Öztrak’tan Albayrak’a: Hazine tarihini bilmemesini hiç yadırgamadım
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Öztrak ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın kendisine yönelik eleştirilerine de cevap verdi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın dün katıldığı bir televizyon programında kendisine yönelik eleştirilerde bulunduğu hatırlatılarak, “Albayrak sizin Hazine Müsteşarı olduğunuz 2000 yılında yüzde 12 faizle, 30 yıl vadeyle borçlanıldığını kendilerinin hala bu borçları ödediğini söyledi.
Bu konudaki yorumunuz nedir?” şeklindeki soru üzerine Öztrak, Albayrak’ın Hazine tarihini bilmemesini hiç yadırgamadığını belirterek kendisinin 2000 yılında müsteşar olmadığını söyledi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında video konferans yöntemiyle toplandı.
İktidarın, bayramın ilk gününde yurttaşların alıp sattığı döviz ve altından aldığı vergileri beş kat artırırken, holdinglerden ve holding patronlarını bundan muaf tutulduğunu iddia eden Öztrak, bayramda Tekirdağ Çorlu’dan, Edirne’den, İstanbul’dan ve Adana’dan kamu görevlilerinin yurttaşlara uyguladığı şiddete ilişkin kabul edilemez görüntüler geldiğini belirtti.
Yurttaşlara sebepsiz yere şiddet uygulanmasını kabul edemeyeceklerini söyleyen Öztrak, bu görüntülerin mutlaka incelenmesi gerektiğini dile getirdi.
“Ülkemiz devlet aklıyla değil maalesef trol aklıyla yönetiliyor” diyen Faik Öztrak, şöyle konuştu:
“Bir olay oluyor. Önce troller yalanı doğru gibi anlatan operasyonuna başlıyor. Sosyal medyada, besleme basında linç kampanyaları yapılıyor. Trollerin hazırladığı bu ucuz zemin üzerinde, Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan AK Parti Genel Başkanı doğruluyor ve muhalefet partileri ile mensuplarını hedef gösteriyor. Biz yapılanın adını doğru koyalım. Bunun adı mafya tipi trol siyasetidir. Adana ve İzmir’de genç partililerimiz bu mafyatik operasyonların hedefine kondu. İzmir’de Diyanet’in merkezi sistemine girip, cami hoparlöründen müzik yayını yapanlar, hala yakalanamadı. Bu çirkin provokasyonu yapanlar hala ortada yok, sosyal medyadan paylaşan parti mensubumuz ise tutuklandı. İster istemez akıllara da ‘bu tezgahın senaryosu saray mahzenlerinde mi yazıldı’ sorusu geliyor. Gözlerimizin önüne Kabataş yalanı geliyor. Sayın Erdoğan, milletimizin ve bu ülkenin değerlerinden kopanları arıyorsanız, kendi etrafınıza saray sosyetesine bakacaksınız.”
TROL SİYASETİ
Çorum’un Kargı ilçesinde AKP’li bir Belediye Meclis üyesinin, CHP’li Meclis üyesinin aracını kurşun yağmuruna tuttuğunu, Yine Adana’da kendini bilmez bir kişinin Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı tehdit ettiğini ifade eden Öztrak, “Bu mafyatik trol siyasetiyle millet iradesi üzerine 20 Temmuz sivil darbesinin vesayetini getirebileceğinizi sanıyorsunuz.” dedi.
‘MEHMET DİŞLİ’Yİ NEDEN EMEKLİ ETMEDİNİZ’
Öztrak, iktidarın basını susturmak için RTÜK’ü ve Basın İlan Kurumunu sopa gibi kullandığını da kaydetti. İktidarın darbe hukukunu tahkim etmeye devam etiğini de savunan Öztrak, şunları söyledi:
“Darbe mi arıyorsunuz? O zaman yaptıklarınıza bakacaksınız. Darbeciler ne yaptıysa siz daniskasını yapıyorsunuz. Sarayın İletişim Başkanı demokrasi masalları anlatırken sayenizde Türkiye ilk kez uluslararası demokrasi endekslerinde ‘fiili diktatörlük’ olarak anılmaya başlandı. Tarihi ve olayları çarpıtarak yeni bir tarih yazamazsınız. 60 yıl öncesine gitmeye gerek yok. 15 Temmuz’a gelin ve şu soruya cevap verin, darbe girişiminin kilit adamı Mehmet Dişli’yi, dönemin Başbakanı ve Milli İstihbarat Teşkilatının talep etmesine rağmen, neden ordudan emekliye sevk etmediniz? Bizim demokrasi anlayışımız ortada. Bizim, 20 Temmuz sivil darbesini yapanlardan alacağımız herhangi bir demokrasi dersi yoktur. Tehditle, şantajla herkesi sindirebileceğinizi sanıyorsunuz ama biz bu siyaset tarzına pabuç bırakmayız. Biz akılla, fikirle, azimle özgürlük mücadelemizi demokratik zeminde sonuna kadar sürdüreceğiz. Ve milletimizle beraber, Cumhuriyetimizi yepyeni ve güçlü bir demokratik parlamenter rejimle mutlaka taçlandıracağız.”
EKONOMİK BUHRAN
Korona salgını Türkiye’nin kapısını çaldığında belirsizlikleri ortadan kaldıracak, ufuk verecek yeni bir ekonomik program ihtiyacına hemen dikkati çektiklerini söyleyen Öztrak, hem Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun hem de kendilerinin böyle bir program için öneri üstüne öneri getirdiklerini aktardı. Öztrak, şöyle devam etti:
“Şimdi kaygılarımızda maalesef haklı çıkmaya başladık. Ülkenin iki yıldır içinde olduğu ekonomik kriz, bir ekonomik buhrana dönüştü. 252 bin 690 işletme salgında durdu. Salgının sadece 15 günlük etkisiyle 2 milyon 120 bin yurttaşımız iş gücü piyasasının dışına çıktı. Kaybettiğimiz iş gücü ise 1 milyon 100 bine ulaştı. Gerçek işsizlerimizin sayısı 9 milyonu aşarak yeni bir rekor kırdı. Boğaziçi Üniversitesinden değerli bilim insanlarımız, uluslararası bir çalışma için, Salgında Ekonomik Teşvik Endeksi hazırladı. Buna göre Türkiye, verdiği ekonomik teşviklerle 168 ülke içinde 127. sırada yer alabildi. Yine verilen mali teşviklerde, milli gelire oranla G-20 ekonomileri içinde sondan beşinci olabildik. Tulumbadaki suyu yandaşları için tükettiler, vatandaşlarına diğer ülkeler kadar destek veremediler. Aspirinle, pansumanla durumu idare etmeye çalıştılar. Sorunların önünden değil arkasından koştular.”
Tüm bunlara karşın iktidarın “liyakat umursamazlığının” devam ettiğini ifade eden Öztrak, adam ve akraba kayırmacılığının da sürdüğünü söyledi. Öztrak, “Bu ülkede kirasını Bank Asya’ya yatıranlar, Bank Asya’nın kapısının önünden geçenler hapse atılırken bayramın birinci günü, Bank Asya’nın eski yöneticilerinden biri, devletin en kritik birimlerinden birine atandı. Siz FETÖ ile böyle mi mücadele ediyorsunuz? Bir başka ilginç atama da TÜİK’in başına yapıldı. Kurumun başkanlığına saray sosyetesinin bir başka damadı getirildi. Cumhurbaşkanı’nın eşinin özel kalem müdiresinin eşi, TÜİK başkanı yapıldı.” diye konuştu.
‘İKTİDAR CHP’Lİ BELEDİYELERİN ELİNİ KOLUNU BAĞLAMAK İÇİN ÇALIŞIYOR’
İktidarın sosyal destek açığını kapatmaya çalışan CHP’li belediyelerin elini, kolunu bağlamak için çalıştığını da söyleyen Öztrak, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Belediyelerin yatırım kararlarında da son sözü ben söyleyeceğim” dediğini söyledi. Öztrak, “Oldu olacak bütün belediye başkanlıklarını da kaldırın. ‘Bütün Türkiye’nin belediye başkanı da ben oldum’ deyin. Olsun bitsin. Bu nasıl bir kibirdir?” ifadesini kullandı.
Çiftçilerin don, sel, dolu, ani sıcaklık artışları gibi afetlerle karşı karşıya kaldığını ve bu zararların giderilmesini devletten beklediğini de aktaran CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Siz bu feryatları duymuyor musunuz? Onun için mi ekonomiyi bıraktınız da bizim gençlerimizle uğraşıyorsunuz? Aziz milletimize söylüyorum, umutsuzluğa kapılmayın. Milletinden kopanlara, milletine yukarıdan bakanlara, kibirlenenlere son sözü sen söyleyeceksin. O an geldiğinde elini lütfen korkak alıştırma. Bunlara öyle sadıkta şeddeli bir tokat at ki çıktıkları kibir kulelerinden paraşütsüz düşsünler” dedi.
Faik Öztrak, açıklamalarının ardından gazeteciler tarafından gönderilen soruları yanıtladı.
ALBAYRAK’A CEVAP
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın dün katıldığı bir televizyon programında kendisine yönelik eleştirilerde bulunduğu hatırlatılarak, “Albayrak sizin Hazine Müsteşarı olduğunuz 2000 yılında yüzde 12 faizle, 30 yıl vadeyle borçlanıldığını kendilerinin hala bu borçları ödediğini söyledi. Bu konudaki yorumunuz nedir?” şeklindeki soru üzerine Öztrak, Albayrak’ın Hazine tarihini bilmemesini hiç yadırgamadığını belirterek kendisinin 2000 yılında müsteşar olmadığını söyledi.
Kendisinin Hazine Müsteşarlığı döneminde ise 30 yıl vadeli dış borçlanma olmadığını söyleyen Öztrak, “Benim faizler konusunda ne yaptığımı merak ediyorsa söyleyeyim, göreve geldiğim Mart 2001’de yüzde 194 olan iç borçlanma faizini, görevden ayrıldığım Nisan 2003 itibarıyla net yüzde 50’ye kadar düşürdük. Benim tüm müsteşarlığım döneminde yapılan dış borçlanma 6,4 milyar dolardır. Kendisi 2018 Temmuz ayında göreve geldi, o günden bu güne bütçeden faiz lobilerine 33,6 milyar dolar para ödedi. Sadece ödedikleri faiz benim dönemimdeki dış borçlanmanın 5 katı.”
Yine Albayrak’ın kendisi için “IMF’nin Müsteşarı” dediğini de aktaran Öztrak, kendisinin Türkiye’deki en büyük krizlerden birinin ardından dönemin hükümeti tarafından atandığını hatırlattı.
Atama kararnamesinde IMF’nin değil, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Bülent Ecevit, Devlet Bakanı Kemal Derviş ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli’nin imzaları olduğunu bildiren Öztrak, “Bu isimlerin hangisi IMF adına imza atar” diye konuştu.
Albayrak’ın ailesine yönelik eleştirileri de hatırlatılan Öztrak, kendisinin ve ailesinden herhangi bir kişinin devlet kapısını zenginleşme kapısı olarak değil, millete hizmet kapısı olarak gördüklerini söyledi. Öztrak, “Çok şükür ailemizde devlette belediyelerde ihale kovalayan, iş takip eden kimse olmadı. Allaha şükür ailemizde kimse bize utanç yaşatmadı.” dedi.
‘DAMAT ÖNCE KENDİ PARTİSİNİ İKNA ETMELİ’
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un ekonomide daralma açıklaması yaparken, Albayrak’ın pozitif büyüme açıklaması yapması da sorulan Öztrak, “Damat bakan önce kendi partisini ikna etmeli, kendi aralarında oturup anlaşmaları lazım. Biri pozitif büyüyeceğiz diyor, biri daralacağız diyor. Hangi tedbirlere istinaden damat bakan pozitif bir büyüme bekliyor. Buhrandan çıkıp büyümeyi sağlayacak doğru düzgün hiçbir tedbir yok” diye konuştu.
SİYASİ PARTİLER YASASI
Siyasi Partiler Yasası’nda yapılması düşünülen değişikliklere ilişkin bir soruyu Öztrak, “Nasıl bir düzenleme geldiğini henüz görmedik ama Genel Başkanımız bunu açık, net bir şekilde ifade etti, ‘Demokrasiye kurulacak her kumpası boşa çıkarırız.’ Darbe rejimlerinin, hangi partinin ya da milletvekili adayının seçime gireceğine icazet verme yaklaşımını, icazet demokrasisini tümüyle reddederiz.” diye yanıtladı.
Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın açılışında, “darbe ruhunun hala devam ettiğini söyleyerek CHP’yi suçladıklarının” belirtilmesi üzerine ise Öztrak, “Şunu bir daha söyleyeyim, CHP’nin darbe, darbeler ve darbe rejimleriyle herhangi bir ilgisi olmamıştır, olmayacaktır.” dedi.