Üreticinin kaderi bu yıl da tüccarın insafına bırakıldı
Üreticinin kaderi bu yıl da tüccarın insafına bırakıldı
Ayçiçeğinde gümrük vergisi düşürüldü, ithalata kapılar sonuna kadar açıldı. Üretici tüccara teslim edilirken, tohum Bulgaristan’dan geliyor
Hazırlayan: Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Necdet Oral/ Kaynak Bir Gün Gazetesi;
Dünyada en önemli yağ bitkilerinden biri olan ayçiçeği, ülkemizde de en fazla ekim alanına ve üretime sahip yağ bitkisidir. Türkiye’de bitkisel ham yağ üretiminin yüzde 50’si ayçiçeğinden karşılanmaktadır. Özellikle Trakya bölgesinde ekim nöbetinde temel bitki oluşu (Buğday-Ayçiçeği), geniş uyum kabiliyetine sahip ve mekanizasyona uygun olması gibi nedenler ayçiçeğini, ülkemiz açısından en önemli yağ bitkisi haline getirmektedir.
Nüfus ikiye katlandı buğday yerinde saydı Nüfus ikiye katlandı buğday yerinde saydı
En fazla üretim Trakya bölgesinde
2017 yılında toplamda elli beş ilimizde yağlık ayçiçeği üretilmiş olup; en fazla üretim yapılan 5 ilde ayçiçeği üretiminin yüzde 70’i gerçekleştirilmektedir (Tekirdağ yüzde 20,5, Konya yüzde 14,1, Edirne yüzde 13,6, Adana yüzde 11, Kırklareli yüzde 10,8).
Ayçiçeği üretimi artıyor
Türkiye’de yıllara göre değişmekle beraber yaklaşık 530-690 bin hektar alanda ayçiçeği ekimi yapılmaktadır. Yağlık ayçiçeği ekim alanlarının son on yıllık ortalaması 600 bin hektar civarında olup; 2012/2013 iş yılında ayçiçeği fiyatının yüksek seviyelere ulaşması ile ekim alanları artmıştır. Ülkemizin ayçiçeği yağı üretiminde son on yılın ortalaması 650 bin ton civarındadır.
Dışa bağımlılık azalmıyor
Türkiye’de gerek hızlı nüfus artışı ve gerekse kişi başına tüketimin artması sonucu bitkisel yağ tüketiminde sürekli artış gözlenmektedir. Ülkemizde yağlı tohumların ekiliş eğilimi gösterdiği yıllarda bile, artan nüfus ve buna bağlı olarak kişi başına tüketimin artmasından dolayı, yağ üretimi tüketimi karşılayamamakta; giderek artan yağ açığı ortaya çıkmış ve bu açık ithalat yolu ile giderilmektedir
Yağ bitkileri üretimiyle ilgili istikrarlı bir planlamanın olmaması, mevcut üretim potansiyelinden yeterince yararlanılmamasına, bitkisel yağ açığının artmasına ve sanayinin dışarıya bağımlılığının artmasına yol açmaktadır. Günümüzde gerek yağlı tohum gerekse ham yağ ithalatına ödenen rakamlar, petrolden sonra ithalata en fazla ödemenin yapıldığı ürünler olarak yer almalarına yol açmaktadır.
Türkiye’nin yıllar itibariyle ayçiçeği tohumu ithalat ve ihracatı düzenli bir seyir izlememiş, artış ve azalışlar göstermiştir. Son 15 yıllık dönemde toplam ayçiçeği tohumu ithalatı 8,3 milyon tondur. Ayçiçeği yağı ithalatı 6,6, ihracatı ise 3,7 milyon ton civarındadır.
Son 10 yıl ortalamasında Türkiye’nin bitkisel yağ ihtiyacının yaklaşık yüzde 70’i ithal tohum ve ithal ham yağdan karşılanmıştır. Ayçiçeği tohumu ithalatına ilave olarak işlenmiş ve ham ayçiçeği yağı ithalatı da yapılmaktadır. Ülkemizdeki yağlı tohum ve margarin işleme kapasitesinin yüzde 50 dolayında kullanıldığı dikkate alındığında, ithalatın tohum olarak yapılması, önemli bir kazanç sağlayacaktır.
