Saadet Parti’sinden Süt Bankasına Hayır…
Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı
Nagehan Gül ASİLTÜRK kurulacak süt bankası ile ilgili partisinin görüşlerini basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdu.Asiltürk basın açıklamasında şunları söyledi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun koltuğuna oturur oturmaz açılışını yapacağını duyurduğu ve karşılaştığı yoğun tepkiler üzerine ertelediği “SÜT BANKASI” projesini protesto etmek üzere yapacağımız basın açıklamamızı sizlerle paylaşmak ve “Süt Bankasına Hayır” imza kampanyamızı başlatmak için burada toplanmış bulunuyoruz.
AKP Hükümeti’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri dilinden düşürmediği ve “Medeniyet Projesi” olarak tanımladığı Avrupa Birliği’ne üyelik süreci, inancımızla, kültürümüzle, tarihimizle, bizi biz yapan değerlerimizle çatışma halinde bugünlere kadar gelmiştir.
Bugün Batılılar, Türkiye’deki işbirlikçi hükümetler eliyle Çanakkale’deki o sarsılmaz imanı erozyona uğratarak neslimizi dejenere etmeye çalışmaktadır. Hükümet, 2004’te, Ceza Yasası’ndan zina suçunu kaldırmış, o günden bugüne ahlâk tahribatı artarak görülmemiş bir noktaya ulaşmış, hatta ülkemizi tehdit eden korkutucu ve endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Eşcinsellere dernek kurma hakkı tanıyan, nüfus cüzdanlarından din hanesini çıkaran hükümet şimdi de, cüretkar girişimlerinden biri olan “Süt Bankası” projesi ile karşımıza çıkmıştır. Bütün bu yanlış uygulamalar, aile kurumunu yıpratmış ve bireyi ilahlaştıran bir noktaya taşımıştır. Daha dün açıklanan istatistiklerde Türkiye nüfusunun hızla yaşlandığına dair bilgiler tüm kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu problemlerin ana sebebini analiz edemeyen iktidar yetkilileri, bu sorunun sebebi olan yanlışlarının etkisini görmezden gelmekte ve sadece nikah şahitliği yaptıkları düğünlerde 3 çocuk çağrıları ile problemin çözüleceğine dair düşüncelere kapılmaktadırlar. Oysa son 10 yıldır iktidarda olan bu hükümetin yaptıkları ile iş çığırından çıkma noktasına gelmiştir.
Günlerdir iptal edilme açıklamasını beklediğimiz süt bankası projesi; alimlere, ilahiyatçılara danışılmadan, AB dayatması ile gündeme alınmış bir projedir. Hukuki alt yapısının hazırlanacağı gerekçesiyle projenin uygulanmasını ileri bir tarihe erteleyen Sağlık Bakanlığı, “Süt Bankası” projesinin iptal olmadığını adının ‘süt kardeşliği’ projesi olarak değiştirileceğini belirtti. “Gerekli tedbirleri almadan uygulamaya koymayacağız” diyen Bakan, böylece önceden hiç bir tedbir almadıklarını, hiçbir altyapı oluşturmadıklarını da itiraf etmiş oldu.
İkna çabası içerisinde olan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na soruyoruz!
Medeniyet projesi olarak sunduğunuz süt bankası projesi hangi medeniyetin projesidir?
‘Süt Annelik’ ve ‘Anne Sütü Bankası’ meselesinin akla kara gibi birbirinden tamamen farklı iki mesele olduğunu bilmiyor musunuz?
Soruyoruz! Süt bankasında sütler nasıl tasnif edilecek? Nasıl ayrılacak? Nasıl dağıtılacak? Anne sütüne ihtiyacı olan bir çocuğa, birden daha fazla süt verilirse bu nasıl tasnif edilecek?
Bir yanlışlık sonrası iki süt kardeş evlense, yıllar sonra çoluk-çocuğa karışınca bu yanlışlık fark edilse çözümünüz ne olacak? Tuttuğunuz bütün kayıtlar bir felaket sonucu yok olsa nasıl bir çözüm yoluna gideceksiniz? İnsanlara kimlik verilecekmiş, sokakta yürürken kimliğini kaybeden bir şahsın üzerine onlarca şirket kurulması haberlerine şahit olduğumuz bu ülkede süt kimliği kaybolan bir vatandaşın başına neler gelecek? Ülkemizde daha idrar tahlilleri bile karıştırılırken, bir insanın sağ yerine sol bacağı kesilirken, kitle diye böbreği alınırken, kimin ne kadar vergi vereceği takip edilemezken, zinaya izin veren, genelevlerden vergi alan hükümetin yıllar boyu bir sütün takipçisi olup, süt kardeşlerin evlenmelerine engel olacak düzenlemeler yapacağına inanmamızı nasıl bekleyebilirler?
“Yahudi ve Hristiyan cemaatiyle görüşme talebimiz oldu cevap bekliyoruz.” diyen Bakan Müezzinoğlu onlarda süt kardeşliği diye bir kavramın olmadığını bilmiyor mu acaba?
Şu veya bu sebeple annesinin sütüyle beslenme imkânı bulunmayan bebek için, sınırları İslamla çizilmiş olan ve 14 asırdır zaten uygulanan “süt anneliği” kurumu, en ince detayına kadar kitaplara geçirilmiş malum, meşhur ve meşru bir meseledir.
Süt kardeşliği meselesi, yüzde 99’u Müslüman olan bu ülkenin dini temellerinin başında gelir. Bir çocuk bir annenin sütünü bir yudum içse bile, artık o annenin diğer çocukları, kardeşleri ve birinci dereceden akrabalarıyla evlenemiyor. Sağlık sisteminin içine sokulacak böyle bir fitne, bu ülkenin manevi damarlarında telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacak bir süreci başlatmış olacaktır.
Anne sütü herhangi bir canlının sütü ile aynı kefeye konacak bir şey değildir.
Bu meselenin ciddi projelerle, aileler bazında ele alınarak, “Süt Bankası” değil ancak “Süt Annelik” müessesesini pratik hayatın içine nasıl katabilirizin üzerinde ciddi biçimde tartışılması gerekir. Ayrıca süt anneliği konusunda müftülüklerin inisiyatifiyle bir çalışma yürütülebilir. Hastanelerde ve doğumevlerinde süt akrabalığı doğuracak emmeleri takip edip titiz bir şekilde kayıt altına alacak özel bir birim oluşturulabilir ve bu birim müftülüklerle koordineli çalışılarak yürütülebilir.
Ecdadımızın emanetine sahip çıkamayan, medeniyetimizin hak ve adalet merkezli değerlerini koruyamayan AKP iktidarına bari neslimize dokunma! diyoruz.
“Neslin muhafazası” hükmünü ihlal eden, süt kardeşin kardeşleriyle evlenmesine sebep olacak bu proje için, Sağlık Bakanı’na “Kim kötü bir çığır açarsa, kıyamete kadar onun vebali onun sırtındadır.” Hadis-i Şerif’ini hatırlatıyoruz.
Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları olarak “ifsadbank” olarak tanımladığımız “süt bankası projesi”nin tamamen iptal edildiği bilgisini alıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi yetkililere ve kamuoyuna duyuruyor, imza kampanyamızı başlatıyoruz.
Bugün buradan çok yakın bir gelecekte, Saadet iktidarında , “Yaşanabilir bir Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Yeni Bir Dünya”nın ancak ahlâk, maneviyat ve adil bir düzen temeli üzerinde kurulacağını ilan ediyoruz.diyerek sözlerine son verdi.