CHP İBB Adayı Ekrem İmamoğlu;Vijdan ve Adalete dayalı bir İstanbul için projelerini açıkladı

CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, vaatlerini açıkladı.

CHP İstanbul İl Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu için tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile çok sayıda parti yöneticisi ve milletvekillerinin de katıldığı tanıtım toplantısı Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. Toplantıda İmamoğlu, İstanbul için vaatlerini açıkladı. Toplantı için çok sayıda partili sabah 09.30 itibari ile salona gelmeye başladı.

Tanıtım toplantısının yapılacağı salonda son hazırlıklar 10.20 sıralarında tamamlandı. Toplantı, İmamoğlu’nun hayatını anlatan belgeselin gösterimiyle başladı. Toplantının açılış konuşmasını CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yaptı. Ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye geldi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle;

İstanbul’u yönetmek için bilgiye, birikime ve deneyime ihtiyaç var. Bu 3 özellik de Ekrem İmamoğlu’nda olduğu için onu aday gösterdik.

Yönetenlerin biz sana ihanet ettik dediği şehirdir İstanbul. Bunu onlara İstanbul itiraf ettiriyor. İstanbul, ihanet edilmemesi gereken bir kenttir, korunması gereken bir kenttir. Doğasıyla, deniziyle, ormanlarıyla…

“İNSANLAR HAYATLARININ ÖNEMLİ BİR KISMINI YOLLARDA GEÇİRMEMELİ”

İnsanlar hayatlarının önemli bir kısmını yollarda değil çalıştıkları mekanlarda geçirmeliler. Sohbet etmeliler, hangi projeleri üretmeleri gerektiğini masaya yatırmalıdırlar. Hayatınızın önemli bir bölümünü trafikte geçirirseniz bunların gerçekleşme şansı yoktur.

“ÖRNEK BEYLİKDÜZÜ”

İstanbul dünyadaki ender kentlerden birisidir. İstanbul sıradan bir kent değil. Yönetecek kişinin kentli ile kavga etmemesi değil, bütün kenti kucaklaması lazım. Ekrem İmamoğlu kardeşimiz böyle bir yapıya ve karaktere sahip. Örnek: Beylikdüzü. İstanbul’u seven ve İstanbul için çaba harcayan arkadaşımız.

Hangi para ile yapacaksınız diye soranlara şunu söylemek istiyorum. Eğer kul hakkı yemezseniz İstanbul’un sermayesi vardır. Dolayısıyla bunu Ekrem İmamoğlu arkadaşımız büyük bir yetkinlikle yerine getirecektir. Üreten ve istihdam yaratan bir belediyecilik.

“BÜTÜN İSTANBUL’U KAYMAK TABAKA YAPSANA”

Kadıköy’ü, Sarıyer’i, Beşiktaş’ı ‘kaymak tabaka’ diye eleştirirler. İyi de kardeşim 20-25 yıldır İstanbul’u yönetiyorsun, bütün İstanbul’u kaymak tabaka yapsana. Bütün İstanbul’u yaşanabilir bir kent haline getirmek İmamoğlu’nun sorumluluğundadır. O yapacaktır göreceksiniz. Bütün belediye başkanlarımdan iki şey istiyorum. Bir, yoksul mahallelere pozitif ayrımcılık; iki, harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz.

EKREM İMAMOĞLU: TARİHİ BİR YOLCULUĞA ÇIKIYORUZ

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından sonra Ekrem İmamoğlu kürsüye geldi. İmamoğlu’nun konuşmasının tamamı şöyle:

Saygıdeger Genel Başkanım,

Degerli Misafirler

Çok Sevgili İstanbullular…

Hepiniz hoş geldiniz…

Buradan, bu salondan bizi ekranlarının başında izleyen en küçüğünden en büyüğüne
tüm İstanbullulara sevgilerimi, saygılarımı yolluyorum.

