ise eğitim hakkının gaspıyla, yoksul çocuklar tarafından ödeniyor.

Liseli öğrencileri hedef alan bu sömürü projesi, Zanaat Okulları adı altında ortaokul seviyesine de çekilmeye çalışılıyor. 

Yoksulluk batağına terk edilen sayısız ailenin çocukları, yine devlet eliyle erken yaşta alışmaya itiliyor.

İş kazaları ve güvenlik zaafiyetleri sebebiyle her gün başka bir emekçinin kötü haberine uyanıyorken; bu düzene bir de çocuklar entegre ediliyor. Bu düzen, sadece bir yılda iş yerinde can veren 83 çocuğumuzun canına mal olmuştur. Bu yalnızca bir sayı, bir istatistik değil; aileleri tarafından nice emeklerle büyütülen, gözü gibi sakınılan 83 farklı can, 83 gelecek, 83 yürek yarasıdır.

Hurda sarma makinasının altında kalarak can veren 17 yaşındaki MESEM öğrencisi Yağız Yıldız’ın, çalıştığı asansör firmasında öldürülen 16 yaşındaki MESEM öğrencisi Alperen Uygun’un ve henüz günler önce iş yerinde çıkan yangında can veren 3 çocuk işçinin kaderini paylaşan yüzlerce çocuğun sesi olacağız.

Dil altından çocuk işçiliğini öven, sistematik bir şekilde yürütülen çocuk sömürüsünü gururla anlatan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i protesto eden Türkiye İşçi Partisi’nden arkadaşlarımız ne yazık ki tutuklandılar.

Savunmaları dahi dinlenmeden, 83 çocuğun canını alan bu düzenin sorumlularından hesap sordukları için zindana gönderildiler.

Çocuklar ölürken susan, sömürülen küçücük bedenleri görmeyen, duymayan devlet; protesto hakkını kullanan genç arkadaşlarımız için yıldırım hızıyla devreye girdi.

Her şeye yetkili, hiçbir şeyden sorumlu iktidar sahipleri faturayı yine çocuklara, gençlere, bu çocukların katili kim diyenlere kesti.

“TİP’LE DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ”

TİP’li arkadaşlarımızın yanındayız. Öldürülen çocukların kanı kimin elindeyse karşılarında dikilmeye devam edeceğiz. 16 arkadaşımızın derhal serbestbırakılmaları için çağrımızı yineliyoruz. O zindanları doldurması gerekenler, hesap soran genç arkadaşlarımız değil; her yıl onlarca çocuğun ölümüne sebep olan düzenin paydaşlarıdır.

CHP İstanbul Gençlik Kolları olarak, başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere iktidarın tüm paydaşlarına çağrımız nettir:

1. Başta MESEM olmak üzere çocuk işçiliğini teşvik eden tüm uygulamalar ve protokoller derhal kaldırılmalıdır.

2. Mesleki eğitim 18 yaş sonrasına taşınmalı; çocuklar işyerlerine değil okullara gönderilmelidir.

3. Eğitim ücretsiz, nitelikli ve bilimsel olmalıdır. Eğitimde fırsat eşitliği yasalarla güvence altına alınmalıdır.

4. Cemaat ve vakıf görünümlü yapıların eğitim alanındaki etkinliği, bu yapılarla hayata geçirilen protokoller son bulmalıdır. Laik, bilimsel ve ilerici eğitim güçlendirilmelidir.

5. Kamu kaynakları patronlara değil; çocukların eşit, nitelikli eğitimine ve geleceğine aktarılmalıdır.

Eğitim sistemimizdeki bu derin yaraların mucidi, sahibi, hamisi bellidir.

‘’ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ SÖMÜRÜ ÇARKINI KIRACAĞIZ’’

İktidar ve sermaye arasındaki kirli ilişkiler daha fazla çocuğun canını, daha fazla işçinin emeğini, daha fazla insanın geleceğini çalmadan bu düzeni değiştirecek; bu kara bulutları tarihin utanç köşesine göndereceğiz.

Emeğin, insanca yaşamın, fırsat eşitliğinin her alanda hüküm sürdüğü bir geleceği kuracağız.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu hedefi yalnızca siyasi bir görev değil, bizlerden koparılan sayısız kardeşimize karşı bir sorumluluk, vicdani bir borç olarak görüyoruz.

Büyümesine izin verilmeyen, tebessümü çalınan çocukların hesabını soracağız.

Çocukların yakasını mafyanın, patronun, iktidarın sömürgeci elinden kurtaracağız. 

Basın açıklamamıza katılan tüm örgütümüze, halkımıza ve basın emekçilerimize teşekkür ederiz dedi.

CHP Eyüpsultan Gençlik Kollu İlçe Başkanlığı

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir