Yüz binlerce çocuk eğitimin dışında ama nedeni ‘karma eğitim’ değil! Asıl sorun yoksulluk
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin, “Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum” dediğini öne sürdü. Evet, kızlarını okula yollamayan yüz binlerce aile var ama neden “karma eğitim” değil giderek artan derin yoksulluk, kız çocuklarının ev içinde ve dışında çalıştırılması ve zorla evlendirilmeleri.
Cumhuriyet Gazetesinden Figen Atalay’a değerlendirmede bulunan; Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Bulcu Meltem Arık, konuyla ilgili soruları şu ifadelerle yanıtladı:
Türkiye’de zorunlu eğitim çağında olan ve okula gönderilmeyen kız çocuk sayısı ne kadar?
En güncel veriler 2021-2022 eğitim-öğretim yılına ait. Bu verilere göre zorunlu eğitim çağında olan 6-17 yaş grubunda, yaklaşık 570 bin 293 çocuk eğitim dışında. Aynı yaş grubunda eğitim dışında olan kız çocuk sayısı ise yaklaşık 289 bin 502.
Bu çocukların okula gönderilmeme nedenleri sizce neler?
Eğitim dışında olan kız çocuklara yaş kırılımında bakıldığında dikkat çeken nokta ortaöğretime geçişle birlikte artış görüldüğü. 14 yaşta yaklaşık 31 bin 313 kız çocuk eğitim dışındayken, 15 yaşta bu sayı 43 bin 992’ye, 16 yaşta 54 bin 833’e, 17 yaşta da 78 bin 390’a çıkıyor. Araştırmalar, kız çocukların eğitim dışına çıkış nedenleri arasında çocuk yaşta ve zorla evliliklere işaret ediyor. TÜİK verilerine göre, 2021’de gerçekleşen resmi evliliklerin yüzde 2.3’ünde 16- 17 yaş grubundaki kız çocuklar evlendirildi, bu oran aynı yaş grubundaki oğlanlar için yüzde 0.1’dir. Ankete göre Türkiye’de 5-17 yaş grubunda yaklaşık 720 bin çocuk çalışıyor. Bu sayının 508 bini oğlan çocuklar, 212 bini kız çocuk. Ev dışı ortamlarda oğlanlara göre görece daha az çalışan kız çocuklar, ev içi emeğe yoğun şekilde emek harcıyor.
Kız çocuklarında okullaşma oranı düşüyor mu?
Kız çocukların okullulaşma oranlarının arttığını görüyoruz. 2000-2001 öğretim yılında, ortaöğretim kademesinde kız çocukların okullulaşma oranı yüzde 39.2 iken bu oran 2021-2022’de yüzde 89.3’e yükseldi. Bu, kamu idaresinin kız çocukların okullulaşmasını hedefleyen proje ve politikalarla nasıl önemli adımlar atılabileceğinin önemli bir göstergesi.
Devamsızlık, okul terki, sınıf tekrarlama oranları cinsiyetlere göre nasıl? Bunların nedenleri nedir?
Devamsızlık ve sınıf tekrarlama oranlarında cinsiyete göre kırılımlı bir veri maalesef kamu idaresi tarafından paylaşılmıyor. Benzer bir şekilde okul terkine yönelik de kamuoyuyla paylaşılan güncel bir veri yok. Ortaöğretime geçişle birlikte kız ve oğlan çocukların eğitim dışına oldukça yoğun bir şekilde çıktığını görüyoruz. Ancak kız çocukların daha yoğun bir şekilde eğitim dışında olduklarının altını çizmek gerekiyor.
Zorunlu eğitim çağında olup, aileleri tarafından okula gönderilmeyen kız çocuklarıyla ilgili bir çalışma yapılıyor mu? Neler yapılması gerek?
Birkaç yıl öncesine kadar özellikle bölgesel ve toplumsal cinsiyet kaynaklı eşitsizlikler nedeniyle kız çocukların okullulaşma oranlarının artırılması için çeşitli projeler yürütüldü. Bu projelerle birlikte net okullulaşma oranlarında artışın yanı sıra okullarda ve toplumda toplumsal cinsiyet eşitliği alanında da ilerlemelerin kaydedilmesi hedeflendi. 2018’de dönemin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da bu çalışmaların devamı yönünde irade gösterdi. Ancak kamuoyundaki sert ve spekülatif tartışmalar, maalesef tüm çalışmaların durdurulmasına neden oldu.
Kız çocuklarının okullaşma oranı nasıl artırılabilir?
Çocuk haklarına dair yükümlülükleri bir iş planı çerçevesinde hedeflere dönüştüren üst politika belgelerinden Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda da yer bulan toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarının, vakit geçirilmeden yeniden başlatılması ve yoksulluğun, özellikle çocuk yoksulluğunun önlenmesi için acil adımlar atılması önemli. Merkezi politikalar yerine bölgelere hatta okullara özgü müdahale programları geliştirilmesi daha etkili olacaktır. Kamu politikaları, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile sosyoekonomik ve bölgesel farklılıklardan kaynaklanabilecek tüm engelleri kaldırmayı amaçlamalıdır. Eğitim hakkından kadın ve erkeklerin eşit olarak yararlanmasını sağlamak devletin anayasal yükümlülüğüdür. Bunun önkoşulu ise toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıdır.
10 YILDA 300 BİN KIZ ÇOCUĞU EVLENDİRİLDİ
CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in karma eğitimi yeniden tartışmaya açmasıyla ilgili olarak “Aslında hepimiz biliyoruz ki bu konuyu yeniden gündeme getirmek demek aynı zamanda laiklik karşıtı projelerin de önünü açmak demektir” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Tekin’in sadece TÜİK’in araştırma sonuçlarına baksa bile çocukların okullaştırılması için gerçek kanıta dayalı projeler üretebileceğine dikkat çeken Foggo, şunları söyledi: “Kız çocukların okullaşamaması ve bir aşamadan sonra eğitimi terk etmesinin nedenlerinin en önemlisi, gittikçe derinleşen yoksunluk, çocuk işçiliği ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden kaynaklanan çocuk evlilikleri. Bu nedenle milli eğitim bakanı şu anda bu açıklamasıyla ‘erkek çocukları’ da hedef göstererek kız çocuklarının okullaşmamasına yeni ve ‘resmi bir söylemle’ bir gerekçe yaratmıştır. Bu nedenle sayın bakanı son 10 yılda evlendirilen 300 bin kız çocuğu, sadece 2021 yılında 15-17 yaş grubundaki 7 bin 73 kız çocuğunun doğum yapması, 2019 yılında 15-17 yaş aralığındaki 80 bin kız çocuğunun eğitime devam etmeme nedeninin eğitim masraflarını karşılayamaması sonuçlarına bakarak acil önlemler almaya davet ediyorum.
Kaynak Cumhuriyet Gazetesi