Yine, Türkiye’nin dört bir yanındaki yurttaşlarımıza derin saygılarımı yolluyorum.
Bugün tarihi bir gün. Çünkü bugün burada tarihi bir yolculuğa başlıyoruz. Bu tarihi
yolculuğun sonunda birlikte zafere ulasacağız. Bu yolculugun sonunda kazanan
İstanbul ve tüm hemşehrilerimiz olacak.

Beni bu onurlu göreve layık gören tüm Cumhuriyet Halk Partililere, İstanbul İl
Örgütüne, Istanbul’daki Ilçe Örgütlerine, Ilçe Belediye Başkanlarına, partimin
yöneticilerine ve Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroglu’na en içten şükranlarımı
sunarım.

Benzer şekilde bana büyük destek veren büyük aileme, eksiksiz tüm Beylikdüzü
halkına, benim güzel hemşehrilerime en içten şükranlarımı sunmak istiyorum.

Değerli konuklar,

Müsaade ederseniz, konuşmamın bundan sonraki bölümünde sadece sizlere değil,
tüm İstanbullulara seslenmek istiyorum.

Değerli İstanbullular, kıymetli hemşehrilerim,

Bundan tam 94 gün sonra oy kabinine girecek, perdeyi çekecek ve İstanbul’un bir
sonraki büyüksehir belediye başkanını seçme şansına sahip olacaksınız. O gün
kendinize üç basit soru soracaksınız:

Bu şehri gerçekten kim daha iyi yönetebilir?

Bu şehir daha iyi nasıl yönetilir?

Bu şehir nereden yönetilsin?

Sevgili İstanbullular,

İste bundan tam 94 gün sonra yapılacak olan yerel seçimlerin ana eksenini
belirleyecek olan sorular bunlardır. Bu üç basit soruya sizlerin vereceği cevap,
sadece kendinizin değil; çocuklarınızın, büyüklerinizin, akrabalarınızın,
arkadaşlarınızın, meslektaşlarınızın ve şehirde yasayan tanıyıp tanımadığınız
herkesin kaderini belirleyecek.



“BU ŞEHİR GENÇ, DİNAMİK, YENİ NESİL BİR YÖNETİCİ TARAFINDAN YÖNETİLEBİLİR”

Ben İstanbul Büyüksehir Belediye Baskanlığına adayım. Çünkü, bu kentin geleceği
için degişim zamanının geldiğini ben de herkes gibi görüyorum. İstanbul için yeni bir
sayfa açmanın zamanının geldiğini de biliyorum.

Bu muhteşem kentte hayat, epeyce bir süredir akıl, sağduyu ve uzlaşmayı reddeden
bir yönetim anlayışıyla tam bir kaosa çevrildi. Bu kent, içinde yaşayanların hayat
kalitesini mahveden bir kabusa dönüştürüldü.

Doğası tahrip edildi. Kaynakları hoyratça yağmalandı. İnsanları kapalı mekanlara
hapsedildi. Ayrıştırıldı, kutuplaştırıldı.

İstanbul böyle devam edemez. Böyle yönetilemez. İstanbul bu yolla bir dünya kenti
olamaz. İstanbul bu yolla asla mutlu olamaz.

İstanbul 16 milyona yaklaşan nüfusuyla dünyanın en kalabalık 15. kenti. Gayrisafi
Milli Hasılamızın neredeyse dörtte birini, ülkede toplanan vergilerin yüzde kırkını
üretiyor. İstanbul, Türkiye ekonomisinin motor gücü. Istanbul durursa, Türkiye durur.
Bu şehre kimi metropol diyor, kimi mega kent… Ama İstanbul bunların hiçbiri değil.
İstanbul bir kentsel bölge. Tek odaklı değil, çok odaklı bir kentsel bölge… Bir havza…
Avrupa’daki pek çok ülkeden büyük… İstanbul tek basına bağımsız bir ülke olsaydı,
dünyanın ilk 25-30 büyük ekonomisi arasında yerini alırdı.

Bu yüzden, İstanbul Ankara’dan yönetilemez; yönetilemiyor!

Istanbul, iradesi bağlı yöneticiler tarafından yönetilemez; yönetilemiyor!

İstanbul eski model yöneticiler tarafından yönetilemez; yönetilemiyor!

İstanbul günü birlik yönetilemez, yönetilemiyor!

Bu şehir ancak, genç, dinamik, yeni nesil bir yönetici tarafından yönetilebilir.
Ben İstanbul’u yeniden küresel iddia sahibi bir marka kent haline getirmek için
adayım. İstanbulluların mutlu ve özgür olmaları için adayım.

İstanbul’un ekonomisini büyütmek, iş olanakları yaratmak ve gençlerin yeniden
umudu haline getirmek için adayım. İstanbul’u yaşanılır bir çevreye kavusturmak,
dünyanın yetenekli insanlarını ve kalıcı yatırımları çekecek bir cazibe merkezi
yapmak için adayım.

Ben, cesaretimi bu kentin insanlarından alıyorum. O insanların, iyiye, güzele
duyduğu ihtiyaçtan alıyorum. Başarıyı görünce verdigi sonsuz destekten alıyorum.
Ben bu şehrin insanlarına, siz degerli İstanbullulara inanıyorum. Sizlere, gençlere,
kadınlara, emekçilere, esnafa, iş insanlarına, her yastan, her kökenden, her hayat
tarzından hemşehrilerime; en çok da bu şehrin o güzel çocuklarına inanıyorum…
Sandık başına gitmekten vazgeçmiş, ne yapsam olmuyor diyen, umutsuzluğa
kapılmış tüm hemşehrilerime buradan seslenmek istiyorum. Yok öyle sey! Birlikte
çalısacağız ve birlikte kazanacağız. Zafer hepimizin olacak, basaracağız.

Ben İstanbul gibi devasa bir kenti yönetmeye talipsem, hem de “İstanbul’u
herkesten daha iyi ben yönetirim.” diye iddiamı yüreklice ortaya koyuyorsam,
bunun nedeni benim etrafımda kendiliğinden oluşan ve her geçen gün çığ gibi
büyümekte olan büyük İstanbul Ittifakıdır… Her siyasi görüşten insanın bir araya
geldiği İstanbul İttifakıdır.



“‘ALLAH SENDEN RAZI OLSUN’ DESİNLER DİYE ADAYIM”

İste tüm bu insanların bana ve yaptıklarıma değer vermelerinden, sonsuz
desteklerinden geliyor bu cesaretim… Annemden, babamdan, eşimden,
çocuklarımdan, akrabalarımdan, çocukluk arkadaşlarımdan, siz dava
arkadaşlarımdan, yol arkadasşlarımdan geliyor bu cesaret…

Degerli İstanbullular,

Ben, bu kentin ömrü yollarda geçen çileli insanları, 5 yıl sonra karşıma çıksınlar ve
“Trafikte sayende insan olduğumu hissettim.” desinler diye adayım.

Bu kentin sahipsizleri, işsizleri, düşük gelirlileri, esnafları, gençleri, kadınları,
erkekleri, çocukları, emeklileri 5 yıl sonra karşıma çıksınlar ve “Belediyemden hizmet
alırken, kreşe çocuğumuzu verirken, haklarımızı kullanırken insan olduğumuzu
hissettik. Allah senden razı olsun.” desinler diye adayım.

Ben bunu İstanbul’un en güzel ilçelerinden birinde başardım. Sadece 5 yılda,
insanların bunu dediğine binlerce kez şahit oldum.

SOMUT HEDEFLERİNİ AÇIKLADI

İşte ben bunu tüm İstanbul’da yine başarmak için adayım. Benim için bundan büyük
bir mutluluk, bundan büyük bir onur yok… Benim için halka hizmet etmek, Hakka
hizmet etmek demek, hatta ibadet demek…

Peki bunu nasıl başaracağım? Planlarım projelerim, vaatlerim neler?

Yine böyle bir araya geleceğiz ve sizlere kapsamlı projelerimi ve o projeleri nasıl
yapacağımı tek tek detaylarıyla anlatacağım.

İstanbul’la ilgili 5 büyük hedefimi, plan ve projelerimi uzun uzun sizlere
anlatacagım.

Evet, 5 büyük somut hedefim var:

1. İstanbul’un ulaşım ve trafik sorununu çözmek.

2. İstanbul’daki kent yoksulluğu ile mücadele etmek ve pahalı yaşamı ucuzlatmak.

3. İstanbul’da doğru kentsel planlama ile çevre, imar ve deprem sorunlarını çözmek.

4. İstanbul’un işsizlik sorununu çözmek, yeni ekonomi ve yaratıcı endüstriler için
İstanbul’u bir çekim merkezine dönüştürmek.

5. İstanbul’un yasam kalitesini yükseltmek, kültür, sanat ve spor faaliyetlerini,
İstanbul’un tamamına yaymak.

Peki bunları nasıl yapacağım?

5 Temel yönetim anlayısıyla…

• Her şeyden önce bir Kent Anayasası’yla… Toplumsal uzlasmayla yazacağımız yeni
bir mutabakat belgesiyle.

• Kente özen ve insana saygıyla.

• Demokratik katılım ve ortak akılla.

• Sürdürülebilirlik ve inovasyonla.

• Yaşam kalitesi önceliği ile.



“İSTANBUL ANKARA’DAN YÖNETİLEMEZ”

Kıymetli konuklar, Sevgili Istanbul,

Belediyecilik, “İnsanı mutlu etme zanaatıdır.” Bu zanaatın erbabıysanız, her
ölçekteki kentlerde insanları mutlu etmeyi kesinlikle başarırsınız.
Şimdi size tek tek yönetim felsefemizi anlatacağım.

• Neden Kent Anayasası diyoruz?

İstanbul yolunu ve yörüngesini yitirdi. Hikayesini yitirdi.

İstanbul’un su anda bir yol haritası yok. İstanbul nereye gittiğini bilmiyor.

Gecekonduların içinde gökdelenler yükseliyor.

Kenti bu hale getirenler bile pişman ve pişmanlıklarını dile getiriyorlar.
Kente ihanet ettik diyorlar.

Nüfusun nereye gideceğini kimse tahmin bile edemiyor. Oysa değerli dostlar, bizim
2050’de bile geçerli olabilecek bir vizyona ihtiyacımız var.

Bu yüzden Kent Anayasası diyoruz.

Kente ihanet edilmesin, uzun vadeli stratejik kararlar, ortak akılla ve mutabakatla
alınsın istiyoruz.

Dediğim dedik olunmasın, kentin ortak iradesi her şeyin üstünde olsun istiyoruz.
İstanbul’un 2050 hedefini bilelim, 2050 yılına çocuklarımızı, gençlerimizi
hazırlayalım.

İste bu yüzden Istanbul, Ankara’dan yönetilemez diyorum.

• Neden kente özen ve insana saygı diyoruz?

İstanbul gibi, tarihiyle, cografyasıyla, kültürüyle, ekonomisiyle bir dünya kentini
yönetmek her seyden çok, özenli olmayı gerektirir.

İnsana deger veren, ayrımcılık yapmaksızın, tüm İstanbullulara aynı ölçüde özen
gösteren bir yönetim olursa, bu kentin insanları kendilerini degerli birer yurttaş gibi
hisseder…

Ben demeyen, biz diyebilen, hepimiz diyebilen bir anlayıs yönetime hakim olursa her
birimiz kendimizi bu kentin sahibi olarak hissedebiliriz.



“SOSYA ADALETİ SAĞLAMAK İÇİN ADAYIM”

Dostlarım, ailelere destek vermeyi vadediyorum. Çocuklarımızı, gençlerimizi,

üniversitelileri desteklemeyi vaat ediyorum. Engellilere ve yaslılara sefkat elimizi
uzatmayı, yoksul ve yoksun insanlarımıza saygı göstermeyi vaat ediyorum.
Dostlarım, sosyal adaleti saglamak için, kentte yasayan herkese adil fırsat sunmak
için Istanbul Büyüksehir Belediye Baskanlıgına adayım.