Türkiye yağlık ayçiçeği tohumu ithalatının yaklaşık yarısını Bulgaristan’dan, diğer bölümün büyük bir kısmını ise Ukrayna, Romanya, Rusya ve Moldova’dan; ayçiçeği yağı ithalatının yine yaklaşık yarısını Ukrayna’dan, diğer bölümün büyük bir kısmını ise Rusya, Arjantin, Romanya ve Bulgaristan’dan yapmaktadır. Tohum ithalatında Bulgaristan, ham yağ ithalatında ise Ukrayna yaklaşık yüzde 50 pay almaktadır. Ayçiçeği yağını en fazla ihraç ettiğimiz ülkeler Irak, Suriye, Lübnan ve Tayland’dır.
Alım fiyatları
Yağlık ayçiçeği 1969 yılından itibaren uzunca bir süre destekleme alımları kapsamında tutulmuş; ancak 1994’te uygulanan Ekonomik İstikrar Programı çerçevesinde destekleme kapsamından çıkarılmıştır. Gerek birliklerin gerekse de alım yapan kuruluşun dünya fiyatından ürün almasını sağlamak, hem de üreticinin mağduriyetini gidermek amacıyla 1999 yılı ürünü yağlık ayçiçeğinde uygulanmaya başlanan prim sistemi halen devam etmektedir.
2002-2017 yıllarını kapsayan 15 yıllık dönemde en fazla ayçiçeği tohumu alımı gerçekleştiren Trakyabirlik’in alım fiyatları endeksi 374 olurken; aynı dönemde enflasyon artış endeksi 432 olmuştur. Başka bir ifadeyle enflasyon yüzde 100 artarken ayçiçeği alım fiyatlarındaki artış yüzde 85’te kalmıştır. Yani ayçiçeği üreticisinin reel geliri yüzde 15 oranında düşmüştür.
Gümrük vergisi düşürüldü
10 Ağustos 2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan İthalat Rejimi Kararına Ek Karar ile ayçiçeği tohumunda yüzde 27 olan gümrük vergisi yüzde 13’e düşürülmüştür. Tarımsal üretimde gümrük vergilerini düşürmek, başka ülkelerin devlet destekli ürünlerine kapıları sonuna kadar açmak anlamına gelmektedir. Ayçiçeği tohumunda hasat döneminde gümrük vergisinin indirilmesinin, üreticinin hasat etmekte olduğu ürünün fiyatlarını baskılamaktan başka bir faydası olmayacaktır.
Birliklerin alım payı
Ayçiçeğinde devlet müdahale alım fiyatı açıklamamaktadır. Ayçiçeği hasadının başlamasına rağmen birlikler (Trakyabirlik, Karadenizbirlik) henüz alım fiyatı açıklamamışlardır. Bu yıl da ayçiçeği üreticisinin kaderi ayçiçeği alımı yapan tüccar ve yağ sanayicilerinin insafına kalacaktır. Zaten birliklerin alım payı 2000’li yılların başından beri uygulanan neoliberal politikalar çerçevesinde kamu desteğinden yoksun oldukları için sürekli olarak azalmaktadır. Örneğin 2003/04 döneminde birlik alımlarının üretime oranı yüzde 53 iken, 2017/18 döneminde yüzde 21’e kadar düşmüştür. Bu nedenle birliklerin piyasada fiyatları belirleme güçleri bulunmamaktadır.
Yağlı tohumlarda dışa bağımlılıktan kurtulmak için neler yapılmalı?
Türkiye’de yağlı tohum üretiminin yeterli olmayışının başlıca nedenleri şunlardır:
»Üretim maliyetinin yüksek olması nedeniyle üreticinin dış piyasa fiyatlarıyla rekabet edememesi,
»Birim alandaki getirilerinin düşük olması nedeniyle, yağ bitkilerinin yetiştirildikleri bölgelerdeki alternatif ürünlerle rekabet edememesi,
»Dünya ham yağ fiyatlarının Türkiye’ye göre daha düşük olması,
»Yağlı tohum üretiminin artırılmasına yönelik bir üretim planlamasının bulunmaması.
Yağlı tohumlarda uzun yıllardan beri dışa bağımlı olan Türkiye, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle ithalat kıskacından kurtulamamaktadır. Düşük destek ve yüksek girdi maliyetleri nedeniyle üretim değil, ithalat daha cazip hale gelmektedir.
Yağlı tohumlarda tamamen dışa bağımlı konumda olan Türkiye, üretimini artırmak zorundadır. Üretim, tüketim, ithalat ve ihracat verileri üzerine oturan bir üretim planlaması yapılmalı, üreticiye verilen destekler artırılmalı, yağ bitkilerinde müdahale alım fiyatı belirlenmeli; üretimi artıracak, dışa bağımlılığı azaltacak politikalar uygulanmalıdır.