TÜSİAD Başkanı Kaslowski’den genç işsizliği uyarısı: ‘Büyük riskle yüz yüzeyiz’
Genç işsizliğinin yüzde 25.8’e tırmandığını vurgulayan TÜSİAD Başkanı Kaslowski, “Bir ülke için olabilecek en büyük ve yönetilmesi en zor risk gençlerin umutsuzluğudur” dedi.
Türkiye’nin yüzleştiği en önemli risklerin başında ekonomik yavaşlamanın geldiğini ifade eden Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, “Türkiye ekonomisi geçen yıl başlayan krizde önemli ölçüde daraldı, işsizlik oranı yüzde 14 ile 2009 krizi seviyesine kadar yükseldi, genç işsizliği ise yüzde 25.8’e ulaştı. Bir ülke için olabilecek en büyük ve yönetilmesi en zor risk gençlerinin umutsuzluğudur” dedi.
Aon Risk Zirvesi 2019’da konuşan Kaslowski, “Türkiye olarak bu riski yönetebilmemiz için mevcut büyüme modelimizi gözden geçirmemiz ve onu kısa ve orta vadede bizleri bekleyen finansal, jeopolitik ve çevresel risklere göre tasarlamamız şart” dedi.
Bu reformların başında hukuk sistemi, eğitim, işgücü, dijital dönüşüm ve vergi reformlarının geldiğine, eğitim alanında atılacak adımların ve niteliksel gelişmenin de ekonomik büyümeye çok büyük katkısı olacağına dikkat çeken Kaslowski, “Okuma, matematik ve fen becerilerini ölçen PISA’da OECD ülkelerinin puanlarında 20 yıllık bir zaman diliminde 25 puan artışın, büyüme hızını yıllık yaklaşık yarım puan artıracağı öngörüldü. OECD ülkelerindeki öğrencilerin tümünün 20 yılda en az 400 PISA puanı seviyesine geldiği senaryoda en yüksek etki Meksika ve Türkiye için oluştu. Eğitim seviyesindeki bu artışın Türkiye’nin büyüme hızına yıllık yüzde 1.58 katkı yapacağı ortaya kondu. Sadece bu oranlar bile bize eğitim reformunun ekonomik büyüme için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” dedi.
Bağımsızlık şart
Finansal istikrarın ilk koşulunun düşük seviyede bir enflasyon oranını kalıcı olarak sağlamak olduğunu anlatan Kaslowski, “Enflasyonu başarılı bir şekilde düşürmenin en etkili yolu ise siyasetten bağımsız yönetilen bir Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesi yapmasıdır. Son yıllarda tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde fiyat istikrarı bu şekilde sağlandı. Artan dolarizasyonu engellemek, yatırımları canlandırmak, yabancı yatırımları daha fazla oranda çekebilmek için ekonomide güvene ihtiyaç var. İktisatta mucizeler yoktur. Güçlü kurumlar, liyakatin önceliklendirilmesi ve hesap verebilir, şeffaf bir yönetim tarzı ekonomiye güveni tekrar sağlamamızın tek yoludur” diye konuştu.
Ekonomik bunalımdan çıkışın siyasetle olacağına dikkat çeken ekonomist Uğur Gürses ise, “Yurttaşın ve şirketlerin TL’ye güvensizliği sürüyor. Bizleri dolar almaya sevk eden güven kaybıdır. İç pazarın normalleşmesi için güven tesisine ihtiyaç var. 2020’de de durgunluk devam edecek. Burdan çıkış siyasetle olacaktır. Siyasi iktidar bu sorunları çözemiyorsa, toplum siyasetçiyi değiştiriyor. Ankara ve İstanbul seçimleri buna örnek” dedi.