• Neden demokratik katılım ve ortak akıl diyoruz?

Demokrat bir yönetim için ne yaptıgınız kadar, nasıl yaptıgınız da önemlidir. Bir
kente ve kentin insanlarına neyin yapılacagı tepeden inmeci bir sekilde
dayatılıyorsa, o kent yönetiminde demokrasi yoktur.

Biz Istanbul’a demokratik katılımcı, ortak aklı temel felsefe kabul eden ve yeni nesil
bir belediyecilik vaat ediyoruz.

21. yüzyıl yerel yönetim anlayısını sehrimizle bulusturmak istiyoruz.

Istanbul’un toplumsal ve kültürel çesitliligini, rengarenk canlılıgını koruyup
gelistirmeye özen gösteren, herkese hosgörüyle yaklasan, birlikte tartısan, birlikte
karar alan, birlikte yöneten bir anlayıs vaat ediyoruz.

Ben, İstanbul’u, Istanbullularla birlikte, Istanbul’dan yönetmenin sözünü veriyorum.
İstanbul’u “Bu sehir hepimizindir.” anlayısıyla yönetmenin sözünü veriyorum.
Seffaflıga, halka hesap verme prensibine, vicdana ve adalete dayalı bir yönetim
anlayısı vaat ediyorum.

İstanbullulara, yaptıgı isi özenle yapan, herkesin hakkına saygıyla yaklasan,
sorumluluklarını bilen, kibirden arınmıs, güler yüzlü, liyakat sahibi ve dinamik bir
yönetim kadrosu vaat ediyorum.

Hangi partiden olursa olsun, Ilçe Belediye Baskanlarının hepsiyle düzenli olarak,
masada bir araya gelecegiz.

Beraber sorunları tartısıp, beraber çözümler üretmeyi, artık Istanbul’u,
Istanbullularla birlikte, Istanbul’dan yönetme iradesini gösterecegiz.
Bu kent yerel demokraside dünyaya örnek olacak.

Demokratik katılım sayesinde sehrin yaratıcı kapasitesini ziyan etmemeyi,
farklılıkları bir zenginlik ve fırsat olarak gören bir anlayısı, bu ülkeye ve dünyaya
göstermeyi vadediyorum.

“MAHALLE MECLİSLERİ KURMAYI VAAT EDİYORUM”

Mahalle meclisleri kurmayı, 961 mahalle muhtarını isin içine katmayı, yerel
demokrasiyi ve demokratik katılımcılıgı desteklemeyi vaat ediyorum.
Istanbul Büyüksehir Belediye Baskanı olarak projeler kadar demokratik süreçlere
sahip çıkmanın da basarmanın ve barıs içinde huzurla yasamanın olmazsa olmazı
olduguna inanıyorum.

Baskanın kisisel basarısından, çok Istanbul’un sürdürülebilir basarısının buradan
geçtigine inanıyorum.

Böyle bir kent, dünya üzerinde yasayan herkesin merakla görmek, tatmak, içinde
olmak, yasamak, hatta yerlesmek ve çalısmak isteyecegi bir kent olacaktır. Istanbul
böylece dünyanın merkezi olacaktır.

• Neden sürdürülebilirlik ve inovasyon diyoruz?

Istanbul gibi büyük kentlerin rekabetçi olmadan hayatta kalabilmesi mümkün
degildir.

O yüzden yeni ekonomi ve özellikle de katma degerli alanlar bizim önceligimiz
olacak.

Büyüksehir Belediyesi olarak sürdürülebilir kalkınma için, inovasyon için, teknoloji
sirketlerini cezbetmek için yatırım ofisleri kuracagız.

Teknoloji ve inovasyon alanlarında istihdam yaratılmasına pozitif ayrımcılık
yapacagız. Bunun dünyada modelleri ve çok basarılı örnekleri var.
Bu amaçla, Küresel Istanbul Akademisi ve Istanbul Kent Enstitüleri gibi kurumlar
kuracagız. Inovatif sektörlerde insan kaynagı yetistirmenin ve girisimciligin
destekçisi ve öncüsü olacagız.

• Neden yasam kalitesi diyoruz?

Insanlarımıza yerinde ve erisilebilir hizmetler üretecegiz.

Insanlarımızı mutlu etmek en temel önceligimiz olacak.

Saglık, egitim, sosyal yardım, kültür ve sanat hizmetlerini kentin çesitli
merkezlerine dagıtacagız. Herkes bu hizmetlere kolayca; adil bir sekilde
erisebilecek. Kentin merkezindeki standartları sehrin her yerine yayacagız.

“TRAFİK KAOSU BU KENTİN KADERİ DEĞİLDİR”

Yöneticilerin gündelik sorunları çözerek yasam kalitesini yükseltmek yerine, öncelikli
ve acil olmayan büyük projelere kaynak harcamaları bugünün kaosunun ana
nedenidir.

Insanları çok büyük mesafelerde yolculuk yapmaya mahkûm ediyorsunuz. Trafik
kaosu bu kentin kaderi degildir, olamaz.

Benim hemserilerim, gündelik hayatının ortalama iki saatini yollarda tüketiyor.
Bir baska deyimle her birimizin hayatından günde ortalama 2 saat çalınıyor.
Trafikte heba olan bu konforsuz ve pahalı yolculuk, her birimize stres olarak geri
dönüyor.

Kıt kanaat geçinen pek çok Istanbullunun gelirinin önemli bir kısmı sadece ulasıma
gidiyor. Her gün ortalama üç-dört vasıta degistirmek zorunda kalan milyonlarca
kisi var bu kentte.

Trafigi çözecegiz. Ortak akılla, azimle, bilimle, öncelikle, kararlılıkla çözecegiz.
Bir zamanlar çok önemli proje gibi görünen vaatlerin, zaman içinde çok büyük
sorunlara dönüsmesinin, yeni problemlere kapı aralamasının altında yatan en
önemli unsur katılımcılık eksikligidir, seffaflık eksikligidir.

Benim Istanbul hayalim, insanların mutlu ve özgür oldugu bir Istanbul.

Bütün dünyanın gıpta ile baktıgı bir Istanbul hayali.

Yasam kalitesinin yükseldigi, issizligin kalmadıgı bir Istanbul hayali.

Istanbul’un 39 ilçesinin de aynı standartta oldugu bir Istanbul hayali.

Ben, dünyanın en güzel kentlerinden biri olan Istanbul’umuzda, kadınların,
çocukların, engellilerin ve her kesimden Istanbullunun kendini özgür, mutlu ve
huzurlu hissettigi, seslerinin dinlendigi bir yönetim vaat ediyorum.

Çevrenin ranta kurban edilmedigi, demokrasi ve özgürlüklerin güvenlige kurban
edilmedigi bir yönetim anlayısı vaat ediyorum.

Akla, bilime, sanata, teknolojiye ve egitime öncelik veren bir yönetim anlayısı vaat
ediyorum.

Bu kentte yasayan her bir ferdin hak ve özgürlüklerinin güvencesi olmayı temel ilke
kabul eden bir belediyecilik vaat ediyorum.

“İSTANBUL’U KAT KAT İLERİ GÖTÜRMEK MÜMKÜN”

Ben, kimsesizlerin kimsesi olabilen, yoksula, fakire sahip çıkan, mazlumların dostu
bir sosyal belediyecilik vaat ediyorum.

Çogulculugu ve katılımcılıgı kent anayasasının temel tası kabul eden, yapboz
anlayısıyla degil, uzun vadeli makro planlarla hareket eden bir yönetim anlayısı
vaat ediyorum.

Benim hayalimdeki Istanbul, ulasılabilen bir Istanbul.

Yürünebilen, kosulabilen, nefes alınabilen, bisikletle gezilebilen, modern, çevre
dostu, engelli dostu bir Istanbul.

Benim hayalimdeki Istanbul, kentte yasayan herkese mutlak fırsat esitligi
saglayabilen bir Istanbul.

Benim hayalimdeki Istanbul, sadece insanlara degil, sokak hayvanlarına ve dogal
yasama da özen gösteren bir Istanbul.

Benim hayalimdeki Istanbul, küresel bir marka kent. Dünya için bir turizm ve ticaret
merkezi.

Benim hayalimdeki Istanbul girisimci dostu, güvenli yatırım ortamına sahip bir
Istanbul.

Benim hayalimdeki Istanbul yaratıcılıgın ve inovasyonun adresi olabilen bir Istanbul.
Istanbul esittir Türkiye.

Çünkü ben bu muhtesem kentin sorunlarına çözüm üretmenin, Türkiye’nin
sorunlarına çözüm üretmek olacagına inanıyorum.

Bu ülkenin kurucu degerlerine, kültürüne ve kutsallarına saygı duyan, geçmisiyle
barısık, gelecege umutla bakan, ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Mustafa Kemal
Atatürk ve arkadaslarının emanet ettigi, cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkan
bir anlayıs vaat ediyorum.

Ben bu kentin kaderinin bu kentte yasayan insanlara, yani Istanbullulara, yani
Istanbulluyum diyenlere yeniden verildigi bir anlayıs vaat ediyorum.
Ben bu hayal için adayım.

Biliyorum ki bu hayal mümkün. Biliyorum ki Istanbul’u kat kat ileri götürmek
mümkün. Biliyorum ki, bu güzel sehri dünya çapında imrenilen bir mutluluk ve
hosgörü kenti yapmak mümkün.

“İSTANBUL’U KÜRESEL BİR ÇEKİM MERKEZİ YAPMAK MÜMKÜN”

Istanbul’u küresel bir çekim merkezi yapmak mümkün. Hep birlikte biz bunu
yapabiliriz. Bugüne kadar basardık. Istanbul’da da basaracagız.

Ben Istanbul’un adayıyım. Istanbulluların adayıyım. Tüm hemserilerimin adayıyım.
Biz kazandıgımız zaman Istanbul kazanmıs olacak. Istanbul’un iradesi kazanmıs
olacak. Biz kazandıgımız zaman yerel irade, yerel demokrasi, ortak akıl ve katılımcı
demokrasi kazanmıs olacak.

Bu yolculugun nihai kazananı sizler olacaksınız; Istanbul Ittifakı olacak.
Gençler… Umudum sizlersiniz. Sizleri yanımda istiyorum. Bu yolculukta el ele kol
kola verecegiz ve siz kazanacaksınız. Bugünden itibaren kampanyama destek
vermenizi istiyorum. Duymayana duyurun. Inanmayanı inandırın. Umudu ve
gelecegi hep birlikte insa edelim.

Kadınlar… Istanbul tam anlamıyla kadın dostu bir kent olacak. Kadınların
yönetimde esit temsil edilmeleri destekleyecek. Istanbul kadınlar için güvenli hale
gelecek. Siz olmadan kazanmamız imkânsız. Bu yolculugun onunda asıl kazanan siz
olacaksınız. Ben kadınların emegine, inancına ve degistirici gücüne çok inanıyorum.
Sizinle kazanacagız.

Ve tüm Istanbullular… Kimseyi ayırmayan, herkesin sesine kulak veren, ortak akılla
herkesin ortak menfaatine çözümler üreten ve kesinlikle sizlere deger veren,
emanetinize ve kaynaklarınıza sahip çıkan, israfa son veren bir yönetim insa
edecegiz. Allah yardımcımız olsun.

Bu sehirde ortak yasamı yeniden hayata geçirmeye sözüm var.
Seçen kadar seçmeyenin de yönettigi bir Istanbul için sözüm var.
Çok ama çok çalısacagız. Kazanacagız ve hep birlikte tarih yazacagız.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir